Libya'da değişen dengeler: Türkiye ve LNA nasıl hasımdan müttefike döndü?

Libya'da değişen dengeler: Türkiye ve LNA nasıl hasımdan müttefike döndü?
Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Türkiye, yıllarca Libya'nın batısındaki Trablus merkezli hükümetleri destekledikten sonra son dönemde Bingazi ve Tobruk'u kontrol eden Libya Ulusal Ordusu ile yakınlaşmaya başladı.

Bu yaz Türk savaş gemileri Libya'nın doğusundaki Bingazi'de demirledi.

Gemilerden birinde güçlü general Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LNA) Başkomutan Yardımcısı Saddam Hafter, Türk bahriye subayları ile iki tarafın bayrakları altında poz verdi.

Yakın zamana dek birbirine düşman tarafların sembolik pozu, Türkiye'nin Libya politikası açısından bir dönüm noktasıydı.

Ankara, yalnızca ülkenin batısında yer alan Trablus merkezli hükümeti desteklemek yerine doğudaki rakiplerini de kapsayan iki kulvarlı bir yaklaşım benimsedi. Bu, LNA için de pragmatik bir değişime işaret ediyordu.

Türkiye, 2019'da Libya'nın batısındaki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ni ülkenin başkentine sürpriz bir taarruz başlatan Halife Hafter'in liderliğindeki LNA'ya karşı destekledi.

LNA'nın saldırısı ülkeyi aylar süren bir silahlı çatışmaya sürükledi ve Ankara'ya Trablus ile hizalanma fırsatı verdi.

Saddam Hafter'in merkezinde olduğu anlaşılan mevcut yeniden hizalanma ise Türkiye-Mısır yakınlaşmasının ardından geldi. Mısır, Hafter'in en büyük destekçilerinden.

Türk ve Libya basını Türkiye-LNA ilişkilerindeki büyük değişimi yakından takip etti ve iki tarafın derinleşen ilişkiler sayesinde ortak stratejik kazanımlar elde edebileceğini vurguladı.

İlk işaretler

Türkiye ve LNA arasında kayda değer ilk gelişme Nisan 2025'te yaşandı.

Dönemin LNA Genelkurmay Başkanı Saddam Hafter, Türkiye'yi ziyaret etti.

Bu hamle Libya basınında geniş yer buldu ve Ankara'nın Trablus'u Libya'daki tek müttefiki olarak görmediğine dair spekülasyonlara neden oldu.

Oğul Hafter'in ziyareti hem Türk basını hem de Trablus destekli basın tarafından detaylıca haberleştirildi. 2017'den bu yana İstanbul merkezli yayın yapan ve Trablus'a yakın ve Hefter karşıtı editoryal çizgisiyle bilinen Al-Ahrar televizyonu da ziyareti takip etti.

Oğul Hafter'in Türkiye ziyareti önemli olsa da ilişkilerin değiştiğine dair en büyük sinyal, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın'ın Ağustos'ta Bingazi'yi ziyaret etmesi ile geldi. Kalın burada Halife Hafter ile görüştü.

Bingazi yanlısı bir basın kuruluşu ziyaretten "benzeri görülmemiş bir adım" sözleriyle bahsetti.

Kalın'ın ziyareti ve Hafter ile oğulları Saddam, Khaled ve Belkacem ile görüşmesi sırasında TCG Kınalıada Bingazi'ye demirlemişti ve taraflar ortak deniz tatbikatı yapıyordu.

Oğul Hafter'in kilit rolü

Saddam Hafter'in iki taraf arasında diyaloğu geliştirmek ve güven köprülerini kurmak konusunda kritik rol oynadığı anlaşılıyor.

Oğul Hafter yalnızca Ağustos'ta babası ve İbrahim Kalın arasındaki görüşmeye katılmakla kalmadı, aynı zamanda Kalın ile birebir de görüştü.

Bu görüşmeden önce de Nisan'da Ankara'da Türk yetkililer ile üst düzey istişarelerde bulunmuştu.

Saddam Hafter Temmuz'da İstanbul'daki Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'na (IDEF) katıldı.

Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti'nden (GNU) bir askeri yetkilinin de fuara katılmasına rağmen Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler Saddam Hafter'i ayrıca ve resmi biçimde kabul etti. Libya basını, bunun geçmiş protokolden dikkat çekici bir kopuş olduğunu vurguladı.

Libya kaynaklarına göre bu, Güler ve Hafter arasında Ekim 2024'ten bu yana gerçekleşen üçüncü görüşmeydi.

Hafter, Başkomutan Yardımcılığı'na atandıktan bir gün sonra TCG Kınalıada gemisinde bir Türk delegasyonu ile bir araya geldi. Savaş gemisi, Bingazi'ye Trablus'tan geliyordu.

Oğul Hafter'in burada oynadığı rol yalnızca Libya ve Türk basınında değil Arap basınında da geniş yankı uyandırdı.

Asharq al-Awsat gazetesi, Hafter'in terfi sonrası ilk faaliyetinin Türk delegasyonu ile bir araya gelmek olmasının, Türkiye ve LNA arasındaki "askeri ve deniz iş birliğini derinleştirme çabalarını vurguladığını" yazdı.

Saddam Hafter Bingazi'de Kalın'ın yanı sıra Mısır İstihbarat Şefi Hasan Mahmud Reşad'ı da ağırladı.

Ankara'nın LNA ile daha yapıcı bir ilişkiye girmesine Türkiye ve uzun süredir LNA'yı destekleyen Mısır arasındaki yakınlaşma yol açmış olabilir.

