Haberler

Dha Yurt Bülten 2

1 - ÇANAKKALE BOĞAZI SİS NEDENİYLE ÇİFT YÖNLÜ TRANSİT GEMİ GEÇİŞLERİNE KAPATILDI

ÇANAKKALE Boğazı, yoğun sis nedeniyle çift yönlü olarak transit gemi geçişlerine kapatıldı. Çanakkale Boğazı'nda, gece yarısı başlayan yoğun sis, sabah saat 05.00 itibariyle etkili olmaya başladı. Görüş mesafesinin 100 metreye kadar düşmesi, deniz ulaşımı etkiledi. Çanakkale Boğazı Gemi Trafik Hizmetleri Merkezi yetkilileri, boğazı sis nedeniyle transit gemi geçişlerine, saat 06.30'da, çift yönlü olarak kapattı. Yetkililer, telsiz kanalından gemi kaptanlarını durum hakkında bilgilendirdi. Çanakkale Boğazı'na giriş yapamayan gemiler, demir bölgelerinde sisin dağılmasını bekledi. Boğaz hattındaki feribot seferleri ise devam etti.

Görüntü Dökümü

-----------------------

-Çanakkale Boğazı'ndan sis görüntüsü.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,

2 dakika 7 saniye. 234 MB.

===========================================================

2 - ÜRKMEZ YAT LİMANI ÇED KARARI İPTAL EDİLDİ

VATANDAŞLAR, KARARI KAĞITTAN GEMİ YAPIP DENİZE BIRAKARAK KUTLADI

İZMİR'in Seferihisar ilçesi Ürkmez Mahallesi'nde bulunan halk plajına Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yapılması planlanan yat limanı için verilen Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Olumlu kararı, mahkemeden döndü. İzmir 1'inci İdare Mahkemesi, ÇED raporunda yer alan değerlendirmelerin yetersiz olduğuna hükmederek, ÇED olumlu kararını iptal etti. Mahkemenin kararını duyan vatandaşlar, sevinçlerini çığlık atarak gösterirken, Seferihisar Belediye Başkanı CHP'li Tunç Soyer de mahalle sakinleri ile birlikte kağıttan yaptıkları gemileri denize bıraktı.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 3. Bölge Müdürlüğü, İzmir'in Seferihisar ilçesi Ürkmez Mahallesi'nde bulunan halk plajında, 764 tekne bağlamalı bir yat limanı yapmak için proje hazırladı. Çevre ve Şehiricilik Bakanlığı da o proje için ÇED olumlu kararı verdi. Seferihisar Belediyesi başta olmak üzere toplam 61 kişi, ÇED olumlu kararının iptali için İzmir 1'inci İdare Mahkemesi'ne dava açtı. 3 yıldır süren davada, mahkeme kararını verdi. Projenin Lebedos Antik Kenti arkeolojik SİT alanına komşu olduğuna dikkat çeken İzmir 1'inci İdare Mahkemesi, kararında, verilen ÇED raporunun, projenin Lebedos Antik Kenti, 1 ve 3'üncü derecede arkeolojik sit alanı sınırına komşu olmasına karşın, kentin konumu, kuruluş amacı, topografyası ve kent üzerinde tespit edilen kalıntılar, kentin olası yayılım alanının çevresi ile birlikte projeden nasıl etkileneceği konusunda kümülatif bir değerlendirme içermediği kanaatine varıldığı görüşüne yer verdi. Yine kararında, proje sahasında dağılım gösteren bentik omurgasız türlerin tespiti için yapılan örnekleme ve değerlendirmenin yetersiz olduğu kaanatine yer veren mahkeme, koruma altında olan bir deniz çiçekli bitkisi türü olan deniz eriştesi (posidonia oceanica) tarafından oluşturduğu çayırların, proje sahasındaki dağılım sınırlarının hatalı verildiğine hükmetti. Kararda ayrıca, Azmak kanalı tahliye kapasitesinin azalması ile mansapta olası su baskınlarının yaşanabileceğine değinildi.

