Haberler

Dha Yurt Bülteni-7

1)VEYSİ KAYNAK: AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİ, BİZE ŞANTAJ YAPIYORLARBAŞBAKAN Yardımcısı Veysi Kaynak, Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye, Terörle Mücadele Yasası'nı geri çekmesi için şantaj yaptığını savunurken, "Niye geri çekelim?

1)VEYSİ KAYNAK: AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİ, BİZE ŞANTAJ YAPIYORLAR

BAŞBAKAN Yardımcısı Veysi Kaynak, Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye'ye, Terörle Mücadele Yasası'nı geri çekmesi için şantaj yaptığını savunurken, "Niye geri çekelim? Antep'te bir çocuğa daha bomba giydirilsin, bombalı elbise giydirilsin 56 kişi daha şehit olsun diye mi? Türkiye'nin terörle mücadelesinde asla taviz verilmeyecektir" dedi. Yerel Yönetimler Başkanları 4'üncü Bölge İstişare ve Değerlendirme Toplantısı Gaziantep'te başladı. Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıya Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Ak Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya, İçişleri Bakan Yardımcısı Sebahattin Öztürk, Avrupa Birliği Bakan Yardımcısı Ali Şahin, milletvekilleri Abdulkadir Yüksel, Canan Candemir Çelik, Mehmet Erdoğan ve Ahmet Uzer, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile 14 ilden 250 başkan ve yerel yöneticileri katıldı.

Toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Türkiye'nin, bir yandan 15 Temmuz darbe girişimi sonrasındaki problemlerle, diğer yandan da Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde terörle mücadele ettiğini söyledi. Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından sürdürülen Fırat Kalkanı Harekatı'yla sınırdaki kontrolsüz geçişlerin önlendiğini ve bombalı saldırıların sona erdiğini kaydeden Kaynak, şöyle dedi:  "Hükümetimiz tabi birçok alanda; bir yandan 15 Temmuz hain darbesinin üzerimizde oluşturduğu problemlerle uğraşırken, bir yandan Güneydoğu'muzda terörün asla bir daha baş kaldırmaması için terörle mücadele ediyor. Silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz ve korucularımız. Asla terör örgütü, kış üstlenmesine fırsat vermeden, asla bu imkanı vermeden terörle mücadele ediyor. Ama Suriye'de Fırat Kalkanı operasyonunu yapıyoruz. Irak'ta Musul'da varız Allah'ın izniyle. Suriye'nin içinde; Kilis'in, Gaziantep'in, Hatay'ın hemen bitişiğinde zeytinliği bölgede 172 bin Suriyeli var ve bunlar evlerinden olmuş, edilmiş vaziyette. Bizim yerel yönetimlerimiz oradaki kardeşlerine de ekmeğini götürüyorlar, içme suyunu götürüyorlar Cerablus'a, elektriği götürüyorlar. Her gün günlük gıda, taze ekmek ulaştırıyorlar. Cerablus 5.5 yıl sonra 40 bin insanın cıvıl cıvıl, neşeli, kendi hayatlarını sürdürebildikleri bir yer haline girdi. Allah'a ham olsun 88'inci gününe girdi Fırat Kalkanı operasyonu ve o günden beri Suriye üzerinden Türkiye'ye sirayet eden asla bir terörist yoktur. Asla kontrolsüz, izinsiz geçiş yoktur, ne Antep'e, ne Kilis'e ne de Türkiye'ye. Fırat'ın batısında Allah'a hamd olsun, Türkiye'nin, Fırat Kalkanı operasyonuyla 5.5 yıldan beri ısrarla savunduğu bu hadise, ne kadar doğru bir liderlik, ne kadar vizyonel bir liderlik, ne kadar ufku açık, doğru teşhisler ve doğru tespitleri yapmış bir liderin olabileceğini ortaya koydu."

'BİR SÜNNİ-Şİİ SAVAŞI TAHRİK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR'

Veysi Kaynak, Suriye'deki gibi Irak'ın Musul kentinde de Sünni-Şii savaşı tetiklenmeye çalışıldığını savunarak, "Bizim için odakta insan vardır ve insan olan her yerde 'Mazlumum, mağdurum' diyen her yerde Türkiye olacaktır. Biz, Musul'da, Irak'ta, Suriye'de insanların ırkına, cinsine bakmadan yardım ulaştırma gayret ederken maalesef yine başka bir oyun da aynı Suriye'deki gibi Musul'da sahnelenmeye çalışılıyor. Nasıl DEAŞ terör örgütünü ürettiler, bu topaklara gönderdiler ve silahlandırdılarsa şimdi de Irak'ta Haşdi Şabi ile aynı oyun ortaya konuluyor. Bir Sünni-Şii savaşı tahrik edilmeye çalışılıyor. DEAŞ terör örgütü, 100'den fazla ülkeden toplanmış başıbozuklar çetesi. Çok kısa sürede Irak'ın ve Suriye'nin yaklaşık dörtte birini ele geçirmiş vaziyettelerdi. Ellerinde silahlar var, Irak'ta ve Suriye'de toprağa tohum atınca silah bitmiyor. Bu insanlara verilen silahlar vardı. Kimin üretti silahlar? Batı'lı güçlerin. Şimdi aynı şeyi, Musul'da maalesef Haşdi Şabi ile yapmaya çalışıyorlar" diye konuştu.

'AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİ, BİZE ŞANTAJ YAPIYORLAR'

Avrupa Birliği ülkelerinin, Terörle Mücadele Yasası'nı geri çekmesi için Türkiye'ye şantaj yaptığını ancak terörle mücadele taviz verilmeyeceğini ifade eden Kaynak, şunları söyledi:

"Türkiye'nin terörle mücadelesine asla dil uzatmamaları lazım. Türkiye, bir yandan belediyelerimizle, merkezi hükümetler kalkınma hamlesini sürdürürken, bir yandan da terörle mücadelesini sürdürmektedir ve sürdürecektir. Şimdi bir düşünün Avrupa Birliği ülkeleri, bize şantaj yapıyorlar. Terörle Mücadele Yasanızı geri çekin. Niye geri çekelim? Antep'te bir çocuğa daha bomba giydirilsin, bombalı elbise giydirilsin 56 kişi daha şehit olsun diye mi? Niye geri çekelim? İstanbul Hava Meydanı bir daha bombalansın, Türk, Alman, Arap, milliyeti belli olmadan işadamı, işçi bir daha can versin diye mi? Türkiye'nin terörle mücadelesinde asla taviz verilmeyecektir."

Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı olarak sürdürüldü. İki gün sürecek toplantıda, Ak Partili yerel yönetimlerin çalışmaları değerlendirilecek.

Görüntü Dökümü

--------------------------------

Toplantıya katılanlar

İstiklal Marşı'nın okunması

Veysi Kaynak'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Metin Faruk TAMER-GAZİANTEP-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 257 MB

================================================

2)TÜSİAD BAŞKANI SYMES "ENDİŞE DUYUYORUZ"

TÜRK Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED) İzmir'de düzenlediği 20. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi'nde konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Türkiye ekonomisinin, öngörülebilirliğin azaldığı, güven ve güvenlikte olağanüstü sıkıntıların yaşandığı bir süreçten geçtiğini söyledi. Symes, "Veriler, ekonomik büyümenin ciddi boyutlarda yavaşladığını, işsizliğin uzun zamandır hiç olmadığı kadar yükseldiğini gösteriyor. Son iki haftadır hızlı bir şekilde yükselen döviz kurunun, enflasyon beklentileri ve dolayısıyla uzun vadeli faizler üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerden fazlasıyla endişe duyuyoruz" dedi.

TÜRKONFED'in düzenlediği 20. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi İzmir Kaya Termal Otel'de yapıldı. TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes yaptığı konuşmada dünyadaki ekonomik, sosyal gelişmeler ve Türk ekonomisini değerlendirdi. Symes, iki bambaşka düzlemde evrilen bir dünyada yaşandığını, bir tarafta her geçen gün daha sofistike olan robotlar, birbiriyle iletişim kurabilen nesneler, giyilebilir teknolojiler, genetik bilimdeki gelişmeler, hatta Mars'ta koloni kurma gibi konular tartışılırken, diğer tarafta ise renk, inanç, ulus, cinsiyet gibi konularda insanların birbirlerini yediğini söyledi. Symes, "İçinde bulunduğumuz durumu düzensizlik çağı, yeni bir soğuk savaş, hatta vekaleten savaşlar aracılığıyla yürütülen yeni bir sıcak dünya savaşı olarak gören yaklaşımlar gün geçtikçe çoğalıyor. Rekabetçi ekonomi mantığının sosyal refah mantığıyla yeterince bütünleştirilemediği durumlarda ortaya çıkan krizler, siyaset yelpazesinin sınırlarını genişletse de genel olarak kimlik siyasetini öne çıkaran popülist akımların güçlenmesine zemin oluşturuyor" diye konuştu.

Son yıllarda, özellikle finansal kriz sonrasında, küreselleşmenin ulusal egemenliğin önüne geçmesine yönelik bir direnç olduğunu belirten Symes, "Bu sadece hükümetler düzeyinde değil, toplumlar düzeyinde de artıyor. Evet, küreselleşme toplumlara önemli bir refah artışı getirdi, orta sınıfı güçlendirdi. Sadece otoriter devletlerde değil, demokratik devletlerde de, hatta en son Brexıt'te gördüğümüz gibi Avrupa Birliği'nde ve ABD'de de bu karşı çıkışın temelinde ne var? Tüm bu gelişmeler ve bunun yol açacağı değişim, vatandaş olmanın ötesinde, birer iş insanı olarak, bizleri çok yakından ilgilendiriyor" dedi.

ÖRNEK ALINACAK ÜLKELER

Symes, bir ülkenin sadece gelir seviyesinin veya büyüme oranlarının yüksek olmasının, ciddi altyapı yatırımlarının yapılmasının o ülkenin toplumunun gelişmişliği ve hatta mutluluğu için yeterli olmadığını söyledi. Türkiye için referans alırken sadece gelir seviyesi yüksek ülkeleri almadıklarını belirten Symes, "Ülkemiz için referans alacağımız, kendimizi karşılaştıracağımız ülkeler; demokrasisiyle, ekonomisiyle, yarattığı katma değerle ve yaşanabilirliği ve yaşam standartları gelişmişlik gösteren ülkeler olmalıdır" diye konuştu.

