Haberler

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik Açıklaması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Hrant Dink davasını Fransa'daki Dreyfus davasına benzeterek, "Adalet Dreyfus için taahhüt etti."

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Hrant Dink davasını Fransa'daki Dreyfus davasına benzeterek, "Adalet Dreyfus için taahhüt etti. Bizim Hrant Dink olayında adalet ben de inanıyorum eninde sonunda tecelli edecektir. Olması gerektiği gibi tecelli edecektir ama ne yazık ki Hrant Dink bunu göremeyecektir" dedi.

Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hrant Dink davası ile ilgili mahkemenin örgüt bağlantısı olmadığı yönündeki kararını değerlendiren Çelik, davayı Fransa'daki Dreyfus davasına benzeterek, "Adalet Dreyfus için taahhüt etti. Bizim Hrant Dink olayında adalet ben de inanıyorum eninde sonunda tecelli edecektir. Olması gerektiği gibi tecelli edecektir ama ne yazık ki Hrant Dink bunu göremeyecektir" diye konuştu.

Çelik, Hrant Dink olayı üzerinden partilerine ve hükümete yönelik iftira ve ithamlar yöneltildiğini söyleyerek, şunları kaydetti:

"Hrant Dink'in Sabiha Gökçen ile ilgili yazıyı yazmasından sonra kendisine daha çok ulusalcı çevreler tarafından linç kampanyası açılmıştır. Hangi gazetelerde hangi manşetlerin atıldığı malumdur. Büyük çoğunluğu Ergenekon'dan tutuklu olan veya Ergenekon davasından yargılanan kimseler bu yargılama esnasında adeta yargısız infaz yapmak üzere bu olaya dışarıdan müdahil olmak istemişlerdir. Yumurta atanlar da attıranlar da Hrant Dink'i bu duruşma esnasında yuhalayanlar da bunlardır. Bunu görmemezlikten

gelemeyiz. Bugün hem Hrantçı hem Ergenekoncu olan bazı insanları gördüğüm zaman hayretler içerisinde kalıyorum. Başta anamuhalefet lideri 'Ergenekon dediğiniz örgüt nerededir. Bana adresini verin de gidip kaydolayım' diyen kişi diyor ki burada örgüt var diyor. Peki Sayın Kılıçdaroğlu bu örgüt hangisidir? Olayın savcısı diyor ki 'Bu Ergenekon örgütünün Trabzon şubesidir' diyor. Ben de vicdanen bütün duygularımla Hrant Dink'i katleden Ogün Samast ve Yasin Hayal gibi birkaç kişiden ibaret olmadığına

inanıyorum. Tetikçi ve azmettiricinin bu şahıslardan ibaret olmadığına inanıyorum. Beni buraya götüren deliller var."

KILIÇDAROĞLU'NA CEVAP

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalara da cevap verdi. Çelik, Kılıçdaroğlu'nun Hrant Dink'in öldürüldüğü dönemde Trabzon Emniyet Müdürü olan kişinin halen İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli olduğu yönündeki eleştirilerini değerlendirerek, söz konusu şahsın Ramazan Akyürek olduğunu ve kendisinin 2.5 yıl önce İstihbarat Dairesi Başkanlığı'ndan ayrıldığını belirtti.

Çelik, Akyürek'in İstanbul'a Hrant Dink'e yönelik saldırı olacağı bilgisini vererek görevini yerine getirdiğini, bu istihbaratı değerlendirmeye almayan dönemin İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in ise Florya Polis Okulu'nda pasif bir göreve tayin edildiğini, hakkında soruşturma izni verilmesi kararının da idare mahkemesi tarafından reddedildiğini söyledi. Hüseyin Çelik, ayrıca, mülkiye müfettişleri tarafından yapılan incelemeler sonucu 7 emniyet görevlisi hakkında soruşturma izni verilmesi

yönündeki talebin de İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiğine dikkat çekerek, "Bu kişileri koruyan bir tavır sergiliyor İstanbul Bölge İdare Mahkemesi" dedi.

Çelik, olaydan sonra mağdur olan Dink ailesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurusu üzerine Türkiye'nin masraflar dahil 130 bin Euro maddi tazminata mahkum edildiğini anlatarak, hükümetin bu karara itiraz etmediğini, meseleye insani boyutlarda bakarak kendi üzerine düşeni yaptığını söyledi. Çelik, diğer taraftan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın telefon görüşmelerini mahkemeye iletmediği yönündeki eleştirilere ilişkin, TİB'in yanıt verdiğini ve mahkemeye bilgilerin sunulduğunu dile

getirerek, "Anlaşılıyor ki, mahkemeden kamuoyuna yansıyan bilgilere bakıyoruz, bu gönderilen bilgiler de incelenmemiştir. İncelense 2.5 yıl daha sürerdi gibi bir gerekçe ileri sürülmüştür. Gerçekten bu kamu vicdanını yaralayan ve başta bölge İdare Mahkemesinden başlayın 2007 öncesi olup biteni hatırlıyoruz. İdari yargı adeta AK Parti hükümetinin elini ayağını bağlamaya yönelik kendisini kurgulamıştı. Vicdanı ile karar veren hakimleri bundan tenzih ediyorum. Başa Danıştay olmak üzere birçok idare mahkemesi

hükümet mensuplarının yürüdüğünü haber alsa bırakın yürütmeyi, yürümeyi durdurma kararı alıyordu. Devletin kendi hükümetine yönelik tavırları da hepimiz biliyoruz" şeklinde konuştu.

