Başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması

"(BDP'liler) En zavallı durumda olanlar onlar. Onlar çekiçle örs arasında sıkışmış durumdalar. Bir tarafta Öcalan'ın çekici, öbür tarafta Kandil'in örsü. İki tarafa da yaranamayan, iki tarafa da ...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, BDP'lilerin çözüm sürecine ilişkin tutumlarını eleştirerek, "En zavallı durumda olanlar onlar. Onlar çekiçle örs arasında sıkışmış durumdalar. Bir tarafta Öcalan'ın çekici, öbür tarafta Kandil'in örsü. İki tarafa da yaranamayan, iki tarafa da söz geçiremeyen, iki tarafın arasını belki bulamayan ama siyaset yaptığını zanneden bir şekildeler" dedi.
Arınç, CNN Türk televizyonunda canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu. Askerlik süresinin kısaltılmasına ilişkin Arınç, bunun 1 yıldan beri üzerinde konuşulan bir konu olduğunu söyledi.
Bu konuda söz sahibinin Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı olduğunu, temel itibarıyla bu işin sorumlusu kurumun düşüncelerinin kendileri için çok önem taşıdığını anlatan Arınç, şöyle devam etti:
"En son 12 aya inmesi konusunda Genelkurmay'ın da uygun görüşü var. Hükümetimizin de bu konuda bir kararı var. Zannediyorum bayramdan sonra kademeli olarak, çünkü kanun çıkarmaya karar yok. Bakanlar Kuruluna verilen bir yetki var. O yetkiyi kullanarak, biz bunu tedrici olarak sırası gelenleri, bundan sonra askerliğe gelecek olanların da uzun askerlik süresiyle, çünkü bir de 5-6 aylık askerlik var, yedek subaylık muhafaza ediliyor, 12 aylığa da inmiş oluyor. Bence iyi bir gelişme olacak."
Demokratikleşme paketine değinen Arınç, bu kapsamında Mor Gabriel'in Süryani vatandaşlara iade edildiğini, kamudaki kıyafet ve andımız konusunun yürürlüğe girdiğini belirtti.
Yasama konusundaki takvimlerini anlatan Arınç, "Öncelikle Meclis gündemine gelmiş olan, hatta bir kısmı komisyonda görüşülmüş olan, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili kanun, zannediyorum bir göç kanunu sırada var, onların çıkarılması. Diğerlerinin de tasarı olarak, 21 Ekim'de Bakanlar Kurulumuz, bayramdan sonra... Ümit ediyorum, yıl sonuna kadar bu yasal düzenlemelerin hepsi hayata geçirilir" diye konuştu.
-"Alevilerin haklı bazı taleplerinin karşılanacağını düşünüyorum"
Arınç, "Pakette Alevilerle ilgili birşey bulunmadığına" ilişkin soru üzerine, Faruk Çelik'in Devlet Bakanlığı döneminde bir çalıştay yapıldığını, bunun sonuçlarının kitapçık olarak neşredildiğini söyledi.
Burada farklı düşünceler olsa dahi ifrata giden bazı Alevi kuruluşlarının da bulunduğunu dile getiren Arınç, şöyle konuştu:
"Birbirlerinden çok farklı şeyler söyleyenler ve isteyenler de var. Hatta bir kısmının istekleri yapılsın diye değil, bunu tartışma konusu olarak sürdürme amacına da yönelik, samimi olmamız lazım. Cemevlerinin ibadethane kabul edilmesi konusunda bile birbirinden çok farklı düşünenler var. Yani Aleviliğin aslında farklı bir din olduğunu söyleyenler olduğu gibi, Alevilerin aslında farklı bir milliyet olduğunu söyleyen Tunceli milletvekili gibi adamlar da var. Bunların içerisinde Alevilerin bizden kopmaması, bütünlüğümüzden ayrılmaması ve bazı dış ülkelerdeki çabalara teşne bir takım kararlar alınmaması için çalışıyoruz."
