Haberler

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ - TEKRAR

Güncelleme:

Prof. Dr. Taşdemir: Başı aslan gibi iri olduğundan Anadolu aslanı, Aksaray malaklısıdır AKSARAY Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Döllenme ve Suni Tohumlanma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.

Prof. Dr. Taşdemir: Başı aslan gibi iri olduğundan Anadolu aslanı, Aksaray malaklısıdır

AKSARAY Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Döllenme ve Suni Tohumlanma Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Umut Taşdemir, sosyal medya üzerinden yapılan 'Anadolu aslanı' tartışmaları ile ilgili değerlendirmesinde Evliya Çelebi'nin 'Seyahatname' adlı eserinde Anadolu aslanının Aksaray malaklısı olduğunu belirttiğini ifade ederek, "Geçmiş literatür verilerinden yola çıkarak, başın aslan gibi iri, dudaklarının sarkık ve iri cüsseli bir hayvan olmasından dolayı Aksaray malaklısına 'Anadolu aslanı' unvanı verilmesi son derece haklıdır" dedi.

Aksaray malaklısı ırkıyla ilgili araştırmalar yapan Prof. Dr. Umut Taşdemir, kangal ve malaklı ırkının birbirinden farklı olduğunu belirtti. Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu ile Sivas Valisi Salih Ayhan arasında sosyal medya üzerinden yapılan 'Anadolu aslanı' tartışmaları ile ilgili değerlendirme yapan Taşdemir, "Geçmiş yıllarda 17'nci yüzyıldan bu yana Evliya Çelebi'nin de Seyahatname'sinde belirttiği gibi Anadolu aslanı olarak geçen hayvan, Aksaray malaklısıdır. Yıllardan bu yana kangal da bizim öz bir değerimizdir. Sivas kangal köpeğinin tanınmışlığı daha yüksek olduğundan dolayı Aksaray malaklısından daha tanınmış bir köpektir. Fakat yıllardan beridir Aksaray malaklısı, kangalın variyentisi olarak düşünülmüştür. Yapılan genetik çalışmalar hayvanın gerek morfolojik, gerekse genetik çalışmaları ortaya koydu ki, Aksaray malaklısı ayrı bir ırktır. Bilim dünyası da bunu kabul ediyor. Bu konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalar TÜBİTAK'a proje olarak verilmiştir. Biz daha çok Aksaray malaklısının üremesiyle ilgili spermatolojik parametreler ve genetik karakteri üzerine ilişkilendirmeye çalıştık" diye konuştu.

AKSARAY MALAKLISI İRİ CÜSSELİDİR

Aksaray malaklısı ve kangal köpeğinin özelliklerini anlatan Taşdemir, "Sivas kangalının haklı bir ünü vardır, gerçekten de bizim öz değerimizdir. Sivas kangal köpeği daha dikdörtgen yapıdadır. Arka ayaklarında beşinci tırnak dediğimiz sayaları vardır. Daha ince yapılıdır, daha muhlistir. Bizim mastif (iri köpek) grubu dediğimiz Türk mastifi Aksaray malaklısı daha kare yapıdadır. Daha ağır cüsselidir. Zaten başı iri, dudaklarının sarkık, olmasından dolayı Aksaray malaklısı ismi verilmiştir. Cüssesine göre çok hızlı, çevik bir köpektir. Sivas kangal köpeği daha çok sürü koruma bazlı hayvanlardır. Aksaray malaklısı ise koruma içgüdüsü yüksek iri yapısına göre son derece çevik hayvanlardır. Daha çok koruma amaçlı olan köpeklerdir. Malaklı yaklaşık olarak erkekleri 70 ile 115 kilo civarında, dişileri ise 55 ila 80 kilo arasında değişmektedir. Son derece insancıl, insana dost olan köpek olarak karşımıza çıkmaktadır" dedi.

