CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" Mitingi… Özgür Özel: Bizi Yunan'a, Bulgar'a Mahcup Edenler Gidecek, Bu Memlekete Atatürk'ün Partisi Gelecek

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu kara düzen değişecek. Bu hesap değişecek. Bizi Yunan’a, Bulgar’a mahcup edenler gidecek, bu memlekete Atatürk’ün partisi gelecek. Eski günlere, Gazinin on beş milyon genç yetiştirdiği, Sümerbank’ları yaptığı, fabrikaları açtığı günlere, bunların sata sata bitiremediği yaptığı günlere, Türkiye’nin iyi yönetildiği, birlikte çalıştığı, daha çok kazandığı, adaletle paylaştığı günlere gideceğiz" dedi.

Haber: Çağatan AKYOL

(EDİRNE) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu kara düzen değişecek. Bu hesap değişecek. Bizi Yunan'a, Bulgar'a mahcup edenler gidecek, bu memlekete Atatürk'ün partisi gelecek. Eski günlere, Gazinin on beş milyon genç yetiştirdiği, Sümerbank'ları yaptığı, fabrikaları açtığı günlere, bunların sata sata bitiremediği yaptığı günlere, Türkiye'nin iyi yönetildiği, birlikte çalıştığı, daha çok kazandığı, adaletle paylaştığı günlere gideceğiz" dedi.

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinginin 76'ncısı Edirne'de yapıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları söyledi

"Biz ne yapacağız? Biz durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Asla ve asla teslim olmayacağız. Bir kelime eksik konuşmayacağız, bir adım geri atmayacağız, bir santim eğilmeyeceğiz. Hepimiz bilmeliyiz ki biz bir kelime eksik konuşursak, bunlar bu milleti susturacak. Biz bir adım geri atarsak, bunlar bu milleti 100 yıl geriye götürecek. Biz bir santim eğilirsek, bunlar bu millete diz çöktürecek. Bunlara geldikleri sandıkla gelip sonra sandığı kaçırmaya, sandıktan kaçmaya çalışanlara, sandıkla çıkanı Silivri'ye atanlara, iftira atanlara, haysiyet cellatlığı yapanlara ne arkadaşlarımızı ne de bu ülkenin geleceğini teslim etmeyeceğiz.

Bu sene vatandaş diyor ki, 'Eğer gelecek sene de durumum aynı kalır diyenler yüzde 30. yüzde altmış 'daha kötüye gideceğim, fakirleşeceğim' diyor. Sadece yüzde 8,8 'ben zenginleşirim' diyor. Yüzde dokuzu ise 'durumum iyiye gidebilir' diyen var. Zenginleşirim diyen o yüzde 0,8 o bildiğiniz o sekiz. Hepimizi onlara kul köle etmeye, bizden alıp onlara vermeye, bizden kazanıp onlara harcatmaya çalışıyorlar. Biz kutuplaşmadan taraf değiliz. Buradan AK Partili ve MHP'li Edirnelilere sesleniyorum: Bugüne kadar oy verdiniz, hatta belki üye oldunuz, belki haberiniz AK Parti'ye kaydedildiniz, belki 'iyi olacak' diye düşünüp onlarla oldunuz. Ama bugünü düşünememiş, bu yoksulluğu bu sefaleti bu haksızlığı düşünememiş olabilirsiniz. Biz geldiğimizde sadece CHP'lilerin değil, Edirne'nin tamamının, AK Partilisinin de MHP'lisinin de asgari ücretini yükselmeye geliyoruz. İkisinin de emeklisi bütün emekliler gibi en iyi maaşı alsın istiyoruz. Herkes çocuğunun geleceğinden endişe etmesin istiyoruz.