Alevilerin taleplerinin demokratik anlamda yerine getirilmesi gerektiğini anlatan Arınç, "Hükümeti başarılı kılan da demokratik taleplere verdiği pozitif karşılıklardır. Biz ne zaman bir paket açıklasak ve onun gereğini yerine getirsek oyumuz 2 puan, 5 puan yükseliyor" ifadesini kullandı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a yılbaşından itibaren bir görev verdiğini belirten Arınç, "(O çalıştaydaki görüşmeleri, bugünün güncel konularıyla da bir araya getirin, Diyanet İşleri Başkanımız kendi alanında çalışsın ama siz bir siyasetçi olarak, taraflarla oturun, konuşun, tekrar. Bazı konuları kabul edebiliriz, bazı konularda istedikleri bütün talepleri karşılayabiliriz) şeklinde" dedi.
Bozdağ'ın çalışmasını henüz tamamlamadığını ifade eden Arınç, "O yüzden paket açıklandığında denildi ki bu ilk ve son değildir, bazı çalışmalar bittikçe de süreç devam edecektir. Ben haklı bazı taleplerinin mutlaka karşılanacağını düşünüyorum. Alevi yurttaşlarımızın böyle hasbi olarak istedikleri konuları mutlaka yerine getirmemiz lazım" değerlendirmesinde bulundu.
-"Ekim ayının sonunda baskıya verecek noktadayız"
Arınç, "Türk Dil Kurumunun hazırladığı Kürtçe sözlüğe" ilişkin soruyu yanıtlarken, bunun iyi bir gelişme olduğunu, konunun yıllardır ihmal edildiğini söyledi.
Konuyu geçen yıl plan bütçe komisyonunda açıkladığını, bazılarının eleştirdiğini bazılarının da çok uygun karşıladığını dile getiren Arınç, çalışmayla ilgili Türk Dil Kurumundan geçen günlerde bir rapor aldığını bildirdi.
"Bu konu, artık seçmeli derslerin yanında özel okullarda anadille de eğitim yapılacağına göre bizim için çok acil" diyen Arınç, şunları kaydetti:
"Onlardan müjdeyi aldım. 4 uzman arkadaşımızın çalışmaları tamamlanmış, ekim ayının sonunda baskıya verecek noktadayız. Türkçeden Kürtçeye, Kürtçeden Türkçeye. Bu lügatımızın tek bir amacı var, ilkokullardan liseye kadar dahil okutulabilecek seçmeli Kürtçe derslerinde ve Kürtçe edebiyat vs. örneklerinin çözümünde yardımcı olabilecek Kurmanci lehçesiyle hazırlanmış bir lügattır. Zannediyorum 12 bin kelime ihtiva ediyor. Bundan sonraki aşamamız da akademik lügatın hazırlanmasıdır."
-Çözüm süreci
"Çözüm süreciyle ilgili PKK'nın sürekli reddediş tavrında olduğuna" ilişkin değerlendirme üzerine Arınç, sürecin geçen aralık ayının sonundan itibaren başladığını hatırlattı.
Bunun çok zor, neticesinden yüzde yüz emin olmadıkları bir iş olduğunu vurgulayan Arınç, "Hepimiz bir endişe, tedirginlik içerisinde. Çok arzu ediyoruz, bu süreç sonuna ulaşsın, başarıya ulaşsın. Ama nerede kırılacak, kim buna vesile olacak. Çünkü sürecin bozulmasını isteyen, şiddetin, silahın tekrar egemen olmasını isteyen o kadar çok kişi, kurum, kuruluş, iç, dış, o kadar destekçisi var ki, kim bunlardan etkili olacak da birisi silahı tekrar patlatacak diye hepimiz teyakkuz içerisindeyiz" diye konuştu.