AKSARAY MALAKLISINA, 'ANADOLU ASLANI' UNVANI VERİLMELİ

Taşdemir, valiler Hamza Aydoğdu ile Salih Ayhan'ın sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlara da değinerek şunları söyledi:

"Saygıdeğer iki valinin mesajlaşmasından çok memnun oldum. Normalde ikisi de bizim memleketimize has, kendine özgü çok değerli ırklar; ama eğer mesele 'Anadolu aslanı' isminin anılmasıysa, geçmiş kaynaklardan da belirtildiği üzere bu sadece Aksaray malaklısı köpek ırkı için kullanılmış bir terimdir. Tabiki kangal da bizim ırkımız, bu konuyla ilgili yanlış algılanmasın bir taraf olarak bu söylemlerde bulunmuyorum. Sadece geçmiş literatür verilerinden yola çıkarak başın aslan gibi iri, dudaklarının sarkık ve iri cüsseli bir hayvan olmasından dolayı Aksaray malaklısına 'Anadolu aslanı' unvanı verilmesi son derece haklıdır."

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

-------------------------------

-Malaklı köpeğinin detaylı  görüntüsü

-Veterinerlik fakültesi önündeki dev malaklı heykelinin görüntüsü

-Aksaray üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Prof.Dr. Umut Taşdemir'in  açıklaması

-Genel detaylar

Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ /AKSARAY,)

Haber Kodu : 200930033

============================

Avukat Alkurt: Duygu Delen'in balkondan atıldığı netlik kazandı

GAZİANTEP'te, Duygu Delen'in (17), erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın (20) 4'üncü kattaki evinin penceresinden düşerek yaşamını yitirmesi olayıyla ilgili yürütülen soruşturmada bilirkişi raporu tamamlandı. Delen ailesinin avukatlarından Önder Alkurt, bilirkişi raporu ile Duygu Delen'in baygın haldeyken pencereden atıldığının netlik kazandığını söyleyerek, "Duygu'nun cinayete kurban gittiği bilirkişi raporuyla da sabitlenmiştir" dedi.

Batıkent Mahallesi'nde, 13 Ağustos günü meydana gelen olayda, Duygu Delen, erkek arkadaşı Mehmet Kaplan'ın, 5 katlı apartmanın 4'üncü katındaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybetti. Mehmet Kaplan tartıştığı kız arkadaşının intihar ettiğini ileri sürerken, Duygu Delen'in cinayete kurban gittiğinin iddia edilmesi üzerine soruşturma başlatıldı. Polis tarafından gözaltına alınan Mehmet Kaplan, sevk edildiği adliyede 'cinsel istismar' ve 'kasten öldürme' suçlarından tutuklandı.

BİLİRKİŞİ RAPORU TAMAMLANDI

Delen ailesi, kızlarının ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında, savcılıktan Adli Tıp Kurumu raporunun yanı sıra özel bilirkişi talebinde bulundu. Talebin kabul edilmesi üzerine, dosyaya, Ankara'da bir plazanın 20'nci katından düşerek yaşamını yitiren Şule Çet davasında bilirkişi olan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kar, bilirkişi olarak atandı. Prof. Dr. Hakan Kar, raporunu hazırlayarak soruşturmayı yürüten Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.

'BİLİRKİŞİ RAPORUNDA DA BU KESİNLEŞMİŞ DURUMDA'

Delen ailesinin avukatlarından Önder Alkurt, bilirkişi raporunun tamamlanmasıyla olayda cevap aranan soruların yanıt bulduğunu, ilk andan itibaren öne sürdükleri cinayet iddiasının netlik kazandığını söyledi.

Raporla Duygu Delen'in, olay günü, tutuklu şüpheli Mehmet Kaplan tarafından eve tehdit ile zorla getirildiğinin ve şiddete maruz kaldığının açığa çıktığını ifade eden avukat Alkurt, "Tarafımızca seçilen ve kamuoyunun Şule Çet davasından da ismine aşina olduğu Hakan Kar, bu davanın da bilirkişisi olarak atandı. Hakan Kar, bilirkişi raporunu tamamlayıp, dosyaya sundu. Biz daha önce özellikle Duygu'nun atılma ihtimalinin yüksek ve olayın cinayet olduğunu söylemiştik. Bilirkişi raporunda da bu kesinleşmiş durumda" dedi.

