Haberler

Ketojenik Diyet nedir? Ketojenik diyet nasıl yapılır?

Güncelleme:

Son yıllarda adını sık sık duyduğumuz bir diyet olan ketojenik diyet internette en çok araştırılan konular arasında yer almaktadır. Önceden bazı hastalıkların tedavisini desteklemek amacıyla kullanılan şimdilerde popülaritesini arttırıp zayıflamak için de kullanılan bir diyete dönüşmüştür. Uygulaması zor olan ketojenik diyeti tıbbi takip altında ve doktor kontrolünde yapılması önerilmektedir. Peki, Ketojenik diyet nedir? Ketojenik diyet nasıl yapılır?

Ketojenik diyette karbonhidrat içeriği düşük olmakla birlikte, protein içeriği orta, yağ içeriği ise oldukça yüksektir. Normal diyetlere oranla oldukça farklı bir yol izleyen ketojenik diyet son zamanlarda popülerliğini arttırmıştır. Peki, Ketojenik diyet nasıl uygulanmalıdır? Ketojenik diyet nedir? Ketojenik diyet riskleri nelerdir? Ketojenik diyet listesinde hangi yiyecekler bulunur? Ketojenik diyetin oluşturduğu riskler nelerdir? İşte detaylar haberimizde...

KETOJENİK DİYET NEDİR?

Ketojenik diyet, karbonhidrat ve protein kaynaklarının az olduğu diyet programından oluşmaktadır. Çok büyük bir kısmının yağlardan oluştuğu diyet programıdır. Normal sağlıklı beslenme planlarında pek tercih edilmeyen besinler, bu diyette temel enerji kaynağı olarak tercih edilmektedir. Yüksek yağ içeriği, düşük karbonhidrat ve protein içeriği nedeniyle bu diyetlerin uygulanması zor olup uzun süre devam ettirilmesi hem zorlayıcı hem de sağlık açısından riskli olabilmektedir. Özellikle karbonhidratlar konusunda oldukça katı olan bu beslenme tarzında ekmek, tahıllar, undan üretilen her türlü besin ve şeker gibi karbonhidrat kaynakları katı yasaklar arasındadır. Diyetin büyük bir kısmı yağ kaynakları olan kaymak, krema, mayonez benzeri besinlerden meydana gelir. Epilepsi hastalarında sara nöbetlerinin azaltılmasında etkili olması nedeniyle bu hastalarda nöbetlerin yoğunlaştığı dönemlerde ketojenik diyet uygulamaları yapılabilir. Buna ek olarak ketojenik diyetler bazı metabolizma hastalıkları, Parkinson, Alzheimer, beyin ve sinir sistemi hastalıkları, otizm, bazı ruhsal ve mitokondriyal hastalıklarda da tedavi sürecine yardımcı olması amacıyla uygulanabilir.

Ketojenik diyetlerin zayıflama amacıyla kullanılmaya başlanması, geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde popülerleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte ketojenik diyetin zayıflama ve sağlık üzerindeki oluşturduğu etkiler araştırılmamaktadır. Sağlık yönünden oluşturduğu riskler nedeniyle bu diyetin zayıflama amacıyla tercih edilmesinin güvenilir olup olmadığı hakkında henüz kanıtlanmış sonuçlara ulaşılamamıştır. Bu nedenle ketojenik diyet, mutlaka hekim tarafından önerildiği durumlarda, sağlık kontrollerinin sürekli ve düzenli olarak yaptırılması şartı ile kısa süreli olarak uygulanmalıdır. Diyetin temel amacı; düşük karbonhidrat alımı ile vücudun ketozis moduna geçirilmesi ve vücut depolarında yer alan yağların yakılmaya başlamasının sağlanmasıdır. Diyetin karbonhidratlar yönünden oldukça kısıtlı olması yalnızca en çok bilinen karbonhidrat kaynakları olan ekmek, tahıllar, hamur işleri gibi besinleri değil meyveler, sebzeler, süt ve süt ürünleri, yağlı tohumlar, kuru baklagiller gibi birçok besin türünün tüketilememesine neden olur.

KETOJENİK DİYET NASIL YAPILIR?