ULUDERE OLAYI

Çelik, Uludere olayları ile ilgili BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Uludere talimatının Başbakan Erdoğan tarafından verildiği yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Başbakan'ın "Bu ifade hem yalan hem iftiradır. Ben böyle bir şey asla demedim. Demiyorum" sözlerini aktaran Çelik, "Böyle bir meselede de Sayın Başbakan'ın böyle bir vicdansızlık içerisinde olması söz konusu olamaz. Başbakan'ı bundan tenzih ederiz" dedi.

AK Parti Basın Sözcüsü Çelik, Heron görüntüleri ve insansız hava araçlarının mahkemelere verilmediği iddialarını da cevapladı. "Böyle bir şey de söz konusu değil" diyen Çelik, 23 Ocak günü Genelkurmay tarafından bu 4 saatlik görüntüler özel bir kurye ile elden Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı'na teslim edilmiştir. Daha önce Ankara'da bu konuyu araştıran mülkiye başmüfettişlerine bu 4 saatlik görüntüler izletilmiştir. Gerek hükümet çevrelerinde gerek Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bu meselenin bütün

detaylarının ortaya çıkarılması yönünde bir irade vardır. Bu iradede en ufak bir zaaf söz konusu değildir" ifadelerini kullandı.

HAYATINI KAYBEDENLERİN AİLELERİNE TAZMİNAT

Uludere olayında ailelerin yaralarını sarmak için maddi ve manevi olarak üzerlerine düşeni yaptıklarını ifade eden Çelik, birilerinin ölenler üzerinde ideolojik rant yapmaya devam ettiklerini dile getirdi. Ailelere ödenecek maddi tazminatın kişi başı 123 bin TL olarak hükmedildiğini de anlatan Çelik, istismarcıların ailelere, "Bunu alırsanız kan parası alacaksınız" şeklinde sözler söylediğini belirterek şunları kaydetti:

"Devlet burada bir yanlışlık yapıldığı kabul etmiştir. Genelkurmay kabul etmiştir, hükümet kabul etmiştir, iktidar partisi kabul etmiştir. Bununla ilgili gerekli tüm açıklamalar yapılmıştır. Meselenin üstüne gidilmektedir. Bu işin ihmalkarları, failleri varsa ortaya çıkarılmaya çalışılıyor, bir taraftan da o vatandaşların yarasına merhem bulmaya çalışıyoruz. Bunun istismar edilmesi hangi vicdanla izah edilebilir."

Çelik, Uludere'de tazminatların ailelerin hesaplarına yatırılacağını belirtirken birileri 'paraları almayın' dese de devletin üzerine düşeni yapacağını dile getirdi.

ULUDERE'DE 6 TERÖRİSTİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ İDDİASINA CEVAP

Uludere olayı ile ilgili 50 vatandaşın yanı sıra 6 teröristin de bölgeden geçmeye çalıştığı yönünde istihbarat raporları olduğu haberlerine de cevap veren Çelik, bu konunun bir istihbarat kaynağı tarafından doğrulanmadığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En azından bizde istihbarat görevlileri ile yapılan görüşmeler sonucunda, iktidar kanadında hükümette böyle bir bilgi söz konusu değildir. Bunlar bazı çevreler çeşit çeşit komplo teorileri üretiyorlar. Hatırlarsanız bu olayın sıcaklığı esnasında da söylemiştim. Varsayın ki bunların arasında 6 tane de terörist var. Bunun doğru olduğunu varsayın. Hukuk mantığı şunu gerektirir. Bir gemide 9 tane cani bir tane masum olsa o gemiyi batıramazsınız. Terör örgütü bazı vatandaşları kendine kalkan yapabilir.

Hiçbir hukuk devleti bile bile kurunun yanında yaş da yansın diye oraya saldırmaz. Bizim duruşumuz bakışımız budur."

ANTER ANTER TÜRK VATANDAŞLIĞINA ALINACAK

Çelik, faili meçhul cinayete kurban giden Musa Anter'in oğlu Anter Anter'in Başbakan'ın özel izni ile Türkiye'ye geldiğini de hatırlatarak, "Merhum Musa Anter'in oğlu yıllardan beri sıladan uzak, memleketine hasret bir şekilde yaşamaktadır. Bu izinle gelmiştir. Babasının mezarına gitmiştir. Kendi insanı ile kucaklaşmıştır. 1972'de Anter Anter vatandaşlıktan çıkarılmıştır. Sayın Başbakan İçişlerine gerekli talimatı vermiştir. Anter Anter'in müracaat etmesi halinde yeniden en seri şekilde vatandaşlığa

kabulü sağlanacaktır ve bence bu yanlışlık ve kara leke de böylelikle gündemden çıkarılacaktır" dedi. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Hüseyin Çelik Hrant Dink Ak Parti Fransa Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title