SEVİNÇ ÇIĞLIKLARI ATTIRLAR

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ile davacıların avukatı Şehrazat Mercan, mahkemenin kararını proje için seçilen Ürkmez plajında, halka birlikte açıkladı. Kararı duyan vatandaşlar, sevinçten çığlık attı, kimisi ayağa kalkarak oynamaya başladı. Başkan Tunç Soyer, mahkemeden çıkan kararın insanları çok motive ettiğini belirterek, "Çok emek verdiğiniz ve çevrenizde herkesin 'Olmaz o iş' dediği bir şey sonunda oldu. Bu güzelim sahilin böyle bir tahribatla maf olmasını istemiyorduk. Çünkü maf olacağını çok iyi biliyorduk. O nedenle çok mutluyuz. Nihayet bu sahil kurtuldu. Bu akvaryum deniz yine gelecek kuşaklara nakledilecek. Bunun sadece Seferihisar Ürkmez için değil, Türkiye'de doğa katliamı ile baş başa olan her yer için iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. İnsanlara umut verdiğini düşünüyorum, vermesi gerektiğine inanıyorum. Doğayı korumak için verilen mücadele kazanılıyor. Bu mümkün, bunu göstermiş olduk. Bir fırsatını bulup projeyi yeniden buraya kondurmak isteyenler olacak ama biz her zaman taş gibi dimdik duracağız" diye konuştu.

"PROJENİN ÇEKİLMESİNİ İSTİYORUZ"

Avukat Şehrazat Mercan, plajda oldukça geniş bir alanı kapsayan projenin durdurulması kararını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, şunları söyledi:

"Bu proje, 1994 yılından beri yatırım planında olan yat limanıydı. Kapasitesini de sürekli büyüttüler. Tekne bağlamalı olacak, deniz doldurulacaktı. Halk karşı. Halkın katılım toplantılarında vatandaşlar bunu istemediğini defalarca anlattı. Ankara'ya kadar gittiler ama proje durdurulmadı. Biz de mecbur kaldık ve dava açtık. Mahkeme kararının uygulanmasını, buradan bu projenin çekilmesini istiyoruz. Ben çok  mutluyum. Ülkede çevreye yönelik o kadar çok yanlış yatırımla, talan var ki. Burayı kurtardık, ülkeyi de kurtaracağız."

Vatandaşlardan Zafer Akgün de projenin iptal edilmesi için 3 yıldır uğraştıklarını belirtti. "Bu doğayı yok etmemeleri için elimizden geleni yaptık" diyen Akgün, şimdilik başardıklarını ifade etti. Yine davacılardan Ahmet Uça da "Bu tabiat güzelliğinin bozulmasını istemedik. Bu yalnızca İzmir'in değil Türkiye'nin meselesi. Buraya yat limanı yapılmaması için çok mücadele verdik. Ankara'ya gittik, 5 bin 500 imza topladık. Mücadele ettik ve sonunda da başardık" diye konuştu. Öznur Ergeneman isimli vatandaş ise "Burası halka açık bir plaj. Herkes faydalanıyor ve denizde yaşayan canlılar var. Bunların ölmesini istemiyoruz" derken, vatandaşlardan İrem Sevim Fidan da alanın marina yapmaya çok da uygun olmadığını, böyle güzel bir yerin yat limanı ile heba edilmesinin yanlış olduğunu savundu. Daha sonra mahkeme kararının yazılı olduğu kağıtları alan mahalle sakinleri, kağıttan gemi yaparak denize bıraktı. Vatandaşların heyecanına, Belediye Başkanı Tunç Soyer ile Avukat Şehrazat Mercan da ortak oldu. Vatandaşlar, proje için seçilen halk plajında, zafer pozu verdikten sonra dağıldı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer'in açıklaması

-Avukat Şehrazat Mercan'ın açıklaması

-Vatandaşların kararı değerlendiren açıklamaları

-Davacıların, kararı duyduktan sonra sevinçten çığlık atarak oynaması

-Vatandaşların kağıttan gemi yaparak denize bırakılması

-Açıklamadan detay ve genel görüntü

Haber: Umut KARAKOYUN- Kamera: Davut CAN / İZMİR,

==============================

3 - İŞÇİ BULAMAYAN PATRON, FABRİKASINDA İŞÇİ OLDU

DENİZLİ merkezli, ülkenin en büyük alabalık ihracatçılarından işadamı Yasin Özpek, balık işleme tesisi, yem fabrikası ve balık üretim çiftliklerinde çalıştıracak işçi bulamayınca, kendi fabrikasında işçi oldu. İşçi bulamadığı bölümlerde işin aksamaması için görev alan Özpek, çalışanlarıyla birlikte çalışıyor.

