Haberler

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Güncelleme:

Halk arasında Amme Suresi olarak bilinen surenin gerçek ismi Nebe Suresi'dir. İlk ayeti Amme ile başladığı için "Amme suresi" olarak bilinmektedir. Peki Amme suresi okunuşu ve yazılışı nedir? Sure kaç ayetten oluşur? Amme suresi Arapça yazılışı ve Türkçe meali nedir?

Amme Suresi 40 ayetten oluşmaktadır. Bir buçuk sayfa uzunluğunda olan Amme suresini yazımızdan okuyarak kolayca ezberleyebilirsiniz. Özellikle mevlidlerde, dini günlerde Amme suresi çok okunmaktadır. Yazımızdan hem Arapça'sını hem de Türkçe mealini okuyabilirsiniz. Allah kabul eylesin...

AMME SURESİ HAKKINDA BİLGİLER

Amme (Nebe) Suresi Kur-an'ı Kerim'deki 78. suredir. Amme suresi toplam 40 ayetten oluşmaktadır. Mekki bir suredir. Nebe'nin kelime anlamı "haber verme" anlamına gelmektedir.

Amme Suresi Mekki mi Medeni mi : Mekki

Amme Suresi kaç ayet : 40

Nebe kelime anlamı ne demek : Haber verme

Amme Suresi sırası : 78

Amme Suresi kaç harf : 796

Amme Suresi kaç kelime : 174

AMME (NEBE) SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

AMME (NEBE) SURESİ OKUNUŞU

1. Ayetin Okunuşu : Amme yetesaelun.

2. Ayetin Okunuşu : Aninnebeil'azım.

3. Ayetin Okunuşu : Elleziy hum fiyhi muhtelifun.

4. Ayetin Okunuşu : Kella seya'lemun(e).

5. Ayetin Okunuşu : Sümme kella seya'lemun.

6. Ayetin Okunuşu : Elem nec'alil'arda mihade(n).

7. Ayetin Okunuşu : Velcibale evtade(n).

8. Ayetin Okunuşu : Ve halaknakum ezvace(n).

9. Ayetin Okunuşu : Ve ce'alna nevmekum subate(n).

10. Ayetin Okunuşu : Ve ce'alnelleyle libase(n).

11. Ayetin Okunuşu : Ve ce'alnennehare me'aşe(n).

12. Ayetin Okunuşu : Ve beneyna fevkakum seb'an şidade(n).

13. Ayetin Okunuşu : Ve ce'alna siracen vehhace(n).

14. Ayetin Okunuşu : Ve enzelna minelmu'sırati maen seccace(n).

15. Ayetin Okunuşu : Linuhrice bihi habben ve nebaten.

16. Ayetin Okunuşu : Ve cennatin elfefe.

17. Ayetin Okunuşu : İnne yevmelfasli kane mikate(n).

18. Ayetin Okunuşu : Yevme yunfehu fiyssuri fete'tune efvace(n).

19. Ayetin Okunuşu : Ve futihatissemau fekanet ebvabe(n).

20. Ayetin Okunuşu : Ve suyyiretilcibalu fekanet serabe(n).

21. Ayetin Okunuşu : İnne cehenneme kanet mirsade(n).

22. Ayetin Okunuşu : Littağıyne meabe(n).

23. Ayetin Okunuşu : Labisiyne fiyha ahkabe(n).

24. Ayetin Okunuşu : La yezukune fiyha berden ve la şerabe(n).

25. Ayetin Okunuşu : İlla hamiymen ve ğassaga(n).

26. Ayetin Okunuşu : Cezaen vifaga(n).

27. Ayetin Okunuşu : İnnehum kanu la yercune hısabe(n).

28. Ayetin Okunuşu : Ve kezzebu biayatina kizzabe(n).

29. Ayetin Okunuşu : Ve kulle şey'in ahsaynahü kitabe.

30. Ayetin Okunuşu : Fezuku felen neziydekum illa 'azabe(n).

31. Ayetin Okunuşu : İnne lilmuttekıyne mefaze(n).

32. Ayetin Okunuşu : Hadaika ve a'nabe(n).

33. Ayetin Okunuşu : Ve keva'ıbe etrabe(n).

34. Ayetin Okunuşu : Ve ke'sen dihaga.

35. Ayetin Okunuşu : La yesme'une fiyha lağven ve la kizzabe(n).

36. Ayetin Okunuşu : Cezaen min rabbike 'ataen hısabe(n).

37. Ayetin Okunuşu : Rabbissemavati vel'ardı ve ma beynehumerrahmani la yemlikune minhu hıtabe(n).

38. Ayetin Okunuşu : Yevme yekumurruhu velmelaiketu saffe, la yetekellemune illa men ezine lehurrahmanu ve kale savabe.

39. Ayetin Okunuşu : Zalikelyevmulhakku, femen şaettehaze ila rabbihi meabe.

40. Ayetin Okunuşu : İnna enzernakum 'azaben kariyben yevme yenzurulmer'u ma kaddemet yedahu ve yekululkafiru ya leyteniy kuntu turabe(n).

