Haberler

Dha Yurt Bülteni-3

Raco merkezine operasyon (2) RACO MERKEZİNE GİRİLDİ Afrin'in teröristlerden temizlenmesi için başlatılan Zeytin Dalı Harekatı kapsamında düzenlenen operasyonlarda TSK ve ÖSO güçlerinin Raco'nun merkezine girdi.

Raco merkezine operasyon (2)

RACO MERKEZİNE GİRİLDİ

Afrin'in teröristlerden temizlenmesi için başlatılan Zeytin Dalı Harekatı kapsamında  düzenlenen operasyonlarda   TSK ve ÖSO güçlerinin Raco'nun merkezine girdi. Raco'nun merkezinde yer yer çatışmaların devam ettiği belirtildi.

Görüntü Dökümü

-------------------------

-Raco belde merkezi

-ÖSO güçlerinin görüntüsü

-detaylar

Haber: İrfan SAPMAZ / SURİYE

============================================

Cinderes'teki yoğun çatışmanın görüntüleri

ATAK helikopterleri hedefleri ateş altına altı

Zeytin Dalı Haraketı kapsamında Cinderes bölgesinde çatışmanın görüntüleri ortaya çıktı.  Cinderes bölgesinde gece saatlerinde ATAK helikopterleri ile terörist hedefleri yoğun atış altına alındı.

Görüntü dökümü

---------------------

-ATAK helikopterinin hedefleri ateş altına alması

Haber: HATAY

=======================================

Arkadaşının kaza kurşunu ile şehit olan Er Ömer Sarı memleketine uğurlandı

BİNGÖL'de nöbet tuttuğu sırada arkadaşının silahının kaza sonucu ateş alması sonucu şehit olan Jandarma Komando Er Ömer Sarı'nın naaşı, Elazığ'da düzenlenen törenin ardından memleketi İzmir'e uğurlandı.

Yayladere İlçe Jandarma Komutanlığında görevli Komando Er Ömer Sarı, dün birlikte nöbet tuttuğu arkadaşı Jandarma Onbaşı Onur D. tarafından kaza sonucu yanlışlıkla vurularak şehit oldu. Şehit Ömer Sarı için bugün Elazığ Havalimanı'nda uğurlama töreni düzenlendi. Törene, Vali Çetin Oktay Kaldırım, Ak Parti Elazığ Milletveikili Ejder Açıkkapı, 8'inci Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş, Bingöl Vali Vekili Tunahan Cil, emniyet ve askeri yetkililer katıldı.

Törende, saygı duruşunun ardından şehidin öz geçmişi okundu. İl Müftüsü Yusuf Sarıkaya tarafından yapılan duanın ardından şehit Sarı'nın naaşı, toprağa verilmek üzere askeri uçakla memleketi İzmir'e uğurlandı.

Görüntü Dökümü

-Şehit naaşının getirilişi

-Duanın okunması

-Şehidin  uğurlanışı

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Erkan BAY/ELAZIĞ, -

==================================================

Cilvegözü Sınır Kapısında TIR kuyruğu

HATAY'ın Reyhanlı ilçesinden Suriye'ye geçmek için Cilvegözü Sınır Kapısı'na gelen TIR'lar, sınırın diğer tarafında yaşanan çatışmalar nedeniyle geçişlerine izin verilmeyince 3 kilometrelik kuyruk oluştu.

Türkiye'nin değişik illerinden aldıkları ihraç yüklerini götürmek için Cilvegözü Sınır Kapısı'na gelen araçların, Suriye tarafındaki çatışmalar nedeniyle geçişlerine izin verilmedi. Bu nedenle 3 kilometrelik TIR kuyruğu oluştu. Kapının açılmasıyla araçların geçişine yeniden izin verildi.

Sınır kapısında bekleyen sürücülerden Ahmet Canoğlu, "Bir gün bekledik, yaşanan sıcak temaslardan dolayı. Suriye tarafında bir günlük sorun olmuş. Bu sorun giderilmesiyle tekrar açıldı" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------------

Cilvegözü Sınır Kapısı

Bekleyen TIR'lar

-Genel ve detay görüntüler

Haber- Kamera: Mehmet YİRUN-Yılmaz BEZGİN-HATAY-DHA)

=================================================

(Özel) - Kilisli kadınlardan asker eşlerine ay- yıldızlı broş

KİLİS'te belediye bünyesindeki Ruhizade Konağı'nda gönüllü çalışan kadınlar, 'Zeytin Dalı Harekatı'nda görevli askerlerin eşlerine 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde hediye etmek için ay- yıldızlı broşlar yapıyor.

Konakta gönüllü olarak çalışan Türk ve Suriyeli kadınlar, Suriye'nin Afrin kentindeki terör örgütlerine yönelik sürdürülen 'Zeytin Dalı Harekatı'na katılan askerlerin eşleri için, el yapımı ay- yıldızlı broşlar yapıyor. Siyah, beyaz ve kırmızı renklerde hazırlanan broşlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde askerlerin eşlerine hediye edilecek.

Ruhizade Konağı Yöneticisi Özlem Arslan, broşları, asker eşlerinin yanında olup, moral vermek amacıyla yaptıklarını belirterek, "Sınır ötesinde çatışan askerlerimiz için, biz de bir şeyler yapmayı düşündük. En azından asker eşlerinin yanlarında olduğumuzu belirtmek amaçlı küçük bir hediyemiz olsun istedik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde onların yanında olduğumuzu hissettirmek amaçlı bir broş yapalım dedik. Bu niyetle broşlarımızı hazırladık" dedi.

