Dışişleri Bakanı Fidan, TRT World'e gündemi değerlendirdi Açıklaması

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) yakında Avrupa Birliği (AB) başkanlığını devralacağını ve uluslararası platformlarda fırsat buldukları her yerde Türkiye'yi engellediğini belirterek, "Kıbrıs Rum Kesimi, AB ile Türkiye arasında büyük bir engel teşkil ediyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) yakında Avrupa Birliği (AB) başkanlığını devralacağını ve uluslararası platformlarda fırsat buldukları her yerde Türkiye'yi engellediğini belirterek, " Kıbrıs Rum Kesimi, AB ile Türkiye arasında büyük bir engel teşkil ediyor. ve ne yazık ki AB'nin iç işleyiş sistemi Kıbrıslı Rumların bu tür eylemlerine izin veriyor." dedi.

Fidan, TRT World'de yayınlanan "One on One" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Rusya-Ukrayna Savaşı'na değinen Bakan Fidan, "Elbette, bu savaştan doğacak herhangi bir ateşkes, herhangi bir barışı memnuniyetle karşılarız çünkü bu savaş 4 yıldır sürüyor. ve tıpkı Gazze'deki savaşta olduğu gibi, büyük yıkıma ve insan hayatı kayıplarına neden oluyor." diye konuştu.

Avrupa'nın orta yerinde, 21. yüzyılda böylesine konvansiyonel bir savaşa tanıklık etmenin Avrupalıların hayatları boyunca asla hayal etmeyecekleri bir şey olduğunu kaydeden Fidan, Avrupa halkının bu tür sahnelerin İkinci Dünya Savaşı dönemine ait olduğunu düşündüklerini söyledi.

Fidan, 2025'te Avrupa'nın ortasında "büyük çaplı bir konvansiyonel savaş yaşandığına" dikkati çekerek, bunun binlerce can aldığını ve büyük şehirlerde büyük yıkıma yol açarak şehirleri enkaz alanına çevirdiğini dile getirdi.

Bu durumun bölge ülkelerini ve savaşın bölgesel olarak tırmanması tehdidini oluşturduğunu aktaran Fidan, "Özellikle Karadeniz'e doğru tırmanan savaş Türkiye'yi ve diğer kıyı ülkelerini de tehdit ediyor. Bu nedenle Türkiye, en başından beri çok yoğun şekilde çalışıyor ve ateşkes için mümkünse gerçekten katkıda bulunmak için de çok çaba sarf ediyor." ifadesini kullandı.

Fidan, Ankara'nın diğer ortaklarıyla birlikte çok sayıda girişimde bulunduğunu, özellikle son birkaç haftadır görüşme trafiğinin yoğunlaştığını, tarafların tartışma düzeyinin ve ciddiyetinin arttığını görmekten memnuniyet duyduklarını anlattı.

Bakan Fidan, Avrupalı aktörlerin de artık sürece dahil olduğunu belirterek, ABD'nin arabuluculuk sürecini yönettiğini ve bu hususta ABD Başkanı Donald Trump ve ekibine yaptıkları için "özel bir takdir" borçlu olduklarını vurguladı.

Gazze'deki gibi bu tür bir sürecin ancak ABD'nin aktif katılımıyla mümkün olduğunun görüldüğünü bildiren Fidan, halihazırda Türkiye'nin Trump ve ekibiyle, Ruslarla, Ukraynalılarla ve Avrupalılarla temas halinde olduğu mesajını verdi.

Taraflar "anlaşmaya çok yakın"

Fidan, tarafların gelinen noktada "anlaşmaya çok yakın" olduğunun altını çizerek, muhtemelen üzerinde mutabık kalınacak metnin Ukrayna kamuoyuna sunulacağına ve bunun Ukrayna tarafının iç dinamikleriyle ilişkili bir konu olduğuna dikkati çekti.

Tarafların olası bir "kağıt üzerinde anlaşmaya" varması halinde bunu kamuoyuna sunmanın yolunu bulacaklarını aktaran Fidan, burada Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin yanı sıra Ukrayna halkının iradesi ve Avrupa'nın tutumunun da önemli olduğuna değindi.

