Haberler

Dha Yurt Bülteni-6

1)ŞEHİT BABASI GENÇER; TÜM HAYALLERİMİZ YIKILDI

BİNGÖL'ün Genç İlçesi kırsalında dün PKK'lı teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Hüseyin Gençer'in babası İsmail Gençer, "Gelini Eskişehir'e gönderdi. Sonra  Baba 'ben göreve gideceğim' dedi ve gitti şehit oldu. Tüm hayallerimiz yıkıldıö diyerek gözyaşı döktü.

Bingöl'ün Genç İlçesi Yeniyazı Çevreli Bölgesinde dün 'Şehit Ramazan Büyüksoy-04' operasyonu sırasında, teröristler tarafından açılan ateş sonucu, Piyade Uzman Çavuş Hüseyin Gençer şehit olurken, bir asker de yaralandı. Şehit olan Piyade Uzman Çavuş Hüseyin Gençer'in acı haberi dün gece İnegöl'ün Kurşunlu Mahallesi'nde oturan ailesini gözyaşlarına boğdu. Acı haberi alan Baba İsmail Gençer, "Gelini Eskişehir'e gönderdi. Baba 'ben göreve gideceğim' dedi ve göreve gitti. Şehit oldu. Tüm hayallerimiz yıkıldı. Allah herkesten razı olsunö diyerek gözyaşı döktü.  Kaymakam Ali Akça'nın teselli etmeye çalıştı.

7 yıldır Uzman Çavuş olarak görev yapan şehit Hüseyin Gençer'in, 2 yıl önce Nurgül Gençer ile evlendiği ve bir erkek çocuk babası olduğu kaydedildi. Şehit eşi Nurgül Gençer'e acı haber, tatil için gittiği Eskişehir'deki ailesinin yanında verildi

Şehidin cenazesi bugün ikindi vakti İnegöl ilçesi Kurşunlu Mahallesi Ürün Toplama Merkezi Alanı'nda kılınacak cenaze namazının ardından Kurşunlu Mahallesi mezarlığına defnedilecek.

Görüntü Dökümü

-------------------------------

Sehit evi genel görüntü

Babanın feryadı

Dualar

Detaylar

Yavuz YILMAZ / İNEGÖL(Bursa),  -

============================================================

2)'HERO' TİŞÖRTÜ NEDENİYLE 5 GÖREVLİ HAKKINDA DAVA AÇILDI

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen darbeci askerler arasında bulunan tutuklu sanık Gökhan Güçlü'nün duruşmaya, üzerinde İngilizce'de 'Kahraman' anlamına gelen 'Hero' yazılı tişörtle gelmesiyle ilgili olarak cezaevi ikinci müdürü, bir idari personel ile üç infaz korumla memuru hakkında dava açıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen 1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 44'ü tutuklu 47 kişinin yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Sanıklardan astsubay Gökhan Güçlü'nün geçen 13 Temmuz'daki üçüncü duruşmaya üzerinde İngilizce'de 'Kahraman' anlamına gelen 'Hero' yazılı tişörtle gelmesiyle ilgili soruşturma başlatıldı. Bu kapsamda sanık astsubay Gökhan Güçlü ve bu tişörtü kendisine gönderen ablası Bahar Güçlü hakkında 'Örgüt propagandası yapmak' suçundan dava açıldı. Sürdürülen soruşturma kapsamında cezaevi ikinci müdürü, bir idari personel ile üç infaz koruma memuru da Adalet Bakanlığı'nın kararıyla açığa alındı. Açığa alınan bu 5 personel hakkında ise Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açıldı.

Taylan YILDIRIM / MUĞLA,

========================================================

3)DOÇENT KARDAŞ: OSMANLI, VAN'DA PETROL VE KÖMÜR ÇIKARMIŞ

VAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulaziz Kardaş, Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyet'in kuruluşundan 1980'li yıllara kadar Van'daki madencilik alanında çalışma yaptı. Yrd. Doç. Dr. Kardaş, yaptığı araştırmalarda Osmanlı döneminden 1953 yılına kadar petrol, 1980 yılına kadar da Van'da kömür çıkartıldığını belirlediğini söyledi.