Konakta çalışan İnci Ünal, yaptıkları broşları asker eşlerine hediye edeceklerini ifade ederek, "8 Mart'ta ne yapabiliriz diye düşündük. Şu anda biliyorsunuz, Afrin Harekatı var. 8 Mart'ta askerlerimizin eşlerine destek olalım diye böyle ay- yıldızlı broşlar hazırlamaya karar verdik" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------

DHA muhabiri Cansel Kiraz anons

Ruhizade Konağı

Kadınların broş yapması

Gönüllü çalışan İnci Ünal röportajı

Yönetici Özlem Arslan'ın röportajı

Kutulanan broşlar

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Reşit ÇELEBİOĞLU, Cansel KİRAZ-KİLİS-DHA)

==================================================

8 yaşındaki Engelli Elif'in evdeki hapis yaşamı, E-Okul sisteminde farkedilmesiyle sona erdi (2) (Yeniden)

ELAZIĞ'ın Karakoçan ilçesine bağlı Kulundere köyünde yaşayan ve belden aşağısı engelli olduğu için okula gönderilmeyen 8 yaşındaki Elif Doğan'ın eve mahkum olan hayatı, ilçe merkezine taşanmaları ile değişti. İlçe merkezindeki Şehit Mahir Özdemir İlkokulu Müdürü Yunus Demir, E-Okul sisteminde, "Kayıtsız öğrenci"  bölümünde Elif'in 8 yaşında olmasına rağmen okula kayıt edilmediğini öğrenince, önce ailesini aradı, sonra aileyi evlerinde ziyaret etti. Okula kayıt edilen Elif Doğan'a, arkadaşları ve öğretmenlerinin yardımı ile tekerlekli sandalye de alındı. Okulun asansörü Elif Doğan için aktif hale getirilerek, 8 yıldır evde mahkum bir yaşantı süren ve sadece ellerini kullanan Elif Doğan artık arkadaşları gibi eğitimine devam ediyor.

Karakoçan ilçesine bağlı Kulundere köyünde yaşayan Nursel ve Haydar Doğan'ın doğuştan yürüme engelli 8 yaşındaki kızları Elif Doğan'ın eve mahkum olan hayatı, taşındıkları ilçe merkezinde değişti. Doğan ailesinin kiralık olarak kaldıkları TOKİ konutları bölgesinde bulunan Şehit Mahir Özdemir İlkokulu Müdürü Yunus Demir'in, e-okul sisteminde, 8 yaşında olmasına rağmen okula gitmediğini farkettiği Elif Doğan'ın okula kazandırmak için çalışma başlattı. Aile ile görüşen ve daha sonra aileyi evlerinde ziyaret eden okul müdürü Demir, 8 yıl boyunca eve mahkum bir hayat sürdüren Elif Doğan'ın okula başlamasını sağladı. Yürüme engelli olan Elif için okul servisi sağlanırken, okuldaki öğretmen ve öğrenciler de kendi imkanlarıyla Elif'e tekerlekli sandalye aldı. Okul idaresi engelli aracının okula ve sınıfa girişleri kolaylaştırmak için de okul girişinde engelli rampası ve sınıfa çıkmak için de asansörü faaliyete geçirdi.

Okul Müdürü Yunus Demir: "sene başında Karakoçan'da TOKİ bölgesinde okula kaydı yapılmayan öğrenciler vardı. Bunlardan bir de Elif Doğan'dı. Velisini aradık, bize çocuğun yürüme engelli olduğunu, okula gelemeyeceğini söyledi. Biz okul yönetimi olarak neler yapabileceğimizi düşündük. Elif Doğan adlı öğrencimiz doğuştan bir rahatsızlığından dolayı yürüyemiyordu. İlk olarak okulumuza kaydı yaptırıldı. Fakat yaklaşık iki ay okula devem etmesi, büyük zorluklarla olduğunu gözlemledik. Çoğu zaman gelemiyordu. Velimiz ile iletişime geçtik, 8 yaşındaki 1'inci sınıf öğrencimiz derslerinden geri kalmaması için çözüm olarak okulumuzun taşımalı servisini devreye soktuk. Evde ailesi sevrise bindiriyor, okulda da biz okul görevlileri karşılıyor. Servis aracından indikten sonra, Elif için arkadaşları ve öğretmenleri kampanya düzenleyerek tekerlekli sandalye aldılar. Elif, burada engelli arabası ile okula artık sınıfına kadar gidebiliyor. Okulumuzun bu konuda fiziki olarak engelli rampası ve asansörümüz mevcut. Minik öğrencimiz Elif Doğan bunları kullanarak çok rahatlıkla sınıfına çıkıp, inebiliyor. Sınıf öğretmenimiz Elif'e ayrıca geri kalan derslerinde de destek eğitimi vermekte. Öğrencimiz çok mutlu, bizler de çok mutluyuz. Emeği geçen okulumuz öğretmen ve öğrencilerine çok teşekkür ederiz. Bu konuda her zaman bizlere ve Elif'e hep destek olan ailesine de çok teşekkür ederiz.. Elif çok zeki, başarılı bir öğrenci. Kısa zamanda destek eğitimlerimizle yaşıtlarına yetişeceğine eminiz. Bizler eğitimci olarak Elif'ten umutluyuz, okulu ve okumayı seviyor, çok uyumlu bir öğrencimiz" dedi.

