Haberler

Dha Yurt Bülteni-7

Tur midibüsü faciası: 17 ölü, 15 yaralıMUĞLA'da, yerli turistlerin içinde bulunduğu tur midibüsünün şarampole devrildiği kazada 17 kişinin öldüğü, 15 kişinin ise yaralandığı bildirildi.

Tur midibüsü faciası: 17 ölü, 15 yaralı

MUĞLA'da, yerli turistlerin içinde bulunduğu tur midibüsünün şarampole devrildiği kazada 17 kişinin öldüğü, 15 kişinin ise yaralandığı bildirildi.

Kaza, bugün saat 12.30 sıralarında, Muğla- Marmaris Karayolu'nun Sakargeçidi bölümünde meydana geldi. İzmir Buca'dan bu sabah yola çıkan yerli turistleri taşıyan ve rampa inen, şoförünün kimliği ise henüz öğrenilemeyen 03 FR 747 plakalı tur midibüsü, iddiaya göre, freni boşalınca kontrolden çıktı. Yaklaşık 20 metreden şarampole yuvarlanan midibüs alt yolda 35 AL 1645 plakalı otomobilin üzerine düştü. Kazada bir kısmı araçtan yola savrulan kimisi araçta sıkışan 17 kişi öldü, 15 kişi ise çeşitli yerlerinden yaralandı. Kazayı görenler sağlık ve jandarma ve polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine kaza yerine 15 ambulans, 3 AFAD, UMKE ekibi, belediye itfaiye ekipleri sevk edildi. Ardından destek için çevre kentlerden de ambulanslar kaza yerine sevk edildi. Sağlık ekipleri kaza yerinde ilk müdahalede bulundukları yaralıları ambulanslarla çevre hastanelere kaldırdı.

Muğla İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin, "Edindiğimiz bilgiye göre kaza, yerli turistleri taşıyan tur operatörüne ait midibüsün şarampole düşmesiyle meydana geldi. Şu an 17 ölü ve 15 yaralı var. Yaralılara kaza yerinde ilk müdahalelerini yapıp, hastanelere sevk ettik. Yaralıların içinde sağlık durumu ağır olanlar da var. Ölü sayısı artabilir. Savcının incelemenin ardından ölenlerin cesetleri adli tıp morguna kaldırılacak. Olay sıcak olduğu için ölenlerin kimlikleri henüz belirsiz" dedi.

Kaza yerindeki çalışmalar sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Yaralıların hastane getirilişi

Hastaneden görüntü

Kaza yerinden görüntü

KAZA YERİNDEN CANLI YAYINDAYIZ

Haber- Kamera: Cihan KAYA- CAVİT AKGÜN / MUĞLA,

==================================================

PKK'lılara operasyon düzenleyen polis ve jandarma yanlışlıkla çatıştı: 1 astsubay şehit (2)

ŞEHİT MEMLEKETİNE UĞURLANDI

Hassa ilçesi Çardak Yaylası kırsalında dost ateşi ile şehit olan 29 yaşındaki Jandarma Astsubay Niyazi Elçin için Hatay İl Jandarma Komutanlığı'nda tören düzenlendi. Törene şehidin 8 yıllık eşi Elif, 3 yaşındaki oğlu Metehan, 2 yaşındaki oğlu Alperen, Hatay Vali Vekili Orhan Mardinli, Adana Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Hacı İlbaş, Hatay İl Jandarma Alay Komutanı Albay Turgay Aras ile şehidin silah arkadaşları katıldı.

Basına kapalı yapılan törende şehidin özgeçmişi okundu, ardından Hatay İl Müftüsü Hamdi Kavillioğlu şehit için dua etti. Duanın ardından şehidin cenazesi cenaze nakil aracına konularak konvoy eşliğinde Hatay Havalimanı'na götürüldü. Burada bekleyen askeri uçakla şehidin cenazesi toprağa verilmek üzere memleketi Balıkesir'in Bigadiç İlçesi'ne gönderildi.

Öte yandan aynı çatışmada yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Serkan Yıldırım ve Özel Harekat polisi Hasan Hüseyin Göz'ün Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ndeki tedavileri devam ediyor. İki yaralının da hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi.