Van'da madencilik alanında yaklaşık bir yıldır çalışma yürüten YYÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdulaziz Kardaş ilginç konulara rastladı. Değişik arşivlerden Osmanlı Devleti'nin son dönemi ve Cumhuriyetten itibaren 1980 yılına kadar araştırma yapan Yrd. Doç. Dr. Abdulaziz Kardaş, yaptığı çalışmayı da kitap haline getirdi. Van'da petrol ve kömür çıkartıldığını tespit ettiğini belirten Kardaş, "Van ve çevresinde özellikle Muradiye İlçesi'nin Beşparmak ve Kürzot köylerinden, başka Haraşik ve Amik'te petrol üretildiğine rastladık. Bu üretim devletin verdiği imtiyazlar şeklinde işletilmişti. Aynı şekilde Gürpınar Şahmanis'te kömür çıkarıldığı ve 1980'li yıllara kadar kullanıldığını tespit ettik. Tabi ki petrol ve kömürün Van'da bulunması önemli bir konudur" dedi.

Osmanlı döneminde başlayan araştırmalar da 1875-1876'da İngiliz Subay Fred Burnaby Anadolu'ya geldiğinde Van Kalesi'ni de ziyaret ettiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Abdulaziz Kardaş, "Van Kalesi'nin yakınında bir petrol kuyusuna rastlamıştır. Bunu 'At Sırtında Anadolu' adlı kitabında dile getirmiştir. Aynı şekilde 2'nci Abdulhamid de, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki petrol ve maden araştırmalarına çok önem vermiş hatta Bursa'daki maden uzmanı Abdullah Kazım Efendi'yi bu bölgeye gönderip, burada araştırmalar yaptırmış. Abdullah Kazım Efendi'nin tespit ettiği petrol ve diğer madenler liste halinde çıkarılmış ve İstanbul'a gönderilmiştir. Özellikle o dönemde Muradiye Kürzot ve Beşparmak bölgesinde petrol çıkarılmaktadır. Burada çıkarılan petrolün imtiyazı devlet tarafından 1923-1933 yılları arasında Fransız Emil Mayen'e verilmişti. 1933'te buradaki petrolün işletilmesi devletin eline geçti ve 1953'e kadar buradan petrol üretildi" diye konuştu.

RUSLAR DA PETROL ÇIKARMIŞ

Osmanlı Devleti döneminde başlayan bu petrol araştırmalarının 1'inci Dünya Savaşı'na kadar da devam ettiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Kardaş, "1'nci Dünya Savaşı sırasında Ruslar bu bölgeyi işgal ettiğinde, bu petrolleri çıkarmak için Kafkasyalı Stoyanof'u getirip buradaki petrolleri tetkik ettiriyor. ve yeni petrol kuyuları açmak için galeriler yapıyor. Kitabımın kapağında yer verdiğim galeriyi Ruslar yapmışlar 1917'de. Ruslar bu galeriyi yapıp, petrol çıkarmışlardır. Ruslar buradan çıkardıkları petrol ve kömürü Van Gölü'nde çalışan gemilerde kullanmışlardır. 1915'ten 1918'e kadar Van Gölü'nde çalışan gemilerin mazotu Muradiye'nin Kürzot ve Beşparmak köylerinden çıkan petrolle temin etmişlerdir" dedi.

Aynı zamanda askeri araçların mazot ihtiyacının da buradan karşılandığını anlatan Kardaş, "İlginçtir, mesela baktığımızda Van'a demiryolunun geliş tarihi 1971'dir.1964'te demiryolu Tatvan'a kadar geliyor, Tatvan'dan Van'a feribot yapılıyor ve 1971'de faaliyete geçiyor. Oysa Ruslar 1915-1918 yılları arasında Van'ı işgallerinde tuttukları dönemde Şahtahtı'dan İran üzerine Bayazıt'e ve oradan da Van'a uzanan bir dekovil hattı (dar demiryolu) yapıyorlar. ve bu demiryolu vasıtasıyla buradan çıkarttıkları mazotu götürüp kullanmışlardı. Ruslar bu dekovil hattını ve yaptıkları şoseleri (kırık taşlarla yapılı karayolu) kullanarak buradaki maden ve tarihi eserleri kolay bir şekilde Rusya'ya kaçırmışlardır" dedi.