Ankara ve Kahire arasındaki gerilim sürseydi, böylesi bir yakınlaşma akıllara dahi gelemezdi.

Ortak çıkarlar

Türk basını Türkiye'nin politikasındaki değişimi pragmatik bir yaklaşımın yansıması olarak tarif etti; Ankara'nın Trablus'u terk etmediğini, Libya'daki seçeneklerini genişlettiğini vurguladı.

Bu bağlamda Kalın'ın ziyareti de Türkiye'nin deniz aşırı enerji gündemini ileri taşıyacak ve Libya genelinde nüfuzunu kuvvetlendirecek stratejik bir yeniden ayarlama olarak yorumlandı.

Siyaset yorumcusu Kaan Devecioğlu, Ağustos'ta Fokus+'ta kaleme aldığı bir yazıda şu ifadeleri kullandı:

"Bu temas, Türkiye'nin Libya'daki rolünü sadece Trablus merkezli bir angajmana indirgemekten çıkararak, ülkenin doğusundaki aktörlerle de doğrudan temas kurabilen çok yönlü bir diplomatik konuma taşımaktadır."

Türk basını özellikle Ankara'nın 2019'da o dönem Trablus'ta iktidarda olan Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasının önemini vurguluyor.

LNA destekli ve Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi anlaşmayı incelediğini duyurdu

Türk basını bu açıklamayı meclisin anlaşmayı onaylayabileceğine dair bir işaret olarak yorumluyor. Bu durum, Ankara'nın Doğu Akdeniz'deki tartışmalı hak iddialarını güçlendirecektir.

Yeni Şafak, Temsilciler Meclisi'nin olası kararı ile ilgili Ağustos'ta "Doğu Akdeniz'de güç dengesini değiştirecek imza" başlıklı bir haber yayımladı.

Başka Türk basın kuruluşları da Ankara'nın Tobruk merkezli yönetim ile ilişkilerini geliştirmesinin ve bu hükümetin 2019 anlaşmasını kabul etmesinin "Yunanistan'ın Doğu Akdeniz politikasının altını kazıyabileceğini" ve Ankara'nın Libya'daki iki tarafın da desteği ile hareket edebileceğini vurguladı.

'Türkiye pusulasını değiştirdi'

Bu sırada LNA'ya yakın Libya basını da ilişkilerdeki bu değişimi heyecan ile benimsedi ve Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti'ni zayıflattığını yazdı.

Aslen Sputnik ajansına konuşan Libyalı bir uzmanın görüşlerine yer veren Al-Marsad internet sitesi, Trablus merkezli hükümetin geleceğinin muallak olduğunu ortaya attı.

Kullanılan başlıklardan birinde "Siyasi uzman: Ankara ile kriz yaşayan Dibeybe hükümeti siyasi sonuna yaklaşıyor" ifadeleri kullanıldı.

Habere göre Ulusal Birlik Hükümeti Türkiye büyükelçisi Güven Begeç'in Libya'daki seyahatlerini kısıtlamaya çalıştı ve Dışişleri Bakanlığı onayı olmadan doğudaki makamlarla konuşmasını engellemeye çalıştı.

Bu iddianın siyasi yorumcunun sözlerinden mi kaynaklandığı yoksa Al-Marsad'ın kendi iddiası mı olduğu tam olarak anlaşılamadı.

Doğu'daki yönetime destek veren Al-Masar televizyonu bir adım daha ileri giderek Türkiye'nin "pusulasını değiştirdiğini" ve artık doğuya döndüğünü öne sürdü.

Kanalda yer alan bir haberde bir Türk yetkiliye atfen "Trablus ile kaosu yönetiyor: LNA ile ise bir devlet inşa ediyoruz" sözleri yer aldı.

Yetkilinin açıklamaları Türkiye'nin Libya'da değişen duruşunu açıklıyor. Bu durum, sahadaki dinamik ve hakikatlerdeki değişimden de kaynaklanıyor olabilir. Hafter'in kontrolü altındaki topraklarda büyük oranda nizam ve istikrarı koruyabilmesi, istikrarsızlık, siyasi bölünme ve güvensizlik içindeki Trablus'un durumu ile tezat oluşturuyor.

İlişkileri gelecekte ne bekliyor?

Ankara açısından Bingazi ile temas kurmak Trablus'tan uzaklaşmak anlamına gelmiyor. Burada öncelik, enerji ve ekonomi alanındaki çıkarlarının muhafaza edilmesi için nüfuzunu yaymak, askeri iş birliğini artırmak ve kendisini Libya'nın parçalanmış ortamında belirleyici bir aktor olarak konumlandırmak.

Bu bağlamda Rusya'nın LNA ile uzun süredir var olan bağları da meseleyi karmaşıklaştırıyor.

Türkiye, Libya'nın doğusundaki faaliyetlerini artırırak Moskova'nın askeri yardım ve siyasi destek ile çoktan nüfuz biriktirdiği bir alana giriyor.

Bu da Akdeniz ve Kuzey Afrika'da kendine koz arayan iki güç arasında rekabet ya da iş birliği imkanını doğuruyor.

Türkiye ve LNA arasındaki bu yakınlaşma daha istikrarlı bir siyasi ortama mı yol açacağı yoksa hem Türkiye hem de Rusya'nın ülkenin doğusunda faaliyet göstermesiyle rekabet sınırlarını mı yeniden belirleyeceğini zaman gösterecek.

İlgili haberler

BBC
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

title