Vakalar pik yaptı! İki haftada ortaya çıkıyor, 3 yıl kadar sürüyor

Vakalar pik yaptı! İki haftada ortaya çıkıyor, 3 yıl kadar sürüyor
Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Kış aylarında vaka sayısında artış görülen uyuz hastalığına karşı uzmanlardan uyarı üstüne uyarı geldi. Belirtileri bulaştıktan 2 hafta sonra kendini gösteren uyuz vakalarında hastane başvuruları arttı. Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Su Küçük, "Son 30 yıldır uyuz vakaları yükselişte, geçen seneki kadar sık değil ama hastane başvurularında artışı görüyoruz. 3 yıl süren uyuz vakaları duyuyoruz, farkındalığın artması gerekiyor" dedi.

  • Uyuz vakaları son 30 yıldır yükselişte ve son 2-3 yıldır devam ediyor.
  • Uyuzun belirtileri bulaştan 2-3 hafta sonra ortaya çıkıyor ve tedavi edilmezse 3 yıl kadar sürebiliyor.
  • Uyuz vakaları polikliniğin yüzde 30'unu oluşturuyor ve kış aylarında artış gösteriyor.

Son zamanlarda uyuz vakalarıyla karşılaştıklarını belirten uzmanlar, oluşturduğu kaşıntıyla dikkat çeken uyuza karşı uyarılarda bulundu. Uyuzun belirtileri, tanı ve tedavi süreçlerine ilişkin bilgi veren Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özlem Su Küçük ve Dermatalog Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan, dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

"TEK BİR KİŞİNİN TEDAVİ OLMASI YETMEZ"

'Sonbahar ve kış aylarında daha fazla uyuz vakası görüyoruz' diyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Özlem Su Küçük, "Zaten son 30 yıldır uyuz vakaları yükselişte, daha sık görmekteyiz. Son 2-3 yıl içerisinde de uyuz vakaları devam ediyor. Üstelik de tedavi olmayan vatandaşlarda 2-3 yıl kadar kronik bir hastalık gibi seyredebiliyor. Tek bir kişinin tedavi olması yetmez. Etraftaki kişilerin tedavi görmemesi, bazen kişilerin de yetersiz, uygun olmayan şekilde ilacı sürmeleri nedeniyle tedavide yeterli sonuçları gözleyemiyoruz. Kişi geliyor, annesine, babasına da ilacı öneriyoruz,'Bizde şikayet yok' diye kullanmak istemiyorlar. Kısır döngüyle hastalık kronik hal alabiliyor, bazen ilaçların direncinden söz etmek mümkün. Boyundan aşağıya, el, ayak parmak araları, genital bölge, memeler dahil olmak üzere tüm vücuda sürülmesi, 8-12 saate kadar bekletilmesi sonra yıkamayı öneriyoruz. Aynı yastık kılıflarını, çarşafları kullanmak, ortak kıyafetlerin, eşyaların kullanılması, kıyafet deneme kabinlerinde bile uyuzlu kişinin giydiği kıyafeti giymek, uzun süreli dolaşmak bile uyuzun bulaşmasına neden olabilir" dedi.

Vakalar son 30 yılda pik yaptı! İki haftada ortaya çıkıyor, 3 yıl kadar sürüyor

"3 YIL SÜREN UYUZ VAKALARI DUYUYORUZ"

'Uyuzda kaşıntı olmazsa olmaz, sıcakta, gece artan kaşıntı söz konusu' diyen Prof. Dr. Küçük, "Türkiye'de kış ayının başlamasıyla beraber görüyoruz. Geçen seneki kadar sık değil ama polikliniğimize, hastane başvurularında artışı görüyoruz. Dernek de bu konudan haberdar, zaman zaman bilgilendirme toplantıları düzenliyoruz. Alerjik reaksiyon gelişebiliyor, buna bağlı kızarık, deriden kabarık döküntüler, zaman zaman sekonder olarak enfeksiyonlar da eklenebiliyor.Fındık, ceviz büyüklüğünde bazen nodül dediğimiz tablolar kasıklarda, koltukaltında olabiliyor, bu tedavisiz kalan, uzamış bir uyuzun belirtisi olabiliyor. Uzamış uyuzda başka hastalıkları düşündüğümüz, biyopsi yaptığımız durumlar dahi olabiliyor. 3 yıl süren uyuz vakaları duyuyoruz. Kreşlerde, yurtlarda, kapalı otel ortamında bazen hastalık yayılabiliyor. Bize yurtlardan da çok fazla başvuru oluyor. Bazı durumlarda yurtta kalan herkesin tedavi alması gerebiliyor, farkındalığın artması gerekiyor. Spor salonları, yurtlar gibi alanlarda daha dikkatli davranılmasında fayda var. İnsanlar bir utanç durumu gibi algıladıklarından etraflarıyla da paylaşamıyorlar. Söyleseler onların da tedavi almaları belki daha erken dönemde sağlanacak. Geç dönemde uyuz nodülleriyle, daha farklı tarzda gelebiliyor hastalık o zaman tanı koymak da zorlaşabiliyor" diye konuştu.