Güvenlik kamerası görüntülerinden Duygu Delen'in düştüğü sırada bilicinin kapalı olduğunu savunduklarını hatırlatan Önder Alkurt, "Duygu kızımızın düşerken herhangi bir refleks göstermemesinden dolayı biz bilincinin kapalı olduğunu ifade ediyorduk. Bilirkişi raporunda, Duygu'nun düşmesinin ardından gelen sağlık ekiplerinin kontrolünde 39 kalp atışı tespit edildiği ve bunun düştüğü sırada canlı, ancak bilincinin kapalı olduğuna yer veriliyor. Bu da bizim ilk andan itibaren baygın halde atıldığına yönelik iddiamızı delil noktasında destekliyor" diye konuştu.

ALKOL, UYUŞTURUCU, ANTİDEPRESAN

Olay günü, Mehmet Kaplan'ın Duygu Delen'e şiddet uyguladığına dikkat çeken Alkurt, "Sanık, olay günü saat 10.00'dan itibaren alkol aldığını ifadesinde söylüyor. Alkollüyken tehdit ederek, Duygu'nun saat 11.00 sıralarında eve gelmesini sağlıyor. Zorlayarak eve getirdiğinin net olduğunu ifade ettik. Sanığın eve geldikten sonra da alkol almaya devam ettiği, bunun yanı sıra uyuşturucu ve antidepresan haplar kullandığı kan ve idrar tahlillerinin sonuçlarında ortaya çıktı. Böyle birinin zehirlenecek derece alkol almış, uyuşturucu ve antidepresan kullanmış olması, Duygu kızımızın hangi ruh haliyle cinayete kurban gittiğini de gösteriyor" şeklinde konuştu.

'PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL ŞİDDETE MARUZ KALDI'

Avukat Alkurt sözlerini şöyle sürdürdü:

"Soruşturma dosyasında Duygu'nun vücudundaki ekimozlar fiziksel şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Duygu'nun vücudundaki izler kemerle dövüldüğüne işaret ediyordu. Olay yeri incelemesi sırasında da polisler, evin salonunda bir kemer bulmuştu. Bilirkişi raporunda ayrıca tutuklu sanık Mehmet'in şiddet sırasında bir arkadaşına 'Daha da eziyet etmek istemedim' şeklinde mesaj attığı ortaya çıktı. Bu da kızımızın psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor. Bilirkişi incelemesi sonrası hazırlanan raporla bu cinayet sabitlenmiştir."

'İSTANBUL ADLİ TIP KURUMU'NDAN GELECEK SONUCU BEKLİYORUZ'

Mehmet Kaplan'ın ifadesinde Duygu Delen ile tartıştıkları sırada elinin kesildiğini söylediğini ancak bunun evin her yerinde bulunan kan izleriyle tezat oluşturduğuna dikkat çeken Alkurt, "Tutuklu, Duygu kızımızla tartıştıkları sırada öfkelenerek aynaya vurduğunu ve elinde bir santimlik küçük bir kesi oluşturduğunu söylüyor. Ancak evin salonu, perdesi, kapıları, balkonu, her yerinde kan izi tespit edildi. Bu kadar küçük kesikle bu kadar kan olması imkansız. Bunun için yaptığımız başvuru da var; Duygu'nun kanının da evde bulunduğunu ifade ederek rapor istedik. Şimdi İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek sonucu bekliyoruz" dedi.

'NİTELİKLİ CİNAYET DAVASI AÇILACAK'

Adli Tıp Kurumu'ndan beklenen raporun da gelmesiyle soruşturmanın tamamlanacağını ve iddianamenin hazırlanacağını ifade eden avukat Önder Alkurt, "İddianame hazırlandıktan sonra mahkeme tarafından kabul edilecek. Soruşturmaya göre, Duygu kızımızın 18 yaşından küçük olması nedeniyle kasten adam öldürme suçu nitelikli olarak gerçekleşmiş kabul edilecek. Böylece nitelikli kasten öldürme davası açılacak. Bunun karşılığı da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olacak" şeklinde konuştu.