NOT : Lütfen tecvid ve talim kurallarına uymak adına Sureyi Arapça'sından okumaya çalışalım. Çünkü Türkçe okunuşunda uzatma hataları olabiliyor. Elbette bu şekilde de okuyabilirsiniz. Ama Arapça'sı daha makbuldür diyebiliriz. Eğer Arapça bilmiyorsanız aşağıdan paylaştığımız linke giderek Amme suresini sesli dinleyebilirsiniz. Ardından dinlediğinizi tekrar ederek okuyabilirsiniz.

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinle

AMME (NEBE) SURESİ TÜRKÇE MEALİ

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla

1. Ayetin Meali : Birbirlerine neyi soruyorlar?

2. ve 3. Ayetin Meali : Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)?

4. Ayetin Meali : Hayır, ileride bilecekler.

5. Ayetin Meali : Yine hayır; ileride bilecekler.

6. ve 7. Ayetin Meali : Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?

8. Ayetin Meali : Sizleri (erkekli-dişili) eşler halinde yarattık.

9. Ayetin Meali : Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık.

10. Ayetin Meali : Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.

11. Ayetin Meali : Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.

12. Ayetin Meali : Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.

13. Ayetin Meali : Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.

14. 15. ve 16. Ayetin Meali : Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.

17. Ayetin Meali : Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir.

18. Ayetin Meali : Bu, sûra üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.

19. Ayetin Meali : Gök açılır ve kapı kapı olur.

20. Ayetin Meali : Dağlar yürütülür, serap haline gelir.

21. 22. ve 23. Ayetin Meali : Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu kalacakları bir dönüş yeridir.

24. Ayetin Meali : Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!

25. ve 26. Ayetin Meali : Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.

27. Ayetin Meali : Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.

28. Ayetin Meali : Âyetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.

29. Ayetin Meali : Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfûz'da) tamamiyle sayıp tespit ettik.

30. Ayetin Meali : Kafirlere şöyle denilir: "Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı artıracağız."

31. 32. 33. ve 34. Ayetin Meali : Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.

35. Ayetin Meali : Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan.

36. 37. ve 38. Ayetin Meali : Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbinden, Rahmân'dan bir mükafat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh'un (Cebrail'in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah'a hitap edemeyeceklerdir. Sadece Rahmân'ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.

39. Ayetin Meali : İşte bu, hak olan gündür. Artık dileyen kimse Rabbine ulaştıran bir yol tutar.

40. Ayetin Meali : Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkarcının, "Keşke toprak olaydım!" diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık.

AMME (NEBE) SURESİ SESLİ DİNLE

Amme Nebe suresini sesli şekilde diyanetin resmi sitesinden dinleyebilirsiniz.

AMME SURESİ HAKKINDA

Mekke döneminde inmiştir. 40 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen "enNebe'"kelimesinden almıştır. Nebe', haber demektir. Sûrede, ölüm ötesi hayatınvarlığını ispat çerçevesinde, kıyamet, öldükten sonra dirilme ve hesap için toplanma konularına yer verilmektedir.

Amme (Nebe) Suresi okunuşu ve yazılışı nasıldır? Amme suresi Arapça ve Türkçe meali nedir? Amme (Nebe) suresi sesli dinleAmme - Nebe Suresi

AMME SURESİ NUZÜL

Mushaftaki sıralamada yetmiş sekizinci, iniş sırasına göre sekseninci sûredir. Meâric sûresinden sonra, Nâziât sûresinden önce Mekke'de inmiştir.