DENENİRSE İSTENİLEN DÜZEYDE PETROLE ULAŞABİLME İHTİMALİ VAR

1950'li yıllara kadar yapılan araştırmalarda Kürzot ve Beşparmak köylerindeki petrol kuyularında sadece bir kuyuda 80 metre, diğer kuyuda da 110 metreye kadar derine inilebildiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Abdulaziz Kardaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Çok ilginçtir 1950'li yıllardan itibaren buradaki petrol kuyularından üretimin istenilen düzeyde olmadığı belirtilerek terk ediliyor. Gerekçede Van bölgesindeki kaya yapısının kırılgan, özellikle depremlerden yani tektonik hareketlerden dolayı kırıldığı ve petrolun daha derinlere gittiği ve Arabistan kıtasına kaydığı söyleniyor. Oysa şimdiki teknoloji ile birlikte bir daha kuyulara el atılırsa daha derinlere ve daha modern araçlarla araştırma yapılırsa belki, istenilen düzeyde petrole ulaşılabilir. Zaten coğrafyaya baktığımızda petrol Irak'ta, Musul'da, Bakü'de, İran'da var. Bu üçgenin içinde bulunan Van ve bölgesinde bulunmaması biraz düşündürücü.Cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle Van'daki resmi dairelerin yakıt ihtiyacı buradan karşılanıyor. Van ve bölgesinde büyük ormanların olmaması Cumhuriyet döneminde halkı ve hükümeti daha çok kömüre sevk etmiştir. ve burada bu petrolün işletilmesi için birçok şirket kuruluyor" dedi.

Görüntü Dökümü

----------------------------------

-Yrd. Doç. Dr. Abdulaziz Kardaş'ın röportajı

-Kardaş'ın çalışmalarından detaylar

Gülay KUYUCU - Safa ATMACA / VAN,

(BOYUT: 337 MB- SÜRE: 5 DK 11 SNY)

==========================================================

4)BODRUM SOKAKLARINDA EŞEKLİ, TÜRKÜ TANITIMINA HAYVANSEVERLERDEN TEPKİ

TÜRKÜCÜ Aydın Aydın, söz ve müziği kendisine ait 'Haydi Çekelim Bir Selfi' isimli yeni türküsünü, 40 dereceyi bulan sıcak havada Muğla'nın turizm cenneti ilçesi Bodrum'da eşek gezdirip, birlikte selfi çekerek tanıttı. Sıcak havada eşeği reklam malzemesi yaptığını ileri süren hayvanseverler, duruma tepki gösterip, polis ve zabıta ekiplerine şikayetçi oldu. Eşeğin sahibinin tepkilerden rahatsız olması üzerine etkinliğe son verildi.

Bodrum'da geçen yıl, Kurban Bayramı için aldığı kuzulara bir günlük tatil yaptıran Hakkarili türkücü Aydın Aydın, bu kez Bodrum'da Neyzen Tevfik Caddesi'nde öğlen sıcağında, yeni bestelediği şarkı eşliğinde eşek gezdirdi. Sözü ve müziği kendisi ait 'Haydi Çekelim Bir Selfi' türküsünün tanıtmak için eşekle Bodrum'un işlek caddelerinden birinde, 40 dereceyi bulan sıcak havada gezen Aydın'a mankenler de eşlik etti. Semerine asılan 'Haydi Çekelim Bir Selfie' ve 'Selfie çekmek beleştir' yazılı dövizlerle gezdiği eşeği tekneye de bindirmek isteyen Aydın, hayvanın inat edip, binmemek için direnmesi üzerine vazgeçti.