Örgüt lideri konumundaki kişinin "Silahları bırakacaksınız, bundan sonra silahlar değil siyaset ve fikirler konuşacak ve hepiniz dışarı çıkacaksınız" şeklinde talimat verdiğini hatırlatan Arınç, şunları kaydetti:
"Şimdi bir tek şey istendi hükümetimizden veya talepleri oydu, 'Biz geçmişte de çıkmak istedik veya süreç öyle denk geldi ama bizi vurdunuz, öldürdünüz. Biz talimatı aldık çıkacağız ama operasyon yapılmasın ki rahat çıkalım.' Biz de dedik ki 'zaten bir eylem olmazsa, silahlı bir eylem olmazsa, güvenlik açısından bir sıkıntı olmazsa siz çıkacaksanız operasyon yapılmayacak.' Sözümüzde durduk. Temmuza kadar bu iş bitecekti ama tam o noktalara geldiğimiz zaman bir gerçek ortaya çıktı. Öncelikle biz dedik 'Sözünüzde durmuyorsunuz.' Başbakanımız önce yüzde 15 dedi. Sonra belki yüzde 20'si en fazla çıktı dedi. Yaşlılar, kadınlar, hastalar vs. Bunlara karşı bir itiraz da gelmedi. Görüntüler var ama o görüntüleri toplasanız yüzde 10, 15 ediyor. Biz de boş durmuyoruz, bizim de istihbaratımız var. Kimin nereden çıktığını, ne kadar çıktığını bilmeyecek kadar herhalde şapşal değiliz, bütün bunları da takip ediyoruz. Siz sözünüzü tutmadınız, çıkmıyorsunuz. Çıkacağız. İş ortaya çıktı ki Öcalan'ın iradesine teslim olduklarını iddia edenler, Kandil iradesiyle çıkmamak istiyorlar, bu çok açık. O zaman bizim irademiz onun iradesidir diye imza verenler, başüstüne deyip arkadan bu işi yapmayanların Öcalan ile bir çelişki içinde olduklarını görebiliriz.
Arınç, yeniden silahların patlamasını, insanların ölmesini, annelerin ağlamasını istemediklerini belirterek, "Biz bunun için baldıran zehiri içmeye talip bir hükümet olarak meseleye bakıyoruz. Ama siz elinden silahı bırakmamak niyetinde olanlar, o güçten vazgeçmek niyetinde olmayanlar, böyle bir davranış içinde bulunursanız, biz kaldığımız yerden tekrar başlamak zorunda kalabiliriz. Bunu yapmayın, çekilin, ondan sonraki süreci de takip edin" dedi.
Bülent Arınç, "Bunların içerisinde, örgütün bizden istediği şu var diye yaptığımız hiçbirşey yok. Biz demokratikleşme alanına doğru bildiklerimizi yapıyoruz" ifadesini kullandı.
-"En zavallı durumda olanlar onlar"
Başbakan Yardımcısı Arınç, çözüm sürecinde "politik kadronun" durumunun sorulması üzerine de şu değerlendirmede bulundu:
"En zavallı durumda olanlar onlar. Sayın Demirtaş'ın birkaç gün önce Diyarbakır'da söylediklerine bakın. Onun yanındaki bayan milletvekillerinin söylediklerine bakın. En akıllısı, en uysalı dediğimiz insanlara bakın. 'Paket kabak çıktı' diyor, bilmem ne diyor. Onlar çekiçle örs arasında sıkışmış durumdalar. Bir tarafta Öcalan'ın çekici, öbür tarafta Kandil'in örsü. İki tarafa da yaranamayan, iki tarafa da söz geçiremeyen, iki tarafın arasını belki bulamayan ama siyaset yaptığını zanneden bir şekildeler. Ben o arkadaşlarımın güçlü olmasını isterim. O güçlü irade çözüm sürecini yöneltmeli Türkiye'ye. Pek çoğunun da aslında samimi olarak bunu düşündüğünü biliyorum. Ama pek çoğu da maalesef 'bu süreçten hayır yok, tekrar eski günlere dönelim' özlemi içerisinde. Kandil'in gücü altında eziliyorlar. Dik durmaları lazım."
Verilen sözlerin tutulmaması karşısında bir beklenti içinde olduklarını belirten Arınç, "Bugün bu iş bitti diyecek bir noktada değiliz. İyi niyetle işin sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.
Arınç, Kandil'de de bir çatışmanın, kendi aralarında bir güç mücadelesi olduğunu veya bazı nedenlerle bunları söylemek zorunda kaldıklarını tahmin edebileceklerini kaydetti.
-"Duyduğumda çok acayip, yersiz bulmadım"
Bülent Arınç, "parti tüzüklerindeki üç dönemden fazla seçilememe hükmüne" ilişkin soruyu yanıtlarken, "Ben halimden memnunum. Uzun süren siyasi hayattan sonra en azından aktif milletvekilliği döneminin kapanması gerektiğini düşünüyorum. Sayın Başbakan da benim gibi düşünüyor veya ben onun gibi düşünüyorum" dedi.