AMME SURESİ KONUSU

Sûrede ağırlıklı olarak kıyamet, öldükten sonra dirilme, hesap, ceza ve mükâfat konuları ele alınmış, Allah'ın varlık ve kudretini gösteren deliller ile melekler konusuna da yer verilmiştir

AMME SURESİ TEFSİRİ

Amme Suresi 1-5 Ayetleri Tefsiri:

Nebe' "önemli haber" demektir. Burada ise "kıyamet haberi" anlamında kullanılmıştır. Kıyamet gününde evrendeki mevcut kozmik düzenin bozulması, Allah'tan başka var olan her şeyin yok olması, öldükten sonra yeniden dirilme, hesaba çekilme vb. önemli olaylar meydana geleceği için onunla ilgili habere "büyük haber" denilmiştir. "Haberden maksat kıyamet olayları değil onu bildiren Kur'an'dır veya Hz. Muhammed'in peygamberliğidir" diyenler de vardır (Ateş, X, 286; krş. Sâd 38/67). Tefsirlerde anlatıldığına göre Hz. Peygamber müşriklere Allah'ın birliğinden ve öldükten sonra dirilmenin gerçekleşeceğinden bahsedip de onlara Kur'an âyetlerini okuyunca, "Muhammed ne getirdi? Neler anlatıyor?" diye birbirlerine sormaya başlamışlar, bunun üzerine açıklanan âyetler inmiştir (Şevkânî, V, 419-420).

Amme Suresi 6-11 Ayetleri Tefsiri:

İnsanlığın yaşamasına uygun bir duruma getirilmiş olan yer küresi, üstünde insanların oturup kalkmasına, yatıp uyumasına elverişli olan döşeğe benzetilirken dağlar da arzı yerinde ve dengede tutmak için çakılmış kazıklara benzetilmiştir. Çünkü dağlar yer yuvarlağının dengesini sağlamaktadır. Nitekim başka âyet-i kerîmelerde insanları sarsmasın diye yeryüzüne sabit dağların yerleştirildiği bildirilmiştir (meselâ bk. Nahl 16/15; Mürselât 77/27). Dağların, içinde madenlerin bulunması, suların birikmesi, üstünde çeşitli bitki ve ormanların oluşması vb. sayılamayacak kadar çok faydaları vardır. Allah Teâlâ, yaratıp dağlarla dengesini sağladığı bu yeryüzünde insanların huzur ve sükûn içerisinde mutlu bir şekilde yaşamaları ve nesillerini devam ettirmeleri için onları erkekli dişili çiftler yaratmıştır; 8. âyet bunu ifade eder (krş. Rûm 30/21; Necm 53/45).

"Dinlenme" vesilesi diye çevirdiğimiz sübât kelimesi sözlük mânaları yanında mecaz olarak "ölüm" anlamında da kullanılmaktadır. Uyku bir dereceye kadar hareket ve faaliyeti kestiği için ölüme benzetilerek ona da sübât denmiştir (Zemahşerî, IV, 207; Şevkânî, V, 421).

Amme Suresi 12-16 Ayetleri Tefsiri:

"Üstünüzde yedi kat sağlam gök yaptık" meâlindeki 12. âyet bazı farklılıklarla Kur'an'da birkaç defa geçmiş, oralarda gereken açıklama yapılmıştır (meselâ bk. Bakara 2/29; Mülk 67/3). Kubbemsi gökleri, alev alev yanarak dünyayı aydınlatan güneşi, bolca yağmur indirerek yeryüzünde birçok nimetin yetişmesine ve hayatın devam etmesine vesile olan bulutları yaratan yüce kudret, bu evreni yok edip mahiyeti ve sistemiyle yeni bir âlem kurmaya elbette kadirdir; işte o âhiret âlemidir.

Amme Suresi 17-20 Ayetleri Tefsiri:

"Ayırım günü"nden maksat hakkın bâtıldan, haklının haksızdan, müminin inkârcıdan ayırt edileceği ve dünyada yapılanların karşılığının verileceği büyük hesap günüdür. Cenâb-ı Allah'ın belirlediği ve yalnız kendisinin bildiği kıyametin zamanı geldiğinde insanlar ve diğer bütün canlılar bir araya gelecek ve yüce Allah onların arasında hükmünü verecek, böylece dünyada işlenmiş bütün haksızlıklar karşılığını bulacak, kusursuz adalet gerçekleşecektir. İşte o güne "ayırım günü" veya "hüküm günü" denmesinin sebebi budur (Kurtubî, XIX, 173).