Alkurt, Mehmet Kaplan hakkında 'cinsel istismar' suçundan da 15 yıla kadar hapis cezası istenebileceğini kaydetti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

------------------------------------

Avukat Önder Alkurt ile röp. (Güncel)

Genel ve Detay Görüntüler

-Arşiv görüntüler

Haber: Hasan KIRMIZITAŞ - Kamera: Eyyüp BURUN -GAZİANTEP-DHA)

Haber Kodu : 200930051

===============================

Manş denizini geçen ilk Türk kadını: Açık deniz parkurlarında yüzün

ADANA'da, Manş Denizi'ni 1979 yılında yüzerek geçen ilk Türk kadın yüzücü Nesrin Olgun Arslan (63), hayali olan ve Avrupa Birliği projesi haline getirilen 'Açık Deniz Parkurları Projesi'nin ilk denemesini Seyhan Baraj Gölü'nde yaptı. Arslan, pandemi dönemi risk taşıyan havuzlar ya da boğulma tehlikesinin yaşandığı sulama kanalları yerine gençlerin açık parkurlarda yüzmesi için gölü veya denize kıyısı olan bölgelerde yerel yönetimlere çağrıda bulundu.

Atlas Okyanusu ile Kuzey Denizi'ni birleştiren Manş Denizi'ni 1979 yılında 15 saat 47 dakikada yüzerek geçen ilk Türk kadını Nesrin Olgun Arslan, spor hayatına beden eğitimi öğretmeni ve antrenör olarak devam etti. Gençlerin yüzme sporuna ilgilerini artırmak için teorik ve pratik eğitimler veren Arslan, 2015 yılında yarışlara yeniden katılmaya başladı ve Manş Denizi'ni geçen kadın takımıyla yine 1'inci olmayı başardı. Bir yıl sonra Capri-Napoli Maratonu ve Amerika Catalina kanalını geçen ilk Türk takımında da yer alan Arslan, ayrıca Türkiye, İtalya, Dubai, Arnavutluk'ta yapılan pek çok açık deniz yarışına da katıldı.

Arslan'ın, Seyhan ve Karataş belediyelerine sunduğu ve 'hayatımın projesi' diye nitelendirdiği 'Açık Deniz Parkurları' projesi, Avrupa Birliği projesi haline getirildi. Arslan'ın projesi kapsamında 2021 yılının Mart ayı itibariyle Karataş sahili ve Seyhan Baraj Gölü'ne kurulacak parkurlarda her yaş grubundan insan, profesyonel yüzücülük ile tanışacak.

AVRUPA BİRLİĞİ PROJESİ OLDU

Açık denizde yüzmenin kendisine ayrı bir mutluluk verdiğini kaydeden Arslan, "Bu mutluluğu, Türk insanının da denemesi gerektiğini düşünerek 'Açık Deniz Parkurları' projesini hayal ettim. Projem, Seyhan ve Karataş belediyeleri tarafından kabul gördü ve Avrupa Birliği projesi haline getirildi. Pandemi nedeniyle Mart ayında başlayacak proje ile Karataş sahili ve Seyhan Baraj Gölü'nü merkez yapacağız. Her yaş grubundan insan burada profesyonel yüzücü gibi hissederek, kendilerini deneme fırsatı bulacakö dedi.

YEREL YÖNETİMLERE 'AÇIK DENİZ PARKURU' ÇAĞRISI

Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olduğunu ve sahile kıyısı olan tüm yerel yönetimlerin bu projeye destek vermesi gerektiğini belirten Arslan, "Bu projenin ana fikrini anlatmak için her türlü yardıma açığız. Yüzmeyi bu kadar seven insan var ve neden onlardan birer şampiyon çıkmasın? Adana'da sıcaklarda serinlemek için boğulma tehlikesine rağmen kanallara giren, pandemi riskine rağmen havuzlarda yüzen gençlerimiz, kendilerini daha emniyetli ve güvenli açık deniz parkurlarında göstermeliö diye konuştu.

'MANŞ DENİZİ'Nİ GEÇERKEN TÜRK BAYRAĞINDAN GÜÇ ALDIM'

Manş Denizi'ni geçerken kendilerine eşlik eden teknedeki Türk bayrağından güç aldığını dile getiren Arslan, "İnanılmazı başardığımı düşünüyorum. Çünkü akıntıya yakalandım, 4 saat fazla yüzdüm. Ama bırakmayı hiç düşünmedim. Çocuklara önerim, 'karar verin, uygulayın, asla pes etmeyin'. Ben bugüne kadar girdiğim tüm yarışlarda ve iş hayatımda 'yapamazsam' demedim. Yöntemlerini bulup, çok çalışıp başaracağımı düşündüm" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Sosyal Medya Aksaray Sivas Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title