Haberler

Dha Yurt Bülteni-3

1)ADIYAMAN'DA OTOMOBİL DEVRİLDİ: 2 ÖLÜADIYAMAN'da, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle şarampole devrilen otomobildeki 2 kişi öldü.

1)ADIYAMAN'DA OTOMOBİL DEVRİLDİ: 2 ÖLÜ

ADIYAMAN'da, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle şarampole devrilen otomobildeki 2 kişi öldü. Kaza, sabah saatlerinde Adıyaman-Kahta karayolunun 10'uncu kilometresinde meydana geldi. Mahmut Sürücü yönetimindeki 02 LC 773 plakalı otomobil, kontrolden çıktı ve takla atarak şarampole devrildi. Kazada otomobil sürücüsü Mahmut Sürücü ile yanında bulunan akrabası Ayşehan Sürücü yaralandı. Yoldan geçen sürücülerin fark ederek ihbarda bulunmasının ardından olay yerine sağlık ve kurtarma ekipleri sevk edildi.  İhbar üzerine gelen ekiplerin çalışmasıyla bulundukları yerde sıkışan Mahmut ve Ayşehan Sürücü otomobilden dışarı çıkarıldı. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Mahmut ve Ayşehan Sürücü'nün yaşamını yitirdiği belirlendi. Jandarmanın olay yerinde yaptığı inceleme sonrası Mahmut ve Ayşehan Sürücü'nün cesetleri otopsi için morga gönderildi. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Olay yeri

Şarampole devrilen otomobil

AFAD, itfaiye ve sağlık görevlileri

Otomobilde sıkışanlar çıkartılması

Cenazeler şarampolden cenaze araçlarına taşınması

Genel ve detay görüntüler

( Haber-Kamera: Mahir ALAN-ADIYAMAN-DHA)

GÖRÜNTÜ BOYUTU: 52 MB

===========================================================

2)SAMSATLI DEPREMZEDELER KONTEYNERLERİNE YERLEŞTİ

ADIYAMAN'ın Samsat ilçesinde geçen Mart ayında meydana gelen 5,5 büyüklüğündeki depremle evleri kullanılamaz hale gelen depremzedeler için kurulan konteynerlerin kurası çekildi. Geçen 2 Mart'ta meydana gelen 5,5 büyüklüğündeki depremle evleri yıkılan ve o günden bu yana Samsat ilçe merkezi ve köylerinde çadırlarda yaşayan depremzedelerin mağduriyetinin giderilmesi için hazırlanan konteynerler ilçeye geldi. 765 aile arasında ilk etapta gelen 183 konteynerin sahiplerinin belirlenmesi için kura çekimi yapıldı. Kaymakamlık binasında yapılan kura çekimi ile aileler belirlenerek konteynerlerine yerleştirildi.

Samsat Kaymakamı Yusuf Yıldırım, kura çekimi ile belirlenen 138 ailenin konteynerlere yerleşeceğini dile getiren Yıldırım, "Geriye kalan aileler için hazırlıklar sürüyor. Hiçbir vatandaşımız asla mağdur olmayacak" dedi.

Görüntü Dökümü

---------------------------------

Kuraya katılanlar

Kura çekimi

Ailelerin konteynere geçişi

Genel ve detay görüntüler

(HABER- KAMERA: HACİ BOZKURT- KAHTA (ADIYAMAN),

GORUNTU BOYUTU: 574 MB

========================================================

ALKOLLÜ SÜRÜCÜNÜN ÇARPTIĞI GENÇ ÖLDÜ

3)ACILI BABA "BU KAZA DEĞİL, CİNAYET"

İZMİR- Çeşme Otoyolu'nda sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil, motosikleti bozulduğu için orta refüj bitiminde yardım bekleyen üç kişiye çarptı. Kazada 17 yaşındaki Mehmet Can Ardil olay yerinde yaşamını yitirirken, talihsiz gencin babası Ferhat Ardil (41), "Otomobil sürücüsü 0.83 promil alkollü. Bu kaza değil cinayet. Sürücünün en ağır cezayı almasını istiyorum" dedi.