Tüzük değişikliği yapıldığında Meclis Başkanı olduğunu hatırlatan Arınç, "Olanlardan haberim yok. Parti yönetiminde görüşülmüş, tartışılmış, kabul edilmiş. Ama sonra duyduğumda da bunu doğrusu çok acayip, çok yersiz bulmadım" ifadesini kullandı.
Arınç, 40 yıllık siyasi hayatında en çok duyduğu konulardan birinin parti içi demokrasi, liderlik oligarşisi gibi konular olduğunu dile getirerek, "Geldiği zaman gitmesini bilmeli bir insan, gidebilmeli. Süre sınırlaması olmalı. Yoksa işin tabiatında var, gelen pek gitmek istemiyor" diye konuştu.
Arkadan gelenlerin önünün açılması, gençlerle yenilenmenin yerine getirilmesi gerektiğini ifade eden Arınç, "Ama Sayın Başbakan şunu söylüyor, satır arasından belki onu anlamak da mümkün, 'Ben Genel Başkan olarak kaldığım sürece böyle bir değişiklik söz konusu değil' diyor. 'Genel Başkan olduğu sürece' deyince hukukçular işin inceliğine dikkat ederler, yani öyle olmayan bir süreç gelirse işin rengi değişir mi ona birşey demek istemiyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Arınç, "Aksini iddia edecek değil, 'Ben Genel Başkan olarak kaldığım sürece bu prensip değişmeyecek' dedi. Ben dua edeyim ki hep genel başkan olarak kalsın. Ama değişmesi halinde de başka gelen arkadaşımızın bu konudaki tavrını, düşüncesini bugünden söyleyemem" dedi.
"Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olması durumunda AK Parti'de genel başkanlık meselesi ne olur" sorusu üzerine Arınç, bunların parti içinde çok kolay çözülebilecek konular olduğunu ifade etti.
Arınç, soru üzerine, halk tarafından ilk defa cumhurbaşkanı seçileceğini belirtti.
Arınç, şöyle devam etti:
"Varsayım şöyle, Cumhurbaşkanı Sayın Başbakanımız olacaksa, Allah kısmet eder, herşey nasip işidir, o zaman Cumhurbaşkanımız olan Sayın Gül, tekrar adaylığını koymayacak ve siyasi hayattan ayrılmış olacak. Esasen Cumhurbaşkanı siyasetten alakasını kesmiş bir insandır. Peki bir yıl içerisinde, bir yıl sonrasında ne yapacak. Bir defa bahsettiğimiz kişi bizim partimizin kurucusu. Geçmişte milletvekilimiz ve ilk başbakanımız. Cumhurbaşkanlığını da hakkıyla yaptı, 10 üzerinden 10. Halkın sevgilisi, fevkalade güzel, uyumlu, yumuşak, toleranslı, herkesi kucaklayan, milletin birliğini temsil eden bir insan. Yani hanesinde eksiler yok. İnşallah bundan sonraki cumhurbaşkanlarımız, onlar da çok başarılı olacak, onlar da halkla bütünleşecek. Şimdi böyle bir insanın tekrar siyaset yapma arzusunu ben şahsen taşımasını isterim bir. AK Parti'de siyaset yapmasını başımın üstünde taşırım, iki. Böyle bir insan herşeye layıktır, üç. Burada hiçbir sorun yok."
"Grubun beklediği Abdullah Gül'ün başbakan olması mı?" sorusu üzerine Arınç, "Abdullah Gül, şüphesiz partimize dönerse tekrar, en iyi görevlerde değerlendirilir. Ama şimdiden mutlaka genel başkan olur, ertesi gün başbakan olur, bunları söylemek için çok erken ve doğru değil" dedi.
Arınç, "Bu Sarıgül değil, Abdullah Gül. Hala gelip gelmemesi parti içinde tartışılıyor. Ağzına gelen, ağzına gelen hakareti yapıyor, küçültmeye çalışıyor. Ben onun haline doğrusu acıyorum biraz. Bu insan bunlara layık değil herhalde. Alıp getirmeleri, kabul etmeleri gereken bir insanı, elinin tersiyle iter gibil bir davranış çok yanlış" diye konuştu.
- Ankara































