Haberler

İsrail-Filistin haritası: İsrail-Filistin savaşı nedir? İsrail-Filistin savaşının 21 yılı

Güncelleme:

İsrail - Filistin haritası ve savaşı: İsrail 71 yıl önce bağımsızlığını ilan etse de sınırları konusunda hâlâ bir uzlaşma yok. Savaşlar, anlaşmalar ve işgaller yıllar içinde sınırları değiştirirken bazı sınır bölgelerinde anlaşmazlık sürüyor. Peki, İsrail ile Filistin arasındaki sorun nedir?

İsrail ve Filistin arasında son yaşanan çatışmalar, 20 yıllık çatışmalar zincirine yeni bir halka olarak ekleniyor. İsrail ve Filistin arasındaki savaşın tarihini derledik.

İsrail-Filistin çatışması

İsrail-Filistin çatışması, Filistin ile İsrail Silahlı Kuvvetleri arasında Filistin topraklarında devam eden silahlı çatışmadır. Başta 1897 Birinci Siyonist Kongresi ve 1917 Balfour Deklarasyonu olmak üzere, Filistin'deki bir Yahudi vatanına ilişkin iddiaların kamuoyuna duyurulması, bölgede erken gerilim yarattı. O zamanlar, Yahudi göçü önemli ölçüde artmasına rağmen, bölgedeki Yahudi nüfusu çok azdı. İngiliz hükümetine "Filistin'de Yahudi halkı için ulusal bir yuva kurulması" için bağlayıcı bir yükümlülük içeren Filistin Mandası'nın kurulması ardından gerilim, Yahudiler ve Araplar arasında çatışmaya dönüştü. Erken çatışmayı çözme girişimleri, 1947 Birleşmiş Milletler Filistin Bölme Planı ve daha geniş Arap-İsrail çatışmasının başlangıcı olan 1947-1949 Filistin savaşıyla sonuçlandı. Mevcut İsrail-Filistin statükosu, 1967 Altı Gün Savaşı'nda İsrail'in Filistin topraklarını işgal etmesiyle başladı.

Uzun vadeli bir barış sürecine rağmen, İsrailliler ve Filistinliler nihai bir barış anlaşmasına varamadılar. 1993-95 Oslo Anlaşmalarıyla iki devletli çözüme doğru ilerleme sağlandı, ancak bugün Filistinliler, Gazze Şeridi'nde ve Batı Şeria'daki 165 mıntıkada İsrail askeri işgaline maruz kalmaya devam ediyor. Dünya çapında tarihi, kültürel ve dini ilgi alanları açısından zengin bir bölgede yaşanan çatışmanın şiddeti, tarihi haklar, güvenlik sorunları ve insan haklarıyla ilgili çok sayıda uluslararası konferansa konu olmuş ve genel olarak turizmi engelleyen bir faktör olmuştur. İsraillin yanı sıra (İsrail'in 1948'de kurulmasından sonra) bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını içeren iki devletli bir çözüme aracılık etmek için birçok girişimde bulunuldu. 2007'de, bir dizi ankete göre, hem İsraillilerin hem de Filistinlilerin çoğunluğu, anlaşmazlığı çözmek için iki devletli çözümü başka herhangi bir çözüme tercih etti.

İsrail ve Filistin toplumunda, çatışma çok çeşitli görüş ve görüşler üretiyor. Bu, yalnızca İsrailliler ve Filistinliler arasında değil, aynı zamanda her toplumda var olan derin ayrılıkların altını çiziyor. Çatışmanın bir özelliği, neredeyse tüm süresi boyunca tanık olunan şiddetin düzeyi olmuştur. Mücadele düzenli ordular, paramiliter gruplar, terör hücreleri ve bireyler tarafından yürütülüyor. Her Filistin tarafında da sivil nüfus çok sayıda ölümle sonuçlanan kayıplar orduyla sınırlı değil. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin ve İsraillilerin çoğunluğu iki devletli çözümü tercih ettiklerini ifade ettiler. Karşılıklı güvensizlik ve önemli anlaşmazlıklar, karşılıklı güvensizlik gibi temel meselelerde derin. Karşı tarafın nihai bir anlaşmada yükümlülüklerini yerine getirme taahhüdü hakkında şüphecilik.

Şu anda doğrudan müzakere yapan iki parti, Benjamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti ve Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ). Resmi müzakerelere Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerden oluşan özel bir elçi tarafından temsil edilen Ortadoğu Dörtlüsü (Dörtlü) olarak bilinen uluslararası bir birlik aracılık eder. Arap Birliği, alternatif bir barış planı öneren bir diğer önemli aktör. Arap Ligi'nin kurucu üyesi Mısır, tarihsel olarak kilit bir katılımcı olmuştur. 1988'de Batı Şeria'daki iddiasından vazgeçen ve Kudüs'teki Müslüman kutsal türbelerinde özel bir role sahip olan Ürdün de önemli bir katılımcı oldu.

