CHP'li Namık Tan: Doğu Akdeniz'de 'Mavi Vatan' Kaldı Mı?

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması'nı imzalamasına ilişkin "Doğu Akdeniz'de 'Mavi Vatan' kaldı mı" ifadeleriyle hükümete tepki gösterdi. Tan, "Bu slogan ortaya atılmadan önce Türk hariciyesi, bahriyesi Akdeniz'deki çıkarlarımızı hiç savunmazmış gibi davranılmasını doğru bulmadığımızı vurgularken de bunu söylüyorduk. Bunlar hesap edilmeden atılan adımların Doğu Akdeniz'de karşımıza Yunanistan-GKRY-İsrail-Mısır gibi bir cephe yaratacağı uyarısında bulunurken bunu diyorduk. Şimdi, yarın öbür gün önümüze Libya tezkeresini getirip TBMM kürsüsünden yine yerlilik, millilik bezirgânlığı yapacaklar. Önümüzde duran diplomasi kepazeliği işte bu" dedi.

(ANKARA) - CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) Münhasır Ekonomik Bölge Sınırlandırma Anlaşması'nı imzalamasına ilişkin " Doğu Akdeniz'de 'Mavi Vatan' kaldı mı" ifadeleriyle hükümete tepki gösterdi. Tan, "Bu slogan ortaya atılmadan önce Türk hariciyesi, bahriyesi Akdeniz'deki çıkarlarımızı hiç savunmazmış gibi davranılmasını doğru bulmadığımızı vurgularken de bunu söylüyorduk. Bunlar hesap edilmeden atılan adımların Doğu Akdeniz'de karşımıza Yunanistan-GKRY-İsrail-Mısır gibi bir cephe yaratacağı uyarısında bulunurken bunu diyorduk. Şimdi, yarın öbür gün önümüze Libya tezkeresini getirip TBMM kürsüsünden yine yerlilik, millilik bezirganlığı yapacaklar. Önümüzde duran diplomasi kepazeliği işte bu" dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, X hesabından "Doğu Akdeniz'de 'Mavi Vatan' kaldı mı" başlıklı paylaşımında şunları kaydetti:

"Lübnan ile GKRY 18 yıllık bir sürenin ardından 25 Kasım'da Beyrut'ta deniz sınırlarını belirleyen anlaşmayı imzaladı. Bu uzlaşıya 2022'de yine Lübnan'ın İsrail'le deniz sınırlarını belirlemesinin açtığı yoldan varıldı. Böylece, küresel petrol devleri Doğu Akdeniz'in Kıbrıs Adası, İsrail ile Lübnan arasında kalan sularda yasal çerçeveye sahip biçimde petrol ve gaz arayabilecek, sahaları işletebilecek Lübnan için bundan sonraki adım Suriye ile de bir anlaşma sağlamak olacak.

Lübnan-GKRY arasında söz konusu anlaşmanın imzalanmasının ardından, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da, 7 Aralık'ta Beyrut'a giderek Başbakan Navaf Salam ile görüştü. Bu görüşmenin olumlu bir havada geçmediği medyaya yansıdı. Ankara'nın Şam ile deniz anlaşması yapmak için çabalayacağı bildirildi.

GKRY Başkanı Hristotoludis 15 Aralık'ta Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı Macron tarafından Elize Sarayı'nda kabul edildi. Ziyarette iki taraf arasında 'SOFA' (Status of Forces Agreement) imzalandı ve GKRY'deki Mari Deniz Üssü'nün Fransa tarafından modernizasyonu ve kullanımı da kararlaştırıldı.

BAE Şeyhi Muhammet bin Zayed (MbZ) 14 Aralık'ta GKRY'yi giderek iki ülke tarihindeki ilk ziyareti yaptı. Bu ziyaretle GKRY'de bir LNG terminali kurulması ve GKRY'nin bir 'energy hub' olması üzerinde taraflar mutabık kaldı. Böylece, Doğu Akdeniz'de Fransa-GKRY-BAE ortak hattından ve üçlü işbirliğinden söz edilir oldu.

Yunanistan Başbakanı Mitsotakis ve GKRY başkanı Hristotoludis 22 Aralık'ta İsrail'de olacaklar ve Başbakan Netanyahu ile üçlü bir görüşme yapacaklar. GKRY 1 Ocak itibarıyla altı aylığına AB dönem başkanlığını üstleniyor. Tobruk'taki Libya Meclisi Başkanı Akila Saleh de, 16 Aralık'ta Ankara'nın Trablus'taki Libya geçici hükümetiyle 2019'da yaptığı deniz ekonomik alanlarına ilişkin Mutabakat Muhtırası'nın hukuken yok hükmünde olduğunu açıkladı. Mısır bu açıklamayı destekledi.

Oysa, Hakan Fidan, dünkü hasım bugünkü dost, Bingazi merkezli parçasına egemen doğu yönetiminin lideri Hafter'in oğlunu Ankara'da ağırlayıp, birlikte resim vererek yürüttüğü 'kişisel dostluk diplomasinin' Mutabakat Muhtırası'nın Libya'dan geçmesine yeterli olacağını varsayıyordu. Türkiye'nin bu hamlelere 'yanıtı' Kore'den alınan ikinci araştırma gemisinin dört refakat gemilerine 1963 'Kanlı Noel' şehitlerinin adlarını vermek oldu. Bu gemi halen Mersin'in Taşucu limanında ve Ocak ayında Doğu Akdeniz'de arama faaliyeti icra etmesi öngörülüyor.

"Belki 'Mavi Vatan' artık Doğu Akdeniz'den Doğu Afrika açıklarına nakledildi"

Belki 'Mavi Vatan' artık Doğu Akdeniz'den Doğu Afrika açıklarına nakledilmiştir. Zira, bir diğer önemli (!) diplomatik karşı hamle de Somali ile balıkçılık anlaşması imzalamamız. Yanlış politikalarla bereketli denizlerimizi kuruttuğumuz için tıpkı ette olduğu gibi en pahalı deniz ürününü yurttaşımıza bu yönetim yediriyor ve gidip Hint Okyanusu'nda balık avlamaya kalkıyor. Çünkü onlar için birincil öncelik ne ulusal çıkarlar ne ulusal egemenlik. Onlar nalıncı keseri gibi hep kendilerine yontmanın derdindeler.

İşte önce 'Mavi Vatan' gibi bir slogan bulup, sonra yeni bir doktrin yaratmış gibi altını tutarsız ve telaşlı adımlarla ve söylemle doldurmaya kalkmanın yanlış olduğunu vurgularken bunu söylüyorduk. Bu slogan ortaya atılmadan önce Türk hariciyesi, bahriyesi kıta sahanlığımızı, kıyılarımızı, Akdeniz'deki çıkarlarımızı, haklarımızı hiç koruyup, kollayıp, savunmazmış gibi davranılmasını doğru bulmadığımızı vurgularken de bunu söylüyorduk. İşte tepkisiz etki olamayacağını, bunlar hesap edilmeden atılan adımların Doğu Akdeniz'de karşımıza Yunanistan-GKRY-İsrail-Mısır gibi bir cephe yaratacağı uyarısında bulunurken bunu diyorduk. Şimdi, yarın öbür gün önümüze Libya tezkeresini getirip TBMM kürsüsünden yine yerlilik, millilik bezirganlığı yapacaklar. Önümüzde duran diplomasi kepazeliği işte bu!"

Kaynak: ANKA / Güncel
title