Dünyada üzerinde durulması gereken ana konulardan birinin bu toplumlarda giderek artan şekilde, adalete inancın azalması ve özellikle 2008 krizinden sonra sosyo-ekonomik eşitsizliğin artması olabileceğini belirten Symes şöyle devam etti:

"Biliyorsunuz, artık teknolojinin ve iletişim araçlarının çok hızlı geliştiği bir çağdayız. İnsanlar bilgiye ve birbirlerine anında ulaşabiliyorlar. En baskıcı ve otoriter devletlerin bile bir noktadan sonra bunun önüne geçmeleri imkansız. Sansürlerin, bilgiye ulaşma konusunda anlamını yitirdiği bir dönem bu. Bir toplumda adalet duygusu sarsılıyorsa, sistemin toplumun farklı kesimlerine karşı adil işlediğine inanç zayıflıyorsa, gelirin ve fırsatların adil dağılmadığına yönelik kanı giderek artıyorsa, kendini dışlanmış görenler çoğalıyorsa, yeni kuşakların öncekilerden daha iyi yaşayacağına dair umutlar azalıyorsa, hem ekonomik hem de siyasal meşruiyet de gittikçe artan şekilde sorgulanır, toplumlar da buldukları her fırsatta tepkilerini bir şekilde gösterir. Burada kritik olan husus, bu adaletsizlik ve eşitsizliğe karşı olan tepkilerin nasıl bir siyaset ve politika üreteceği. Bunun, tüm toplumlar için daha adaletli ve eşit bir dünya talebini mi doğuracağı; yoksa aksine, daha fazla düşmanlık, kimlik kutuplaşması, dışlayıcılık ve yine sonunda adaletsiz ve eşitliksiz olan savaşlarla dolu bir dünya mı üreteceği. Bu da dünyadaki tüm liderlere, siyasilere, iş dünyasına, STK'lara karşılaştığımız sorunları anlama ve yeni çözümler üretme konusunda önemli bir sorumluluk veriyor. Enerjimizi neye harcayacağız?"

"Kullanılan dil, izlenen politikalar, odaklanılan konular, kutuplaşma, kavga ve savaşlar mı olacak yoksa gelişen teknolojiyi özellikle çocuklar için daha demokratik, daha refah seviyesi yüksek, daha adil bir dünya için nasıl kullanılacağı mı tartışılacak" sorusunu soran Symes "Çünkü biliyoruz ki, teknolojinin inanılmaz bir hızla gelişmesi, geleceğimizin nasıl şekilleneceğini göstermeye yetmiyor. Bu teknolojiyi nasıl kullanacağımız, bizlerin yapacağı tercihler aslında nasıl bir geleceğe sahip olacağımızı gösterecek.Türk iş dünyası olarak, bulunduğumuz noktayı hiçbir zaman yeterli bulmadık. Her zaman ülkemizin daha fazla kalkınması, daha fazla refah üretmesi, demokrasinin daha güçlü olması için görüşlerimizi her ortamda paylaşıyoruz. Hep daha iyisini talep ediyoruz. Bu tür zor değişim dönemlerinden geçerken en çok dikkat etmemiz gereken, iktisadi kurumlar, demokratik hak ve özgürlükler, rekabet gücümüz, uluslararası zemindeki yerimiz, işbirliklerimiz gibi alanlardaki kazanımlarımızı kaybetmemek" dedi

"TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK AZALDI"

Symes, son dönemde hızlanan ve ardı ardına yaşanan iç ve dış gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerinde giderek daha büyük etki yarattığını söyledi. Türkiye ekonomisinin, öngörülebilirliğin azaldığı, güven ve güvenlikte olağanüstü sıkıntıların yaşandığı bir süreçten geçtiğini belirten Symes, "Veriler, ekonomik büyümenin ciddi boyutlarda yavaşladığını, işsizliğin uzun zamandır hiç olmadığı kadar yükseldiğini gösteriyor. Son iki haftadır hızlı bir şekilde yükselen döviz kurunun, enflasyon beklentileri ve dolayısıyla uzun vadeli faizler üzerinde yaratacağı olumsuz etkilerden, fazlasıyla endişe duyuyoruz. Aynı zamanda, en önemli ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği ile uzun zaman süren ve çeşitli aksamalarla sekteye uğrayan müzakere sürecinin neredeyse kopma noktasına geldiği algısı bizleri ciddi şekilde endişelendiriyor. Sınır ötemizdeki Suriye ve Irak operasyonlarının yarattığı riskler gün geçtikçe büyüyor" diye konuştu.

GÜVEN VE GÜVENLİK SORUNU

Ekonomi açısından, bugün itibarıyla güven ve güvenliğin en önemli iki temel sorun olduğunu dile getiren Symes şunları söledi:

"Tüm yaşananların etkilerinin reel sektöre yansıması biraz daha zamana yayılıyor. Özellikle, Anadolu'daki firmalarda güven sorunu yaşanıyor ki, güven zinciri ticaret için en önemli konu. Normalleşme için önce güvenin yeniden acilen tesisi gerekiyor. Hep söylüyoruz, güven olmadan ne yatırım, ne harcama, ne de büyüme olması mümkün değil. Diğer taraftan, aynı anda çeşitli terör örgütleri ile mücadele ediyoruz. Yani, güvenlik açısından da çok zor bir dönemdeyiz. Bu tüm ülke ekonomisini ciddi şekilde etkiliyor. Turizm sektöründeki zararın etkisi, pek çok sektörü ve tüm tedarik zincirini çok ağır şekilde etkilemiş durumda. Güneydoğu Anadolu bölgemizde insanlarımız ise ülkenin yaşadığı tüm bu zorlukların yanı sıra daha da ağır bir travma yaşıyorlar. Hem savaşların yaşandığı bu ülkelere coğrafi olarak yakınlığın getirdiği zorlukları; hem de daha 2 yıl öncesine kadar iç barışın tesisi ile reformlardan, bölgede yapılacak yatırımlardan, fırsatlardan, acıları geride bırakıp geleceğe yönelik umudu konuşuyorken, çok ciddi çatışmaları ve bu çatışmaların getirdiği ağır maddi ve manevi yükü çekmek durumunda kaldılar."

