Haberler

Aziz Nesin şiirleri - Kısa Aziz Nesin şiirleri ve sözleri

Güncelleme:

Roman, öykü, şiir, deneme ve makale konularında sayısız eser üreten yazdıkları farklı pek çok dile çevrilmiş ve eserleri toplamda 8 milyondan fazla baskı yapmış ünlü yazar Aziz Nesin şiir ve sözleriyle hala hafızalarda. İşte Aziz Nesin şiirleri - Kısa Aziz Nesin şiirleri ve sözleri

Aziz Nesin, yazdığı şiirlerle adını Türk tarihine yazdıran önemli şairlerimizdendir. 20 Aralık 1915 tarihinde doğdu, 6 Temmuz 1995 tarihinde de hayata gözlerini yumdu. Edebi akımı toplumcu gerçekçilik olarak bilinmektedir. İşte Aziz Nesin şiirleri

AZİZ NESİN ŞİİRLERİ

En güzel Aziz Nesin şiirleri

ÖZLEM

O denli o denli çok beklettin

Alıştırdın bekletmeye kendini

Çok zamanlar geçti de geldin

Senden çok seviyorum senin özlemeni.

SUSARAK

Güneş altında söylenmedik söz yokmuş..

Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi..

Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz..

Bende söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde..

Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...

Bende susuyorum sevgimi saklayıp içimde....

Duyuyorsun değilmi suskunluğumu nasıl haykırıyor...

Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim ...

Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde .....

ANLATAMAM DERDİMİ DERTSİZ İNSANA

Anlatamam derdimi dertsiz insana

Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez

Derdim bana derman imiş bilmedim

Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz

Gülü yetiştirir dikenli çalı

Arı her çiçekten yapıyor balı

Kişi sabır ile bulur kemali

Sabretmeyen maksudunu bulamaz

Ah çeker aşıklar ağlar zarınan

Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan

Çağlar deli gönül ırmaklarınan

Ağlar ağlar göz yaşların silemez

Veysel günler geçti yaş altmış oldu

Döküldü yaprağım güllerim soldu

Gemi yükün aldı gam ilen doldu

Harekete kimse mani olamaz

SEN SÖYLEMEDEN DE BİLİYORUM

Seziyorum ki kaçacaksın..

Yalvaramam koşamam

Ama sesini bırak bende

Biliyorum ki kopacaksın

Tutamam saçlarından

Ama kokunu bırak bende

Anlıyorum ki ayrılacaksın

Çok yıkkınım yıkılamam

Ama rengini bırak bende

Duyumsuyorum ki yiteceksin

En büyük acım olacak

Ama ısını bırak bende

Ayrımsıyorum ki unutacaksın

Acı kurşun bir okyanus

Ama tadını bırak bende

Nasıl olsa gideceksin

Hakkım yok durdurmaya

Ama kendini bırak bende.

BENDE KAL

Bir tohum verdin

çiçeğini al

Bir çekirdek verdin

Ağacını al

Bir dal verdin

Ormanını al

Dünyamı verdim sana

Bende kal

YOKLUĞUNDAKİ SEN

Yine yalnız değilim her zamanki gibi

Bu Uzakdoğu gecesinde yokluğunlayım

Aramızda yirmibeşbin kilometre

Sen kıştasın ben yazdayım

Sen bir yarısında dünyanın

Ben öte yarısındayım

Yine de bırakmıyor ellerimi yokluğun

Daha da bir gönlümcesin

Varlığından bin kat güzel

O yalımsal çıplaklığın yalaz yalaz

Ve en gizlerden konuşurken ellerin

İçimden gelmiyor mektup yazmak demeden

Sevişiyoruz yirmibeşbin kilometreden

AŞK ÜZRE

Sevişirken yılan bile dokunmaz

Tapınmakta aşktan saygın olamaz

Sevda üzre yıldırım olsa çarpmaz

İstiyorsan uzak kalmak ölümden

Hep aşk üzre olmaslısın a caanım

Ki ölüm de sevişirken kıyamaz

BEKLEMEK

Gözler önünde işte

Gittikçe arınıyorum kendimden

Her giden güzelleşir

Gidiyorum güzelleşmek için

Unutulsun diye çirkinliklerim

Gelecek birisi güzeldir

Gelince güzel değil

Hele gelmişse çirkin

Yaşam, ölüm gelecek diye güzel

Ey güzeller güzeli beklediğim

Kaç saatim, kaç dakikam ya da saniyem

Artık ne gelmek ne de gitmek

Yaşamın en zor yanı beklemek

Hiçbirimiz beklemedik doğmayı,

Doğduğumuzdan beri beklediğimiz

SÖZ !.

