TBMM, Adalet ve Dışişleri bakanlıklarının 2026 yılı bütçeleri Meclis Genel Kurulu'nda

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, "Devlet aklının sorulara, sorunlara çözüm üretme, milletimizin hayrına dönüştürme, tehditleri bertaraf etme gücünü neoemperyalist odaklar engelleyemeyecektir, 'Terörsüz Türkiye' hedefine mutlaka ulaşılacaktır.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, "Devlet aklının sorulara, sorunlara çözüm üretme, milletimizin hayrına dönüştürme, tehditleri bertaraf etme gücünü neoemperyalist odaklar engelleyemeyecektir, 'Terörsüz Türkiye' hedefine mutlaka ulaşılacaktır. Bu mesele, üzerinde boşboğazlık yapılacak, polemiğe girilecek meselelerden değildir." dedi.

MHP milletvekilleri, Genel Kurulda, TBMM, Adalet ve Dışişleri bakanlıklarının 2026 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.

TBMM İdare Amiri ve MHP Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, TBMM'nin "yeşil parlamento" yolunda kararlı adımlar atmaya devam ettiğini söyledi.

TBMM'nin çevre duyarlılığı ve sürdürülebilir kaynak kullanımı konusunda diğer kamu kurumlarına örnek olma misyonunu titizlikle sürdürdüğünü belirten Atay, "Yeşil parlamento hedefi doğrultusunda hayata geçirilen projelerle 196 bin kilovatsaat elektrik, 2 bin 76 ton su, 23 bin metreküp doğal gaz ve 40 bin litre akaryakıt tasarrufu sağlanmıştır. Yeni güneş enerjisi sistemleriyle yıllık 750 bin kilovatsaat elektrik üretimi planlanmaktadır." diye konuştu.

MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Türkiye'de "açık, planlı ve sistemli bir şekilde yürütülen beşinci kol faaliyetlerinin" artık gizlenemez bir noktada olduğunu söyledi.

Devletin itibarını zedelemeyi, milletin güven ve birlik duygusunu aşındırmayı hedefleyen bu çalışmaların toplumun sinir uçlarına dokunacak şekilde organize edildiğini belirten Taytak, en büyük operasyon sahasının sosyal medya olduğuna işaret etti.

Bilginin denetiminin kamu güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ifade eden Taytak, Kamu Denetçiliği Kurumu ile İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun devletin şeffaflığını güçlendirdiğini, milletin huzuruna yönelen saldırıları boşa çıkardığını söyledi.

"Anayasa Mahkemesinin yükü ağırdır"

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabilmesi için önce olağan kanun yollarının tüketilmesi gerektiğini hatırlattı.

Bireysel başvurunun vatandaşa iyi anlatılamadığına işaret eden Yıldız, bazı vatandaşların uğradıkları haksızlıklar sonrası olağan kanun yollarını tüketmeden bireysel başvuruda bulunduğuna belirtti. Yıldız, bireysel başvurunun yeni baştan düzenlenmesi gerektiğini ve bunun vatandaşa iyi anlatılması gerektiğini söyledi.

Anayasa Mahkemesine yönelik değerlendirmelerde bulunan Yıldız, "Anayasa Mahkemesinin yükü ağırdır. Bunun için yeniden değerlendirme yapılması ve iş yükünün hafifletilmesi gerekir." dedi.

Türkiye'nin toplumsal dinamizminin, devlet kapasitesinin, bölgesel etkisinin, tarihsel birikiminin büyük ve kutlu bir kaynak olduğunu belirten Yıldız, "Devlet aklının sorulara, sorunlara çözüm üretme, milletimizin hayrına dönüştürme, tehditleri bertaraf etme gücünü neoemperyalist odaklar engelleyemeyecektir, 'Terörsüz Türkiye' hedefine mutlaka ulaşılacaktır. Bu mesele, üzerinde boşboğazlık yapılacak, polemiğe girilecek meselelerden değildir." diye konuştu.

???????MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, yargı hizmetlerine ilişkin çok yönlü bir dönüşüm çabasının sürdürüldüğünü, ihtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılmasının, icra iflas sisteminin günün ihtiyaçlarına göre güncellenmesinin, adli yardım mekanizmalarının geliştirilmesinin ve alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının yaygınlaştırılmasının bu dönüşümün ana ilkelerinden olduğunu vurguladı.

Öztürk, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Hedef hem mahkemelerimizin iş yükünü azaltmak hem de vatandaşımızın uyuşmazlıklarını daha hızlı, daha düşük maliyetle ve daha tatmin edici biçimde sonuçlandırmaktır. Bu anlayışın kurumsal karşılığı, hukukun üstünlüğünü esas alan, bağımsız ve tarafsız bir yargı düzenidir. Hakim ve savcıların mesleğe kabulünden terfilerine, görev yerlerinden meslek içi eğitimlerine kadar her aşamada liyakat, mesleki ehliyet ve milli şuur temel ölçü olmalıdır. Biz, bu hassasiyetlerin kağıt üzerinde kalmaması, vatandaşın günlük hayatında somut karşılık bulması için üzerimize düşen yasama sorumluluğunu yerine getirmeye hazırız."

MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut, hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunun "davanın taraflarından ya da siyasi iradeden bağımsızlık" anlamına gelmediğini ifade etti.

Hakim ve savcıların üzerlerinde oluşturulmak istenen mahalle baskısından bağımsız bir şekilde karar verebilme iradelerinin de ortaya çıkarılması gerektiğini dile getiren Bulut, "Daha henüz staj aşamasında, kura aşamasında hakim ve savcılarımız üzerinde öyle bir ideolojik baskı oluşturuluyor, öyle bir mahalle baskısı oluşturuluyor ki hakimlerin tarafsızlığına ve bağımsızlığına asıl bu mantıkla gölge düşürülüyor. Cumhurbaşkanımızın huzurunda her yıl kura çekimleri, her defasında siyasi polemik haline getiriliyor." dedi.

Cumhurbaşkanının devletin başı olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletinin birliğini temsil ettiğini vurgulayan Bulut, "Dolayısıyla hakim ve savcıların postal karşısında esas duruşta bekledikleri dönem kapanmış seçimle iş başına gelmiş, anayasa metnine göre de devletin başı olan Cumhurbaşkanı'nın huzurunda kura çekimine katılıp mesleklerine başlamaları gibi aklı başında bir yol bulunmuştur." diye konuştu.

MHP Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, dijital medyanın oluşturduğu olumsuz etkiler karşısında yargının sağlıklı bir şekilde işlemesini temin edecek tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.

Yeni bir anayasa yapılması noktasında da değerlendirmelerde bulunan Bülbül, şunları kaydetti:

"Milli, sivil ve demokratik bir anayasanın 'Türk ve Türkiye Yüzyılı' hedefleri kapsamında aziz milletimize ve gelecek nesillerimize kazandırılması hepimizin sorumluluğudur. Hedeflenen yeni anayasa, toplumun her kesimini kucaklayan, meşru her düşünceyi sahiplenen, milli ve kurucu değerlere yaslanan bir zeminde yükselmelidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve devlet yapısının sarih bir şekilde düzenlendiği, kuvvetler ayrımı ilkesinin pekiştirildiği, zamanın ruhuyla çelişmeyen, sosyolojik, ekonomik, kültürel ve siyasal kazanımların korunduğu bir anayasa hazırlanmalıdır."

MHP Erzurum Milletvekili Kamil Aydın, Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias'ın "Ege'yi füzelerle kapatacağız" sözüne tepki gösterdi.

"TBMM'nin bu konuda yıllar önce aldığı karar hala geçerlidir"

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Ukrayna-Rusya savaşını hatırlatarak, Türkiye'nin Karadeniz'deki çatışmaların kaynağını oluşturacak paravan ve nakil üssü ülkeler oluşturma girişimleri karşısında uyanık ve dikkatli olması gerektiğini dile getirdi.

Özdemir, "Türkiye'nin hem kendi egemenliğini hem de Boğazlar üzerindeki hakimiyetini tescilleyen Montrö Sözleşmesi'nin delinmesi girişimlerine karşı hassas tavrımızı korumalıyız. Türkiye her ne kadar NATO üyesi olsa bile Ukrayna ve Rusya arasında süregelen savaşta adil olmak durumundadır. Savaşan taraflarla aynı anda görüşebilen ve daha da önemlisi iki tarafın esir takası ile tahıl nakli gibi alanlarda birbirleriyle anlaşma sağlamalarını tesis eden ülkemiz, özellikle ABD ve İngiltere'nin başını çektiği karanlık oyunlara karşı hukuki yükümlülüğünü kararlılıkla uygulamalıdır ancak bu şartlarda Montrö'nün gereklilikleri yerine getirilebilecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Ege ve Doğu Akdeniz'de Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan'ın, ipin ucunu iyice kaçırdığını söyleyen Özdemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ege Denizi'ndeki adaları silahlandıran, boyunu aşan iş ve gündemlere kalkışan, Türkiye karşıtlığını açıkça ortaya koyup sözde ittifaklar kuran Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir. Kara suları genişliğini 12 mile çıkararak ülkemizin 'mavi vatan' hudutlarına mütecaviz eylemlerde bulunma niyetini en üst seviyeye taşıyan Yunanistan, şayet böyle bir karar alırsa karşısında yıkıcı bir azapla muhatap olacağını ve çok şeylerini feda etmek durumunda kalacağını unutmamalıdır. TBMM'nin bu konuda yıllar önce aldığı karar hala geçerlidir."

Son dönemlerde İsrail'in, Kıbrıs Rum Kesimi'ne ileri nesil silah sevkiyatında bulunmasını ve Yunanistan'ın askeri ve taarruz altyapısı ile kapasitesini güçlendirme politikasını anımsatan Özdemir, bölgede aleni şekilde Türkiye karşıtı "Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail ittifakı"nın kurulduğunu ifade etti.

İsmail Özdemir, Türkiye'nin acilen Kudüs Paktı ve TRÇ isminden doğan "Türkiye, Rusya ve Çin İttifakı" seçeneğini devreye alması gerektiğini söyledi.

Kaynak: AA / Aykut Yılmaz - Politika
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title