O dönemde TÜRKONFED ile birlikte bölgede, Cizre'de, Batman'da yatırım danışma konseyleri topladıklarını, pek çok TÜSİAD üyesinin bölgeye götürüldüğünü, nasıl yatırımlar yapılabileceğinin konuşulduğunu belirten Symes, o günerin özleminin içlerinde olduğunu söyledi.

"GÜVENLİK VE ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK OLMADAN BÖLGEYE YATIRIM ÇOK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR"

Hükümet'in açıkladığı son teşvik paketinin çok kapsamlı ve olumlu olduğunu dile getiren Symes, "Ancak, bölgede güvenlik sağlanmadan, öngörülebilirlik artmadan yatırımların olması çok mümkün görünmüyor. Barış, güven, öngörülebilirlik ve huzur iş insanları için en büyük teşvik. İyimser bir tablo çizmek kolay değil. Ancak, mesele, buradan ileriye nasıl bakacağımız. Nasıl refah düzeyimizi yükseltecek adımları atarak, asıl gündemimiz olması gereken, teknolojiye, dijital dönüşüme, girişimciliğe, 21. yüzyıl becerilerine odaklanacağız? Aslında 2 yıldır, gündem ne olursa olsun TÜSİAD olarak bu başlıklara odaklanmak için çaba gösterdik, hükümet ile yakın temas içerisinde bu alanlardaki reformlara özel önem verilmesi için çalıştık, sürekli uyardık. ve gördük ki; aslında Türkiye'de bu alanlarda ciddi bir potansiyel var. Yapısal reformlarını erteleyen ülkelerin, hem ekonomik hem de siyasal anlamda nasıl zorlandığını görüyoruz. Kısa vadeli politikaların sadece geçici çözümler ürettiğini asla unutmamalıyız. Ekonomiyi canlandırmak için kısa vadeli bazı tedbirler alırken, asıl ihtiyacımız olan uzun vadeli reform alanlarını ihmal edemeyiz. Bu dönemde kısa ve uzun vadeli tedbirler elele gitmek zorunda. Güvenlik sorunlarımız son derece büyük, farkındayız ama bu sorunların ne iktisadi alanda ne demokratikleşmede ilerlememizin önüne geçmesine izin vermemeliyiz. Bu tür zor değişim dönemlerinden geçerken en çok dikkat etmemiz gereken, iktisadi kurumlar, demokratik hak ve özgürlükler, rekabet gücümüz, uluslararası zemindeki yerimiz, işbirliklerimiz gibi alanlardaki kazanımlarımızı kaybetmemek. Ne olursa olsun temel hak ve özgürlüklerden, demokrasiden taviz vermeden, refah seviyesi yüksek, sosyal ve ekonomik kalkınmasını başarmış bir ülke olma hedefimizde kararlılıkla ilerlemeliyiz" dedi

AİLE ŞİRKETLERİ PANELİ

Zirve'de, gazeteci Nedim Adila medoratörlüğünde, "Global oyuncu olarak aile şirketleri" panili yapıldı. Panelde konuşan Avrupa Yatırım Bankası Türkiye temsilcisi Massimo D'Eufemia, Türkiye'de KOBİ'lerin dinamizminin farkında olduklarını ve uzun yıllardır aile şirketleri ve KOBİ'leri desteklediklerini söyledi. 2016 yılının ilk 10 ayında Türk KOBİ'lerine 900 milyon Euro'dan fazla destek sağladıklarını belirten D'Eufemia, "Bunların büyük kısmı aile şirketleridir. Ülkenin bazı bölgelerinde fonlama sağlamak zor ve imkansız. Doğu ve Güneydoğu'daki işletmelere özel hazırlanmış fonlama programlarımız var. Mesleki eğitim ve kadınların girişimcilik yapması konusuna önem verilmesi gerekir. Türkiye'de çok daha fazla kadın girişimciye ihtiyaç var" dedi.

PERİHAN İNCİ: "FİNANSAL OKUR YAZARLIK ÇOK ÖNEMLİ"

İnci Holding Yönetim Kurulu üyesi Perihan İnci de finansal okuryazarlığın çok önemli olduğunu, finansmana erişmek için yönetimini bilmek gerektiğini söyledi. Aile şirketlerini en önemli özelliğinin temkinli oldukları için krizlerde ayakta kalmayı başarmaları olduğunu belirten İnci, "Türkiye'de kadınları üst düzey yöneticilikte aktif görüyorum. Biz beş kız kardeşiz. Babam vefat ettikten sonra şirketi devam ettirdik" diye konuştu.