Özpek, "Türkiye'de işsizlikten ziyade iş beğenmemek var, herkes masa başı iş istiyor" diyerek şikayet etti.  Türkiye'den gerçekleşen alabalık ihracatının tek başına yüzde 27'lik kısmını gerçekleştirilen bir firmanın yönetim kurulu başkanı olan Yasin Özpek, tesislerinde çalıştıracak işçi bulamamaktan şikayetçi. Özpek, yoğun dönemlerde kendisinin de çalışanlarına yardımcı olmak için fabrikada görev yaptığını söyledi. Balık işleme tesisi, yem fabrikası ve balık üretim çiftliklerinde çalışacak işçi bulmak için İş ve İşçi Bulma Kurumu'na başvurduklarını ancak gelen işçilerin iş beğenmediklerini belirten Özpek, "Nerede eksik varsa oraya koşuyorum. İşçilerimizle birlikte omuz omuza üretime yardımcı oluyorum" dedi.

"İŞSİZLİK VARKEN BİZ ÇALIŞTIRACAK İNSAN BULAMIYORUZ"

Denizli'de kısa süre önce 30 milyon liralık yatırımla dev bir yem üretim tesisini işletmeye açan bunun yanı sıra balık işleme tesisleri ve Ege Bölgesi'ndeki 10 ayrı noktada üretim çiftliklerine sahip olan Özpek, 200'ün üzerinde personeli olduğunu ancak daha fazlasına ihtiyacımız duyduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Çiftliklerimizde, balık işleme tesisimizde ve yem fabrikamızda vasıfsız işçiye ihtiyaç duyuyoruz ama ne yaptıysak eleman bulamadık" dedi. Acilen 20'ye yakın personel almak istiyoruz. Dönem dönem işlerimiz yoğunlaşıyor. Böyle durumlarda planlama, pazarlama gibi işleri bırakıp kendimiz çalışanlarımıza yardıma koşuyoruz. Türkiye'de bu kadar işsizlik varken biz çalıştıracak insan bulamıyoruz. Acaba ülkemizde işsizlik mi var, iş beğenmemek mi var? Sanayici arkadaşlarımız da aynı konudan şikayetçi. 44 yıllık bir firmayız. Çalışanlarımızın haklarını hep gözettik. Personelimiz asgari ücretin üzerinde gelir elde ediyor. Denizli'de de tanınan bilinen insanlarız. Kime haber saldıysak eleman bulamadık. İşkur ile de temasa geçtik yine de çözüm olmadı. Özellikle devletin işsizlik desteği insanlarda tembelliğe neden oldu. Elbette bu destek devam etsin ama koşulları yeniden gözden geçirilsin."

Artık herkesin masa başı iş istediğine de değinen Özpek, "Herkes büro işi istiyor. İstiyor ki çayı kahvesi ayağına gelsin, dolgun ücreti olsun. Bu ülkenin üretime ihtiyacı var. Üretim için de eleman şart. Üretmeden kalkınma olmaz. İhracat hedefini 500 milyar dolara çıkarmış bir ülkede yeni kuşaklara iyi bir gelecek bırakmak sadece üretmekle mümkün olur. Devletten bu duruma el atmasını istiyoruz" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

--------------------------

İş adamı Yasin Özpek, fabrikada çalışırken görüntü

İşçilerden görüntü

Yasin Özpek'in konuşması

Genel ve Detay görüntü

Haber- Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ,

=====================================================

4 - FUHUŞ OPERASYONUNDA GÜRCÜ KADIN, SAKLANDIĞI DOLAPTA BULUNDU

ADANA'nın Kozan ilçesine evlenme vaadi ile getirilip kapatıldıkları evde pitbull cinsi köpeklerle korkutularak zorla fuhuş yaptırıldığı iddia edilen 6'si Gürcistan uyruklu 8 kadın, polis tarafından kurtarıldı. Polis baskının fark eden Olesa V'yi (30) ise polis saklandığı elbise dolanbından çıkardı.

Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri Kozan'nın Yarımoğlu Mahallesi Özcanlı Sokak üzerinde bulunan üç evde yabancı uyruklu kadınlara fuhuş yapıldığı ihbarını aldı. 3 ay boyunca fiziki ve teknik takip yapan polis 300 polisin katılımıyla operasyon düzenledi.

DOLAPTAN ÇIKTI

Şok baskın yapan polis, şüphelilerin kaçmaması için tüm ana ve ara yollarda güvenlik tedbiri aldı. Ayrıca ekipler drone ile operasyon boyunca izleme yaptı.  Evlere giren polis, yaptıkları aramalarda 6'si Gürcistan uyruklu 8 kadını yakaladı. Polisin geldiğini fark eden Olesa V. kapıyı açmadı. Kapının çilingirle açılmasının ardından Olesa V. yakalanmamak için elbise dolabına sakladı. Odalarla arama yapan ekipler, dolabın içinden gelen nefes alma sesini duydu. Kapağı açan polis, Olesa V'yi dışarı çıkardı.