Bazı vatandaşlar ve hayvanseverler, sıcak havada eşeğin reklam malzemesi yapılmasına tepki gösterdi. Aydın'a böyle bir reklam yapmak için izin belgesi olup olmadığını sordu. Aydın'ın herhangi bir izin belgesi gösterememesi üzerine hayvanseverler durumu zabıta ve polise bildirip, şikayetçi oldu. Zabıta ekipleri Aydın'ı etkinliği sonlandırması için uyardı.

Bodrum Hayvan Hakları Derneği Başkanı Füsun Uslu, tesadüfen eşekli reklamı farkettiğini belirtip, yapılanın 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na aykırı bir durum olduğunu söyledi. Uslu, "Kendini sanatçı zanneden biri, burada kendi reklamını yapmak için bu sıcakta bu hayvanla şov yapıyor, gösteri yapıyor. İznimiz var diyorlar ama bu yalan. Hayvanı bu şekilde kendi şov amacı için kullanamazlar. Bodrum, eşekle şov yapılarak, boğa güreşleri düzenlenerek eşhur yapılacak bir yer değil. Hayvanlara saygı bekliyoruz. Yasal yollara başvurup, bu konunun takipçisi olacağız" dedi.

"AMACIM BARIŞ MANÇO'YU VE KEMAL SUNAL'I YAD ETMEK"

Aydın Aydın ise kendisinin dünyadaki hayvanlarla düet yapan ilk sanatçılardan biri olduğunu belirtip, "İnsanlar, bütün dünya starları ile popüler insanlarla selfi çektiriyor. Hayvanlar da benim dostumdur, arkadaşımdır, canımdır. Bodrum'da bütün dünya görsün, eşeklerle de selfie çektirilebiliyor. Her yerde selfie çektiriliyor. Ben de bugün böyle bir şey tercih ettim ve güzel bir selfie'miz oldu. Hayvanları daha çok seveceğiz, onlara daha büyük değer vereceğiz. Bütün hayvanları seviyorum ancak eşeği ayrı seviyorum. Çünkü eşek, şu anda sütü en pahalı hayvanlardan biri ve sütü birçok hastalığa iyi geliyor. O nedenle de bugün burada eşek ile selfie çektirelim istedim. Ayrıca bir başka amacım da rahmetli Barış Manço'yu ve Kemal Sunal'ı yad etmek. Çünkü onların en yakın arkadaşları eşekti" dedi.

Havanın sanıldığı kadar sıcak olmadığını belirten Aydın Aydın, "Bazı dostlarımızın beni tanımadığı için doğal haklarıdır bu itirazı yapmaları. Onlara da saygı gösteriyorum, ancak ortalığı germenin de zamanı değil. Eşeğin sahibi de burada" diye konuştu.

Aydın Aydın, hayvanseverlerin tepki göstermesi nedeniyle, eşeğin sahibinin moralinin bozulduğunu ve Gümbet Plajı'nda gerçekleştirecekleri selfie gezisini iptal ettiklerini söyledi. Eşeğin, sahibine teslim edilmesiyle etkinlik sona erdi.

Görürtü Dökümü

-------------------------

-Türkücü Aydın Aydın'ın eşek ve mankenlerle selfie çektirmesinden görüntü

-Türkücü Aydın Aydın'ın Bodrum sokaklarında yürümesi

-Hayvanseverlerin tepki göstermesi

-Aydın Aydın ile röp.

-Bodrum Hayvan Hakları Derneği Başkanı Füsun Uslu'nun açıklaması,

Haber: Nilüfer DEMİR - Kamera: Hülya ELTEŞ / BODRUM (Muğla),

======================================================

5) ÖRÜMCEK ADAM' GİBİ EVLERE TIRAMANAK GİREN HIRSIZ YAKALANDI

ADANA'da, 'Örümcek Adam' gibi evlere tırmanarak giren 18 yaşındaki Fırat Y. yakalandı.