FEYHAN YAŞAR, "AİLE ŞİRKETLERİNDE ÇOCUKLAR İŞE EN ALT KADAMEDEN BAŞLAMALI"

Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Feyhan Yaşar, Yaşar Holding bünyesinde 38 yıldır çalıştığını, Türkiye'de her türlü iyi, kötü sorunları yaşayan, asla yolundan vazgeçmeyen bir girişimcinin (Selçuk Yaşar) kızı olduğunu söyledi. Yaşar, "Bu dirençli girişimci bize büyük sorumluluk devretti. Krizlerden ve yıllardan sonra insan kaynağının önemini daha da çok anladık. Çalışan insan kaynağımızla beraber takım olmayı benimsedik. Aile, çalışanlarıyla birlikte takım olabilirse başarılı olabilir. Aile şirketlerinin çocukları işi en alt kademeden öğrenmelidir. Yetkinlikleri olan kişilerin karar verme mekanizmalarının başında olması gerekir. İnsan kaynağı politikası aile şirketinin sürdürebilirliği ve gelecek finansmanı kapsamında çok değerlidir. Aile içindeki uyumun sağlanması için bir aile anayasası olması da çok önemli. Herkesin bilgilere, rakamlara, gelecek planlarına sahip olması, bilmesi gerekir" dedi. Aile şirketlerinde liderin vizyonunu ve 'Benden sonra ne olacak', 'Benim gibi işe ilgi duyacak, vizyon sahibi olacaklar mı' sorusunun önemli olduğunu belirten Yaşar, 1990'lı yıllardan itibaren danışmanlık hizmeti aldıklarını belirtti. Finansman, ticari başarı ve uluslararası strateji bir araya geldiğinde aile şirketlerinin istihdamın belkemiği ve geleceğin halkaları olacağını söyledi.

PEYRANO: "AVRUPA'DA 23 MİLYON İŞSİZ VAR"

Londra Borsası Elite Programı İcra Kurulu Başkanı Luca Peyrano, dünyanın her yerinde aile şirketlerini özellikle karar alma süreçlerinde aynı zorluklarla karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Peyrano, "Avrupa'da 23 miyon KOBİ var. Türkiye'de 2.4 milyon KOBİ var. Avrupa'da 23 milyon işsiz var. Her KOBİ'nin bir kişi işe aldığı düşünülürse işsizliğin üstesinden gelinir. Bir şirket işi büyütme güveni hissetiğinde bu adımı atabilir. Buna sermaye eksikliği, bürokrasinin çok oluşu engeli, eğitim eksikliği, belirsizlik engel olur" dedi.

KOCAOĞLU YATIRIMLARI VE SORUNLARI ANLATTI

CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise konuşmasında İzmir'i, belediyenin yatırımlarını ve karşılaşılan sorunları anlattı. Kocaoğlu, İzmir'in insanı, kozmopolit yapısı, yaşam biçiminden taviz vermeyen, kırmızı çizgileri olan, kadınların hem sosyal yaşamda hem iş hayatında son derece güçlü olduğu, hakkını hukukunu koruduğu, gerekiyorsa sokağa çıkıp eylem yaptığı, asla ve asla dayatmayı kabul etmediği Türkiye'nin bir numaralı kenti olduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kanunda yazılı işlerin dışında yerelde kalkınmayı gerçekleştirmek için çalıştığını dile getiren Kocaoğlu, "2004 yılında göreve geldim. Bu siyasi süreçte sadece kentin kendi gücüyle kalkınacağı, Türkiye ve dünyanın örnek kentlerinden birinin başkanlığı yaptım. Katılımcı demokrasiyi uyguladık. Adil yönetim ve şeffaflık bizim belediyemizin vazgeçilmez iki kuralıdır. Akla ve bilime göre adım atıyoruz. Yerel iktidar olmak güzel bir şey. Ama genel iktidarla ayrı siyasi görüşte olmak çeşitli handikapları beraberinde getiriyor. Bunu 12 yıldır her an hissederek yaşıyorum. Türkiye'nin en borçlu belediyesini finansı en güçlü belediyesine dönüştürdük. Hükümet'ten kanunun verdiği paranın dışında 1 TL almadık. Yatırım rakamlarında Hükümet'in İzmir'e yaptığı yatırımdan kıl payı da olsa fazla yatırım yaptık. Kredi nutumuz AAA'dır" dedi.

TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu ise yaptığı konuşmada, "Dostlarımızı çoğaltıp, düşmanlarımızı azaltacağız" söyleminin, geçmişten bugüne gelen ideolojik hesaplaşmalardan sıyrılmak, kutuplaşmayı azaltmak ve geleceğe birlikte yürümek için de siyaset kanallarına şans tanımakla olacağına inandıklarını söyledi. Kadooğlu, "Geçmişin kısır tartışmalarını sürdürmenin, ülkemizin enerjisini ve potansiyelini karşılıklı gerilimlerden beslenerek harcamanın zamanı değildir. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Zira 15 Temmuz'da yaşadığımız darbe girişimi ülkemizin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu hepimize gösterdi. TÜRKONFED olarak dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de demokrasiden yanayız ve tarafız. Bilgi fikri, fikir özgür düşünceyi besler. Fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür nesiller yetiştirip, akıl ve bilim yoluyla yeni Türkiye'yi birlikte inşa edebiliriz" diye konuştu.

Zirve tüm katılımcıların yer aldığı aile fotoğarfı ile sona erdi.