İzmir'in Karabağlar ilçesinde yaşayan gençlerden Ozan Ergün (25) plakasız motosikletiyle, Engin Güven (20) de 35 JA 2439 plakalı motosikletiyle, arkadaşları Mehmet Can Ardil ile Gazi Birol'u (20) da arkaya bindirerek, geçen 5 Ağustos Cumartesi günü denize girmek için İzmir'den Çeşme'ye gitti. Gün boyu denizde eğlenen dört arkadaş, gece saatlerinde İzmir'deki evlerine dönmek için yola çıktı. İzmir-Çeşme Otoyolu Karaburun bağlantısına geldikleri sırada Güven'in kullandığı motosiklet arıza yaptı. Yolun karanlık ve virajlı olması nedeniyle dört arkadaş sürücülerin kendilerini görmesi için orta refüjün bitimindeki aydınlatma direğinin altına geçerek yardım beklemeye başladı. Sabaha karşı saat 06.00 sıralarında Çeşme'den İzmir yönüne seyir halinde olan Burcu Göpür (27) yönetimindeki 35 N 6183 plakalı otomobil, motosikletlerle birlikte Ardil, Birol ve Güven'e çarptı. Kazayı son anda fark eden Ergün ise kendini refüje atarak kurtuldu. Otomobil yaklaşık 100 metre ileride durabilirken, kazayı görenler durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Kaza yerine gelen sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Mehmet Can Ardil'in yaşamını yitirdiği belirlendi. Birol ve Güven ise Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada tedaviye alınan yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Kazada yaşamını yitiren ve babasıyla birlikte dekorasyon işi yapan Mehmet Can Ardil, Buca'nın Karacaağaç Mahallesi'nde toprağa verildi.

ALKOLLÜ OLDUĞU BELİRLENDİ

Kaza sonrası yapılan kontrolde otomobil sürücüsü Göpür'ün 0.83 promil alkollü olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Göpür emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede tutuklandı. Kazayı yara almadan atlatan Ozan Ergün, "Biz dört arkadaş cumartesi günü Çeşme'ye denize gittik. Dönüşte gece motosikletimiz bozuldu. Yolun sağı çok karanlık ve viraj olduğu için otoyolla Karaburun birleşimindeki aydınlatma direğinin altına bizi görsünler diye geçtik. Çekiciyi aradık. O da bir süre sonra yolun karşında bize el sallayıp, ileriden dönüp geleceğini söyledi. Tam bu sırada bir otomobil arkadaşlarıma çarptı. Ben son anda refüje kendimi atarak kurtardım. Otomobil çok hızlıydı, ancak yüz metre ileride durabildi. Otomobilin yanına gittim. Direksiyondaki kadın gözleri açık ama kendinde değildi. 'Biz neye çarptık, ne oldu neden durduk' dedi. Arabanın içi alkol kokuyordu. Araçtakilerin hepsi kendinde değildi. Arkadaşımızı kaybettik. Üzgünüz" dedi.

"BU KAZA DEĞİL, CİNAYET"

Dekorasyon ustası olan dört çocuk babası Ferhat Ardil, oğlunun ölümüne sebep olanların en ağır cezayı almalarını isteyerek, "Biz bunu kaza olarak değil, cinayet olarak görüyoruz. Çünkü alkollü olarak, hiçbir fren izi olmadan ve hızlı bir şekilde çocuklarımıza çarpıyor. Yargılanmasını ve en ağır cezayı almasını istiyoruz. Başka kimse zarar görmesin diye bunu istiyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

----------------------

Ferhat Ardil ile röportaj

Ozan Ergün ile röportaj

Olay yeri görüntüleri

Mehmet Can Ardil'in fotoğrafı

Genel ve detay görüntü

(Haber-Kamera: Mehmet CANDAN / İZMİR,

========================================================

4)GİZEM YETKİLİLERDEN YARDIM BEKLİYOR

İZMİR'de yaşayan ve beynindeki tümör nedeniyle yaklaşık 5 ay önce ameliyat olan 17 yaşındaki Gizem Fındık, biriken beyin sıvısının tahliyesi için takılan şantın tıkanması nedeniyle sık sık ameliyat olmak zorunda kalıyor. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanlığı'na seslenen Gizem, eğitimine devam edebilmek için yardım bekliyor.

