Haberler

Abdullah Gül Kayseri'de Gazetecilerle Bir Araya Geldi

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Kayseri'de Gazetecilerle Bir Araya Geldi. Gül, Gündeme İlişkin Birçok Önemli Konuda Açıklama Yaptı.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Kayseri'de gazetecilerle bir araya geldi. Gül, gündeme ilişkin birçok önemli konuda açıklama yaptı.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, seçim çalışmaları için geldiği memleketi Kayseri'de gazetecilerle buluştu. Beştepeler Piknik ve Mesire Alanı'nda düzenlenen toplantıya; Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, AK Parti İl Başkanı Mahmut Cabat, AK Parti Kayseri milletvekili adayları, merkez ilçe belediye başkanları, partililer ile yerli ve yabancı çok sayıda gazeteci katıldı.

Bakan Gül, toplantıda seçimlere ve gündeme ilişkin soruları cevaplandırdı. Seçim çalışmaları hakkında konuşan Bakan Gül, "Şimdi 60. hükümet kurulacak. 3 Kasım seçimlerinden sonra biz 58. ve 59. hükümetleri kurduk ve üst üste 4.5 yıl hizmet ettik. Bu bir hizmet yarışıdır. Milletimiz yeni iktidarı belirleyecek. Hükümetimiz köklü reformları yapmayı göze alabilen ve bunları gerçekleştiren bir hükümet oldu. Bundan sonra demokrasimiz güçlü hale gelmiştir. Makro ekonomik göstergelere baktığımızda en iyi

rakamları onlar ifade edecektir. Milli gelir 180 milyar dolardı, şimdi 400 milyar dolara geldi. Fert başına düşen milli gelir 2 bin 500 dolardan 5 bin 500 dolara geldi. 4.5 yıl üst üste büyüyen ve kalkınan bir ülke olduk. Büyüme oranında yüzde 35'e yaklaştık. Dış politikada Türkiye'nin itibarı arttı. En önemli zirve toplantıları Türkiye'de yapıldı. İstanbul'un otelleri 4 sene içerisinde hep dolu oldu ve dünyanın bütün liderleri hep Türkiye'ye geldi. Sayın Başbakanımız ve ben bütün dünyayı dolaştık. Dünya

ile ilişkilerimiz gelişti ve ticaretimiz arttı. Bütün bu projeler istikrar sayesinde gelişti ve inanıyorum ki 22 Temmuz'da Türk halkı AK Parti'yi en sağlıklı şekilde değerlendirecektir. En doğru kararı verecektir. Bizim görüşümüz ve beklentimiz, Türk halkının 'İstikrara devam' diyeceği yönündedir" dedi.

Bakan Gül seçim ile ilgili yaptığı açıklamalardan sonra gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Kerkük'e 6 bin silahlı peşmergenin yerleşmesi yolundaki haberler ve ABD'de görüşülen Ermeni Yasa Tasarısı ile ilişkin sorusu üzerine Gül, "Bizim Irak'taki muhatabımız Irak Başbakanı, Cumhurbaşkanı ve Irak hükümetidir. Tabii ki Irak'ta bir sürü siyasi lider ve önemli insanlar vardır ama hükümetlerin muhatapları karşısında olan hükümetlerdir. Biz onlarla muhatap oluruz ve onların

söylediklerini dinleriz. Herhangi bir siyasi liderin verdiği demeçlere cevap verecek halimiz yok. Ama Irak hükümeti ile bütün bunları konuşuyoruz. Irak Başbakanı Maliki'yi Türkiye'ye davet ettik. Kendisi Türkiye'ye gelmeye hazır. Sağlıklı konuşabilmek için Irak ile Türkiye arasındaki bütün sorunları masaya yatırmak için seçimden sonra gelmelerini söyledik. Kerkük meselesine gelince. Kerkük, Irak'ın bir şehridir. Kerkük'te petrol olduğu için çok büyük bir nüfus akımı olmuştur. Kürtler, Araplar ve