Bilirsiniz sözümde hep durmuşumdur duracağım

Sevgilime sözverdim ben yirmi yıl yaşayacağım

Düşmanlarım sevinmesin yirmi yıl sonra yok diye

Belli değil yirmi yıla ne zaman başlayacağım.

YAŞIYORUM DEMEK

Çok merak ediyorum kendimi

Başıma birşey mi geldi

Öldüm mü kaldım mı

Hiçbir haber yok kendimden

Bu sabah kapımı çaldım

Kapıyı açan kendim

Bir süre kendime baktım

Bu güleç yüz bendim

Oh ne güzel bir sabah

Bugün de yaşıyorum demek

Benden başka yok kimsem

Beni merak edecek.

SEVGİ DURAĞI

sözverdiğimiz yerde buluştuk

sözverdiğimiz zamanda değil.

ben yirmi yıl erken gelip bekledim

sen geldin yirmi yıl geç

ben seni beklemekten yaşlıyım

sense beklettiğin için genç

YÜZÜN.....

Güz sabahı buğusunda bir salkım üzüm mü avuçlarımdaki ne?

Ayışığı yansıyor yüzüne.

Ben böyle bulutsu yüzü, ben böyle ışıksı yüzü

bir onyedi yaşındakinde gördüm,

bir de şimdi düşümde

HOŞÇAKAL GÜZEL DÜNYAM

Hiç kimse buyur etmedi beni

Bu dünyada hiçbir yere

Ama açtım bütün kapıları tekmeleyerek

Bütün engelleri göğüsleyip yıkarak

Buyrun dediler o zaman incelikle

Buyur ettiler

Ve

Buyurdum

Elimden geldiğince görevimi yaptım

Gülümsedim hıçkırıklarımı boğarak

Sonunda kimsenin yorulmadığı denli yoruldum

Artık kapılar açık kalsın

Bundan sonra gireceklere

Şimdi dinlenmeye gidiyorum

Hoşcakal güzel dünyam.

KİMİN VAR Kİ

Kimi bekliyorsun hala,

Evinden kitaplarından uzakta mısın

Arada bir telefon et kendine

Kendine mektuplar yaz yanıt beklemeden

Kartlar gönder kendine her gittiğin uzaklardan

Sevgilim diye başlayıp öperim diye biten

Senin senden başka kimin var ki arasın

İnince trenden ya da uçaktan yalnızlığın

Sevinçle karşıla yanlızlığını garlarda hava alanlarında

Ayrılışlarda da sarılıp öpüş yanlızlığınla

Ugurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara

Bekle kendini uzak yolculuklardan dönersin diye

Senin senden başka kimin var ki beklesin

İçki masalarında bir başına mısın

Kendinleysen yetmelisin kendine

Çoğaltıp yanlızlığını konuş bir çok kendinle

Kaldır içki bardağını kendi şerefine

Ağlaşarak gülüşerek tartışarak kendile

Senin senden başka kimin var ki bulasın

Düşmanlarının saldırılarından yuvarlandıkça yerlere

Tutup kendi saçlarından kaldır kendini

Seni sana bildirecek kimsen yok başka kendinden

Ölünce senin bile haberin olmayacak öldüğünden

Haber ver kendine ki öldüğünü bilesin

Kimin var ki senin sana öldüğünü söylesin

Kendi kendinin hem konuğu hem ev sahibisin

Zamanın varken ağırla kendini sarılıp öperek

Biliyorsun nasıl olsa yakın o gelecek

Kimileri diyecek

Daha şimdiden sev kendini sev kendini SEVVVV

Kimin var ki senin seni senden başka sevecek..

GÜNEŞ DOĞUNCA

O çırılçıplak gecede

Sen sendin ben de ben

Bütün gece güneş açtık öpüşlerden

Gün doğunca ne oldu birden

O sabah kendi soğuğumuzdan

Kar yağdırdık güneşten

hep o korkuydu içimdeki

Ya sen de sen değilsen.