Elif'in babası Haydar Doğan da, Elif'in ilk çocuğu olduğunu belirterek, "3 Çocuk babasıyım. Elif benim ilk çocuğum. Çok özel bir çocuk, onun için elimden gelen tüm imkanlarımı kullanırım. Ama bazen imkanlar yeterli olmuyor. Elif doğuştan sırtında bir kese vardı. Doğumunun ertesi günü kızımı ameliyat edip o keseyi aldılar. Ardından da kızım böyle, bu halde yürüyemedi. Elif kızım çok zeki, sadece yürüme engelli var. Onu da aşarsa hayatı daha kolay olacaktır. Birkaç kez doktora götürdüm, ameliyat ettiler, fizik tedaviye devam edemedik. Elazığ Fırat Üniversitesinde fizik tedavi için iki yılda bir, sıra geliyor. Özelde fizik tedavi yaptırmanın maliyeti çok yüksek, ekonomik olarak karşılamak imkansız. İşte bu halde. Engelli çocukları olan bizim gibi aileler, çocuklarını mutlaka okula göndersinler. Onları evde duvarların arasına hapsetmesinler. Çocuklarını sosyal ortamlara, özellikle okula mutlaka göndermelerini tavsiye ederim" diye konuştu.

Konuşurken zaman zaman duygulandığı gözlenen ve kelimeleri boğazına düğümlenen baba Doğan, "Kızımın bu durumuna çok üzülüyorum. Ama imkanlarım el vermiyor işte. İşsizim, kendime ait bir işim yok. Köydeyken babama ait hayvanlara bakıp, çiftçilik yapıyordum, bu şekilde de geçiniyordum. Şimde babamdan ayrıldım. Karakoçan merkezine taşındık. Gölpınar mahallesindeki TOKİ deprem konutlarındaki bir dairede kiracıyım. Kızımın en iyi şekilde eğitimin görmesini isterim, ama bazen insanın her isteği olmuyor" şeklinde konuştu.

Anne Nursel Doğan da kızını bu yaşa getirene kadar büyük zorluklar yaşadığını anlatarak, "Kızım doğduğu ilk günden beri çok büyük zorluklar yaşadı, bu durum bizi çok üzdü. Doktorlar çok daha kötü olabileceğini söylüyorlardı. Ama çok şükür kızım, çok zeki, sadece yürüme engelli. Elif'in günlük yaşantısı evin içinde duvarlara tutunarak, ya da sürünerek, hareket ederek geçiyordu. İhtiyaçlarını yardım almadan kendi başına çok zor yapıyor. Okula başlaması Elif'i mutlu bir çocuk yaptı, ders çalışmayı seviyor. Her gün evden çıkıp okula gitme heyecanını yaşıyor, bu da bizi mutlu ediyor. Kızım okusun, ben elimden gelen her imkanımı kızım için yaparım. Bizlere yardımcı olan okul müdürümüze ve öğretmenlerimize çok teşekkür ederiz" ifadelerini kullandı.

Görüntü Dökümü:

-Okul Müdürü Yunus Demir'in konuşması

-Baba Haydar Doğan'ın konuşması

-Anne Nursel Doğan'ın konuşması

-Elif Doğan'ın evdeki görüntüsü

-Elif Doğan'ın tekerlekli sandalyeye oturması

-Elif Doğan'ın okula gelmesi

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Nursel ŞENGEZER/KARAKOÇAN (Elazığ), -

====================================================

FETÖ operasyonunda darbe kitabı ele geçirildi

ADANA'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerin evlerinde yapılan aramada çok sayıda örgüt dokümanı ve Prof. Dr. Çetin Yetkin'in yazdığı, 'Türkiye'de Askeri Darbeler ve Amerika' adlı kitap ele geçirildi.

Adana'da başlatılan eş zamanlı operasyonda Gaziantep, İzmir, Konya, Aydın ve Samsun'da örgütün 'mahrem imamlar' olarak adlandırdığı Sedat D., M.S., T.S. ve A.L. isimli kişilerin de olduğu toplam 21 kişi yakalandı. Şüphelilerin, askeri liselerde eğitim gören ve ders durumları iyi olan öğrencilere FETÖ eğitimi verdiği ve ailelerini de örgüte kazandırdıkları öğrenildi.

DARBE KONULU KİTAP

Evlerinde yapılan aramalarda içerisinde örgüt içi yazışmalar ile öğrenci listeleri ve 2006'da yayımlanan yazar ve hukukçu Prof. Dr. Çetin Yetkin'in yazdığı, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ile 12 Eylül 1980 darbelerini konu alan 'Türkiye'de Askeri Darbeler ve Amerika' adlı bir kitap bulundu. Çuvallara konmuş kitapların ile örgüt dokümanlarının, operasyon sırasında balkondan atılmaya çalışıldığı sırada yakalandığı öğrenildi.

BYLOCK DAĞITICI TELEFON ELE GEÇİRİLDİ

Yakalanan kişilerin cep telefonlarında örgüt içi yazışma programı Bylock bulundu. Programların tanımlandığı hatların ise başka isimler üzerine kayıt edildiği ortaya çıktı. Ele geçirilen cep telefonlarından birinin örgüt içi yazışma programını, diğer cep telefonlarına yaymak için kullanıldığı öğrenildi.