İzmir'in Karabağlar ilçesinde annesi Fidan Fındık (36) ile yaşayan Gizem Fındık (17) geçen yıl ekim ayında gözünde şişlik nedeniyle göz doktoruna gitti. Göz doktoru Gizem'in gözünde problem olmadığını belirterek nöroloji servisine başvurmasını söyledi. Fidan Fındık kızı Gizem'i, Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji servisine getirdi. Burada gerekli tetkikleri yapılan Gizem'in beyninde, kafatasının arka tarafında portakal büyüklüğünde bir tümör olduğu tespit edildi. Gizem teşhis konulduktan bir gün sonra 17 Mart tarihinde ameliyat edildi. 8 saat süren ameliyatla tümör alınırken, kafatasında biriken sıvının boşaltılması için bir şant (silikon hortum sistemi) takıldı. Şantın tıkanması nedeniyle 24 Mart'ta ameliyat edilen Gizem, yine aynı sebeple temmuz ayında ikinci kez ameliyat oldu. Son gittiği kontrolde şantta sıvı akımının yine yavaşladığının anlaşıldığını belirten Gizem, "Ben sürekli ameliyat olmak istemiyorum. Aslında ameliyattan korkum yok ama eğitimimden geri kalıyorum. Okuluma gitmek istiyorum" dedi.

OYUNCU OLMAK İSTİYOR

Karabağlar Cumhuriyet Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Muhasebe Bölümü 12. sınıf öğrencisi olan Gizem, en sevdiği dersin matematik olduğunu belirterek, "Okulumu ve öğretmenlerimi çok veriyorum. Derslerimde de başarılıyım. Ancak tedavim böyle sürekli ameliyatla devam ederse okulumdan geri kalacağım. Aslında çocukluğumdan beri oyuncu olmak istiyorum. Eğer iyileşebilirsem bu hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Dışarıya annemle çıkmak zorundayım. Sıcakta kalmam yasak olduğu için sadece akşam saatlerinde dışarı çıkabiliyorum. Onda da çok az gezebiliyorum. Arkadaşlarımla da görüşmem mümkün olmuyor" dedi.

CUMHURBAŞKANINA SESLENDİ

Tanıştığı başka hastalara uygulanan şant sisteminin bu kadar sık sıkıntı çıkarmadığını belirten Gizem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanlığı'na seslenerek sorununa çözüm bulunmasını istedi. Gizem, "Nöbet geçirdiğimde gözlerim kayıyor ve uyku hali oluyor. Böyle olunca şantın yavaşladığını ve kafatasımda biriken sıvının basınç yaptığını anlıyoruz. Hastaneye gidiyoruz. Eğer bana tıkanmayacak ya da tıkanma aralığı daha uzun olacak bir şant takılma imkanı varsa yardımcı olsunlar" dedi.

KIZINI TEK BAŞINA BÜYÜTTÜ

Fidan Fındık, Gizem'e 7 aylık hamileyken eşi inşaattan düşerek hayatını kaybetti. Fidan Fındık, kızı Gizem'i temizlik işlerine ve mevsimlik işlere giderek büyüttü. 8 yıl önce babasının vefat etmesiyle Fidan Fındık'a aylık bin 100 lira maaş bağlandı. Yaşadıkları eve 450 lira kira ödeyen Fidan Fındık, "Geriye kalan para ile hem faturalarımızı ödüyor hem de market alışverişi yapıyorum. Kızım rahatsızlanmadan önce gündelik işlere giderek biraz olsun geçimimize destek olabiliyordum. Ancak artık yanından ayrılamıyorum. Başı döndüğü için kendi başına yürüyemiyor. Yolun karşısına geçemiyor. Bu halde kızımı okuluna tek başına göndermem de mümkün değil" dedi. Yetkililerden yardım beklediklerini söyleyen Fidan Fındık, "Kızım sürekli ameliyat masasına yatmak zorunda kalıyor. Artık sesimizi duysunlar" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

----------------------

Gizem Fındık ile röp

Genel ve detay görüntüler

Haber: Timur TARLIĞ - Kamera: Yasin TİNBEK / İZMİR,

=======================================================

5)SİLİKOZİS HASTALARI YARDIM BEKLİYOR

DİYARBAKIRLI Muhsin Oruç 2002 yılında İstanbul'da kot taşlama atölyesinde çalışırken yakalandığı silikozis hastalığı nedeniyle iş yapamaz hale geldi. 4 çocuk babası, 32 yaşındaki Muhsin Oruç, devlet yetkilileri ve hayırseverlerin yardımını beklediğini söyledi.