Tırmanarak girdiği evlerden laptop, cep telefonu, nakit para ve altın çalan şüpheli, polis ekiplerini alarma geçirdi. Adana Emniyet Müdürlüğü Hırsızlık Büro ekipleri, hırsızlık zanlısını yakalamak için başlattığı çalışmada çok sayıda güvenlik kamerası kaydını inceledi. Evlere tırmanarak çıktığı belirlenen ve kimliği belirlenen şüpheli Fırat Y., düzenlenen operasyonla yakalandı. Gözaltına alınan Fırat Y., kendisine izlettirilen görüntülerdeki kişinin kendisi olduğunu itiraf etti. Daha öncede aynı suçtan kesinleşmiş 13 yıl 10 ay hapis cezasıyla arandığı ortaya çıkan Fırat Y., sevk edildiği adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Görüntü Dökümü

------------------------

Hırsızın adli tıpa getirilişi

Hırsızın adli tıp birimine girişi

Hırsızın adli tıptan çıkarılışı

Hırsızın polis aracına binmesi

Polis aracının gidişi

Hırsizların siteye girişi

Hirsizin pencereden tırmanması

Hırsızın aşağıda gözetim yapan arkadaşı

Hırsızın elinde çantayla binadan çıkışı

SÜRE:     BOYUT:

Haber-Kamera: Çağlar ÖZTÜRK ADANA,

==============================================================

6)BANA BİR MASAL ANLAT BABA, İÇİNDE 'VERA' OLSUN

DOWN sendromlu kızı 5 yaşındaki Vera'ya anlattığı masallara onu da yerleştirerek, minik derslerle hayatı öğreten babası emlak brokerı 46 yaşındaki Ruhi Taşdemir, paylaştığı videolarla sosyal medyada ilgi odağı oldu.

İstanbul'da oturan Türkiye Down Sendromu Derneği yönetim kurulu üyesi ve emlak brokerı Ruhi Taşdemir ile eşi Veteriner Hekim 45 yaşındaki Meltem Taşdemir'in ilk çocukları Duru 2010 yılında, ikinci çocukları Vera ise 2012 yılında dünyaya geldi. Meltem Taşdemir, Vera'ya hamileyken 2'li tarama testi yaptırdı. Doktorlar test sonucunu değerlendirirken, aileye çocuğun down sendromu riski bulunduğunu söyledi. Ancak bu rahatsızlığı çocuklarına konduramayan aile, 3'lü ve 4'lü tarama testlerini yaptırmadı. Normal hamilelik süreci devam ederken, Meltem Taşdemir'in aniden sancısı tuttu. Hastaneye götürülen Meltem Taşdemir, erken doğum yaptı. Taşdemir ailesi 7.5 aylık doğan ve Vera adını verdiklerini kızlarının down sendromlu olduğunu doğar doğmaz öğrendi.

'VERA'YI KUCAĞIMA ALDIĞIMDA KENDİMDEN UTANDIM'

Vera'nın down sendromlu olduğunu öğrendikleri ilk anda şoke olduğunu belirten baba Ruhi Taşdemir, risk olduğu söylenmesine rağmen inanmadıklarını belirterek, "Ama down sendromlu doğacağını bilseydik yine de dünyaya gelmesine izin verirdik" dedi. İlk anda "Niye biz? Neden biz? Suçumuz ne? diye düşündüğünü kaydeden Taşdemir, şöyle devam etti:

"En önemlisi ablası Duru ileride Vera'nın sorumluluğunu alabilecek miydi? Tüm bunları düşündüm. Elbette isyan vardı. Erken doğduğu için kalp, akciğer ve böbreklerindeki sorunlar nedeniyle Vera 32 gün yoğun bakımda kaldı. Yoğun bakımda kaldığında da hep aynı düşüncelerdeydim. Ne zaman ki kucağıma aldım, kokladım o zaman kendimden utandım. ve o gün bugün Vera'yı kocaman kocaman sevdim."

Ruhi Taşdemir, "Evet, Vera her şeyi biraz geç yapıyor ama güzel yapıyor. Bizim en büyük destekçimiz ablası Duru. O olmasaydı biz Vera ile çok daha zorlanırdık" diye konuştu.