Şüphelilerin 'Hijyen' evi adı verilen evlerde, askeri okullara hazırlanan çocuklara kayıt dışı dershanecilik yaptıkları da belirtildi. Şüphelilerin Adana Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorguları devam ediyor.

Görüntü Dökümü

------------------------

Kitaplardan genel ve detay görüntüler

Zanlıların Adli Tıp Birimi'ne getirilmeleri

Adli Tıp Birimi tabela görüntüsü

Adli Tıp Birimi'nden çıkarılmaları

Polis minibüsünden görüntü

Haber-Kamera: Akif ÖZDEMİR/ ADANA,

=========================================================

Kilden diş macunu yapıp Çin'e satıyorlar

SİVAS'ta Anadolu'nun kaliteli kil toprağından kozmetik ürünleri üreten ve 27 ülkeye ihracat yapan Dermokil firması, Türkiye'de ilk kez üretilen florür ve gluten içermeyen doğal kilden yapılmış diş macunlarını Çin'e gönderiyor.

2006 yılında girişimci ve sanayici iş adamı Ünal Karaca tarafından Sivas'ta kurulan ve kozmetik sektöründe adından söz ettiren bir marka haline gelen Dermokil, Türkiye'de ilk kez çölyak hastalarının ve çocukların rahatlıkla kullanabileceği flörür ve gluten içermeyen, propolis, nane, aloevera ile kil içeriği olan diş macunu üretti. Üretilen diş macunları Çin başta olmak üzere bir çok ülkeye gönderilmeye başlandı.

İnşaat, mobilya sektöründe faaliyet gösterdikten sonra 2 yıllık Ar-Ge çalışmalarının ardından kozmetik sektörüne giren Dermokil firması Ortadoğu, Avrupa, İngiltere, Suudi Arabistan, İran, Irak, Mısır, Çin, Somali, Cibuti ülkelerinde ana distribütörleriyle hizmet veriyor. Kilin geçmişimizden günümüze kadar doğal olarak kullanıldığını ve endüstriye çeviren ilk firmanın kendilerini olduğunu ifade eden Dermokil Yönetim Kurulu Başkanı Ünal Karaca, "Kildeki katma değeri oluşturmak ya da kimya sektöründe bir kişisel bakım anlamında hep kafamda düşündüğüm bir şey vardı. Bunun için de en uygun olan kildi. Kil çünkü hikayesi olan bir ürün. Kültürümüzde halen doğal olarak kullanılan bir materyal. Biz bunu tabi çok ciddi danışmanlıklar alarak, çok farklı üniversitelerden analizini yaptırarak kozmetik sektörüne girmiş olduk. 12 yıldır bu faaliyetin içerisindeyiz. Kili anlatabilmek için 'Güzelliğin Kadim Sırrı Kil' kitabını araştırma ve makalelerden alınmış bir şekilde 2 yılda yazdırdık. Bundan da ayrıca mutluyuz. Biz ilk dönemlerde ürün çıkardığımız zamanlarda zorlandığımız şeyler olabiliyordu. En yakınımıza anlatmaya zorlanıyorduk. Kilin endüstriye çevrilmesi anlamında, kişisel bakımda daha geniş kitlelere hitap etmesi anlamında güçlük çektiğimiz dönemler oldu. Son iki yıl içerisinde baktığınız zaman kil gerçekten sektörde söz sahibi oldu. Alternatif tıp anlamında çok farklı yerlerde kullanıldığını görmekteyiz." dedi.

27 ÜLKEYE KOZMETİK ÜRÜN İHRACATI

Sivas'ta ürettikleri ürünleri 27 ülkeye gönderdiklerini belirten Karaca şöyle konuştu:

"Bir kaç sektörde faaliyet göstermekteyiz. Asıl faaliyet konumuz kozmetik. 150'ye yakın ürün gamımız var. Natural serimiz, special serimiz, terapi serimiz olmak üzere 3 farklı serimiz var. Birde xtreme serimiz var. Bunların tamamı eczanelerde satışı yapılmakta, reçete edilmekte. Natural serimizde doğala daha yakın, organik diyebileceğimiz ürünlerle hitap ediyoruz. 27 ülkeye ihracatımız var. Geri dönüşlerimiz oldukça güzel. Daha da önemlisi Amerika'da Amazon sitesi var. Dünyaca çok önemli bir site olduğu gibi kapsamı da çok geniş. Kapsamı çok geniş olmasına rağmen Türkiye'de üretilen herhangi bir ürünün orada olmadığı, sadece bizim kendi markamız olan diş macunu ve maskelerimizin orada satışa sunulduğunu, oradan da iyi dönüşler aldığımızı söyleyebilirim. Hem ülkemiz adına, hem şirketimiz adına, hem çalışanlarımız adına güzel bir şey olduğunu düşünüyorum."