Merkez Bağlar İlçesi 5 Nisan Mahallesi'nde, 4 çocuğu ve eşiyle birlikte iki gözlü bir evde yaşamak zorunda kalan Oruç, Sosyal Yardımlaşma Derneği'nin sağladığı imkanlarla çocuklarını büyütmek zorunda kaldığını kaydetti. Geçtiğimiz hafta birlikte çalıştığı sırada slikozis hastalığına yakalanan 34 yaşındaki arkadaşı Akif Okul'un hayatını kaybettiğini öğrenen Oruç, sıranın kendisine geldiğini düşüncesiyle yatağa düştü.

Sosyal Yardımlaşma Derneği'nin verdiği maddi imkanlarla geçimini sağlayan Muhsin Oruç, silikozis hastalığından ölen Akif Okul'un kendisine İstanbul'da iş bulmasıyla kot taşlama atölyesinde işe başladığını ifade ederek, "Diyarbakır'da iş yoktu. Rahmet eden Akif Okul bize iş buldu, bizde gittik oraya. 2 sene orada çalıştım. Ben Fakülte hastanesine gittim. Doktor bu işi bırakın dedi. Bu pis bir hastalıktır. Tedavisi yok bu hastalığın. Ben şimdi kötüyüm çalışamıyorum. Bu hastalık beni perişan etti. Akif Okur'u gördüm birşey diyemiyorum. Benim hayatım bitti. 4 çocouk babasıyım kiracıyım, çalışamıyorum. Cumhurbaşkanı, Başbakan bize yardım etsin. Bu hastalığın tedavisi yok. Herhangi birşey yapamıyorum, lavaboya bile gidemiyorum. Akif gibi bende gideceğim" dedi.

Aynı iş yerinde çalışan bir başka arkadaşı Mehmet Tektaş ise, "Biz 2002 senesinde Diyarbakır'dan İstanbul'a gittik. İstanbul'da kot taşlama atölyesinde işe başladık. Bingöl'de bir kaç arkadaşımız vefat etti. Biz öğrendik ki bu silikozis hastalığı can alıyor. İşi bıraktık. Dicle Üniversitesi'nde bir doktor bu hastalığı tespit etti ve 'O işte çalışmayın, bu hastalık sizi öldürecek. Bu hastalığın herhangi bir tedavisi yoktur' demişti. Cumhurbaşkanımız'dan, Başbakanımız'dan bütün yetkilililerden yardım bekliyoruz. Silikozis hastaları ölüyorlar. Geçtiğimiz haftalarda Akif Okul'u kaybettik. Biz artık kimsenin ölmesini istemiyoruz. Yetkililerden silikozis hastalarına maddi ve manevi yardımda bulunmasını istiyoruz. Silikozis can almaya devam ediyor. Bu hastalara sahip çıkılmasını bekliyoruz. 60 arkadaşımız vardı. Bir kişiyi kaybettik. Biz silikozis hastaları derneğini kurup mücadelemizi vereceğiz. Yetkilililer bu hastalığı duysun artık" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------

Muhsin Oruç'un kanepede uzanması

Çocuklarından görüntü

Atölyede birlikte çalıştığı arkadaşları

Muhsin Oruç'un konuşması

Mehmet Tektaş'ın konuşması

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,

========================================================

6)ŞEHİDİN ADI YAŞATILACAK

İL Sağlık Müdürlüğü'ndeki konferans salonuna şehit polis memuru Muhammed Oğuz Kılınç'ın adı verildi. Şehidin hayat hikayesinin anlatıldığı tören sırasında anne Meltem Kılınç gözyaşlarına hakim olamadı.

Antalya İl Sağlık Müdürlüğü'ndeki konferans salonuna, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit düşen polis memuru Muhammed Oğuz'un adının verilmesi dolayısıyla tören düzenlendi. Törene, şehidin annesi Meltem Kılınç ile kendisi gibi polis memuru babası Zeki Kılınç da katıldı. Salonun açılış kurdelesini şehidin ailesi ve İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür birlikte kesti.

İl Sağılık Müdürlüğü çalışanlarının da katıldığı açılışta şehitler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Törende, Muhammed Oğuz Kılınç'ın hayat hikayesinde kesinler anlatılan slayt gösterisi yapıldı. Anne Meltem Kılınç bu anlarda gözyaşlarına hakim olamadı.