Görüntü Dökümü

-----------------------

Cenaze nakil aracının konvoy eşliğinde İl Jandarmaya girişi

Nakil aracının çıkışı

Haber-Kamera: Ramazan ÇELİK/HATAY,

================================================

Bursa'da madde bağımlısı genç annesini ve kızkardeşini rehin aldı (2)

POLİS İKNA EDİNCE TESLİM OLDU

Bursa'da bugün evine gittiği annesi Lütfiye Ö. ve ablası Melike O.'yu tabanca ile rehin alan, annesi balkondan atlayıp kurtulan, ablasını da serbest bırakan Mehmet O. polis tarafından yaklaşık 75 dakika sonra saat 13.00'de ikna edildi. Tabancayı teslim eden Mehmet O, polise teslim olunca ifadesi alınmak üzere Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü.

Olayla ilgili soruşturmaya başlandı.

Görüntü dökümü

Saldırgan gözaltına alınması

Araca konulması

Detaylar

Haber-Kamera: BURSA

======================================================

Soma'da acının yıl dönümünde, yürekler birleşti (2)

İKİ KARDEŞ, ACILARINI SATIRLARA DÖKTÜLER

Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın üçüncü yıldönümünde, şehitlik ziyareti sırasında hüzün dolu anlar da yaşandı. Şehitlikte yatan babaları Ali Yüksel'in mezarını ziyaret eden 11 yaşındaki ikiz kardeşler Furkan Yüksel ile Betül Yüksel, acı dolu özlemlerini satırlara döktükleri mektuplarını babalarının mezarına bıraktı. Mektupları okuyan ziyaretçiler, gözyaşlarına boğuldu. Betül Yüksel ise ağlamaktan konuşamadı. Amcası Erhan Yüksel kardeş acısından gözyaşı döktü ve yeğeni adına konuştu. Erhan Yüksel, "Betül babasına olan özlemi yazdı, bu üçüncü mektubu oldu" dedi.

İKİZLERDEN ADALET TERAZİSİ VE ÖZLEM SATIRLARI

Madenci Ali Yüksel'in mezarını anneleri Ergül Yüksel'le ziyaret eden ikiz çocuklarından Furkan, üzerinde adalet terazisinin bulunduğu resmi bıraktı. Betül Yüksel ise, "Babam'a, babacığım seni çok seviyorum. İlk öncelikle bunu söylemek istiyorum. İyi ki benim babamsın. Seni küçük yaşta kaybettim ve hala eksikliğini yaşıyorum. Biliyor musun baba, okulda biri babasına sarılırken sen aklıma geliyorsun. Hep o an ağlamak istiyorum. Duygulanıyorum. Arkadaşlarım, ne oldu dediği zaman, aklıma bir şey geldi diyorum. Ama bu kimin suçu biliyor musun baba? Bu 301 maden şehitlerinin katilleri ne olursa olsun, affetmeyeceğim onları. Cezalarını çekmelerini istiyorum. Biraz da olsa acımız hafifleyecek. Çünkü babamın katillerinin hapiste olmasını istiyorum. Biliyorum bu biraz canice gelebilir ama onlar 301 maden şehidine kıyarken gözlerini kırpmadılar. Berat kandilinde, kimse babasız kalmasın. Babasızlık çok zor diye dua ettik. Ben bu acıyı yaşadım bu acıyı 301 maden şehidi yaşadı. Sensiz geçen 3 yıl oldu. 36 ay, 1095 gün oldu. ve inan ki her gün yattığımda sana iyi geceler babam deyip yatıyorum. Başucumda fotoğrafların duruyor. İlk veli toplantısında bir arkadaşım 'Baban neden gelmedi' dedi. Yutkundum cevap veremedim. Babam gelmedi yok babam öldü diyemedim. Çünkü sen ölmedin, değil mi baba! O zamanda yanımızdaydın. Öğretmenlerin benim hakkımda ne dediğini duydun. Merak etme derslerim iyi. 80-90 altında notum yok. Pilot olabilmek için çok çalışıyorum. ve her adımı da atıyorum. Daha çok yaklaştığımı hissediyorum. İkinci dönemin sonunda takdir olacağım. Çok iyi bir okulda okuyorum. Babacığım gözün arkada kalmasın. Furkan'ı sorarsan çok iyi. Seni ziyaret gelirken onu da getiriyoruz. Çok mutlu oluyor. Bugün çok sakin bana hiç hırlamıyor. Furkan bugünlerde çok asabi. Bana çok kötü davranıyor ama ben sen üzülürsün diye pek kavga etmemeye çalışıyorum. Artık mezarlığa çok az kişi geliyor babam. Biz bir avuç insanız, mezarlığın o boş halini görünce üzülüyorum. Siz bu 301 kişiyi nasıl unutabiliyorlar. Seni çok seviyorum. Çok konuştum yine özür dilerim. Seni hepimiz çok özlüyoruz. Pilot olacağım ve senden pilot bir kızı var diye bahsedecekler. Seni çok seviyorum. Babam. Seni çok seven kişi Betül Yüksel" satırlarının bulunduğu mektubu bıraktı. Anne Ergül Yüksel de, sadece acı yaşadıklarını söyledi.