Görüntü Dökümü

------------------------

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes'in konuşması

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun konuşması

Katılanlardan görüntü

-Genel ve detay görüntü

Haber: Utku BOLULU -Kamera: Yasin TİNBEK / İZMİR,

===================================================

3)KAYSERİ' DE FETÖ'NÜN ABLALARINA OPERASYON: 13 GÖZALTI

KAYSERİ Emniyet Müdürlüğü'nün 'FETÖ/PDY örgütünün 'ablalarına' yönelik yüptüğü operasyonda öğretmenlikten ihraç edilen 13 kişi gözaltına alındı. Emniyette ifadeleri alınan 'FETÖ ablalarının', Boydak Holding eski Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Boydak'ın eşi Aliye Boydak'a bağlı olarak himmet, toplantı ve gazete aboneliğini organize ettikleri ileri sürüldü. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekiplerince, FETÖ/PDY terör örgütüne üye olmak suçundan ve yapı içerisinde 'ablalık' yaptığı tespit edilen Selanga S.Y., Bedir Y., Ahsen D., Hatice K., Nilgün B., Lütfiye K., Gülay Ö., Emine Ö., Hanife N., Zeliha B., Rukiye A., Hülya G. Kayseri'de, Hülya B. ise Ankara'da polis tarafından gözaltına alındı. FETÖ ablaları, Kayseri Eğitim Araştırma Hastanesi'ndeki Adli Tabipliğe getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Gözaltına alınan FETÖ ablalarının öğretmen olduğu ve 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile meslekten ihraç edildiği belirtildi.

Şüphelilerin 'himmet toplama&, toplantı ve gazete aboneliğini organize etme faaliyetlerini, Boydak Holding eski Yönetim Kurulu üyesi Şükrü Boydak'ın eşi Aliye Boydak'a bağlı olarak sürdürdükleri iddia edildi. Aliye Boydak ise, FETÖ/PDY soruşturması kapsamında 28 Temmuz'da tutuklandı.

Görüntü Dökümü

-------------

-Gözaltına alınan kadın şüphelilerin Adli Tabipliğe getirilişi ve götürülüşü

-Detay

Haber-Kamera: KAYSERİ,DHA)

GÖRÜNTÜ BİLGİSİ: ÖZEL

4 dakika/427 MB

======================================================)

4)AKDENİZ ANEMİSİ MELEK'İN NAKİL HEYECANI

HATAY'ın Reyhanlı İlçesi'nde Akdeniz anemisi hastası 9 yaşındaki Melek Sürer, 7 yaşındaki kardeşi Ahmet Emir'den yapılacak ilik nakli ile sağlığına kavuşacağı günü bekliyor.

Reyhanlı'da kiralık evde yaşayan ve gündelik işlerde çalışan 43 yaşındaki Hamit ile ev kadını 33 yaşındaki Emine Sürer, Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde çocuklarına yapılacak ilik hakli için hazırlanıyor. Kızları Melek'e oğulları Ahmet Emir'den nakil yapılacağını anlatan anne Emine Sürer, kızının sağlık koşullarının takip edildiğini uygun değerlere yaklaşıldığında operasyonun gerçekleştirileceğini söyledi. Kızının 2 ay hastane yatacağını, 2 ay da terapi dönemi olacağını belirten Emine Sürer, "4 aylık bir süreci Ankara'da geçireceğiz. Maddi imkanız yok, yardımseverlerin desteğine ihtiyacımız var"dedi. Sabit bir işi ve sosyal güvencesi olmayan baba Hamit Sürer ise, evinde kullandığı birçok eşyasını satarak bugünlere kadar geldiğini, Ankara'ya gidip gelecek ekonomik gücü kalmadığını söyledi.

ÇOK SEVİNÇLİYİM

Kardeşinden gerçekleşecek ilik nakli ile sağlığına kavuşacağı günleri sabırsızlıkla bekleyen Melek Sürer ise, "Çok sevinçliyim. Kanımdaki demir değerinin düşmesi için verilen bekliyorum. İlik naklinin gerçekleşmesini, sağlığıma kavuşmayı sabırsızlıkla bekliyorum" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Ailenin görüntüsü

İlik verecek Ahmet'in ablasını öpmesi

Melek'in ders çalışırken görüntüsü

Annesinin konuşması

Babasının konuşması

Melek'in konuşması

Kardeşi Ahmet'in konuşması

Melek'in kullandığı cihazı göstermesi

Annesinin Melek'i okula hazırlaması

Evden çıkarken görüntüsü

SÜRE: 2'44" BOYUT: 91 MB

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),

=======================================================

5)MAHKUM CEZAEVİNDE YATAĞI ATEŞE VERDİ

BARTIN Kapalı Cezaevi'nde bir mahkumun avluya çıkardığı yatağı ateşe vermesiyle yükselen alevleri itfaiye söndürdü.