"'AK Partiliyim, beni almazlar', 'MHP'liyim, bana yer yok' diye düşünmeyin"

Biz gelince geçmişte bize haksızlık yapanlarla, çalanlarla, çırpanlarla ve kendi yaptıklarını başkası yapmış gibi iftira atanlarla işimiz var. Ama geçmişte AK Parti'ye oy vermiş, üye olmuş kimse korkmasın. Bu parti hiçbirimizin değil, bu gelecek hiçbirimizin değil; bu gelecek hepimizindir. Cumhuriyet Halk Partisi baba ocağıdır. Baba ocağı, herkesin içine doğduğu evdir. Kimi ırağa gider, kimi yakında kalır. Kimi daha büyüğünü ister, kimi küçüğüne razı olur. Ama herkes bilir ki başı sıkıştığında, dara düştüğünde döneceği bir baba evi vardır. Kapısı açıktır. Çayı, çorbası kaynar. Kim sıkışırsa gelene kucak açmaktadır. O baba evinin tapusu Özgür Özel'de olsa güvenme. Kemal Beyde de değildir, rahmetli Ecevit de, İsmet Paşa da. Senin garantin Cumhuriyet'tir. Senin garantin Cumhuriyet'in kurucusudur. Baba evinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. O yüzden 'AK Partiliyim, beni almazlar', 'MHP'liyim, bana yer yok' diye düşünmeyin. Atatürk'le derdi olmayanın, Cumhuriyet'le derdi olmayanın, bu bayrakla, bu Mehmetçikle derdi olmayanın bizimle de derdi olmaz. Hep beraber olacağız, hep beraber başaracağız.

"Çiftçiye söz veriyoruz mazotu ÖTV'siz, KDV'siz alacaksınız"

Biz gelince ne olacak? Buradan söz veriyoruz: En düşük emekli maaşı bir asgari ücret olacak. Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geldiğinde bugünkü parayla asgari 39 bin lira olacak. En düşük emekli maaşı da 39 bin lira olacak. CHP geldiğinde ÖTV ve KDV kalkacak. Çiftçinin aldığı mazot 55 lira değil, 33 lira olacak. Çeltik üreticisi de ayçiçeği üreticisi de buğday üreticisine de buradan söz veriyoruz mazotu ÖTV'siz, KDV'siz alacaksınız. Bankalara borç çok. O borçların bir defaya mahsus olmak üzere bütün faizlerini sileceğiz, ana parayı üç yıla, beş yıla böleceğiz söz veriyoruz.

AK Parti vergiyi tabana yaydı, refahı tavana çıkardı. Tepedekiler refah içinde, aşağıdakiler vergiyle boğuşuyor. CHP olarak şunu özellikle dikkatinize sunuyoruz bu ülkede toplanan 100 liralık verginin 63 lirası dolaylı vergilerden alıyorlar. Dolaylı vergi dünyanın en adaletsiz, en eşitsiz, en haksız vergisidir. Çocuğuna bir kalem alan da fabrikatör de fabrika işçisi de aynı vergiyi ödüyor. Elektrik, su, telefon askagir ücretli de aynı vergiyi ödüyor milyarder de aynı vergiyi. Aldığın her hizmete vergi ödüyorsun en zenginle en fakir aynı vergiyi ödüyor, bu yüzde 63.  Bunun üzerine bir de yüzde 25 var o da gelir vergisi var. Hepimizin daha maaşını çekmeden maaştan kesilen vergi yüzde 25'e denk geliyor. Etti sana yüzde 89. yüzde 1 gayrimenkullerden alınan. Yüzde 11 ise kurumlar kurumlar vergisi yani üreten kazanan, ihracat yapan kar edenin ödediği vergi yüzde 11, bu meydanın ödediği vergi yüzde 88.

"Buradan bütün çiftçilere söylüyorum, bu kara düzene mecbur değilsiniz"