"KİMSE NE YAŞADIĞIMI BİLEMEZ"

Madenci şehitliğini ziyaret edenlerden birisi de Cemile Çiftçi oldu. Oğulları Yılmaz Çiftçi ve Ali Çiftçi'yi madene kurban veren Cemile Çiftçi, "Üç yıldır yaşamıyorum. Neler yaşadığımı kimse bilemez. Sadece acı hissediyorum. Acıyla başbaşayım. Kimse bizi anlamıyor. Birde yargılama süreci bizleri çok yıprattı. Özellikle sanık avukatlarının burana anneler evlatlar demeden yaptıkları konuşmaları bizlere çok yarılıyor" dedi.

Madende can veren iki işçinin ablası Meryem Ersoy da gözyaşı döküp yaptığı konuşmasında, "İlk başlarda şaka sanıyordum. Gelilirler gibi geliyordu ama üç yıl oldu ve artık onlar yoklar hiç olmayacaklar. Bunu bilmek çok acı. Ben onlara berşey olursa yaşayamam diyordum ama üç yıldır yaşıyorum. Yılmaz öldüğü zaman eşi 8 aylık hamileydi, şimdi çocuğu dünyaya geldi onu hiç göremedi, en acısı da bu oldu.

Aydın Kırmızı da Ordu'dan Soma'ya gelip madende can veren dayısı Hüseyin Avkas ile kuzeni Ferhat Avkas'ın mezarını ziyaret etti.

SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN

Madende can veren babası Yüksel Cangül'ün Beyce Köyü'ndeki mezarından sonra maden şehitliğini de annesiyle ziyaret eden 12 yaşındaki Emircan Cangül, faciada sorumluluğu bulunanların da cezalandırılmasını istediğini söyledi. Emircan Cangül, büyüyünce öğretmen olmak istediğini de ifade etti.

BEBEĞİNİN DOĞUMU BABASINI KURTARMIŞ

Mezarlığı ziyaret eden Kader Çiçek ise facia günü yaşadıkları ilginç olayı anlattı. Doğum yapacağı için eşinin yanında olmasını istediğini söyleyen Kader Çiçek, "Eşim isteğim üzerine izin alıp gitmedi. Böylelikle madence ölmekten kızım sayesinde kurtuldu. Bende şimdi kızım Fatma nuir ile mezara gelip ziyaret ediyorum" dedi.

PROTOKOL ÜYELERİ İLE MİLLETVEKİLLERİ DE MEZIRLIĞI ZİYARET ETTİ

Ailelerin ziyaretleri sırasında resmi tören için Vali Mustafa Hakan Güvençer, AK Parti milletvekilleri Selçuk Özdağ, Uğur Aydemir ve Recai Berber, CHP Grup Başkanveki ve Maniksa Milletvekili Özgür Özel, CHP Manisa Milletvekili Muzlum Nurlu, AK Partili Soma Belediye Başkanı Hasan Ergene mezarlığı ziyaret etti. Madenci mezarlıklarına çiçek bıraktı, ailelerle sohbet etti. 301 işçi için Kuran'ı Kerim okunmasının ardından hatim duası edildi. Resmi tören sona erdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

Mezarlıktan görüntü.