ÇİN'E DİŞ MACUNU

Son çıkarılan diş macununun florür ve gluten içermediğini ve yine doğal kilden yapıldığını ifade eden Karaca bu diş macununu iç piyasanın yanı sıra Çin'e gönderdiklerini söyledi. Karaca şöyle dedi:

"Diş macunumuzdaki durum tamamen farklı. Çocuklarımızın da kullanabileceği, çocuklara zarar vermeyecek, aile boyu kullanılabilecek bir diş macunu ortaya çıkardık. Diş macununda propolis, nane, aloevera ve kil içeriği var. En önemlisi bizim diş macunumuz köpürmeyen bir diş macunudur. Florür ve gluten içermez. Çocukların kullanmasına da müsaittir. Yani bunun hiçbir yerde, hiçbir diş macununda ikinci bir örneği yoktur. Yani köpüren şampuan, köpüren diş macunu çok iyidir algısı olsa da köpürmeyen olan daha makbul, daha doğaldır. Kimyası az olan bir üründür. Çok ciddi anlamda bazı diş hastaneleri ve doktorlar reçete etmekte. Farklı yerlerden de olumlu tepkiler almaktayız. Tüketimimiz ve geri dönüşlerimiz oldukça iyi durumda. En önemlisi Çin'e diş macunu ihracatı yapıyoruz."

Görüntü Dökümü: (HD)

-Fabrikadan görüntü

-Üretim aşaması

-Üretilen ürünler ve diş macunu

-Yönetim Kurulu Başkanı Karaca'nın açıklaması

Haber-Kamera:  Hüsnü Ümit AVCI/İrfan ÖZŞEKER/SİVAS,

==========================================

2 bin yıllık Medusa ve Okeanus özel izinle ziyarete açıldı

ANTALYA'nın dünyaca ünlü Perge Antik Kenti'nde lahit içinde hiç bozulmamış halde bulunan 'Medusa' ve 'Okeanus' mozaikleri, jandarma, özel güvenlik ve özel kamera sistemleriyle korunuyor. İki eşsiz eser sadece özel izin ve uzmanlar eşliğinde ziyaret edilebiliyor ve her seferinde kapıları mühürleniyor.

Antalya'nın 18 kilometre doğusunda, Aksu ilçe sınırlarında, bir zamanlar Pamfilya bölgesine başkentlik yapan Perge, dünyanın en görkemli ve büyük kısmı ayakta kalabilen antik kentlerden biri olarak gösteriliyor.

UNESCO GEÇİCİ LİSTESİNDE

Tiyatro, stadyum, agora, sütunlu cadde, Helenistik kapı, Güney hamamı, Batı ve Doğu nekropolleriyle büyük kısmı hala ayakta olan Perge Antik Kenti, yaklaşık 2 bin dönümlük alanı kaplıyor. Helenistik dönem boyunca eski dünya içerisindeki en zengin ve güzel şehirler arasında sayılan Perge, aynı zamanda Yunan matematikçi Apollonius'un da memleketi. Hitit İmparatorluğu, Büyük İskender ve Roma İmparatorluğu gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan Perge Antik Kenti, Antalya Müzesi'nde sergilenen birçok eşsiz eserin çıkarıldığı antik kent olarak biliniyor. Kent, UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme kapsamında, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne de eklendi.

MEDUSA VE OKEANUS YAN YANA

Aynı zamanda 'Yorgun Herakles' heykeli, 'Herakles Lahdi' gibi çok önemli eserleri önceki yıllarda yurtdışına kaçırılan Perge Antik Kenti, çok bilinmeyen iki eşsiz esere daha ev sahipliği yapıyor. Perge Antik Kenti'nin 'Zenginler mezarlığı' olarak bilinen, onlarca lahdin çıkarıldığı Batı Nekropol alanında, 2003 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu başkanlığındaki kazıda, çok sayıda anıt mezarın bulunduğu alan keşfedildi. Bu anıt mezarların yan yana olan ikisinde, kendisine bakanları taşa çevirdiğine inanılan 'Medusa' ile denizler tanrıçası 'Okeanus'a ait iki mozaik bulundu.

SADECE ÖZEL İZİNLE ZİYARETE AÇIK

Rengi, dokusu ve bozulmayan yapılarıyla Türkiye'de ilk olduğu değerlendirilen iki mozaik, bulundukları mezar odalarına yapılan demir kapılarla koruma altına alındı. Aynı zamanda Müze Müdürlüğü'nce bu alana, alarm sistemi de bulunan güvenlik kameraları yerleştirildi. Etrafı tel örgülerle kapatılan ve içeriye kazı ekibi ve Müze Müdürlüğü ekipleri dışında kimsenin alınmadığı alan, çok sayıda soygun girişimi nedeniyle sıkı korunuyor. Medusa ve Okeanus mozaikleri özel korumalı alanda oldukları için sadece Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü veya Müze Müdürlüğü'nden alınacak özel izinle ziyaret edilebiliyor.

HER ZİYARET SONRASI MÜHÜRLENİYOR

Antalya'da 2018'in 'Perge Yılı' ilan edilmesiyle, Perge Antik Kenti'ni 4 milyon turistin ziyaret etmesi hedefleniyor. Perge'nin simgeleri olarak gösterilen Medusa ve Okeanus da ilk defa bu yıl 2018'in 'Perge Yılı' ilan edilmesi nedeniyle ilk etapta sadece özel izinle ziyarete açıldı. Yerli veya yabancı turistler izin aldıktan sonra Müze Müdürlüğü'nden bir uzman ve görevliler eşliğinde bu özel alana girebilecek. Demir kapılarla korunan yan yana iki mezar odası, ziyaret edildikten sonra yine mühürlenecek.