Yıldız Köyü mevkiindeki Bartın Kapalı Cezaevi'nde bir mahkum, iddiaya göre koğuştan çıkardığı yatağı avluda bilinmeyen bir nedenle ateşe verdi. Durumu farkeden cezaevi görevlileri itfaiyeye haber verdi. Bartın Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü'ne ait 2 itfaiye aracı cezaevine girerek alevlere müdahale etti. Avludaki küçük çaplı yangın itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Görüntü Dökümü

--------------------

-Cezaevi detay

-İçerideki itfaiye

-Cezaevinde haraketlilik

-İtfaiye araçlarının girişi ve çıkışı

Süre: 2,42 Boyut: 86,5 MB

Haber-Kamera: Ayhan ACAR/BARTIN,

=========================================================

6)EDİRNE'DE CHP'LİLER 'CİNSEL İSTİSMAR' YASA TEKLİFİNE KARŞI İMZA KAMPANYASI BAŞLATTI

EDİRNE'de CHP Gençlik Kolları Başkanlığı cinsel istismar suçunda mağdurla failin evlenmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin önergeye karşı çıkmak için trafiğe kapalı olan Saraçlar Caddesi'nde stant kurarak imza kampanyası başlattı.

CHP Edirne Gençlik Kolları Başkanlığı cinsel istismar suçunda mağdurla failin evlenmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin önergeye karşı çıkmak imza kampanyası başlattı. Trafiğe kapalı olan Saraçlar Caddesi'nde stant kuran CHP'liler üzerinde "Meclis'e sunulan kanun tasarısı, Türkiye'nin toplumsal yapısına ve evrensel insan hakları değerlerine uygun değildir. Tasarı hem çocuk yaşta evliliklerin önünü açacak, hem de tecavüz mağdurunun tecavüzcüsüyle evlenmesine neden olacaktır. Kötü niyetli kişileri teşvik edecek bu değişiklik, cinsel istismar gibi bir sapkınlığı meşrulaştıracaktır. Bu nedenle aşağıdaki ismi yazılı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu düzenlemenin bir an önce geri çekilmesini istiyorum" yazılı dilekçelerin altında isim ve soy isimlerini yazarak imza attı.

CHP Edirne Gençlik Kolları Başkanı Kutay Özköse, toplanan imzaların Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne göndereceğini ifade ederek, "Çıkartılmak istenen tecavüzcüler ve çocuk istismarcılarıyla ilgili yasaya karşı gelmek için imza kampanyası başlattık. Söylenecek çok söz yok aslında, tecavüzcülerin ve çocuk istismarcılarının işlerini zorlaştırmak için değil, daha da kolaylaştırmak için çıkartılmak istenen bir yasadır. Tecavüzcüler bitmiyor ama bitirmemiz gerekiyor. Burada mağdur olan çocuklar ve gençlerdir. Vatanı korumak çocukları korumakla başlar. Biz topladığımız imzaları Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne göndereceğiz" dedi.

Kampanyaya imza atarak destek veren kadınlarda, yasanın çıkmasına karşı olduklarını ifade etti. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da partisinin başlattığı kampanya için imza vererek destek oldu.

Görüntü Dökümü

--------------

-Kurulan stand

-Kutay Özkese ile röp.

-İmza atanlar

-Dilekçeden detay

-İmza için gelenler genel

-Destek veren kadınlarla röp.

-Genel görüntüler

(Haber-Kamera: Engin ÖZMEN/EDİRNE,-

======================================================

OYUNCU BARIŞ FALAY'IN ANNESİ SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

7)ANNESİNİN TABUTU BAŞINDAN AYRILMADI

İSTANBUL'da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden oyuncu Barış Falay'ın annesi Güliz Falay, İzmir'de son yolculuğuna uğurlandı. Annesinin tabutunun başından ayrılmayan Falay'ı acılı gününde, oyuncu arkadaşları da yalnız bırakmadı.

İstanbul'da kalp ameliyatı geçiren, Barış Falay'ın emekli edebiyat öğretmeni annesi 75 yaşındaki Güliz Falay, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Memleketi İzmir'e getirilen Güliz Falay için, Bornova Taşkent Camisi'nde cenaze namazı kılındı. Camide annesinin tabutunun başından ayrılmayan Barış Falay'ı acılı gününde, oyuncu arkadaşları da yalnız bırakmadı. Falay da kendi aile yakınlarını teselli etti. Öğlende kılınan namazın ardından Güliz Falay'ın cenazesi, 2010 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden eşi Sabit Teoman Falay'ın eski Bornova Mezarlığı'ndaki mezarı üzerine defnedildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Cenaze töreninden görüntü

Katılanların görüntü.

Haber-Kamera: Taylan YILDIRIM / İZMİR,

======================================================

8)MADEN MÜHENDİSLERİNDEN 'TAŞERON' ELEŞTİRİSİ

MADEN Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel, Siirt'in Şirvan İlçesi'ndeki bakır madeninde meydana gelen kazayı değerlendirirken, "Taşeronlaşma uygulamaları iptal edilmeli, özelleştirmeler durdurulmalı" dedi.

Şirvan'daki maden kazasında inceleme yaptıktan sonra Adana'da düzenlenen 9'uncu Maden Mühendisliği Eğitim Çalıştayı'na katılan Ayhan Yüksel, bakır madeninde meydana gelen göçüğü değerlendirdi. Bu maden ocağının 2004'te özelleştirildiğini belirten Ayhan Yüksel, kurtarma faaliyetleri sırasında organizasyon ve koordinasyonda olumsuzluklar gözlemlediklerini, bu konuları ilgililere iletip çözüme katkı sağladıklarını bildirdi. Olayın gerçek nedeninin kapsamlı inceleme sonrasında ortaya çıkacağını söyleyen Ayhan Yüksel, "Bir yerde kaza, ölümlü kaza varsa mutlaka eksiklik, hata vardır" diye konuştu.