2006'dan bu yana Filistin tarafı, iki büyük fraksiyon arasındaki çatışmalardan dolayı parçalandı:

Geleneksel olarak baskın parti olan Fetih ve Hamas.

Hamas'ın 2006'daki seçim zaferinden sonra, Dörtlü, gelecekteki hükümetin şiddete başvurmama taahhüdüne, İsrail Devleti'nin tanınmasına ve önceki anlaşmaları kabul etmesine, Filistin Ulusal Otoritesine (PA) gelecekteki dış yardımı koşullandırdı. Hamas, Dörtlü'nün dış yardım programını askıya alması ve İsrailliler tarafından ekonomik yaptırımlar uygulanmasıyla sonuçlanan bu talepleri reddetti. Bir yıl sonra, Haziran 2007'de Hamas'ın Gazze Şeridi'ni ele geçirmesinin ardından, resmi olarak Filistin Yönetimi olarak tanınan bölge Batı Şeria'daki El Fetih ile Gazze Şeridi'ndeki Hamas arasında bölündü. Yönetişimin taraflar arasındaki bölünmesi, Filistin Yönetimi'nin iki partili yönetişiminin etkili bir şekilde çökmesine neden olmuştu. Ancak 2014 yılında hem Fetih hem de Hamas'tan oluşan Filistin Birlik Hükümeti kuruldu. Barış müzakerelerinin son turu Temmuz 2013'te başladı ve 2014'te askıya alındı.

2000: Camp David Zirvesi/İkinci İntifada

2000 yılında İsrail Başbakanı Ehud Barak ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat arasındaki ABD Başkanı Bill Clinton arabuluculuğunda gerçekleşen Ortadoğu Zirvesi başarısızlıkla sonuçlandı. Görüşmelerde ne Kudüs'ün statüsü konusunda ne de Filistin özerk bölgeleri ile İsrail arasındaki sınırlar konusunda bir anlaşmaya varılabildi. Zirveden kısa bir süre sonra Ariel Şaron İsrail Başbakanı olarak Ehud Barak'ın koltuğuna oturdu.

2000 yılında İkinci İntifada başladı. İkinci İntifa'nın tetikleyicisi sonradan başbakanlık koltuğuna oturacak olan Ariel Şaron'un Arap yönetimi altında bulunan Tapınak Tepesi'ne yaptığı ziyaretti. Hem Yahudiler hem de Müslümanlar tarafından kutsal kabul edilen bölge tam da bu yüzden çatışmaların odak noktasını oluşturuyordu. Şaron'un ziyaretinden bir gün sonra gerçekleşen protesto gösterilerinde can kaybı yaşandı.

Yaşananların akabinde Gazze ve Batı Şeria'da Filistinliler ve İsrailli güvenlik güçleri arasında çatışmalar meydana geldi. Filistinliler İsrail'e karşı İntifada'ya davet ediyordu. İsrail'de otobüs yolculukları ve restorana gitmek tehlikeli hale gelmişti. Çünkü sayısı 20 bini aşan saldırıların çoğu bu tür yerlerde gerçekleşiyordu. İsrail bombalı saldırılara askeri operasyonlarla karşılık verdi. Operasyonlar kapsamında ordu teröristleri yakalamak için otonom bölgelere girdi.

8 Şubat 2005'te, o dönem Başbakanlık koltuğuna oturan Ariel Şaron ve Filistin Başkanı Mahmud Abbas ateşkes konusunda uzlaştı. İsrail'in verdiği rakamlara göre İkinci İntifada boyunca 715'i sivil olmak üzere bin 36 İsrailli hayatını kaybetti. Filistin tarafından ise 985'i sivil olmak üzere 3 bin 592 Filistinli hayatını kaybetti.

2005: Tek taraflı çekilme/Gazze Şeridi'nin boşaltılması

İkinci İntifada nedeniyle İsrail, Filistin'in kontrolündeki otonom bölgelerden kısmen çekilme kararı aldı. İsrail silahlı kuvvetleri Gazze Şeridi'nden çekildi ve burada yer alan 21 İsrail yerleşim yerini boşalttı. Ayrıca Batı Şeria'nın kuzeyindeki yerleşim yerleri boşaltıldı. Ancak Ariel Şaron'un planı uyarınca İsrail, Batı Şeria'daki altı büyük yerleşim yeri elde tutmaya devam etti. Buna ek olarak olası bombalı saldırıları engellemek için Batı Şeria'da 750 km uzunluğunda bariyer kuruldu. Filistinliler yetersiz olduğu gerekçesiyle planı eleştirdi.

2006/2007 Lübnan savaşı/Filistin iç çatışmaları

2006 yılında Filistin ve İsrail arasında doğrudan çatışma olmasa da bölge açısından huzursuz bir yıldı. İsrail Lübnan'da Hizbullah ile savaşırken, Filistinliler kendileri ile meşguldü. Yaser Arafat tarafından kurulan Filistinli Fetih Partisi ile terör örgütü Hamas arasındaki çatışmalar 100'den fazla insanın yaşamına mal oldu. Uyuşmazlık 2007 yılında otonom bölgenin siyasi olarak parçalanmasına neden oldu: Hamas Gazze Şeridi'ni, Fetih Partisi'de Batı Şeria'yı kontrolü altına aldı. Uyuşmazlık ve ayrışma Filistin cephesini zayıflattı.