SOYGUN GİRİŞİMLERİNE KARŞI HASSAS GÜVENLİK

Perge'nin Batı Nekropol alanındaki bu iki eşsiz eserle ilgili bilgi veren Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürü Cemil Karabayram, 2003 yılında Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu başkanlığında yapılan kazılarda çıkartılan bu iki eserin, o tarihten beri çok güvenlikli ve titiz bir şekilde korunduğunu söyledi. Çünkü defalarca soyulmak istendiğini belirten Karabayram, "Bu iki eser günümüze kadar çok korunmuş bir şekilde gelmiş. Ancak mezarlar çok eski dönemlerde tacirler ve soyguncular tarafından soyulmuş. Günümüze de bu halleriyle gelmiş. Müze Müdürlüğü ekipleri de burada çok ciddi denetim yapıyor. Güvenlik güçleri sürekli devriye geziyor. Ayrıca özel bir kamera sistemi de kuruldu" dedi.

MOZAİKLER BÜTÜNÜYLE KORUNMUŞ

Bu iki eserin çok önemli olduğunu, 2018'in 'Perge Yılı' ilan edilmesiyle antik kentin simgeleri olabileceğini anlatan Karabayram, antik mezar odalarının yapı ve mimari konsept olarak bakıldığında günümüze kadar yüzde 90 korunmuş olarak geldiğini, mozaiklerin bulunduğu odalarda üzerlerinde çeşitli tasvirlerin bulunduğu lahitlerin de yer aldığını kaydetti. Nekropol alanındaki kazı çalışmalarının devam ettiğini de belirten Karabayram, iki mozaiğin ise kazıdan çıkmış haliyle tümüyle korunduğunu aktardı.

KAZILAR BİTİNCE TAMAMEN ZİYARETE AÇILACAK

Mezar odalarındaki mozaiklerden Medusa'nın mezara girecek kişilere karşı korkutma amacıyla yapıldığı, Okeanus'un ise denizler tanrıçası olduğunu anlatan Karabayram, bu iki eserin turizme açılması için de çalışmaların sürdürüldüğünü söyledi. Şu an için mozaiklerin bulunduğu anıt mezarların sadece özel izin alınarak ve uzmanlar eşliğinde turist veya tur ziyaretlerine açılabildiğini belirten Cemil Karabayram, kazı çalışmaları tamamlandıktan ve gerekli önlemler alındıktan sonra alanın tamamıyla ziyarete açılacağını ifade etti. Karabayram, iki mezar odasının kapısının da mühürle kilitlendiğini ve her ziyaret öncesi bu mühürlerin Müze Müdürlüğü uzmanı tarafından açılıp, ziyaret bittikten sonra yine bu uzman eşliğinde mühürlendiğini anlattı.

MEDUSA

Medusa, Yunan mitolojisinde gözlerine bakanı taşa çevirdiğine inanılan yılan saçlı, keskin dişli, dişi canavar. Medusa'nın lanetlendikten sonra yılanlardan ok yaptığına, bakışları taşa çevirirken oklarının da hedefi yok ettiğine inanılırdı. Efsaneye göre Medusa yayı sağ eliyle tutarsa lanet getirir, sol eliyle tutarsa bakışları ile taşa çevirirdi.

OKEANOS

Okeanos, Yunan mitolojisinde, Uranus ile Gaia'nın ilk çocuğu ve ilk Titan. Tüm okyanusların kişileşmiş hali olan Okeanos, genelde kaslı bir adamın uzun sakallı ve boynuzlu yüzüyle simgelenirdi. Okeanos'un alt kısmı bir yılanı andırıyordu. Bu gün kullanılan 'Okyanus' kelimesi buradan gelmektedir.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ  (HD)

----------------

Mozaiklerin girişinden detay

Lahitlerden detay

Medusa'dan detay

Medusa'dan yakın plan detaylar

Okeanus'dan detaylar

Okeanus'dan yakın plan detaylar

Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürü Cemil Karabayram röp

Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürü Cemil Karabayram detay

Mozaiklerin saklandığı lahidin kapısının mühürlenmesi

Haber: Mehmet ÇINAR - Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, -

=====================================================

Kayyum olarak atandığı sendika devredilmedi, suç duyurusunda bulundu

KAHRAMANMARAŞ'ta Sağlık-Sen Şubesi'nin 20 Eylül 2014'te yapılan olağan kongresi, bazı üyelerin başvurusuyla 1'inci İş Mahkemesi tarafından usul ve yasalara aykırı olarak yapıldığı gerekçesiyle iptal edilerek kayyum atandı. Ancak sendika yönetimi, kongrenin iptal kararının bir üst mahkeme tarafından onaylanmadığı için şubeyi kayyum olarak atanan Cahit Özdemir'e devretmedi. Avukat Cahit Özdemir ise savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Sağlık-Sen Kahramanmaraş Şubesi üyeleri Ümmet Kamalak, Gökay Karakoç, Salman Aksoy, Erhan Işık, Bilal Atlıhan, Yıldırım Demir, Özender Demir, Tahsin Gökdal, Adem Kundakçı ve Mehmet Gök, 11 Eylül 2014'te Kahramanmaraş 1'inci İş Mahkemesi'ne dava açarak olağan kongre öncesinde yapılan delege seçimlerinde usulsüzlükler olduğunu, üyelerin seçme ve seçilme hakkının gasp edildiğini öne sürerek, 20 Eylül 2014'te yapılacak kongre kararının durdurulmasına, yapılması halinde ise iptal edilmesini istedi. Dava devam ederken kongre yapıldı ve tek aday olan Bünyamin Mutlu Demirci, şube başkanı seçildi. Mahkeme ise 14 Kasım 2014'te verdiği kararla, kongrenin iptali yönündeki talebi reddetti. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7'nci Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