Ailelerle röportaj

Ziyaretlerden görüntü.

Ailelerin mektupları

Haber: Taylan YILDIRIM - Şevket YILMAZ - Ersan ERDOĞAN - Serkan ÖZDEMİR, Kamera: Mücahit BEKTAŞ / SOMA (Manisa),

================================================

Trabzon'da yaşlı bir kadının cesedi bulundu

TRABZON'un Bahçecik Mahallesi'nde yaşlı bir kadının cesedi bulundu. Yamaçtan düşerek öldüğü belirlenen kadının kimliği tesbit edilemedi.

Bahçecik Mahallesi Bulut Sokak'taki ormanlık alanda hareketsiz halde yatan yaşlı bir kadını gören çevre sakinleri durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, 70-75 yaşları arasında olduğu tahmin edilen kadının yamaçtan düşerek hayatını kaybettiğini belirledi. Polis ekipleri, üzerinde bir miktar para bulunan ancak kimlik belgesine rastlanmayan kadının mahallede yaşayan ancak 8 gündür kayıp olan 73 yaşındaki Fatma Yaldız olabileceği ihtimali üzerine teşhis için aileyle temas kurdu. Olay yerine gelen Yaldız ailesinden bazıları cesedi bulunan yaşlı kadının Fatma Yaldız olduğunu söylerken bazıları da olmadığını ileri sürdü. Aile fertleri arasında kimlik konusunda fikir birliği sağlanamayınca ceset otopsi yapılmak üzere Trabzon Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Cesedin inceleme çalışmaları

Yakınlarının teşhis etmesi

Cenazenin kaldırılması

Detaylar

HABER - KAMERA: FATİH TURAN /

==============================================

Çevre ve Şehircilik bakanı Özhaseki : Güneydoğu'daki evlerin yüzde 50'si 2-3 şiddetindeki depremde yıkılırdı

ÇEVRE ve Şehircilik bakanı Mehmet Özhaseki,. baba ocağı Kayseri'de Anneler Günü nedeniyle annesi Şükran Özhaseki'yi ziyaret ederek, elini öpüp hayır duasını aldı." Memleketimize huzur gelsin. Tek isteğimiz bu " diyen Özhaseki, "Güneydoğu'da onardığımız evlerin yüzde 50'si, 2.- 3 şiddetindeki depremde bile yıkılacak durumdaydı."dedi

Çveşitli etkinliklere katılmak amacıyla Kayseri'ye gelen Çevre ve Şehircilik bakanı Mehmet Özhaseki, özellikle kayyum atanan belediyelerin bu güne kadar ellerinde kaynak olmasına karşın alt yapıyla hiç ilğilenmediklerini,sıfırdan yaptıkları evler ve oluşturdukları mahallelerinin Güneydoğu bölgesindeki bazı il ve ilçelere rol model olduğuna dikkati çekti. Özhaseki, şunları söyledi:

GÜNEYDOĞU'DAKİ EVLERİN YÜZDE 50'Sİ DEPREMDE YIKILIRDI

"Güneydoğuda yapmaya çalıştığımız şimdiye kadar teröristlerin yaktığı yıktığı ne varsa onları ihya edebilme adınadır. Burada mağdur olmuş vatandaşın mağduriyletlerinin giderilmesi,yaralarının sarılması faaliyeti yapıyoruz. Allah bir daha böyle bir olay yaşatmasın. O bölgede yaşan insanların bunun açıcı çok derin hissetiler. Şimdi de güvenliğinde getirildiği huzur içerisinde bir taraftan da devletin gelip, yaralarının sarmasının müthiş bir şükran duygusu ile karşılıyorlar. Bunu her gittiğim yerde gördüm. O terör örgütlerinin bizim burada kurtarılmış bölgelerimiz,kalelerimiz dediği yerlerde ne kadar sokak,kahve varsa hepsine girdim çıktım. Nihayetinde devletin bakanıyım, devleti temsil ediyorum. İnsanlar bizim insanımız, bizim vatandaşımız. Onların yarasını sarmak bizim görevimiz. Biz orada şöyle bir yol tercih etse idik devlet çok ucuz yoldan çıkmış olabilirdi. Bütün hasarları tespit ettiğimizde kaç liralık bir zarar var o zararları ödeyip geriye çekilebilirdik. O zaman insanlar şunu yaparlardı. Ağır hasarlı, hafif hasarlı demez tamir edip otururlardı. En ufak bir sallantı da o evlerin hepsi yıkılırdı. En basitinden bahsetmek gerekirse 2-3 şiddetinde depremler zarar vermez, ama oralarda bu evlerin yüzde 50'den fazlası yıkılırdı. Çünkü ağır hasarlı idi. Biz bedelleri verip çekilse idik, kırılan camı taktırır.dDuvarını badana ettirir otururdu içinde. Geride kalan parayı da geçiminde kullanırdı. Tabi biz böyle bir yolu tercih etmedik. Orada yeni bir yaşam merkezi oluşturmaya çalıştık. 30 binden fazla bir ev yapıyoruz orada. Bir 30-40 bin kadar evinde hafif hasarlı olduğu için bedelini ödedik. Dışarıda kalan vatandaşlara yardım ettik. Ekmeksiz olan insanlara ekmek AŞ yardımında bulunduk. Toplum yararına çalışma tarafında terör mağduru olan kişilerden birer kişi işe almaya çalıştık. Çünkü evi yıkılmış, ortada kalmış geçimini küçük esnafla sağlayan binlerce insan var. Bunların yapmak devletin göreviydi. Bizde görevimizi yerine getirdik."

GÜNEYDOĞU'DA VATANDAŞLAR SU SORUNU YAŞIYORDU

Altyapı çalışmalarının görevden alınan belediyelerce bugüne kadar alt yapı çalışmalarına ellerinde yeteri kadar mali kaynak olduğu halde el atılmadığına dikkati çeken Bakan Özhaseki " O konu ayrı bir acı. Kayyum atanan belediyeler için söylüyorum. Hiç birisinin belediyecilik gibi derdi olmamış. Su icabında DSİ o ilçenin kapısına kadar su getirmiş, o ilçenin nüfusunun üç katına hitap edecek su getirmiş ancak şebeke döşenmesi adına bir girişim yapılmamış. Veyahut su şebekesi döşenmiş ise su saati takılmamış. Bunları yapmayınca ne yapıyorsunuz, vatandaşa şirin gözüküyorsunuz. Bedava su kullanmanın keyfini çıkardığını düşünüyor vatandaş. Ama baştaki evler bahçeleri suluyor. İlk mahalle doyuyor, diğer mahalleler susuz kalıyor. Silopi Cizre ve Şırnak'da bir saat su geliyor ya da gelmiyor. Bakıyoruz kaynak var, barajlardan su geliyor. DSİ gereğini yapmış, ancak belediyeler gereğini yapmadığı için vatandaş susuz. Şimdi biz yeniden şebeke döşüyoruz, yol yapıyoruz. Kayyum atanan belediyeler çok iyi çalışıyor. Büyük ilçe ve illerde şehrin içerisinde terörün yaşandığı yerlerde yepyeni yaşam merkezi oluşturmaya çalışıyoruz. Bir vatandaş bizimle ev anlaşması yapar ise, o kişiye ev vereceğimiz tarihi söylediğimiz gibi bir sene öncesinden beri 600-800 TL arasında kira yardımı yapıyoruz. Evin bedeli ne kadar yüzde 12'si kadar eşya bedeli parası yapıyoruz. Eşyasının yıkıldığını yakıldığını düşünerek yardım ediyoruz. Bazı ilçelerde durum yüzde 95 seviyelerine geldi. Bazı ilçelerde o terör örgütünün siyasi uzantılarının avukatları tahrik etmeye devam ediyor. Yaparsanız karışmayız diyenler var. Bunların hepsini aşıyoruz." diye konuştu