Fidan, halihazırda Avrupalıların "ateşkes etrafında birleşmiş görünmesinin" oldukça önemli olduğunu kaydederek, görüştükleri Avrupalı liderlerin bu konuda "samimi ve ciddi" göründüklerini dile getirdi.

Buna rağmen Avrupalıların kendi güvenlik kaygıları da olduğunu ifade eden Fidan, Ukraynalıların da bu endişelere sahip olduğunu ve güvenlik garantileri talep ettiklerini anımsattı.

Fidan, Moskova'nın da güvenlik kaygıları olduğunu ve ek garantiler istediklerini söyleyerek, tüm bu taleplerin bir araya getirilip herkesin kabul edebileceği format ve plan oluşturmanın son derece zor bir iş olduğunu ancak şu anda bir anlaşmaya çok yakın olunduğunu bildirdi.

Türkiye'nin arabuluculuk çalışmaları

Türkiye'nin savaş devam ederken Karadeniz Tahıl Girişimi ile taraflar arasında anlaşma yapılabilmesini sağladığını belirten Fidan, bunun Akdeniz'e erişim imkanı tanıdığı ve temel olarak deniz güvenliğiyle ilgili olduğunu, başta Afrika olmak üzere dünya piyasalarına 30 milyon ton tahılın ulaşmasına yardımcı olduğunu hatırlattı.

Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın insani nedenlerle bu girişime büyük hassasiyet gösterdiğine değinerek, Erdoğan'ın hala bunun öneminden söz ettiğini, zira savaşın Afrika'daki, Latin Amerika'daki, hatta Avrupa ve Orta Asya'daki insanların yaşamını da etkilediğini dile getirdi.

Bu sebeple deniz güvenliğinin "son derece önemli" olduğuna işaret eden Fidan, Rusya ve Ukrayna'nın, dünyaya sattıkları enerji ürünlerinin yanı sıra aynı zamanda büyük tahıl üreticileri olduğunu vurguladı.

Fidan, Rusya ve Ukrayna'nın dünyanın geri kalanına sağladığı birincil ürünün tahıl olduğuna dikkati çekerek, bu nedenle gündemi ilerletmeye ve deniz güvenliğine ulaşmaya özel önem verdiklerini söyledi.

Amerikalıların arabuluculuğundaki Rusya ve Ukrayna tarafları arasında tam plan hakkında büyük bir tartışma döndüğünü belirten Fidan, "Şu anda olan şey, tüm ilgili aktörlerin bir barış planına, bir barış paketi planına dahil olması ve artık sınırlı ateşkes anlaşmaları hakkında fazla tartışmamalarıdır. Sınırlı derken, enerji, altyapı ve deniz güvenliği ile sınırlı olduğunu kastediyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben, muhataplarımızla yaptığımız görüşmelerde, tam bir ateşkes ve barış planına ulaşamazsak, lütfen bu sınırlı anlaşmayı yapalım diyoruz." şeklinde konuştu.

Fidan, son haftalarda Türk gemilerinin her iki tarafın da hedefi haline geldiğini ve Türkiye'nin bu durumdan ciddi şekilde etkilendiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Artık insansız hava araçları sadece savaşan tarafların bölgelerinde değil, bizim topraklarımıza doğru da uçuyor. Bu da kıyı ülkeleri için daha fazla sorun yaratıyor. Aynı şeyi Romanya'da, Bulgaristan'da da gördük ve her şey birkaç yıl önce mayınların Karadeniz'de sürüklenerek Boğaz'a ulaşmasıyla başladı. Bir noktada, Boğaz'daki tüm gemi trafiğini engelleyecek kadar tehlikeli hale geldi. Dolayısıyla bunlar da bizim ordumuzla ve diğer kıyı ülkeleriyle, özellikle Romanya ve Bulgaristan'la işbirliği içinde uğraştığımız sorunlar."