"VAKALAR POLİKLİNİĞİMİZİN YÜZDE 30'UNU OLUŞTURUYOR"

Uyuza karşı bilinçli hareket etmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Gülsüm Gençoğlan ise, "Kaşıntı tüm vücutta olsa da sırtı tutmuyor olması, kadınlarda; göğüs, karın bölgesi, erkeklerde ise daha çok genital ve karın bölgesinin, el parmak aralarının tutulmuş olması tipik özelliği. Genel olarak uykuyu bozacak şekilde bir kaşıntıdan yakınırlar. Kışın gelmesiyle uyuz sayısında da ciddi bir artış söz konusu. Polikliniğimizin yüzde 30'unu oluşturuyor. Bulaşın en fazla kaynağı; kıyafet kaynaklı olanlar var. Okullar önemli bir kaynak, çocuklar çünkü çok dikkat edemiyor, bazen karıştırıyor, birbirlerinin kıyafetini alıyorlar. El ele tutuşma, yemekhaneye giderken, oyun oynarken, dokunma bulaşın en önemli kaynağı. Oteller, mesela; çarşafın, nevresimin değiştirilmediği durumlarda bizden önce odayı kullanan bireyden rahatlıkla uyuz bulaşabilir. Yakın temasımızın olduğu bireyler; aynı evi, yatağı paylaşıyorsak, bulaş kolaylıkla gerçekleşebiliyor. Kirlilik ve pasaklılıkla ilişkilendirilen bir durum olduğu için insanlar söylemek istemiyor ama hepimize bulaşabilir sonuçta bulaşıcı bir hastalık. Bebek ziyaretlerini hepimiz seviyoruz, gidilmeli ama bebekler mümkünse kucağa verilmemeli çünkü bebeklerde kullanabileceğimiz çok fazla seçeneğimiz yok. Onlarda herhangi bir şekilde uyuz oluştuğu zaman kremlere vs. büyük oranda mevcut parazit direnç geliştirdi. 15 kilodan küçük çocuklara da hap tedavisi veremiyoruz, bu sefer sürekli döngü devam ediyor çünkü ebeveynleri bakmak zorunda. 4,5,6 ay geçmeyen uyuzlarla karşı karşıya kalıyoruz. Gerçekten çok tacizkar, kötü bir durum oluyor" diye konuştu.

Vakalar son 30 yılda pik yaptı! İki haftada ortaya çıkıyor, 3 yıl kadar sürüyor

"BİR AİLE, BEBEK ZİYARETİNE GELEN AKRABADAN BULAŞMIŞTI, ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜM"

"Bulaştan yaklaşık 2-3 hafta sonra kaşıntı başlıyor" diyen Prof. Dr. Gençoğlan, "Hastalarda bulaşın kaynağı genelde çocuk oluyor. Bu parazit canlı deriyle ölü deri arasında tüneller kazıyor, tünelleri dermoskopla tespit edebiliyoruz, sonra ilaç tedavisi veriyoruz. İlaç tedavisi kiloya uygun dozda ve sıklıkta kullanmak lazım. İlk dozlamayı yaptıktan sonra 1 hafta ara veriyoruz çünkü ilaç sadece canlı böceklere etkili, yumurtalara değil. Yumurtalardan bir hafta sonra yeni böcekler çıkıyor. Bazen hastalar rahatladıklarını düşünerek 2'nci dozlamayı almıyor. Bu sefer döngü yeniden, en baştan başlıyor. Hap, şu anda piyasada var, SGK tarafından da ödeniyor. Aslında pandemi döneminde mesafeli davranmayı birazcık öğrendik, en sık bulaş alanı tabi ki eller, selamlaşıyoruz. Ellerin sık yıkanması en önemli korunma faktörleri arasında. Vakalardan bir aile, gerçekten çok üzülmüştüm, bebek kaynaklı, ziyarete gelen bir akrabadan bulaşmıştı. Uykusuzluktan sinir bozukluğu da oluyor. İlk dozu aldıktan sonra bulaştırıcı değiliz artık bütün kıyafetlerimizi, o zamana kadar giydiğimiz ne varsa onların hepsinin 60 derecenin üzerinde yıkanması gerek" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Umut Halavart - Sağlık
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

title