İl Sağlık Müdürü Ünal Hülür yaptığı konuşmada, Konyaaltı'nda bir 112 istasyonuna da şehidin adını vereceklerini söyledi. Hülür, şehidin ailesine çiçek vererek teşekkür etti.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Konferans salonunun görüntüsü

Şehidin annesi Meltem Kılınç ile polis memuru babası Zeki Kılınç'ın salona gelişi

Şehidin annesiyle babasının il sağlık müdürü ile kurdele kesmesi

Şehidler için saygı duruşu ve istiklal marşı söylenmesi

Muhammed Oğuz Kılınç'ın hayatıyla ilgili slayt gösterisi

Şehit annesinin hıçkırık sesleri

İl Sağlık Müdürü Ünal Hülürün konuşmaları

Zeki Kılınç'ın konuşmaları

Meltem Kılınç'ın konuşmaları

Ünal Hülürün çiçek sunumu

Antalya il sağlık müdürlüğünün dışarıdan genel görüntüsü

177 MB /// 05.34"

Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA,

=========================================================

7)BATMAN'DA 45 YILLIK EV SAHİPLERİNİN KENTSEL DÖNÜŞÜM TALEBİ

BATMAN Bahçelievler Mahallesi'nde, 45 yıl önce yapılan Hilalevler 126 konutun sahipleri, evlerinin harabeye döndüğünü belirterek, kentsel dönüşüm projesinden yararlanmak istediklerini açıkladı. Hilalevler konutları sakinleri, evlerinin yapıldığı 1982 yılında, Batman'ın en lüks konutları olduğunu belirterek, "Evlerimiz çökmek üzere. Çocuklarımızı geceleri dışarı bırakmaya korkuyoruz. 3 yıl önce belediyeye başvuru yaptık, ama sonuç alamadık" dedi.

Batman merkez Bahçelievler Mahallesi'nde 1982 yılında yapılan ve 126 konutun yapıldığı Hilalevler konutları, 45 yıl sonra yıkım tehlikesiyle karşı karşıya. Yapıldığı tarihte kentin en lüks konutları olan Hilalevler'deki bir çok konut sahibi, yıkılma tehlikesi nedeniyle evlerini terk etti. Bazıları harabeye dönen konutlarda yıkılma tehlikesine rağmen ucuz kira karşılığı Suriyeli mültecilerin kaldığı belirtildi. Harabeye dönen evler ise geceleri madde bağımlılarına koruma sağlıyor. Semt sakinleri de uyuşturucu ve madde kullananlar yüzünden akşamları çocuklarını dışarı bırakmaya çekiniyor.

Üç yıl önce belediyeye giderek başvuruda bulunan mahalle sakinleri, belediye imar bölümünden gelen ekiplerin çalışma yaptığını ve buranın kentsel dönüşüm kapsamına alınması için gerekli girişimleri başlatacaklarını söylemesine rağmen herhangi bir gelişmenin yaşanmamasına tepki gösterdi.

Semt sakinlerinden Fatma Özün, Arzu Öztürk, Suzan Seven ve Suna Sezgin, Batman Belediye Başkanvekili Ertuğ Şevket Aksoy ile defalarca görüşmelerine rağmen sonuç alamamaktan yakındı. Mahalle sakinlerinden Suna Sezgin, 45 yıllık konutların çökebileceğini belirterek, "Uzun süredir bu evlerde oturuyoruz. 1982 Yılında yapılan konutlar artık çökmek üzere. Özellikle geceleri madde bağımlıları eski evler arasında cirit atıyor. Bir dönemler Bahçelievler'in en güzel kooperatifi Hilal Evler'di. Şimdi bu evler viraneye dönüştü. Çocuklarımızı geceleri korkudan dışarı çıkarmıyoruz. Her an burada bir olay yaşanabilir. Artık bu evlerin bir an önce kentsel dönüşüm projesi kapsamında değerlendirmesini istiyoruz" dedi.