BAKAN ANNELER GÜNÜ NEDENİYLE HASRET GİDERDİ

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Kayseri'de Alpaslan Mahallesinde oturan annesi Şükran (81)'ı baba ocağında ziyaret ederek, Anneler Günü nedeniyle elini öperek,hayır duasını aldı. Üç erkek çocuk annesi Şükran Özhaseki, " Mehmet, kardeşleri gibi çok vefalı ve hatırşinastır. Yoğun işleri arasında zaman bulup, sık sık beni ziyarete gelir Devlete, millete hükümete hizmet ettiği gibi zaman bulamadığında da telefonla arayıp, halimi, hatırımı sorar. Üç oğlumdan da Allah razı olsun."dedi. "Anne duasıyla ayakta duruyorum" diyen Özhaseki'de, "Her hafta gelmeye çalışıyorum. İşimiz çok, sorumluluk sahibiyiz. Yüklendiğimiz görevler var. Onları hakkı ile yerine getirmeliyiz. Güneydoğu ve diğer şehirlerde yaptığımız projeler var. Bunları takip ediyorum. Bir taraftan da insanız. Anamız var. Anadan başka ne olabilir ki insan hayatında. Mutlaka, bir saatliğine iki saatliğine de olsa Kayseri'ye geliyor, annemi görüyorum. Annem biraz rahatsız, elini öpüyor, duasını alıyorum. Benim anneme gelmem, ona en büyük Anneler Günü hediyesidir .Anamın duası olmasa,bu kadar şerre karşı nasıl ayakta kalayım."şeklinde konuşup, Şükran hanımın elini öpüp, sarılarak hasret giderdi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Bakan Özhasekinin annesinin elini öpmesi

-Bakan Özhaseki ve annesi Şükran Özhaseki'nin konuşmaları

-Bakanın Güneydoğu'daki imara yönelik açıklaması

Detay

Haber: Oktay ENSARİ Kamera: Olcay DÜZGÜN/KAYSERİ,

======================================

(ÖZEL) 15 Temmuz gecesi intihar eden astsubayın annesi oğluna şehitlik istiyor

İSTANBUL'da 15 Temmuz darbe girişimi sırasında 'Halka ateş aç' emrine uymayıp intihar eden tankçı astsubay çavuş 25 yaşındaki Ferhat Daş'ın annesi 54 yaşındaki Fatma Daş, ilk kez bu Anneler Günü'nde oğlundan hediye alamayacağını belirterek, "Bana bu Anneler Günü'nde oğlumun bir hediye almasını çok isterdim ama olmadı. Bana en büyük hediye oğlumun şehitliğinin verilmesidir" dedi.

Ferhat Daş, 15 Temmuz gecesi verilen emirle görev yaptığı İstanbul'daki General Nurettin Baransel Kışlası'ndan Sabiha Gökçen Havalimanı'na doğru yola çıktı. Tank, havalimanı yakınına geldiğinde burada toplanan kalabalık tarafından durduruldu. Bir süre sonra Ferhat Daş, başından vurulmuş olarak bulundu ve götürüldüğü hastanede yaşamını yitirdi.

HİÇBİR KURUM ARAÇ VERMEDİ

Daş'ın cenazesi ailesi tarafından alındı ancak darbe girişimi sırasında karşı ateşle öldüğü düşünülen astsubayın cenazesi için hiçbir kurum araç tahsis etmedi. Aile, cenazeyi kendi imkanlarıyla memleketi Kahramanmaraş'ın Andırın İlçesi'ne getirerek 17 Temmuz'da sabaha karşı Geben Mahallesi'nde sessizce toprağa verdi.

İNTİHAR ETTİĞİ ORTAYA ÇIKTI

15 Temmuz'dan 2 hafta sonra silah arkadaşlarının ifadeler ve ortaya çıkan cep telefonu görüntüleri ile astsubay Ferhat Daş'ın darbeci değil, darbecilerin 'Halka ateş aç' emrine uymayarak intihar ettiği anlaşıldı. Cep telefonu görüntülerinde Ferhat Daş'ın tankın üzerine çıktığı ve tankı durduran kalabalığın 'En büyük asker, bizim asker' tezahüratı yaptığı, tankın içerisine girdikten sonra da silah sesi duyulduğu ve Daş'ın yaralı olarak ambulansa taşındığı görülüyor.