Ketojenik diyetlerde içerik hesaplaması yapılırken diyette yer alacak besin ögesi miktarlarının birbirlerine olan oranı belirlenir. Bu aşamada 5/1, 4/1, 3/1, 2/1, 1/1 gibi oranlardan biri kullanılır. Bu oranlar, diyette yer alan toplam yağ miktarının karbonhidrat ve proteinlerin toplamına olan oranını gösterir. Pay kısmı yağ miktarını, payda kısmı ise yağ haricindeki besin ögelerinin (protein ve karbonhidrat) miktarını temsil eder. 4/1 oranı ile hazırlanan ketojenik beslenme programları yağ içeriği en yüksek olan, buna bağlı olarak uygulanması en zor olan ketojenik diyetlerdir. Oranın ne olması gerektiği doktor ve diyetisyenden oluşan bir ekip tarafından kişinin kan bulguları, kan ve idrarındaki keton cisimciklerinin miktarı gibi belirteçler göz önünde bulundurularak belirlenir. Ketojenik diyetler herkesin uygulaması mümkün olmayan, ancak belirli tıbbi analizler ve tetkikler yapıldıktan sonra ketojenik diyet uygulamasında sakınca görülmeyen hastalarda uygulanabilen bir beslenme türüdür. Zor ve riskli bir diyet olmasından dolayı hiçbir birey bu diyeti bir sağlık kuruluşuna danışmadan uygulamamalıdır. Diyetin yapılıp yapılamayacağına karar verilmesi, diyetin planlanması, bu süreçte yapılacak her türlü tetkik ve incelemeler doktor ve diyetisyen kontrolünde yapılmalıdır.

Normal beslenme düzeninde vücut; enerji elde etmek için birinci öncelik olarak karbonhidratları, karbonhidratların yetersiz kaldığı durumlarda yağları ve proteinleri kullanır. Ketojenik diyetlerde karbonhidrat ve protein içeriği çok düşük bir düzeyde tutulduğu için vücut ihtiyaç duyduğu enerji miktarının tamamına yakınını yağlardan karşılar. Vücutta karbonhidrat dışı kaynaklardan enerji edildiği durumlarda keton cisimcikleri açığa çıkar. Ketojenik diyetler de adını buradan alır. Keton cisimciklerinin kanda aşırı artışı ketozis adı verilen şok tablosunun gelişimine neden olabileceğinden dolayı bu diyeti uygulayan kişilerde idrar ve kandaki keton seviyeleri sürekli olarak kontrol edilmelidir.

KETOJENİK DİYETİN RİSKLERİ NELERDİR?

Sağlıklı ve dengeli beslenme için olması gereken düzenden oldukça farklı besin içeriklerine sahip olan ketojenik diyetler sağlık açısından birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir.

• Yukarıda da belirtildiği gibi kanda artan keton cisimcikleri nedeniyle ketozis tablosunun oluşabilme ihtimali mevcuttur.

• Açlık tablosunun geliştirildiği ketojenik diyetleri uygulayan kişilerde vücut kendini açlığa adapte edebilmek adına metabolizma hızını yavaşlatma eğilimine girer. Bu da diyet sonunda yavaşlamış bir metabolizma hızı ve buna bağlı olarak diyetin bırakılmasını takiben verilen kiloların tümüyle geri alınması şeklinde sonuçlara neden olabilir.

• Çok büyük bir kısmı yağlardan oluşan ketojenik beslenme planlarında lifli besinler yok denilecek kadar azdır. Bu durum kabızlık başta olmak üzere birçok bağırsak problemini beraberinde getirir.

• Yüksek yağlı beslenme, yağlardan enerji elde edilmesine bağlı olarak kanda dolaşan serbest yağ asitlerinin miktarının artması ve yetersiz posa alımına bağlı olarak kolesterol ve diğer kan lipitlerinde artış görülür ve bu durum kalp ve damar hastalıkları açısından oldukça büyük risk oluşturur.

• Ketojenik diyetler karaciğer üzerinde ağır bir yük oluşturur. Bu nedenle bu diyetler kesinlikle uzun süre devam ettirilmemeli ve karaciğerinde herhangi bir hastalık bulunan kişiler karaciğer yetmezliği gelişmesi gibi risklerden korunmak adına ketojenik diyet uygulamamalıdır. Diyete başlanmadan önce karaciğer enzimlerinin normal sınırlarda olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.

• Beynin temel enerji kaynağı glikozdur. Bu nedenle ketojenik diyet yapan kişilerde karbonhidrat dışı kaynaklardan dolaylı yoldan glikoz elde ediliyor olmasına bağlı olarak bilişsel fonksiyonlarda yavaşlama ve gerilik gözlenebilir.

• Yapılan bazı bilimsel araştırmalarda ketojenik diyetlerin de içerisinde yer aldığı düşük karbonhidratlı beslenme programlarından herhangi birini uygulayan kişilerde kalp ritim bozukluğu gelişme ihtimalinin normal beslenen kişilere oranla daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu nedenlerden dolayı ketojenik diyet, yalnızca hekim tarafından uygun görüldüğü, başka seçeneğin bulunmadığı durumlarda sürekli olarak kontrol altında tutulabilecek hastalara uygulanmalıdır.