"BAKANLIK KURULMALI"

Türkiye'deki acıların ardından bazı önlemlerin alındığını ancak, bunun yeterli olmadığını savunan Ayhan Yüksel, şöyle devam etti:

"Madencilik sektörü doğası gereği bilgi, deneyim ve uzmanlık ile sürekli denetim gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş koludur. Ülkemiz iş kazalarında dünyada ön sıralardadır. Maden kazaları da son yıllarda belirgin olarak artıyor. Özelleştirme, taşeronlaşma gibi kar amaçlı uygulamalar madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıttı. Bu nedenle taşeronlaşma uygulamaları iptal edilmeli, özelleştirmeler durdurulmalı. Kar öncelikli ucuz iş gücüne dayalı çalışma anlayışı terk edilmeli. Yasal düzenlemelerde denetim mekanizması etkin kullanılmalı. Madencilik Bakanlığı kurulmalı ve sektöre hak ettiği önem verilmelidir."

Görüntü Dökümü

-------------------------

Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel'in konuşması

SÜRE: 01'55" BOYUT: 215

Haber: Yusuf BAŞTUĞ -Kamera: Halil Can ÖNDEMİR ADANA,

=====================================================

9)ADANA POLİSİNDEN YİNE TOMBALA BASKINI

ADANA'da tombala oynatıldığı için önceki gün mühürlenen yerin mühürünü kırılıp farklı bir isim altında yeniden kumar oynattıldığı belirlendi. Polislerin baskın yaptığı sırada kumar oynatırken yakalanan 9 kişi gözaltına alındı. Kumar oynayan 150 kişiye ise 204 TL idari para cezası kesildi.Merkez Seyhan İlçesi Kuruköprü Mahallesi Çakmak Caddesi üzerindeki Galeriya İş Merkezi'nde kumar oynatılan 'Mert Holding Bingo Lotto Şans Oyunları' tabelası asılı olan bina, 90 gün önce kapatılmıştı. Ceza süresi bitimi ardından aynı yerde yeni kumar oynatıldığı bilgisini alan polis, önceki akşam operasyon düzenledi. Kumar oynatılan bina Seyhan Kaymakamlığı tarafından mühürlendi. Ancak, 2 saat sonra mühürün kırıldığını ve yeniden tombala oynandığını belirleyen polis, aynı akşam ikinci kez baskın yaptı. Söz konusu yer yeniden mühürlenirken, her iki baskında toplam 261 kişiye kumar oynamaktan Kabahatlar Kanunu uyarınca 204 lira idari para cezası kesildi, 11 kişi de 'Kumar oynamak için yer ve imkan sağlamak' suçundan gözaltına alındı.

FARKLI BİR İSİMLE YENİ TABELA ASILDI

Polis baskının üzerinden daha bir gün geçmeden mekana 'SS. Şans Oyunları Destek Hizmet Koop. Seyhan Şubesi' tebalası asan şüpheliler mühürü yine kırdı ve tombala oynatmaya başladı. Aynı yerde yine kumar oynatıldığı bilgisine ulaşan Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, dün akşam bir baskın daha düzenledi. Şüpheliler, tombala oynattıkları sırada suçüstü yakalandı. Yapılan aramalarda tombala kağıtları, tombala makinesi, pullar, tombala topları, projeksiyon cihazı ve çeşitli envanterlere el konuldu, kumarhanenin çay ocağında ise, kullanıma hazır bir miktar esrar ele geçirildi. Tombala oynayan 150 kişiye, Kabahatlar Kanunu uyarınca 204'er lira idari para cezası kesilirken, 9 kişi ise 'Kumar oynamak için yer ve imkan sağlamak', 'Mühür fekki', '1072 sayılı kanuna muhalefet' ve 'Uyuşturucu madde bulundurmak' suçularından gözaltına alındı. Baskın sonrası bina, 2 gün içinde 3'üncü kez mühürlendi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Zanlıların Adli Tıp Birimi'ne getirilmesi

Zanlılardan birinin 'sonuna kadar devam' demesi

(ARŞİV)

Adli Tıp Birimi'nin genel görüntüsü

Adli Tıp Birimi tabelası

SÜRE: 44" BOYUT: 83,3 MB

Haber: Gökhan KESKİNCİ -Kamera: Fatih KARAÇALI /ADANA,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Avrupa Birliği Veysi Kaynak Ayhan Yüksel Barış Falay Politika Güncel Haberler

Kamuda tasarruf paketi açıklandı! Personel servisi uygulaması sona eriyor

Kamuda tasarruf paketi açıklandı! Personel servisi uygulaması sona eriyor

İlkokulda başladı, lisede devam etti! İstanbul'da 15 kişi, talihsiz kız çocuğuna şantajla tecavüz etti

İlkokulda başladı, lisede devam etti! İstanbul'da 15 kişi, talihsiz kız çocuğuna şantajla tecavüz etti

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet getirdi

Restoranda suyun fiyatını gören yaşlı adam cinnet getirdi

Özel'in Arapça tabela çıkışına Şahan Gökbakar'dan tepki: Bu ülkeye yapılmış en büyük haksızlık

Özel'in Arapça tabela çıkışına Şahan Gökbakar'dan tepki: Bu ülkeye yapılmış en büyük haksızlık

title