Bu âyet "Şüphesiz buluşma günümüz ayırım günü olacaktır" şeklinde de anlaşılabilir. O gün sûra üflenince insanlar kabirlerinden kalkıp bölük bölük mahşer yerinde toplanacaklardır (sûr hakkında bilgi için bk. En'âm 6/73; Hâkka 69/13).

Amme Suresi 21-28 Ayetleri Tefsiri:

Sûrenin başından buraya kadar Yüce Allah'ın kudretini gösteren deliller sıralanarak yeniden dirilmenin gerçekleşeceği açıkça ortaya konduktan sonra inkârcıların âhiretteki durumları ele alınmıştır. Mülk sûresinin 8. âyetinde canlı bir varlık gibi tasvir edilerek neredeyse öfkesinden çatlayacak duruma geleceği bildirilen cehennem, burada da pusuda düşmanı gözetleyen bir savaşçı gibi tasvir edilmektedir.

23. âyetteki ahkåb kelimesi "belirsiz uzun süre" anlamına gelen hukubun çoğuludur. Bu kelimenin cehennem azabının süresiyle ilgili olması, İslâm âlimleri arasında önemli bir görüş ayrılığının ortaya çıkmasında etkili olmuştur. İlk dönemlerden itibaren aralarında Hz. Ömer, Hz. Ali ve Abdullah b. Abbas ile İbn Teymiyye gibi önde gelen Sünnîler'in de bulunduğu bazı âlimler ve İbnü'l-Arabî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî gibi bir kısım mutasavvıflar, diğer bazı âyetler yanında (meselâ bk. En'âm 6/128; Hûd 11/106-108), özellikle "Orada yıllar ve yıllar boyu kalırlar" meâlindeki konumuz olan 23. âyete, ayrıca Allah'ın rahmetinin her şeyi kuşattığını (A'râf 7/156), rahmetinin azabına üstün geldiğini, azabını geçtiğini (Buhârî, "Tevhîd", 15, 55; Müslim, "Tevbe", 14-16) bildiren âyet ve hadislere dayanarak cehennemin ve / veya cehennem azabının, uzun asırlar ifade eden bir sürenin ardından sona ereceğini yahut içindekilerin azaptan etkilenmeyecek hale geleceklerini düşünmüşlerdir. Ehl-i sünnet âlimlerinin büyük çoğunluğu ise diğer bazı deliller yanında, Kur'ân-ı Kerîm'in ilgili birçok yerinde sık sık ebedîlik anlamı içeren "hulûd" ve "ebed" kavramlarının kullanılmasına ve daha başka delillere dayanarak, inkârcılar ve müşrikler için cehennem azabının sonsuzluğunu savunmuşlardır (bu konuyla ilgili tartışmalar ve ileri sürülen deliller hakkında geniş bilgi için bk. Yusuf Şevki Yavuz, "Azap", DİA, IV, 305-309; Bekir Topaloğlu, "Cehennem", VII, 231-232).

Amme Suresi 29-30 Ayetleri Tefsiri:

Ağırlıklı yoruma göre 29. âyette kayıt altına alındığı bildirilen, "her şey" ile insanların sorumluluğu gerektiren inanç ve amelleri, iyilik ve kötülükleri; bunların kaydedildiği "kitap" ile de amel defteri veya levh-i mahfûz kastedilmiştir. Âyet, insanların dünyada yaptıklarından hiçbir şeyin Allah'a gizli kalmayacağını, yaptıkları her şeyden hesaba çekileceklerini gösterir. Hesapları görüldükten sonra inkârcılara, "Tadın artık! Bundan sonra size arttırarak vereceğimiz şey ancak azaptır" diye hitap edilir. Hz. Peygamber'in, Kur'an'da en ağır hitabın bu âyet olduğunu söylediği rivayet edilmiştir (Kurtubî, XIX, 182). Durumu açıklayan başka âyetlere göre onların derileri yandıkça yenilenecek (Nisâ 4/56), cehennemin ateşi hafifledikçe de ateş arttırılarak azapları devam edecektir (İsrâ 17/97).