'DİKKAT EFE BABA VAR'

Yapılan aramalarda ise, 1 kurusıkı tabanca ile 3 tüfek bunlara ait çok sayıda dolu fişek bulundu. Ayrıca polis fuhuş yaptırılan kadınların, pitbull cinsi köpeklerle korkutulduğunu, son derece saldırgan olan 'Efe' adlı köpeğin kulübesinde ise, 'Dikkat Efe Baba Var' yazıldığını ortaya çıktı. Gözaltına alınan 18 şüphelinin ise, ülkelerine dönmek isteyen Nadya V. (23), Natalia O. (26), Optalia S.'yi (24) bu köpeklerin kulübesine getirip korkutarak ölümde tehdit edildiği öğrenildi. Zanlıların ayrıca Gürcistan'a giderek, evlilik vaadiyle kandırdıkları kadınlara, 'Seni çok beğendim, Türkiye'de durumum çok iyi, maddi hiçbir sıkıntım yok. Seninle evlenmek istiyorum, ama önce benimle gelip annemi elini öp, sonra hemen evlenelim' deyip kadınları ülkeye soktukları ortaya çıktı. Fuhuş evlerine getirelen kadınları ise zanlılar, polisi aldatmak için kiracıları gibi gösterdi. Kişi başı 100 ila 400 lira arasında erkeklerle ilişkiye giren kadınlara protokol imzalatan şüpheliler, fuhuştan kazanılan paranın yüzde 50'sini aldı.

75 BİN LİRA PARA İLE PERFORMANS DEFTERİ

Birbirleriyle akraba olan şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda ise 75 bin lira para ve yabancı uyruklu kadınları günlük,haftalık ve aylık olarak kazançlarının gösterdiği performans defteri ele geçirildi. Döneme göre az para kazanan kadınların ise, yine köpekler tarafından korkutulduğu anlaşıldı. Ayrıca çete üyelerinin tuvaleti kullanan müşterilerden bile 2 lira ücret aldığı, tuvalet kapısına ise 'Wc 2 lira' yazdıkları görüldü. Kendileri üst katta, fuhuş yapan kadınların ise alt katta bulunduğu evlere ise, şüpheliler kapı zili koydu. Eve gelen müşteriden para alan şüphelileri, kapı ziline basarak kadınları hazırlanmaları için uyardığı ortaya çıktı.

DEDEDEN TORUNA FUHUŞ

Yakalanan fuhuş çetesinin ise, 1938 yılından beri fuhuş yaptırdığıda öğrenildi. Şüphelilerin 80 yıldır dededen toruna öğrendikleri yöntemle fuhuş yaptırıp, bu yolla milyonlarca lira gelir elde ettikleri anlaşıldı. Yakalanmamak için Kozan Kalesi'ne gözcüler yerleştirip, son derece hakim bir tepede konuşlanan bu kaleden dürbünle gözelteme yaparak gelen polis baskınlarını önlemeye çalıştıkları ve evlere güvenlik kamerası koyarak izleme yaptıkları ortaya çıktı. Zanlıların ise, kadınları beğenmeyen müşterilerin cep telefonlarını ve paralarını gasp ettikleride öğrenildi. Emniyete getirilen şüphelilerin birbirleriyle olan mesajlarında ise, " Ağabey sana bir kadın getiriyorum, biraz huyuna gidersen bu kadın çok para kazandırır" dedikleri ortaya çıktı. Zanlılar ise, bu mesajların kendi aralarında şaka olduğunu söyledi. Gürcistan uyruklu 6 kadın ise ülkelerine yollandı. K.O., M.T., Y.O., M.B., A.B., K.B., M.T., S.Ö., A.Y., T.Ş., A.A., U.T., G.K., O.K., T.Y.,  E.Y., O.A. ve M.S. işlemlerinin ardından, ' Hürriyeti yoksun kılmak, zorla fuhuş yaptırmak, fuhuşa yer temini etmek, gasp, insan ticareti yapmak' suçlarından adliyeye sevk 18 kişi tutuklandı.

Görüntü Dökümü

-------------------------

Polis ekiplerinin eve baskın düzenlemesi

Baskında dolaba saklanan Olesa V' nin dolaptan çıkması

Polis ekiplerinin evde arama yapması

Polis köpeğinin evde arama yapması

Evde aramada bulunan Tüfek ve tabanca görüntüleri

Operasyonun Dron ile havadan görüntüsü

Evin bahçesinde bulunan pitbul köpeğinin görüntüsü

SÜRE: 03'53"     BOYUT: 236MB

Haber: Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Çanakkale Şehrazat Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title