KENDİME ÖĞÜT

Uslanma hiç hep deli kal

Büyüme sakın çocuk kal

Es deli deli böyle kal

Son harmanında sevdanın

Tüken toz toz savrula kal

Suçüstü bulmalı ölüm

Ölürken de sevdalı kal ...

EN GÜZEL

Bu müze var ya bu müze

Seninle gezerken güzel

Kimseler yoksa salonda

Seni öpmek en güzel

Bu rakı var ya bu rakı

Seninle içerken güzel

Kimler olursa olsun varsın

Rakılı ağzından öpmek en güzel

İşte bu dünya var ya bu dünya

Seninle yaşarken güzel

Sen varsın ya sen

Ancak benimleysen güzel

BOŞUNA

Sen yoksun.........

Boşuna yağıyor yağmur...

Birlikte ıslanmayacağız ki.....

Boşuna bu nehir......

Çırpınıp pırpırlanması.....

Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...

Uzar uzar gider..

Boşuna yorulur yollar..

Birlikte yürüyemiyeceğiz ki..

Özlemlerde ayrılıklar da boşuna

Öyle uzaklardayız..

Birlikte ağlayamayacağız ki

Seviyorum seni boşuna..

Boşuna yaşıyorum

Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki ...

ÖLÜME EĞİLMEK

Uyumaya değil

Rüyalarıma gidiyorum

Orada yaşayacağım isteğimce

Uyanıkken hiç yaşayamadığım

Hepsi de gençti güzeldi

Sevdim sevildim diye aldanarak

Son gördüğüm onlar olacak

Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım

Ölüme değil

Sonsuzluğa gidiyorum

Orda dinleneceğim gönlümce

Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim

Kalemim yine elimde

Kağıtlarım da önümde

Son uykusunda düşecek başım

Sağlığımda hiç eğmediğim.

İNSANLAR GİDER

insanlar gider şarkıları kalır

şarkılar var uzun

yüzyıllar dolanır

şarkılar var kısa

söylendiği yerde kalır

şarkılar var benim şarkılarım

söyletmezler içimde kalır.

BİTKİ OLACAKSAM

Bitki Olacaksam

Çayır çimen olayım

Aman baldıran değil

Yol altında kalacaksam

Gelin arabaları geçsin üstümden

Çelik paletler değil

Üstümde çocuklar koşuşsun

Ne kaçan ne kovalayan

Askerler değil

Kerpiç yapacaksanız beni

Okullarda kullanın

Ceza evlerinde değil

Soluğum tükenmez de kalırsa

Islık öttürsünler

Aman ha düdük değil

Kalem yapın beni kalem

Şiirler yazın sevgi üstüne

Ölüm kararı değil

Ölünce yaşamalıyım defne yapraklarında

Sakın ola ki

Silahlarda değil.

DİRİLİŞ..

Gittikçe artıyor yerçekimi

Çek elimden,

Kurtarsın yerçekiminden

Aşkın çekimi...

Akıyorum aşağılara sızım sızım

Duyuyorum içimdeki derinlikleri

Öpe öpe çek çıkar,

Soluğunla dirilt beni..

Kumsaldan nasıl sızarsa sular

Çöküyorum dibe azar azar

Dağılıp parçalanıp ayrılıyorum

Topla beni tut beni...

Yağmurca gözyaşlarınca

Aşağı aşağı çizgilerim

al avuç avuç fırlat gökyüzüne

Yeniden yarat beni...

DOĞUM GÜNÜ TELGRAFI

Sen iyi ki doğdun

Ben iyi ki yaşıyorum

Ne güzel şey

Seni hala seviyorum

ACININ DUVARI AŞILINCA

Kendisi çatlamadan

Toprağı çatlatamaz tohum

Asmışım sinirini mutsuzluğun

Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum

Acısını artık duyamıyorum

Ki kendim öyle bir acı olmuşum

Nasıl görmezse göz kendini

Kendimi arıyor bulamıyorum.

ARKADAŞIM BADEM AĞACI

Sen ağaçların aptalı

Ben insanların

Seni kandırır havalar

Beni sevdalar

Bir ılıman hava esmeye görsün

Düşünmeden gelecek karakış..

Acarsın çiçeklerini ..

Bense hayra yorarım gördüğüm düşü...

Bir güler yüz bir tatlı söz..