Amme Suresi 31-36 Ayetleri Tefsiri:

Yeri geldikçe belirtildiği, özellikle bir kutsî hadiste de ifade buyurulduğu üzere, 31. âyette "müttakiler" şeklinde anılan itaatkâr müminler için âhirette hazırlanan nimetler, lutuf ve ikramlar "gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiçbir beşer aklının tam olarak tasavvur edemeyeceği türdendir" (Buhârî, "Tevhîd", 35; Müslim, "Îmân", 312). Çünkü bütünüyle âhiret gayb alanıdır; gaybı da Allah'tan başkası bilemez (bk. Bakara 2/3). Bununla birlikte, Allah Teâlâ, kullarının uhrevî nimetlere dair yaklaşık bir fikir edinmelerini sağlamak ve onlarda bir arzu uyandırmak için, birçok âyette olduğu gibi burada da idrak ve anlama gücüne göre temsilî bir anlatımla bu dünyada en çok ihtiyaç duydukları, arzuladıkları, sevdikleri nesneler ve hazlardan örnekler vermiştir. Bu anlatımda Kur'an'ın ilk muhataplarının beklentilerinin dikkate alındığı da söylenebilir, kezâ bu anlatımdan, âhirette cennete girmeyi hak eden her bir insana, dünyadaki ameline zihnî ve ruhî kemaline, mutluluk anlayışına ve beklentisine göre neleri istiyor ve bekliyorsa onların verileceği sonucunu çıkarmak da mümkündür (bk. Fussılet 41/30-33).

"Bunlar rabbinin bol bol lutfettiği karşılıktır, bağıştır" diye tercüme ettiğimiz 36. âyete, "Bunlar rabbinden, amellerine göre hesap ve takdir edilmiş bolca mükâfatlardır" şeklinde de mâna verilmiştir (İbn Âşûr, XXX, 47-48). Burada kapalı bir şekilde ifade edilmiş olan amellerin karşılığının, başka âyetlerde Allah'ın lutfu olarak on katı (En'âm 6/160), 700 katı (Bakara 2/261), hatta hesapsız (Zümer 39/10) bir şekilde kat kat verileceği bildirilmiştir. 26. âyette azgınlara verilecek cezanın dünyada yaptıklarına uygun bir karşılık olduğu bildirilmişti. Burada da müminlerin yaptıklarına karşılık olarak verilecek ödülün Allah'ın bolca lutfu ve bağışı olduğu belirtilmektedir. 36. âyette müminlere âhirette verilecek nimetlerin niceliğini bildiren hisâben kelimesi, "çok, bol bol, yeter deyinceye kadar" şeklinde yorumlandığı gibi, "yeterli, kâfi miktarda, amellerin miktarına göre, hak edişe göre" şeklinde de açıklanmıştır. Ancak meâlde biz, kısmen birbirinden farklı olan bu iki yorumdan ilkini tercih ettik. Çünkü ödülün, amellere göre kat kat fazlasıyla, hatta hesapsız verileceğini bildiren âyetler de vardır (Bakara 2/261; Zümer 39/10; Gåfir 40/40) ve bu âyetlerde ahirette ödüllerin hak edişe göre ölçülü değil, Allah'ın razı olduğu kullarına, ölçüye ve hesaba sığmaz lutufları olarak verileceği belirtilmektedir.

Amme Suresi 37-38 Ayetleri Tefsiri:

Burada Allah Teâlâ'nın, müminlerin de müşriklerin de rabbi olduğuna bir ima vardır. Çünkü yüce Allah yerlerin, göklerin ve evrendeki her şeyin rabbidir. O, rahmân isminin bir tecellisi olarak bütün insanlara rahmetiyle muamele edip her türlü nimeti lutfettiği halde, müşrikler cehâlet ve nankörlüklerinin sonucu olarak Allah'ı bırakıp başka varlıklara tapmışlar, onların kendilerini Allah'a yaklaştıracağını (bk. Zümer 39/3) ve O'nun huzurunda kendileri için şefaatçi olacaklarını iddia etmişlerdir (Yûnus 10/18). Böylece Allah'ın rahmân isminin gereği olan rahmetten de kendi iradeleriyle kendilerini mahrum bırakmışlardır. Hesap gününde bu yaptıklarının yanlış olduğunu anlayınca özür dilemeye kalkışsalar dahi kendilerine ne konuşma izni verilecek ne de özür dileme izni (krş. Mürselât 77/36). Çünkü o gün, kulların kendilerine düşeni yapma günü değil, dünyada yaptıklarının karşılığını görme günüdür, hüküm ve hesap günüdür. Bu sebeple o gün sadece Allah'ın hoşnut olduğu ve konuşmasına izin verdiği kimseler konuşacaklar ve bunlar da ancak gerçeği söyleyeceklerdir. Bütün bu açıklamaların asıl maksadı ise insanların fırsat eldeyken akıllı hareket ederek Allah'ın iradesine uygun bir hayat çizgisi benimseyip o çizgide sapmadan ilerlemeleridir.