'ÜYELERİN OY KULLANMASI KISITLANDI'

Yargıtay'dan gelen bozma kararından sonra Kahramanmaraş 1'inci İş Mahkemesi'nde yeniden görülen davada mahkeme, 21 Eylül 2017'de görülen karar duruşmasında kongrenin iptaline karar verdi. Kararda, delege seçimlerine yoğun katılım olmasının engellendiği, dolayısıyla da üyelerin oy kullanmasının kısıtlandığı, şube yönetimi tarafından delege seçimi için adaylık başvuru ilanlarının usulüne uygun olarak yapılmadığı, 13 seçim biriminden sadece 9'unda delege seçimlerinin yapılacağı yer, tarih ve saat bilgilerinin belirilirken 4 seçim biriminde söz konusu bilgilere değinilmediği belirtilerek, "Tüm bu gerekçelerle usul ve yasaya aykırı olarak seçilen delegelerle yapılan şube genel kurulunun da usule, yasaya ve yerleşik içtihatlara aykırı olduğu kanaatiyle Sağlık-Sen Kahramanmaraş Şubesi 5'inci Olağan Genel Kurulu'na dair kararın tüm prosedür ve sonuçlar ile iptaline karar verildi" denildi.

KAYYUM ATANDI

Şube yönetimi kararı temyiz ederken, kongrenin iptalini isteyenler, bu defa aynı mahkemeye tekrar başvurup Sağlık-Sen Kahramanmaraş Şubesi'ne kayyum atanmasını talep etti. Kahramanmaraş 1'inci İş Mahkemesi'nde 22 Ocak'ta görülen karar duruşmasında sendika avukatı, kongrenin iptal kararının Yargıtay'da temyizde olduğunu bu nedenle kesinleşmiş bir genel kurul iptal kararının olmamasından dolayı kayyum talebinin reddini istedi. Ancak hakim, sendikaya kayyum atanmasının kesinleşmiş bir mahkeme kararına bağlı olmadığını belirterek, Kahramanmaraş Barosu'ndan Avukat Cahit Özdemir'i sendikaya kayyum olarak atadı.

ÖZDEMİR: SENDİKAYI TESLİM ETMEDİLER

Mahkeme, 31 Ocak'ta Avukat Cahit Özdemir'e kayyum olarak atandığını tebliğ etti. Tebliğ kararıyla aynı gün sendikaya gittiğini belirten Özdemir, "Sendikaya gittiğimizde sendikanın genel merkeziyle yaptıkları görüşme sonrasında teslim etmeme kararı aldıklarını beyan eden, iptal edilmiş yetkisi olmayan eski yönetim, sendikayı teslim etmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine bir avukat ve katip arkadaşla tutanak tuttuk, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk mahkeme kararını uygulamamak, kayyumun görevini engellemek nedeniyle. Ancak bu konuda da henüz elimize bir tebligat gelmemiş ise de bir takipsizlik kararı verilmiş olduğunu öğrendik. Bu aşamada kararın kesinleşmediği iddiasıyla da mahkemeden karşı taraf, yetkisi olmayan taraf karar kesinleşinceye kadar kayyum görevinin ertelenmesi şeklinde bir de yazı almış. Ancak bir mahkemenin birkaç defa ayrı ayrı karar vermesi hukuka uygun değil. Ayrıca sendika bir tüzel kişilik, bir kurum. Kanunlara, mahkeme kararlarına uymaması da hukuka uygun bir durum değil" dedi.

MAHKEME: KARARIN KESİNLEŞMESİNE MÜTEAKİP KAYYUM GÖREVE BAŞLAR

Bu yaşananların ardından Sağlık-Sen Avukatı Özlem Titrek, Kahramanmaraş 1'inci İş Mahkemesi'ne yazdığı dilekçede kongre iptal kararının kesinleşmediğini bu nedenle de kayyumun karar kesinleşmeden göreve başlayamayacağını belirtti. Mahkeme tarafından dilekçeye verilen cevapta, "Kararın istinaf yolunun açık olduğu, gerekçeli kararda her ne kadar kesinleşmesine müteakip kayyumun göreve başlayacağı hususuna değinilmemiş ise de HMK'nın 350/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakip kayyumun göreve başlayacağı" denildi.

DEMİRCİ: KARAR KESİNLEŞİNCE AÇIKLAMA YAPACAĞIM

Öte yandan Sağlık-Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Bünyamin Mutlu Demirci ise, kongre iptal kararının kesinleşmeden kayyumun göreve başlayamayacağını belirterek, "Karar kesinleşince detaylı bir açıklama yapacağım" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------------------

Cahit Özdemir'in isimliği

Özdemir çalışırken

Özdemir ile röp.

Bünyamin Mutlu Demirci'nin oy kullanırken fotoğrafı

Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

===============================================

Yarhisar Müze Gemisini 10 bin 751 kişi ziyaret etti

TÜRK Donanması'nda 40 yıl keşif ve karakol gemisi olarak hizmet vermesinin ardından Gölcük'te karaya çekilen Yarhisar Gemisi müze olarak hizmet verirken, 2017 yılında 10 bin 751 kişi ziyaret etti. TCG Yarhisar'da makine astsubayı olarak görev yapan geminin müdürü emekli astsubay İlhan Akbulut geminin orjinal halinin bozulmadan müzeye dönüştürüldüğünü, Donanma Kenti Gölcük'te müze geminin büyük ilgi gördüğünü söyledi.