"Ateşkesin sağlanmasına tam destek veriyoruz"

Tüm bu sorunlara son vermenin en kısa yolunun ateşkesin sağlanması olduğuna değinen Fidan, "Bu nedenle buna tam destek veriyoruz. Umarım ateşkes sağlanır. Aksi takdirde başından beri uyardığımız gibi, gerginlik giderek tırmanıyor. Bölgesel gerginlik çok tehlikeli ve bu bölgede kalmayabilir. Avrupa'nın farklı bölgelerine de sıçrayabilir." dedi.

"GKRY'nin yakında AB başkanlığını devralacak olmasını bir zorluk mu yoksa fırsat mı olarak değerlendirdiği"ne ilişkin soruyu yanıtlayan Fidan, bu durumun Türkiye için de bir fırsat olabileceğini belirtti.

"GKRY fırsat buldukları her yerde bizi engelliyor"

Fidan, GKRY'nin uluslararası platformda, Türkiye'nin önüne engeller koyduğuna işaret ederek, "Fırsat buldukları her yerde bizi engelliyorlar. Ancak Avrupa'nın karşı karşıya olduğu mevcut tehditler karşısında, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki işbirliği ve ilişkilerin her zamankinden çok daha anlamlı ve önemli hale geldiğini düşünüyorum. Yani Kıbrıs Rum Kesimi, AB ile Türkiye arasında büyük bir engel teşkil ediyor. ve ne yazık ki AB'nin iç işleyiş sistemi Kıbrıslı Rumların bu tür eylemlerine izin veriyor." diye konuştu.

Kıbrıs sorununu miras olarak aldıklarını ancak bunu gelecek nesillere bırakmak istemediklerini vurgulayan Fidan, "Eski zihniyete bağlı kalmak zorunda değiliz. Daha yaratıcı olabiliriz çünkü zaman akıyor ve nesiller, gelecek nesiller bizden bir çözüm bekliyor." ifadelerini kullandı.

Fidan, Kıbrıs'ta iki devletli çözümün tek gerçekçi çözüm olduğunun ve herkesin bunu bildiğinin altını çizerek, "Türkiye olarak Annan Planı ve Crans-Montana sürecinde olumlu bir tavır aldık, Kıbrıslı Türkler BM planına lehte oy verdiler. Ancak Kıbrıslı Rumlar bunu reddetti." şeklinde konuştu.

"Alternatif iki devletli çözümdür"

Kıbrıslı Rum yetkililerin, Kıbrıs için eşit güç, servet ve yetki paylaşımı anlaşmasına asla "evet" demeyeceklerini aktaran Fidan, "Onlar bunu biliyor, biz bunu biliyoruz, Avrupalılar bunu biliyor. Bu bir gerçek. Öyleyse bunun alternatifi iki devletli bir çözümdür. Bunu yapabiliriz. ve iki devletli çözümden sonra her türlü işbirliğini veya siyasi birliği kurabilirler. Bu onlara kalmış. Ancak acilen yapmamız gereken şey, bu anı değerlendirmek ve Kıbrıs'ı bir cennet haline getirmek için her türlü tarihi fırsatı kullanmaktır." dedi.

Fidan, Akdeniz ülkelerinin turizm, ekonomi ve sanayiye yüklü yatırımlar yaptıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Kıbrıslı Türkleri izole etmeyi bırakın, kaliteli bir işbirliği başlatabiliriz. Siyasi sorunu dondururken, ekonomik kalkınma, bölgesel kalkınma, enerji kaynaklarının kullanımı, turizm, sanayi ve her şeyden hep birlikte yararlanabiliriz. Ancak eski hedeflere ve zihniyete bağlı kalmak, bu sorunu olumlu bir şekilde ele almamıza yardımcı olmuyor. İşte, onlara vermek istediğimiz mesaj budur. Çünkü toplum uzun süredir bir şekilde şartlandırılmış durumda, bu yüzden politikacıların U dönüşü yapması çok zor. Ama birisi gerçeği söylemek zorunda. Birisi, Ada'daki gerçekler, hepimizin kaçırdığı fırsatlar ve mevcut fiili durum nedeniyle yarattığımız riskler hakkında gerçeği söyleyecek kadar cesur olmak zorunda."

(Bitti)

Kaynak: AA / Sercan İrkin - Güncel
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

title