Ketojenik Diyet nedir? Ketojenik diyet nasıl yapılır?

KETOJENİK DİYETTE NE YENİLİR?

Ketojenik diyet menüsü aşağıda listesi verilen et, balık, yumurta, tereyağı, fındık, sağlıklı yağlar, avokado ve bol miktarda düşük karbonhidratlı sebzeler gibi ürün gruplarına dayandırılmalıdır. Standart bir diyette yağ / protein yüzdeleri 75 ile 20 iken, yüksek proteinli ketojenik diyette bu oranlar yüzde 60 / 35 civarındadır.

Çeşniler: Tuz, karabiber, kırmızıbiber, kekik gibi çeşitli sağlıklı otlar ve baharatlardan elde edilen çeşnileri kullanmak mümkündür.

Düşük karbonhidratlı sebzeler: Çoğu yeşil olmak üzere, domates, soğan, biber gibi düşük karbonhidratlı sebzeleri tercih etmek önemlidir.

Et, balık, hindi eti, kırmızı et türleri ve tavuk eti: Bunlardan üretilmiş jambon, pastırma, salam ve sosis gibi ürünler ketojenik diyetin önemli bir kısmı olan proteinleri sağlar. Balık olarak özellikle omega-3 yağını bol miktarda içeren alabalık, hamsi, kefal, orkinoz, ringa, sazan, somon, ton balığı, uskumru ve yayın balığı gibi yağlı balık türleri tercih edilmelidir.

Kuruyemiş ve tohumlar: Ay çekirdeği, badem, ceviz, fındık, kabak çekirdeği, vb ketojenik diyette rahatlıkla kullanılabilir.

Meyveler: Bütün avokado veya taze guacamole gibi meyveler sınırlı porsiyonlar halinde tüketilebilir.

Peynir: Beyaz peynir, kaşar peyniri, keçi peyniri, krem peynir, mozarella, tulum peyniri gibi ürünler ketojenik diyette tercih edilen besinlerdendir.

Sağlıklı yağlar: Başta sızma zeytinyağı olmak üzere sağlıklı bitkisel yağlar özellikle tercih edilmelidir. Bununla birlikte katkısız tereyağı gibi katı yağlar ile şekersiz krema türleri de ketojenik diyet esnasında kullanılmalıdır.

Yumurtalar: Omega-3 içeren büyük yumurtalar tercih edilmelidir.

KETOJENİK DİYETTE NELER YENMEZ?

Ketojenik diyette özellikle karbonhidrat oranı yüksek olan yiyecekler sınırlandırılmalı ve mümkün olduğu kadar tüketilmemelidir. Günlük karbonhidrat miktarı ise genellikle 50 gramı aşmamalıdır. Keto diyetinde azaltılması veya bütünüyle bırakılması gereken besinler listesi aşağıdaki gibidir.

Alkol: Alkollü içecekler, karbonhidrat içerikleri nedeniyle bireyin ketoz durumundan çıkmasına yol açabilir.

Çeşniler: Mayonez, ketçap gibi soslar genellikle şeker ve sağlıksız yağ türleri içerirler.

Baklagiller: Barbunya fasulyesi, bezelye, mercimek, nohut ve benzerleri içeriklerindeki karbonhidrat sayesinde keto rejimini bozabilirler.

Kök sebzeler: Patates, tatlı patates, havuç, yaban havucu, içeriklerinde bulunan şekerler ve karbonhidratlar sayesinde keto rejimini bozabilirler.

Meyveler: Çilek tarzı meyvelerden çok küçük porsiyonlar hariç olmak üzere tüm meyveler doğal olarak içlerinde bulunan karbonhidratlar nedeniyle ketoz rejimine aykırı bir konumdadırlar.

Şekerli yiyecekler: Kola, meyveli soda, meyve suyu, şekerli çay, şekerli kahve, kek, dondurma, ve envai çeşit tatlılar içerdikleri şeker nedeniyle vücudun ketoz durumundan çıkmasına neden olabilir.

Şekersiz diyet gıdaları: Bu türlerin içinde bazı vakalarda keton seviyelerini etkileyebilen şeker alkolleri yüksek oranda görülebilir. Bu gıdalar aynı zamanda endüstriyel olarak daha çok işlenirler.

Tahıllar veya nişastalar: Buğday bazlı bütün ürünler, bulgur, makarna, pirinç ve çeşitli tahılların tamamı çok yüksek oranda karbonhidrat içerirler.

Ketojenik diyeti takip ederken sebze ve et türü besinlerin birlikte tüketilmesi, vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminler gibi besleyici ve koruyucu öğelerin de daha düzenli alınmasını sağlayacaktır.

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title