Açarım yüreğimi hemen

Yemişe durmadan çarpar seni karayel

Beni karasevda

Hem de bilerek kandırıldığımızı

Kaçıncı kez bağlanmışız bir olmaza

Koş desinler bize şaşkın

Sonu gelmese de hiç bir aşkın

Açalım yine de çiçeklerimizi

Senden yanayım arkadaşım

Havanı bulunca aç çiçeklerini

Nasıl açıyorsam yüreğimi

Belki bu kez kış olmaz

Bakarsın sevdan düş olmaz

Nasıl vermişsem kendimi son sevdama

Vur kendini sen de bu güzel havaya

BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİTMEZ

Bütün anneler, annelerin en güzeli,

Sen, en güzellerin güzeli.

Onüçünde evlendin,

Onbeşinde beni doğurdun,

Yirmialtı yaşındaydın,

Yaşamadan öldün.

Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum.

Bir resmin bile yok bende,

Fotoğraf çektirmek günahtı.

Ne sinema seyrettin, ne tiyatro.

Elektrik, havagazı, su, soba,

Ve karyola bile yoktu evinde.

Denize giremedin,

Okuma yazma bilmedin.

Güzel gözlerin,

Kara peçenin arkasından baktı dünyaya.

Yirmialtı yaşındayken

Yaşamadan öldün...

Anneler artık yaşamadan ölmeyecek...

Böyle gelmiş,

Ama böyle gitmeyecek!

HEPSİ AYNI

Kaç sevgiliyi sonuncu saydıysam

Hepsi de aynı kadındı

Bilmiyorlardı kendilerini

Ama ben biliyordum

Çünkü hep aynı bendim.

Kaç kadını seviyorum dedimse

Hepsi de aynı kadındı

Bilmiyorlardı birbirlerini

Ama ben biliyordum

Çünkü hepsini seviyordum.

Kaç kadın ihanet ettiyse

Hepsi de aynı kadındı

Bilmiyorlardı kaç yaram olduğunu

Ama ben biliyordum

Çünkü vurulan hep bendim.

ŞİİRE TUTUNMAK

Yok başka hiçbir umarın

En granit kayanın en ortasında

Balta girmemiş karanlıklarında kıpırtısız

Ya ölmektir kurtuluşun

Yada şiir tutunmak

O en gergin tele şöyle bir dokun

Son tınıyla tel kopsun

Ayak sesleri duyulsun ölümün

Her yanın her yönün çıkmaz

Nereye baksan yok

Hiç bile herşey sayılır o bulunduğun yerde

Kurtarırsa kurtarır ancak

Yine şiire tutunmak.

ASLINDA BU DENLİ GÜZEL KOKMAZ

Aslında bu denli güzel kokmaz hiç bir karanfil,

Onda seni kokladığımdan bunca güzel.

Aslında bu denli güzel olmaz hiç bir Sarıyer,

Orda seni öptüğümden bunca güzel.

Aslında bunca güzel olmaz hiç bir dünya,

Seni sevdiğim için dünya da böyle güzel.

Aslında bu denli deli değildim sor kime istersen,

Sevince seni delilik bile bak ne güzel.

Aslında sen dünya güzeli değilsin,

Sevdiğim için dünyada tek güzelsin...