İşte bizim iktidar motivasyonumuz budur. Vergiyi tabana değil, tavana yayacağız. Çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alacağız. Kazanmayanlardan vergi almayacağız. O konforlu siyaset bitti. Oyu garibandan alacaksın hizmeti zengine yapacaksın. Oyu emekliden, emekçiden, esnaftan, çiftçiden alacaksın sonra bütün zenginlere en iyi imkanları sunacaksın. 2.7 trilyon lira faiz ödüyor ama yüzde 1'ini çiftçiye, emekliye veremye gelince ayak sürüyor. Bütçede gayrisafi milli hasılanın yüzde birinin çiftçiye destekleme diye verilmesi lazım. Kanun böyle yüzde 0.2'sini getirmişler. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, 'Tarım sektörü bu -12,7 büyüdü' diyor. Af buyur dedim, af buyur. Yüzde eksi on iki virgül yedi büyümüş. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı eksi 12,7 büyünmez, 12,7 küültmüşsünüz çiftçiyi dedim cevap yok. İlk kez bu kadar büyük bir küçülme yaşandı. Buradan bütün çiftçilere söylüyorum, bu kara düzene mecbur değilsiniz. Bu iktidara mecbur değilsiniz. Eninde sonunda halkın partisinde birleşecek, bir devri kapatıp yeni bir devri açacağız. Edirne'den kalkan Fatih, 2 yıl sonra bir çağı kapatıp bir çağı açmadı mı? Edirne'den söylüyorumi biz de bir çağı kapatıp bir çağı açacağız. Bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak.

" Türkiye'deki Okkan kardeşim bir tane mont alabilmek için bir ay çalışıyor"

Bugün herkes görüyor, Yunanistan'a gidip alışveriş yapılıyor, Bulgaristan'dan gelinip alışveriş yapılıyor. Bugün Edirneliler, Yunanistan'a ucuza gıda alışveriş turları düzenleniyor. Dedeağaç'a geçiliyor. Doğru mu? Çünkü Yunanistan o kadar ucuz ki bugün Türkiye'deki gıdaya göre yol parasını da kurtarıyor, fazlasını da kazandırıyor. Yunanistan'da bir Niko var. Niko'ya kıyma 350 lira. Türkiye'de bir asgari ücretli Nihat abi var. Ona da arkadaşları Niko diyor. Bizimkine gelince 950 lira. Niko'nun 350 liraya aldığı dana kıymayı burada 900 liraya satan bir düzen var. Dünyanın en yüksek üçüncü gıda enflasyonun olduğu Türkiye'den, Yunanistan'a geçip gıda alıyorlar. Bir de Bulgaristan'dan gelen var. İvan geliyor Leva'yı veriyor çantaları dolduruyor. Üstüne bir tane de mont alıyor, Bulgaristan'a gidiyor. O İvan bunu yaparken bizim Türkiye'deki Okkan kardeşim bir tane mont alabilmek için bir ay çalışıyor. Peki bu işin sebebi ne?

"Bu kara düzen değişecek, bu hesap değişecek"

Bütün meydan şahit, bütün Edirne şahit. Bu AK Parti geldiğinde bir Leva 0.60 liraydı. Bir lira verdin mi sana neredeyse iki lira veriyorlardı. Şimdi adam geliyor, bir lira veriyor, biz ona yirmi beş lira veriyoruz. Yirmi üç yıldır Türkiye AK Parti tarafından yönetiliyor. Bulgaristan kendi hükümetleri tarafından yönetiliyor. Yirmi üç yıl önce bir lira verip iki leva alırken, adam şimdi bir lira verip yirmi beş leva alıyor. Elli kat fark etmiş. Diyoruz ya; asgari ücrette altı kat var, buğdayda altı kat var, asgari ücrette de öyle. Yirmi üç yıl üst üste birikmiş, birikmiş, birikmiş; Leva Türk parası karşısında kırk kat değer kazanmış. Bulgaristan ülkesini, ekonomisini Türkiye'den kırk kat iyi yönetmiş. Buradan Edirne'den, bütün Edirne'nin şahitliğinde söylüyorum: Bu kara düzen değişecek, bu hesap değişecek. Bizi Yunan'a, Bulgar'a mahcup edenler gidecek, bu memlekete Atatürk'ün partisi gelecek. Eski günlere, Gazi'nin 15 milyon genç yetiştirdiği, Sümerbank'ları yaptığı, fabrikaları açtığı günlere, bunların sata sata bitiremediği yaptığı günlere, Türkiye'nin iyi yönetildiği, birlikte çalıştığı, daha çok kazandığı, adaletle paylaştığı günlere gideceğiz. Var mısınız? Bu düzeni değiştirecek miyiz? Bunu hep birlikte yapacak mıyız? Ben buna yürekten inanıyorum.