2008/2009 "Kurşun Dökme Operasyonu"

Hamas'ın Gazze Şeridi'nin tüm kontrolünü eline alması sonrası, İsrail Gazze'yi "düşman bölgesi" ilan etti. İsrail ve Hamas her fırsatta ateşkesi bozuyorlardı. İsrail Gazze Şavaşı için uzun süreden bu yana hazırlanıyordu, ancak Filistinliler "Kurşun Dökme" operasyonuna hazırlıksız yakalandı. 27 Aralık 2008'de İsrail Gazze'yi hedef aldı. Öncesinde İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak Hamas'a 48 saatlik süre tanıdı. Ancak ordu sürenin bitimine 24 saat kala saldırıya geçti. İsrail saldırıya yıllardır Gazze'den İsrail şehirlerinin vurulmasını dayanak gösterdi. Operasyon Hamas'ı zayıflatmayı daha doğrusu sona erdirmeyi hedefliyordu. Düzenlenen askeri hareket 1967 yılındaki Altı Gün Savaşları'ndan bu yana gerçekleşen en ağır hava saldırısıydı. Şiddetli çatışmalar 2009 yılında ateşkes ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden çekilmesiyle son buldu. Filistin'in vermiş olduğu rakamlara göre çatışmalarda 926'sı sivil olmak üzere bin 417 Filistinli hayatını kaybetti. İsrail 295'i sivil bin 166 Filistinlinin öldüğünü açıkladı. İsrail tarafından 13 kişi yaşamını kaybetti.

2012: "Bulut Sütunu Operasyonu"

Ateşkese rağmen 2009 yılında Gazze Şeridi'nden İsrail'e saldırılar düzenlendi. İsrail intikam saldırıları ile karşılık verdi. 14 Kasım 2012'de Hamas lideri Ahmet El Ceberi İsrail hava saldırısı sonucu öldü. Sonrasında İsrail'e yönelik hava saldırısı düzenlendi. İkinci Körfez Savaşı'ndan bu yana ilk defa Tel Aviv'de hava saldırısı alarmı devreye girdi. Çatışmalarda Filistin tarafının verdiği sayılara göre 105 Filistinli sivil, İsrail'in verdiği sayılara göre de 57 sivil hayatını kaybetti. İsrail tarafında 4 sivil hayatını kaybetti. 21 Kasım'da İsrail ve Hamas ateşkeş konusunda uzlaştı.

2014: Gazze Savaşı

Son 20 yılın en ölümcül askeri çatışması 2014 yılındaki Gazze Savaşı'ydı. 7 hafta boyunca sürdü ve iki binden fazla insanın ölümüne neden oldu.

Çatışmanın nedeni 4 gencin ölümüydü. Haziran ayında Hamas üyeleri üç İsrailli genci öldürdü. Kısa bir süre sonra Filistinli bir genç üç İsrailli tarafından kaçırıldı ve öldürüldü. Temmuz'da İsrail Gazze'ye hava saldırısı düzenledi. Roket saldırılarına Gazze Şeridi'nden karşılık verildi. Savaş başladı. Savaşa iki gün süren ateşkesle ara verildi ve savaş 26 Ağustos'ta Mısır'ın arabuluculuğunu yaptığı süresiz ateşkesle sona erdi. İki taraf da kendini savaşın galibi ilan etti.

Birleşmiş Milletler 2 bin 101 Filistinlinin, 67 İsraillinin hayatını kaybettiğini açıkladı. İsrail tarafının açıkladığı rakamlara göre Hamas ve diğer terör örgütlerine üye bin 65 kişi ve 900 sivil hayatını kaybetti.

2018: ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınması

2018 Mayıs ayında ABD Büyükelçiliği Donald Trump'ın kararıyla Kudüs'e taşındı. Böylece ABD Başkanı uğruna çatışmaların olduğu Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdı. Bunun neticesinde Gazze Şeridi'nde tekrar çatışmalar meydana geldi. Filistinliler haftalarca Trump'ın kararını şiddetle protesto ettiler, İsrail ordusu Hamas'a saldırdı ve göstericilere ateş ederek sınırı savundu. Sonuç: 2 binden fazla kişi yaralandı, yaklaşık 50 kişi öldü. ABD Başkanı'nın Orta Doğu politikası hala endişe yaratmaya devam ediyor: İsrail'in Golan Tepeleri'ndeki egemenliğini kabul etmesi İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya seçim kampanyası desteği olarak değerlendiriliyor.

Charlotte Voß

© Deutsche Welle Türkçe

Kaynak: Haberler.com / Gündem

Filistin İsrail Gündem Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title