Haberler

Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri" Töreni

Başbakan Erdoğan: (2) "Biz tarihimizle her zaman gurur duyduk ve gurur duyuyoruz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz tarihimizle her zaman gurur duyduk ve gurur duyuyoruz. Zaferlerimizle, kahramanlığımızla, inşa ettiğimiz şehirlerimizle, imar ettiğimiz camilerle, külliyelerle, köprülerle, medreselerle, çeşmelerle her zaman gurur duyduk ve gurur duyuyoruz ama asıl gurur duyacağımız eser, işte bu ilmi eserlerdir" dedi.

Başbakan Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri" töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi'nin her cildinin kendisine heyecan veren bir eser olduğunu söyledi.

İslam Ansiklopedisi'nin her cildinin, sayfalarının, harflerin, mürekkebin ötesinde bir anlam taşıdığını ifade eden Erdoğan, kendisinin de her cildini takip ettiğini dile getirdi.

Erdoğan, İslam Ansiklopedisi'nin içindeki bilginin dahi ötesinde bir anlam ihtiva ettiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bütün medeniyet tarihimizde olduğu gibi, bu eserde de ilim öne çıkıyor, aşk öne çıkıyor, eşyanın hakikatini bilme gayesi öne çıkıyor. Bu eserde, bir medeniyetin birikimi kadar, bir medeniyet tasavvuru, bir medeniyet muhayyilesi öne çıkıyor. Biz tarihimizle her zaman gurur duyduk ve gurur duyuyoruz. Zaferlerimizle, kahramanlığımızla, inşa ettiğimiz şehirlerimizle, imar ettiğimiz camilerle, külliyelerle, köprülerle, medreselerle, çeşmelerle her zaman gurur duyduk ve gurur duyuyoruz ama asıl gurur duyacağımız eser, işte bu ilmi eserlerdir. Asırlar içinde, yapılan nice yollar bozuldu, inşa edilen nice binalar çöktü, imar edilen nice şehirler harabeye döndü ama işte bu eserin muhtevası, bir medeniyetin birikimi, bugünlere kadar ulaştı, Allah'ın izniyle asırlar boyunca da büyüyerek geleceğe ilerleyecek. Her kitap, bir tek kitabın daha iyi anlaşılabilmesi içindir. Bunu göreceğiz. İşte bugün, tamamlanan 44 ciltlik bu eser, o bir tek kitabın anlaşılması yolunda eminim ki nice nesillere rehberlik edecek, yol gösterecek, ışık tutacaktır. Bir kez daha bu eserde emeği olanları kutluyor, Allah sizlerden razı olsun, Rabbim emeklerinizi inşallah karşılıksız bırakmasın diye niyaz ediyorum."

"İslam medeniyeti hiç kuşkusuz yazı medeniyetidir"

Erdoğan, İslam medeniyetinin hiç kuşkusuz bir yazı medeniyeti olduğununa işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ebu Hureyre Radıyallahu Anh, bizlere şu hadiseyi naklediyor: Ensar'dan bir zat, Resulullah'a geliyor ve hafızasının zayıf olduğunu, hadisleri aklında tutamadığını söylüyor. Hazreti Peygamber, eliyle yazma işareti yapıyor ve 'Sağ elini yardıma çağır' buyuruyor. İşte o andan itibaren, kalem, medeniyetimizin en temel unsuru haline geliyor. Öyle ki kalem, kılıcı kesecek, kılıçtan çok daha üstün olacak bir güce ulaşıyor. Bağdat, bugün bile eşine rastlanamayan kütüphanelere sahip oluyor. Endülüs, bir kitap ve kalem medeniyeti, yani bir ilim medeniyeti olarak tarihin akışına yön veriyor. Bir kitap aşığı olan Ali Emiri'nin naklettiğine göre, Diyarbakır'da, 1 milyonun üzerinde kitaba sahip kütüphane bulunuyordu. Konya, Bursa, Edirne, İstanbul, zaferlerden çok kitabın, mürekkebin, kalemin başkenti olarak öne çıkıyor. 1589 yılında, bir Fas elçisi İstanbul'u tasvir ederken şunları söylüyor; 'Çok yeri dolaştım, bu kadar kitabı bir arada yalnızca bu şehirde, İstanbul'da gördüm' diyor.  Ben burada şu hususu özellikle vurgulamak istiyorum. Moğollar, İslam şehirlerini tek tek istila ettiklerinde, kütüphaneleri ateşe vermiş, binlerce ciltlik eseri yok etmişlerdi. Bağdat'ta, eşi benzeri olmayan nice kitap kül oldu. Endülüs'te, aynı şekilde, bir medeniyetin hafızası, kitapları yakmak suretiyle yok edilmek istendi. Yakın tarihte, 'Tek Parti' döneminde, ülkemizde şehirlerin, kasabaların ortasına kitapların yığılıp yakıldığını büyüklerimizden dinledik. İşte en son, Saraybosna'da, o muhteşem, o tarihi kütüphane hedef alındı ve yine çok sayıda eserin külü Saraybosna semalarını kararttı."