Müfessirler 38. âyette zikredilen ruh hakkında farklı yorumlarda bulunmuşlardır; "meleklerden büyük bir melek, Cebrâil, meleklerin ileri gelenleri" diyenler bulunduğu gibi, Allah'ın melek olmayan ordularından bir ordu, Âdemoğulları, Âdemoğulları'nın ruhları veya Kur'an olduğunu söyleyenler de vardır (bk. Râzî, XXXI, 24; Şevkânî, V, 428). Ruh ve melekler, Allah'a yakın olmalarına rağmen O izin vermedikçe hiçbir kimse hakkında şefaat edemeyeceklerdir (krş. Yûnus 10/3). Ayrıca, konuşmalarına izin verilenler ancak doğruyu söyleyecekler; çünkü orada hiçbir şeyi gizlemek mümkün olmayacaktır.

Amme Suresi 39-40 Ayetleri Tefsiri:

Âhiret gününün gerçek olduğu tekrar vurgulanmış; ancak insanların, Allah'a giden yolu seçip seçmeme hususunda serbest bırakıldıkları hatırlatılmıştır. 40. âyette insanların uyarıldığı bildirilen "yakın azap"tan maksat âhiret azabıdır. "Gelecek olan her şey yakındır" anlayışına göre âhiret azabına da "yakın azap" denilmiştir. Ayrıca her bir insan bakımından kıyametin uzaklığının sadece onun ömrü kadar olduğu söylenebilir; çünkü ölümüyle birlikte kendisi için dünya hayatı da bitmiştir. Nitekim bazı hadislerde insanın kabre girmesiyle birlikte ruhunun da hayattaki ameline göre bir tür ödüllendirilme veya cezalandırılma sürecine gireceği bildirilmektedir. Nihayet dünyadaki zaman kavramının sadece yaşayanlar için bir anlam taşıdığı gerçeği dikkate alınırsa kabre girişle kıyametin kopması arasındaki "berzah" denilen dönemin "zaman" dışı veya farklı bir zaman boyutu olduğunu, dolayısıyla kabre giren için artık âhiretin uzakta olmadığını kabul etmek gerekir. Bu gerçekler ışığında baktığımızda âhiretin uzaklarda olduğu kanaati beşerin bir yanılgısından başka bir şey değildir. Bu sebeple sûrenin bu son âyetinde yüce rabbimiz, 37 ve 38. âyetlerde geçen rahmân isminin bir tecellisi olarak, kullarına rahmet sıfatıyla hitap etmekte; "yakın bir azap" konusunda onları vaktinde uyarmaktadır. Uyarının anlamı şudur: Sakın âhiretten kuşku duymayın, O bir gerçektir. Yönünüzü rabbinize dönmeniz, O'na doğru giden bir yol tutmanız için muhtaç olduğunuz fırsat ve özgürlüğünüz vardır. Uyarıldığınız azabı uzakta zannedip çok kısa ve çok değerli olan hayatınızı boş yere tüketmeyin; hayat kısa, şu halde âhiret ve hesap yakındır. O gün, baktığınızda karşınızda göreceğiniz şey, bu dünyadayken oraya gönderdikleriniz, yani kendi imanınız ve amelinizdir. O gün, inançsızların toprak olmayı insan olmaya yeğleyecekleri dehşetli bir gün olacaktır.

Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Haberler

Helikopterin enkazını bulan Akıncı, İran'da paniğe neden oldu: Füzelerimizin yeri ifşa oldu

Helikopterin enkazını bulan Akıncı, İran'da paniğe neden oldu: Füzelerimizin yeri ifşa oldu

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Netanyahu hakkında tutuklama kararı

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Netanyahu hakkında tutuklama kararı

Reisi'nin can verdiği helikopterin yanına giden Fulya Öztürk, enkazın başındaki ekiplere yardım teklif etti

Reisi'nin can verdiği helikopterin yanına giden Fulya Öztürk, enkazın başındaki ekiplere yardım teklif etti

Kızılcık Şerbeti ekibi, uyuşturucu alırken polise yakalanan Feyza Civelek'e sahip çıktı

Kızılcık Şerbeti ekibi, uyuşturucu alırken polise yakalanan Feyza Civelek'e sahip çıktı

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title