"Seçim kazandıkları, bizim seçimi kaybettiğimiz o dönemler bitti"

Bakın AK Parti'nin o konforlu günleri bitti. Gözümüzün içine baka baka yalan attıkları, hiçbir sözlerini tutmadıkları ama yine de seçim kazandıkları, bir şekilde bizim seçimi kaybettiğimiz o dönemler bitti. 31 Mart tarihinde 47 yıl sonra partimizi birinci parti yaptık. Bu partinin evlatları bugün zindanlardaysa, suçları atılan iftiralar değil AK Parti'yi yenmektir; bundan sonra da yenecek olmaktır, iktidarı değiştirecek olmaktır.

"Tayyip Bey sana helal olan hiçbir şey haram değil bana"

Avrupa'ya gidecekler, dünyaya gidecekler ve işlerine geldikleri gibi anlatacaklar ama gelip burada seçimi kazanacaklar, öyle bir şey yok. Buraya ben Brüksel'de geldim, orada Türkiye'de yapılan haksızlıkları hukuksuzlukları teker teker anlattım. Beyler çıkmış 'yurt dışına şikayet etmeye gidiyor' diyorlar. Bu AK Parti zamanında başörtü sorrunu yaşıyordu, 'kardeşlerimize haksızlık yapılıyor' diyordu ve Avrupa İnsan Hakları Mmahkemesi'ne dava açtılar, Türkiye'yi mahkum ettiler, çatır çatır tazminat aldılar o şikayet değil. Kapatma davaları açılınca heyetler kuruyorlardı, bütün dünya başkentlerinde Türkiye'yi şikayet edip 'askeri vesayet var, siyasi vesayet var' diyorlardı. 15 Temmuz Darbesi oldu sabah bizim kapımızda bunlar, 'Avrupa'da dostlarınız çok, sizi iyi dinlerler bu darbeyi birlikte anlatalım' diye. Ama benim kardeşlerim içeri atılınca, 31 Mart'ta seçim kazandık diye, 19 Mart'ta darbe yapılınca Özgür Özel oturacak, susacak sen de burada keyif çatacaksın. Bütün dünyaya anlatacağım bir adım geri atarsam namerdim. Bu haksızlığı bütün dünyayı anlatacağım Tayyip Bey sana helal olan hiçbir şey haram değil bana. Mücadele sonuna kadar, sonuna sonuna…

"Partide oturmaya değil, Türkiye'nin başına geçmeye geliyoruz"

Senin 3 tane televizyonuna 5 tane iftiracı gazetene teslim olursam o zaman bizi bırakıp giden o iki kardeşimin gözlerine öyle bakamam, Ferdi'nin hatırasına. Gülşah'ın hatırasının arkasında duramam. Ekrem Başkana sahip çıkmazsam haysiyetime sahip çıkmış olmam. Bana 'gel Ankara merkezli siyaset yap' diyor, 'partinin başında otur' diyor. Partinin başında 50 yıl oturacağıma senden sonra şu iktidarın değiştiğini, CHP'nin geldiğini 5 dakika göreyim gözüm açık gitmez. Partide oturmaya değil Türkiye'nin başına geçmeye, bu meydandaki bütün mağdurların yüzünü güldürmeye geliyoruz.

"Meriç'ten Dedeağaç'a size emanet bu şehir, sınırı iyi tutun"