Türkmenler hepsi bir arada yaşıyor. Irak nasıl küçük bir Ortadoğu ise Kerkük de küçük bir Irak'tır. Bir gün Türkmenler'e, bir gün Kürtler'e terör saldırısı oluyor. Hepsini birbirine düşürmek için uğraşan terör örgütleri var. Oradaki herkes bizim akrabalarımız.Türkmenler, Kürtler ve Araplar bizim akrabalarımız. Tarihte hep beraber olmuşuzdur. Bizim tavsiyemiz şu: herkes orada soğuk kanlı olmalıdır. ABD'de tartışılan Ermeni tasarısını da çok yakından takip ediyoruz. Tasarıya imza atan kongre üye sayısı

maalesef 220'ye kadar çıktı. Bu meselenin Türkiye-ABD ilişkilerine ne kadar çok olumsuz etki edebileceğini herkes biliyor. Onlar da ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Küçük siyasetler, büyük stratejik olayların gözden kaçmasına neden oluyor. ABD'nin böyle bir yanlışa düşmesini arzu etmem. Ama böyle bir yanlış yaparsa çok zararlı olur. Amerikalılar bu meseleyle bu kadar çok ilgileniyorsa, Türkiye ile Ermenistan arasında kurulacak olan ortak komisyona katılır. Biz arşivlerimizi sonuna kadar açtık.

Türkiye en gizli arşivleri olan Genel Kurmay Başkanlığı arşivlerini dahi sonuna kadar açtık. Bu kadar açığız. 1915'te yaşanan olaylar tüm dünyada olmuştur. Balkanlarda milyonlarca Müslüman Türk hayatını kaybetti. En büyük göçler Balkanlar'dan geldi. Bizim tarihimizle yüzleşemeyeceğimiz bir zaman yok. ABD'nin böyle bir yanlışa düşeceğini tahmin etmiyorum" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın MGK genel sekreterliğine Feridun Sinirlioğlu'nu getirdiklerini açıklaması hakkında ise Gül, "Bakanlığımda büyükelçi kalmadı. Böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Böyle bir kritik dönemde MGK'nın başına gelmesini arzu ediyoruz. Bu hükümet meselesi değil, bütün Türkiye'nin meselesi. Biz, MGK genel sekreterliğine herhangi bir siyasi partiden gelmiş birisinin değil, Atina büyükelçisinin gelmesini istiyoruz. Atina büyükelçisinden daha iyi birisini mi bulacağız? Sayın

Başbakan'ın ismini vermiş olduğu büyükelçi arkadaşımız Tel Aviv'de büyükelçilik yapmış, bütün Ortadoğu'ya hakim, güvenlik meselelerini çok iyi bilen birisidir. Bu arkadaşımız Türkiye'yi dünyada şerefle, onurla temsil etmiş bir arkadaşımız. Yani MGK'yı vekaletle mi götüreceğiz? Ne yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız uygun bulmadılar ama bir gerekçe de söylemediler. Doğrusu söylenecek bir şey yok" şeklinde konuştu.

Bakan Gül, bir başka gazetecinin PKK'lı teröristlerin üzerinde yakalanan silahların ABD menşeli olduğuna ve açılan soruşturmaya ilişkin bir sorusuna, "ABD'li yetkililer bize bilgi verdi. 'Biz bu silahları Irak ordusuna vermiştik. Irak ordusunu güçlü hale getirmek için vermiştik' dediler. Irak güvenlik güçlerine biz de eğitim veriyoruz. Bu silahların bir şekilde teröristlerin eline geçtiğini görüyoruz. Amerikalılar, Savunma Bakanlığı içerisinde bir soruşturma açtı. Bazı askerlerin yolsuzluk yaptığı ortaya

çıktı. Irak ordusunun silahlarının nasıl teröristlerin eline geçtiğini Irak ordusu ile konuşuyoruz. Hatta Irak'ta asker ve polis kıyafeti giyen insanların eylem yaptıklarını görüyoruz. Orada bir kaos var. Biz bunları araştırıyoruz" diyerek cevap verdi.

PKK'nın Avrupa'daki elebaşlarından Ali Rıza Altun'un Avusturya'dan Irak'a kaçması hakkındaki bir soruya ise Gül, "Fransa gözaltında tutuyordu. Buradan Avusturya'ya geçti. Avusturya polisi üzerindeki sahte kimliği fark etmiş ama daha sonra bir uçakla alelacele Irak'a göndermiştir. Bu inanılmaz bir şey. Bir AB ülkesinin yapabileceği en son şey. Interpol tarafından aranıyor. Üzerinde sahte kimlik çıkıyor. Türk vatandaşı olduğu halde Türkiye'ye göndermeleri gerekirken Irak'a gönderiyorlar. Avusturya'nın yaptığı

çok büyük bir yanlış. Avusturya büyükelçisini çağırdık ve çok şiddetli şekilde protesto ettik. Bunun cevabını bekliyoruz. Bu terör ile mücadelede işbirliğinin temelini çürütür. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' anlayışı benimsenmişse, o yılan bir gün gelir sizi de sokar" diyerek cevap verdi.