"Biz başka bir şeyi yitirdik..."

Bağdat'ta, kütüphane yakıldığında, bazılarının umutsuzluk içinde "Bağdat gitti, her şey bitti" dediğini hatırlatan Erdoğan, "Öyle olmadı… Kitapların yakılması, müşahhas hafızanın yok edilmesi, medeniyet yürüyüşünü durduramadı" dedi.

Erdoğan, İmam Gazali'ye atfedilen bir hadiseyi de konuşmasında aktararak, "İmam Gazali, ilim öğrenme yolunda, Cürcan kentinden Tus kentine giderken, eşkıya yolunu kesiyor, ne var ne yok çalıyor. Gazali, eşkıyanın arkasından koşuyor ve adeta yalvarıyor, 'İşinize yaramaz, kitaplarımı bana geri verin' diyor. Eşkıya reisi, 'Bunlar nedir, ne yapacaksın bunları?' diye soruyor. Gazali de o kitaplar için memleketini terk ettiğini, bütün bildiklerinin o kitaplarda olduğunu söylüyor. Eşkıya reisi; 'Bu nasıl bir ilim ki kitapların yok olduğunda kaybolup gidiyor' şeklinde cevap veriyor. Bu Gazali'nin hayatını değiştiriyor" diye konuştu.

Kitaplar kaybolup gittiğinde, medeniyetlerin yürüyüşlerinin durmadığını vurgulayan Erdoğan, "Kitaplar yakılsa bile, yok olsa bile, medeniyetlerin hafızaları silinmez. Bağdat'ın kütüphaneleri yakıldığında, Endülüs bir kitap ülkesi haline dönüştü. Endülüs'ün kitapları yakıldığında, İstanbul bir kitap şehrine dönüştü ama -dikkatinizi çekiyorum- İstanbul'un kütüphaneleri yakılmadı, İstanbul'un kitapları yok edilmedi. İstanbul'un kitapları başka yerlere de taşınmadı, biz başka bir şeyi kaybettik. Günde sadece 1 saat uyuyup, 23 saat çalışan alimlerimiz vardı. Bir tek kitabın peşine düşüp, deve üzerinde çöller geçen, ülkeler geçen, aylarca evinden uzakta kitap arayan sevdalılarımız vardı. Bir alimin dizinin dibine oturan, bütün hayatını ilme ve o alime vakfeden talebelerimiz vardı. Bütün bir İslam coğrafyası, kütüphanelerini, kitaplarını değil, aslında ilme olan aşkını, sevdasını, şevkini yitirdi. Kitaplarla arasındaki irtibatı yitirdi. Kitapları okumak için lazım olan dilini yitirdi. Kitapların hepsine sahip olsa da kitapları anlayacak harflerini yitirdi. En önemlisi de bütün bir İslam coğrafyası, ilim noktasında öz güvenini yitirdi. Doğu'nun alimleri zikredilmeden, felsefenin, tıbbın, astronominin, matematiğin tarihi yazılamaz. İslam alimlerinin isimleri ve katkıları zikredilmeden, mimarinin, geometrinin, cebirin, sosyolojinin, fiziğin, kimyanın, biyolojinin tarihi yazılamaz" değerlendirmesinde bulundu.

- İstanbul

Kaynak: AA / Politika

Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Bağdat Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title