ACILI GECENİN BİTİMİNDE

Yaşadığımı işitmek istiyorum

Bir ses uzaktan yakından ya da içimden

Düşen yaprak örneğin

Kağıt hışırtısı olsun

Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı

Bir inilti derinden

Damlayan su

Bir elektrik düğmesi çıt diye

Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz

İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm

Her ne olursa olsun bir ses

Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı görmek istiyorum

Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden

Sesindeki pırıltıya

Gözündeki ışıltıya benzer

Bir kibrit çakımı

Bir yanıp sönse yeter

Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak

Ya da gün batımı pembesi dudak

Bir yıldırım hızında çizilsin

Bir şimşekçe yazılsın karanlığım

Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen

Bir yıldız parlayıp sönen

Dişlerinin aydınlığını

İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm

Her ne olursa olsun bir ışık

Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı duymak istiyorum

Bir ısı uzaktan yakından ya da içimden

Tenine ilk dokunduğum zamanki

Elini ilk tuttuğum

Yüreğimi kanatlandıran o titreşim

Kanı geçiyor kanıma sandığım

Öyle bir değdin ki varla yok arası

Ve yanarken ateşten ellerim

Yatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlik

Ve sevgiyi sende bulduğum ilk

O ılıklığa değinmek yerine

Uzak düşlerde olsa da yeter

İçindeki mağaralarda besler büyütürüm

Her ne olursa olsun bir değini

Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı koklamak istiyorum

Bir koku uzaktan yakından ya da kendimden

Kulak memelerinde şebboy

Saçlarında o koku

Ki öptükçe öpüldükçe büyüyen

Her yel estikçe getirir düşlerime

Koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi

Bir yel esmiş mi esmemiş mi

Bir kıpı dal oynasa

Bir yaprak kıpırdasa

Duyulur duyulmaz olsa da

İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm

Her ne olursa olsun bir koku

Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

Yaşadığımı tatmak istiyorum

Bir tat ki uzaktan yakından ya da kendimden

Ağzımda dilimde damağımda

Bir buruksu mutluluk sandığım

Salt benim diye aldandığım

Kendi yalanlarıma kandığım

Arttı yaşadıkça duyduğum acı

Yitirmemek için o acıyı çoğaltırım

İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm

Her ne olursa olsun bir tat

Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı

OKUL

Mapus damı bana çok şey öğretti

Ama en çok sabretmeyi

Yalnızken kalabalık olmayı

Kalabalıktayken de kendimle kalmayı

Ve sürekli kavga edip

Durmadan kendimle barışmayı

Hiç göçünüp yüksünmeden

İhanetlere katlanmayı

Beş metrede beşbin metreyi yürümeyi

Ve duvarların darlığında

Dünyaları dolaşmayı

Ve hepsinden de çok

Bütün yuvarlakları yüreğimde bileyip sivriltmeyi

İnsan olmayı insan olmayı..

DAR DÜNYA

Yüreğim gövdeme sığmıyor

Gövdem odama

Odam evime sığmıyor

Evim dünyaya

Dünyam evrene sığmıyor

Patlayacağım

Acımın acısından susmuşum

Ki suskunluğum göklere sığmıyor

Böyle bir acıyı kimlere nasıl anlatacağım

Gönül dar geliyor sevgime

Kafam beynime

Ah şakaklarım

Çatlayacağım

Anladım artık anladım

Kimselere anlatamayacağım

Nasıl anlatılıyordu o duygu

Sözler tozpempeydi

Susmalar uçuk mavi

Nerde benim belleğim

Unutmuşum o en çok bildiğim sözü

Bu gece ellerim bile dilsiz

Konuştukça zehir yeşili

Sustukça zifirden karanlık

ÇOCUKLARIMA

Diyelim ıslık çalacaksın ıslık

Sen ıslık çalınca

Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes

Kimse çalmamalı senin gibi güzel

Örnegin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın

Senden önce kimse saymamış olmalı

Senin saydığın gibi doğru ve güzel

Hem dalgaları hem saymasını severek

De ki sinek avlıyorsun sinek

En usta sinek avcısı olmalısın

Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta

Örgüt yoksa seninle başlamalı

Diyelim zindana düştün bir ip al

Görmediğin yıldızları diz ipe bir bir

Sonra yıldızlardan kolyeyi

Düşlemindeki sevgilinin boynuna geçir

Say ki hiçbir işin yok da düşünüyorsun

Düşün düşünebildiğince üç boyutlu

Amma da düşünüyor diye şaşsın dünya

Sanki senden önce düşünen hiç olmamış

Dalga mı geçiyor düşler mi kuruyorsun

Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum

Düşlerini som somut görüp şaşsınlar

Böyle dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler

Dünyada yapılmamış işler çoktur çocuğum

Derlerse ki bu işler bişeye yaramaz

De ki bütün işe yarayanlar

İşe yaramaz sanılanlardan çıkar

Kaynak :

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Aziz Nesin Haberler

DP'li Cemal Enginyurt'tan okul müdürünün cenazesinde konuşan müftüye sert tepki: Her şey oldunuz, bir Türk olamadınız

DP'li Cemal Enginyurt'tan okul müdürünün cenazesinde konuşan müftüye sert tepki: Her şey oldunuz, bir Türk olamadınız

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Özhaseki'nin Hatay'da vatandaşları kentsel dönüşüme ikna etmeye çalıştığı programın görüntüleri ortaya çıktı

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Eurovision'da LGBT+ propagandası! Nemo'ya birinciliği tüylü ceketi ve saten eteği getirdi

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

Eurovision'da LGBT propagandası yaparak birinci olan Nemo: Kupayı kırdım

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title