Edirneliler Meriç'i sıkı tutun, 15 Temmuz'dan sonra bir yılda 2 bin FETÖ'cü yakalandı ya burada. Bu darbeciler de günü gelince Edirne'den kaçmak isterlerse Meriç'ten Dedeağaç'a size emanet bu şehir, sınırı iyi tutun. Zekeriya Öz'ün kaçtığı gibi kaçmaya kalkarsa birisi emanetimdir Edirne'nin sınırı Edirne'nin evlatlarına. Darbenin üstünden 276 gün geçti. Erdoğan 'bir aya insan içine çıkamayacaklar' dedi, 'birbirlerinin yüzüne bakamayacaklar' dedi. Kim var burada, Dilek İmamoğlu var kardeşiniz. 276 gün sonra biz bu meydandayız. Birbirimizin yüzüne bakmaya geldik Erdoğan, insan içine çıkmaya geldik Erdoğan. Ekrem Başkan, Dilek Hanım'ın gözüne her gün bakıyor, o ona güveniyor, biz ona güveniyoruz. Sen gel bakalım da bu milletin gözünün içine bak. Biz el eleyiz, yürek yüreğiyiz. İftiraya teslim olmayız, hiç kimseyi de arkamızda bırakmayız böyle bilin bunu.

"Aldıkları maaşın yarısı kiraya gitmeyecek söz veriyoruz"

'Savcı Bey pabucu yarım çık sokağa oynayalım' diyor gençler. Ne oldu? 560 milyarlık yolsuzluk diyordun 560 lirasını ispatlayamadın ne oldu? Ne diyorsak o çıktı çünkü kendimizden, arkadaşlarımızdan eminiz, iftiranın büyüklüğüne şahidiz. Cezaevleri neredeyse 500 bin kişi olmuş; bir tutuklu ve hükümlü olanlar var ve bir de o cezaevinde ekmeğinin peşinde olan atanamamış öğretmeninden tut dünya kadar üniversite mezunu ya da lise mezunu infaz koruma memurları var. Allah hepsinden razı olsun. Geldiğimiz ilk yıl başlatıp üç yıl içinde hepsine en uygun fiyatlı lojmanları vereceğiz, Aldıkları maaşın yarısı kiraya gitmeyecek söz veriyoruz.

"Şimdi Tayyip Bey 'R' yaptı"

Biz CHP olarak ne dediğimizi, ne yaptığımızı biliyoruz. Bu süreçte insanların nasıl evlatları ile çocukları ile tehdit edildiğini biliyoruz. Bir suçu olana sahip çıkan bir parti değiliz. Hiç olmadık ancak bu kadar haksızlığın yanında arkadaşlarımızı asla yalnız bırakmadık. Ben atılan iftiraları, yapılmaya çalışan siyasi operasyonu görüyorum, biliyorum. Ben Ekrem Başkan'a kefilim, Ekrem Başkan'a inanıyorum. Ne diyordunuz, ne oldu televizyondan canlı yayın? Gelin yayınlayın, savcısına güvenen karşıma çıksın canlı yayın istiyorum. Ama iddianameye kadar atıp tutuyorlardı, 'canlı yayınlansın' diyorlardı. Şimdi Tayyip Bey 'R' yaptı. Tayyip Bey savcına güveniyorsan al savcını geç karşıma, okunsun iddianame görülsün iftiralar ve cevaplar hodri meydan."

"Adayımı yanımda sandığı önümde istiyorum" kampanyasının 25.1 milyon imzaya ulaştığını kaydeden CHP Lideri Özgür Özel, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dünyanın en büyük imza kampanyalarından biri bu. Türkiye siyaset tarihinin en büyük güvensizlik oyunu verildi Erdoğan'a. Buradan ona sesleniyorum Edirne'den: Cesaretin varsa çık karşımıza, yoksa en güvendiğini çıkar karşımıza, ister evlat, ister damat, ister bakan adayını belirle. Ben buradayım, adayım burada, Ekrem Başkan burada, çık karşıma. Millet ne derse o olur, milletten kaçarak kurtulamazsın. Seni millet getirdi, bu milletin elinden kurtulamazsın. Bundan sonra adayımız Silivri'de de olsa onun yerine cumhurbaşkanı adaylığına var mısınız? Onun adına kapı kapı gezmeye, vaatlerimizi anlatmaya, kampanya yapmaya var mısın Edirne? Bu seçimi kazanacak mıyız? Birlikte yürüyecek miyiz? O zaman yürüyelim arkadaşlar."

(Son)

Kaynak: ANKA / Güncel
title