Kardeşini çok sevdiğini söyleyen 7 yaşındaki Duru ise Vera'nın çok akıllı, çok yardımsever olduğunu, hayatlarını neşelendirdiğini, onunla zaman geçirmeyi sevdiğini anlattı.

'YILIN EN İYİ ABLASI' VE 'YILIN EN İYİ KARDEŞİ' PLAKETİ

Vera ile ablası Duru'nun iyi anlaştıklarını  ekleyen baba Taşdemir,  Duru ve Vera'ın arasındaki iletişimi güçlendirmek için bazı formüller bulduğunu Duru'yu 'Yılın En İyi Ablası', Vera'yı ise 'Yılın En İyi Kardeşi' olarak seçtiğini, onlara birer de plaket verdiğini kaydetti.

MASALLARLA EĞİTİYOR

Vera'ya sürekli masallar anlatan Ruhi Taşdemir, "Benim anlattığım her şeye bayılıyor" dedi. Ruhi Taşdemir, masallarının hep bir yerine Vera'yı da eklediğini söyledi. Masallarda, yolun karşısına geçerken ya da parkta oynarken dikkati edilmesi gerekenler gibi hayata dair pek çok şeyi anlatmaya çalıştığını kaydeden Ruhi Taşdemir, şunları anlattı:

"Bir anlamda Vera'ya masallarla hayatı öğretmeye çalışıyorum. Küçük küçük dersler veriyorum. Çok mutlu oluyor. Her akşam 1- 2 masal anlatıyorum. Bazen masalın içindeki kahramanları o seçiyor. 'Bu masalın içinde ne olsun?' diye soruyorum. Bazen dede, bazen okul diyor. O günkü masalın kahramanları Vera'nın isteği doğrultusunda oluyor. Özel rehabilitasyon dışında 2 yaşından itibaren normal çocuklarla ana okuluna gidiyor. En çok anaokuluna yazdırırken korkmuştuk. Biraz tereddütlü almışlardı ama şimdi tüm aileler onu çok seviyor. Vera da uyum sağladı, 2 yıldır arkadaşlarıyla yılsonu gösterisine çıkıyor."

Kızıyla ilgili en büyük hayalinin kendi kendine yetebildiğini, bir yerde çalışabildiğini görmek olarak anlatan Ruhi Taşdemir, En büyük korkum ise ben ve annesi öldüğümüzde ne olacağı" dedi.

'ÇOCUKLARINA SEVGİLERİNİ VERSİNLER'

Eşi Veteriner Hekim Meltem Taşdemir'in Vera ile ilgilenmek için işini bırakmak zorunda kaldığını kaydeden Ruhi Taşdemir, down sendromlu çocukları olan ailelere ise "Çocuklarına sevgilerini versinler. Çocuklarının bir şeyleri başaracaklarına inansınlar. İnandıktan sonra sağdan sola gelen kelimeler, cümleler önemli değil. Biz toplum içinde tuhaf bir tepkiyle karşılaşmadık" diye sesledi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

---------------

-Ruhi Taşdemir'in kızı Vera'ya hastalandığında doktora gittikleri masalı anlatması EN GÜZEL OLAN

-Ruhi Taşdemir'in Vera'ya, ablası Duru'yu okuldan almalarıyla ilgili masal anlatması

-Ruhi Taşdemir'in Vera'ya pikniğe gitmeleriyle ilgili anlattığı masal

-Ruhi Taşdemir'in Vera ile bayram mesajı verdikleri video

-Vera'nın Ruhi Taşdemir'e Babacımmm demesi

-Ruhi Taşdemir'in kızları Duru ve Vera'ya özel hazırlattığı plaketlerle 'Yılın En İyi Ablası',

'Yılın En İyi Kardeşi' seçmesi

-Ruhi Taşdemir'in kızını salıncakta sallaması

Ruhi Taşdemir kızları Vera ve Duru ile birlikte Down Sendromu ile ilgili mesaj vermesi

Haber: Selma KUNAR- Kamera: ANTALYA,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Hüseyin Gençer Bingöl Aydın PKK Politika Güncel Haberler

title