CUMHURBAŞKANI'NDAN YARDIM İSTEDİLER

Oğullarının darbeci olmadığının ortaya çıkmasının ardından ailesi oğullarının itibarının geri verilmesini istedi. Cumhurbaşkanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere ilgili yerlere verdikleri dilekçeden sonuç alamayan aile, son olarak Şubat ayında miting için Kahramanmaraş'a gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Astsubayın annesi Fatma Daş ile yengesi Cennet Daş, Ferhat Daş'ın darbeci olmadığını, hatta 15 Temmuz şehitleri listesinde de adının olduğunu ancak devlet tarafından şehit kabul edilmediğini ifade ederek yardım istedi.

"ANNELER GÜNÜ'NDE CİĞERİM PARÇALANIYOR"

Ferhat'ın darbeci olmadığını halkına ateş açmaktansa gözünü kırpmadan kendi canına kıydığını söyleyeh annesi Fatma Daş, oğlunun mezarını ziyaret edip dua etti. Tek isteklerinin oğluna itibarının geri verilmesi olduğunu ifade eden Daş, oğlunun mezarı başında yetkililere seslenerek şunları söyledi:

"Oğlum yaşasaydı şimdi 26 yaşında olacaktı. Bana her Anneler Günü'nde hediye alır, elimi öperdi. Çok acı çekiyorum, oğlum yaklaşık 1 yıl önce hain darbe girişiminde komutanının verdiği emri uygulamayarak halka ateş açmadı, çünkü oğlum vatan haini değildir. Cumhurbaşkanım Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan bir isteğim var, çok canım yanıyor. Bana bu Anneler Günü'nde oğlumun bir hediye almasını çok isterdim ama olmadı. Bana en büyük hediye oğlumun şehitliğinin verilmesidir. Cumhurbaşkanımız Kahramanmaraş'a geldiğinde durumumuzu anlattık, konunun takip edileceğini söylediler, ancak bir türlü haber gelmedi. 15 Temmuz Şehitleri arasında oğlumun ismi ve fotoğrafları olmasına karşın henüz şehitliği verilmedi. Benim Allahtan tek dileğim oğlumun bu topraklarda huzur içinde uyumasıdır. Başka hiçbir şey istemiyorum, mezarına her geldiğimde içim kan ağlıyor, hele de bu Anneler Günü'nde ciğerim parçalanıyor."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

----------------------------------------

Fatma Daş'ın konuşması

Fatma Daş ve yakınlarının dua etöesi

Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: İskender ZENGİN-KAHRAMANMARAŞ-DHA)

==============================================

Engelli müdür Özlem öğretmen: Bizim ülkemizde kadın olmak zor

ANKARA'nın Etimesgut İlçesi'nde oturan ve müdür olarak görev yaptığı 35 kilometre mesafedeki Kahramankazan ilçesinde bulunan Efes Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne engelli otomobili ile giden engelli öğretmen Özlem Atik, tekerlekli sandalyede öğrencilerine güzel bir gelecek hazırlamanın gayreti içinde olduğunu söyledi. Geçirdiği bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum kalan Özlem Atik, 17 dönümlük okulu karış karış gezdiğini belirterek, tek gayesinin öğrencilerine iyi bir gelecek hazırlamak olduğunu söyledi. Atik, "Kadın olmak bizim ülkemizde zor. Çalışan kadın olmak daha da zor, idareci olmak bir daha zor. Bunun üstüne bir de anneliği ve engelliği eklerseniz, bunları komple bir araya getirdiğinizde ne kadar zor olduğunu düşünemezsiniz. Ancak engelliden öğretmen de oluyor, idareci de olunuyor" dedi.