Türkiye'nin AB üyeliği hakkında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin söylediklerinin kendilerini hiç ilgilendirmediğini belirten Bakan Gül, "Biz müzakereye başladık. Müzakere süreci Türkiye'nin kendi kendine iş yapması demektir. Biz şimdi AB ile bir araya gelip iş yapmıyoruz. Türkiye, kendisini güçlendiriyor. Bütün sektörlerde kendimizi yeniliyoruz. Avrupa'daki yollar nasıl ise Türkiye'de de öyle olacak. Orada gümrükler nasıl kontrollü ise burada da gümrükler öyle olacak. Yol geçen hanı olmayacak.

Avrupa'da bazen küçük siyasetler yapılıyor. Tabii ki bunu herkes için söyleyemem. Şu anda direksiyonda oturan Portekiz, Türkiye'nin destekçisi olacağını söyledi. Portekizliler, 'Türkiye'nin AB üyeliğini kimse engelleyemez' diyor. Türkiye'nin bu konuda iradesi tamdır. Seçimlerden sonra da bu yolda ilerlemeye devam edeceğiz" dedi.

Bakan Gül, "4.5 yıllık iktidar içerisinde en çok mutlu olduğunuz ve en çok üzüldüğünüz anlarınız ne oldu?" şeklindeki bir soruya ise, "Mutlu olduğum an; Irak savaşı devam ederken, TBMM'de oylamaya sunulan tezkere reddedilmişti. Sonrasında ise herkes 'Türk ekonomisi batacak, dolar 3 YTL' olacak diyordu. Herkes Türkiye'den kaçmanın peşindeydi. Ama biz yeni ekonomik planımızı ilan ettik. O çok fırtınalı denizde gemimizi sağ salim kıyıya ulaştırdık. Çok açık söyleyeyim Türkiye'ye ekonomik şantajların yapıldığı

bir dönemde AB ile müzakerelere başlamış olmak çok önemliydi. 70 milyonluk ülke Avrupa'nın içerisine giriyor. Tabiri caizse yaz ayları bitti, şimdi kış ayında inşaat yapıyoruz. Bunlar beni çok mutlu eder. Üzüldüğüm nokta ise, bir tane evladımızı kaybetsek, bir tane evladımız şehit olsa hepimizi derinden yaralar. Bazı suikastlar de oldu. Bunlar da bizi çok çok üzmüştür. Siz şimdi konuyu yine cumhurbaşkanlığı seçimlerine getiriyorsunuz. Ben bundan bahsetmek istemiyordum ama mecburen cevap vermek istiyorum. Ne

ben ne de ailem bu konuda çok fazla üzülmedik. Ertesi gün televizyonda tüm Türkiye izledi. Benim üzüldüğüm şey Türkiye'nin resmine uymayan bir süreç yaşandı. Türkiye bunu haketmiyordu. Türkiye bölgesinde parlayan bir yıldızken ve bütün komşularımız bize imrenerek bakarken o süreçten sonra 'Demek ki Türkiye'de de demokrasi zaman zaman bu hale gelebiliyormuş' dediler. Ben ona üzülüyorum" şeklinde cevap verdi.

Bakan Gül son olarak, İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk yaptığı yönünde çıkan haberlere ilişkin, "Bunlar 2 senedir yazılıp çiziliyor. İsrail gazeteleri de bu haberleri devamlı yazıyorlar. Bizim istediğimiz Orta Doğu'da barış olması, İsrail-Filistin ve İsrail-Suriye sorunun çözülmesi. Bunun için çok açık bir şekilde çalışıyoruz. Akan kanlar dursun, akan gözyaşları dursun diye çalışıyoruz. Gizli kapaklı hiçbir şey yok Ama İsrail gazetesi neyi kastetti doğrusu bilmiyorum. Bölgede bazı oyunlar

oynanıyor. Barışı isteyenler de var, istemeyenler de var" ifadelerini kullandı.

Bakan Gül daha sonra toplantıya katılan gazetecilerle hatıra fotoğrafı çektirdi ve gazeteci Mehmet Ali Birand'la bir süre sohbet etti.

(ATÖ-GS-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

title