1964 yılında Amerika'da Portland-Dragon'da Türk Deniz Kuvvetleri için inşaa edilen Yarhisar'a 1965 yılında Türk sancağı çekildi. TCG Yarhisar 40 yıl boyunca keşif ve karakol gemisi olarak görev yaptı. 2005 yılında hizmet dışı kalan TCG Yarhisar, Gölcük Belediyesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Donanma Komutanlığı'nın girişimleri ile müzeye dönüştürülerek, Ekim 2016'de müze olarak hizmet vermeye başladı. Kavaklı Sahili'nde karaya yerleştirilen Yarhisar Müze Gemisi ziyaretçi akınına uğruyor. Geminin orjinal hali bozulmadan müzeye dönüştürülürken, gemiyi gezenlere bilgiler veriliyor. Ziyaretçi akınına uğrayan Yarhisar'ı 2017 yılında 10 bin 751 kişi ziyaret etti. 2018 yılının Ocak ve Şubat ayı içersinde ise 2 bin 124 kişi ziyaret etti.

Geminin müdürlüğünü ise gemide daha önce makine astsubayı olarak görev yapan emekli astsubay İlhan Akbulut yapıyor. İlhan Akbulut, Yarhisar'ın ilk görev yaptığı gemi olduğunu belirterek, "Ben makine astsubayı olarak donanmada göreve başladım. İlk gemim de Yarhisar'dı. 1980-1985 yıllarında 5 yıl süresince makine astsubayı olarak görev yaptım. Donanmamızın çeşitli kademelerinde de daha sonra görev yaptım ama Yarhisar'ın benim için ayrı bir anısı var. İlk görev yerimdi. Özellikle refakat muhribiydi ve daha çok keşif karakol gemisi olarak görev yapıyordu. Marmara-Ege arasında özellikle Rus gemilerine refakat ederdik. Müthiş bir görev, inanılmaz bir duygu. Kader bizi burada buluşturdu. ve burada o müzecilik görevini sürdürüyoruz" dedi.

İlhan Akbulut, 2004 yılında emekli olduğunu belirterek, "2005 yılında da Yarhisar gemi olarak emekli oldu. O da görev süresini tamamladı. Savaş gemilerinin ortalama ömürleri 40 yıldır. Yarhisar müze gemi olarak donanma kenti Gölcük'te karaya konuldu. Bu süre içerisinde toplam 206 bin 334 kişi ziyaret etti. 2017 yılında 10 bin 751 kişi ziyaret etti. Yaz aylarında ziyaretçi daha artıyor. Kışın biraz daha düşüyor. Şuan 2018 yılının Ocak ve Şubat ayını değerlendirdiğimiz zaman 2 bin 124 kişinin de bu iki ayda gezdi" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Yarhisar Müze gemi görüntüsü

-Gemi içersinden detaylar

-İlhan Akbulut ile gemi önünde röp.

HABER: ERGÜN AYAZ-DİNÇER AKBİR/KAMERA: UGUR AYDIN-GÖLCÜK-

====================================================

Elazığ'da 150 yıllık Osmanlı kehribarı tespihinin fiyatı 35 bin lira (2) (Yeniden)

OSMANLI İmparatorluğu yıkıldıktan sonra üretimi durduğu için en değerli tesbihler arasında yer alan Osmanlı Kehribarından yapılma tespih, Elazığ'da 35 bin liradan satışa sunuldu.

Merkez İzzetpaşa Çarşısında bulunan bir tesbihçi dükkanında, 150 yıllık Osmanlı Kehribarından yapılma tespihi, 35 bin liraya satışa çakırdı. 1972 yılından itibaren tespih satan 53 yaşındaki Mehmet Özen, 46 yıl önce tespih satan babasının yanında mesleği öğrendiğini belirterek, "1972-1986 yılları arasında babam bu dükkanda duruyordu. Şimdi ise ben bu mesleği devam ettiriyorum. Sattığımız tesbihler, yeni sıkma kehribar, eski Osmanlı kehribarları, damla kehribar, kuka, fil dişi ve katalin çeşitlerinden oluşuyor" dedi.

Satışa çıkardıkları Osmanlı kehribarı tespihinin 150 yıllık bir tesbih olduğunu anlatan Özen, "Bu tesbihimiz Alman sıkması ama Osmanlı kehribarı olarak bilinir. Dış tarafı kırmızıdır ama içi kesildiği zaman sarı olur. Damarlı ve damarsız cinsi de vardır. Bu tesbih bize eski yıllardan kaldı. 90'lı yıllarda bize geldi. Bizden önce de başkasında bulunuyordu. Osmanlı kehribarı tespihini fiyat olarak 35 ile 40 bin lira arasında satıyoruz. Bu tesbih pahalı bir tesbih olduğu için genelde koleksiyoncular ilgi gösteriyor. Yada maddi durumu iyi olup, yeni tesbih yaptırmak isteyenler. bu tesbihi kestirip istedikleri modelde tesbih yaptırıyorlar. Talep çok ama pahalı olmasından dolayı alıcısı çok az" diye konuştu.

Görüntü Dökümü:

-Tesbih dükkanından görüntü

-Osmanlı kehribarından görüntü

-Mehmet Özen'in konuşması

-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Erkan BAY/ELAZIĞ, -

=====================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Cahit Özdemir Afrin TSK Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

title