Özlem Atik, Van'ın Erciş ilçesine öğretmen olarak atandıktan sonra kendisini ziyarete gelen babasını Van Devlet Hastanesi'ne kontrole götürürken direksiyon hakimiyetini kaybettiği otomobil yoldan çıkıp takla attı. Araç içinde sıkışan Özlem öğretmen, omuriliğine aldığı darbe sonucu henüz 28 yaşında bir çocuk annesiyken tekerlekli sandalyeye bağlı devam ettirmeye başladı. Bir yıllık fizik tedavisinin ardından Milli Eğitim müfettişlerin 'seni emekliye ayıralım' önerisini kabul etmeyen Özlem öğretmen, tekerlekli sandalyede de olsa görevini layıkıyla yapabileceğini ve daha birçok öğrenci yetiştireceğini belirtip, mücadelesine devam edeceğini söyledi. Görev yaptığı okullarda, okulun fiziki şartlarından ve idarecilerinden dolayı karşılaştığı birçok engel ve engellemelere rağmen pes etmediğini belirten Özlem Atik, yaşantısı ve hayat enerjisiyle çevresine başarı için hiçbir şeyin engel olamayacağını aşılamaya çalıştığını söyledi. Kahramankazan'da görev yaptığı 17 dönüm arazi üzerine kurulu okulun her noktasını gezip, denetlemelerini aksatmadan yerine getiren Atik, bu gayreti ve çalışkanlığı ile okul başarısında da önemli bir aşama kat etiklerini belirtti.

EVDE, HERKES KENDİ İŞİNİ YAPAR

İlkokul arkadaşı olan Yusuf Atik ile yıllar sonra tekrar görüşmeye başlayan ve evlenen Atik çiftinin 21 yaşında Doğukan adında bir de çocukları bulunuyor. Eşini mutfağa sokmayan Özlem Atik, evin yemeklerini kendisinin yaptığını belirterek, yemek sonrası hazırladığı kahveyi de eşiyle birlikte yudumladıklarını belirtti. Tekerlekli sandalyede yaşamanın dışarıdan görüldüğü gibi bir engel olmadığını dile getiren okul müdürü Özlem Atik, "Arkadaş çevresinde sohbet ederken 'eşimin kahvesini kendim yapar götürürüm' diye söylerken şöyle bir bakıyorlar, 'Allah Allah olur mu?' diyorlar. Onu yapmak benim için büyük bir zevk. Eş olarak ona olan saygımın bir göstergesi" dedi.

BİZİM ÜLKEMİZDE KADIN OLMAK, İDARECİ OLMAK ZOR

Ülkemizde kadın olmanın zorluklarını dile getiren lise müdürü Özlem Atik, "Kadın olmak bizim ülkemizde zor. Çalışan kadın olmak daha da zor, idareci olmak bir daha zor. Bunun üstüne bir de anneliği ve engelliği eklerseniz, bunları komple bir araya getirdiğinizde ne kadar zor olduğunu düşünemezsiniz. Ancak engelliden öğretmen de oluyor, idareci de olunuyor. Bizim engelimiz sadece bize engel. Yoksa sevgiye, çalışmaya engel değil. Önemli olan bunu çevreye, öğrencilere gösterebilmek. Özlem Atik demek sabır demek, özveri demek, çalışmak demek, vatanını sevmek demek ve bugünü dünüyle aynı olmamak demek. Her engel, engelli için farklı bir engel. Engelli olan insanların çalışma hayatında daha fazla yer alması, karar alma mekanizmasında daha aktif rol almaları gerekir. Benim en büyük hayalim, böyle bir yerde görev almak" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

Okuldan genel görüntü

Özlem Atik'in çalışmalarından genel görüntü

Özlem Atik'in sınıf ve atölyeleri gezerken görüntüler

Özlem Atik'in arabasıyla evden okula ve okuldan eve gitmesi

Özlem Atik'in evinden genel görüntü

Özlem Atik'in eşine kahve yapması ve ikramı

Özlem Atik ile röportaj

Özlem Atik'in eşi Yusuf Atik ile röportaj

Öğretmenlerle röportaj

Öğrencilerle röportaj

Haber-Kamera: Hasan POLAT/ANKARA, -

===========================================

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Mehmet Özhaseki Furkan Yüksel Anneler Günü Soma Politika Güncel Haberler

title