126 konutun yeniden yapılması için bir inşaat firmasıyla anlaştıklarını kaydeden konut sakinlerinden Mehmet Şirin Tüzün de, "Bu konutların yıkılması için başvurmadığımız yer bırakmadık. Belediye İmar Müdürlüğü yetkilileri burada inceleme yaptı. Ancak bir türlü kentsel dönüşüm projesi gerçekleşmedi. Sorunlara duyarlılığıyla bildiğimiz Belediye Başkanvekili sayın Ertuğ Şevket Aksoy ve imar yetkililerinin artık evlerimize bir çare bulunmasını istiyoruz. Evler neredeyse çökecek halde. Burada bir şey olursa sorumlusu kim olacak? Örnek bir kooperatif, maalesef viraneye dönüştü. Evlerin bir bölümü boş, bir bölümünde ise Suriyeliler oturuyor. Bu manzaraya artık bir önlem alınmasını istiyoruz" diye konuştu.

Hilalevler konutlarına bitişik birçok binanın yenilendiğini anlatan konut sahiplerinden Fethullah Ekmen, "Nereden bakarsanız bakın, Hilalevler'de 1000'e yakın kişi oturuyor. Bazı konut sahipleri ise evlerini terk etti. Ancak hala kullanılmayacak halde olan bu evlerde oturanlar var. Kimseyi suçladığımız yok. Tek isteğimiz var; o da çevremizdeki konutlar gibi bizim konutlarımızın da kentsel dönüşüm projesinden yararlanmasını istiyoruz. Belirsizlik yüzünden ne konutlarımızı terk edebiliyoruz ne de viraneye dönüşen bu konutları bu halde bırakmak istemiyoruz. Bir an önce konutlarımızın kentsel dönüşümden yararlandırılmasını istiyoruz. Artık bu manzaradan bıktık" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Hilalevler'den görüntü

Harabe evler

Semt sakinleri ve konut sahipleri konuşuyor

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/BATMAN,

=================================================================

8)DÜNYA ŞAMPİYONU NUR TATAR'A KINA GECESİ

GÜNEY Kore'de düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası'nda kadınlar 67 kiloda şampiyon olan ve geçen mayıs ayında İran asıllı tekvandocu Mehran Askari ile hayatını birleştiren milli sporcu Nur Tatar Askari için kına gecesi düzenlendi.

Antalya Kültür Merkezi (AKM) Cam Piramit'te dün gece düzenlenen kına gecesinde, milli tekvandocu Nur Tatar'ın annesi Birgül Tatar, babası Nizamettin Tatar, ağabeyi Kadir Tatar ile İran'dan gelen damadın annesi Faribay Askari, babası Hasan Askari ile kız kardeşi Mehnuş Askari kapıda karşıladı. Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin organizasyonunu üstlendiği kına gecesine 2016 yılında Peru'da düzenlenen 10. Taekwondo Poomse Dünya Şampiyonası'nda 18 - 30 yaş bayan kategorisinde dünya şampiyonu olan Elif Aybüke Yılmaz'ın aralarında bulunduğu sporcular ve çok sayıda davetli katıldı.

Gecede boyunca arkadaşlarıyla halay çeken Nur Tatar ve Mehran Askari, ilk ve son kez evlendiklerini söyledi. Çift, Türkçe ve Farsça müzikler eşliğinde dans etti.

Nur Tatar ve Mehran Askari, bugün Cam Piramit'te saat 19.30'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılacağı düğün töreniyle dünya evine girecek.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Nur Tatar ile eşinin ailesinin kapıda davetlileri karşılarken çekilen görüntüleri

Damadın annesi Faribay Askeri'nin Trkçe ve Farsça konuşmaları

Gelinin annesi Birgül Tatar'ın konuşmaları

Damadın babası Hasan Askeri'nin konuşmaları

Damadın kız kardeşi Mehnuş Askeri'nin konuşmaları

Nur Tatar'ın babası Nizamettin Tatar'ın konuşmaları

Nur Tatar ile eşi  Mehran Askeri'nin bir daha evlenmeyeceğiz şeklinde konuşmaları

Çiftin davul eşliğinde cam piramite girişi

Çiftin zafer işareti yapmamaları

Çiftin Farsça ve Türkçe şarkılarla oynaması

Çiftin halay çekmesi, dans etmesi

Çiftin kına yakımı. Nur Tatar'ın eşinin Tülü açmayacağım diyerek espiri yaptıktan sonra açıp alnından öpmesi.

Çiftin  pistte kınalı elleriyle oynaması

320 MB /// 10.03"

Haber- Kamera: Mustafa KOZAK/ANTALYA-DHA)

==========================================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Zeki Kılınç Nur Tatar Adıyaman İzmir Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

title