Haberler

Şanlıurfa - Aktüel Görüntü//Bahçeli: ?Açılım Tuzağına Düşmey

12 Yol Sonra Geldiği Şanlıurfa'da 'kürt' İfadesini Kullanmadı

12 YOL SONRA GELDİĞİ ŞANLIURFA'DA 'KÜRT' İFADESİNİ KULLANMADI

"SAYIN BAŞBAKAN NEREYE KAÇARSAN KAÇ, OKYANUS ÖTESİNE AMERİKA'YA GİTSEN SENİ GETİRMEZSEM NAMERDİM" DEDİ

MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ikincisi Şanlıurfa'da düzenlenen 'Bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat' mitinginde hükümeti sert sözlerle eleştirdi. 12 yıl sonra geldiği Şanlıurfa'da 'Kürt' kelimesini hiç kullanmayıp, açılımın bir tuzak olduğunu söyleyen Bahçeli, 'Sivas'ın ötesine geçemiyorlar' sözleriyle kendisini eleştiren Başbakan Erdoğan'ı da, "Sayın Başbakan nereye kaçarsan kaç, okyanus ötesine Amerika'ya gitsen seni getirmezsem namerdim" dedi.

Devlet Bahçeli, beraberinde çok sayıda milletvekili ve parti yöneticisi ile birlikte, Topçu Meydanı'nda düzenlenen mitinge katıldı. Yaklaşık 15 bin kişinin bulunduğu miting alanında, zaman zaman birbirini itenlerin yarattığı izdihamda, bazı kişiler ezilme tehlikesi geçirdi. Aşırı kalabalık nedeniyle baygınlık geçiren bazı bu kişilere de alanda bekletilen ambulanslarda müdahale edildi. Alanda sık sık tekbir getiren kalabalık, 'Devletin başına Devlet gelecek', 'Ne mutlu Türk'üm diyene', 'Apo'nun piçleri yıldıramaz bizleri', 'Harran ovası bozkurt yuvası', 'Bayrağa uzanan eller kırılsın' ve 'Ülkücü hareket engellenemez' sloganları attı.

Boynuna kırmızı-beyaz renkte bir poşu takarak çevre il ve ilçelerden gelen partililerine hitap eden MHP Lideri Bahçeli, yeni Anayasa ile ilgili çalışmaların hükümetin başarısızlığını örtmesi için gündeme getirildiğini iddia edip, "Mecliste komisyon kuralım ve Anayasa'yı seçimlerden sonra yeni meclis kursun. Anayasa değişince Urfalı'nın cebine para mı girecek" diye tepki gösterirken, PKK'lıların Habur'daki karşılamayı da sert sözlerle eleştirdi

AÇILIM TUZAĞINA DÜŞMEYİN

Türkiye'nin küstürülerek çözülmesinin istendiğini ve bunun açılım tuzağı ile yapılmak istendiğini söyleyen MHP Lideri Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bekliyorlar ki: ayrılalım, dağılalım, umuyorlar ki küselim çözülelim, adı açılım denen tuzağa düşelim. liğme liğme olalım, parça parça dökülelim. Bütün halinde çözülemeyen sorunlar parçalanınca nasıl çözülecek. Bir yumruk gibi sıkışmış ellerin açamadığı kapılar parmak darbesiyle nasıl açılacak? Bu aramıza sokulmak istenen sinsi bir fitnedir. Bu birbirimizi ayırmak isteyen alçakça bir fesattır. Bunu ne büyük milletim kabul eder, ne MHP sineye çeker, ne de Urfalı kardeşim rıza gösterir, onay verir ve boyun eğer. Türk milletinin sükunetini korkaklık görenleri, Urfalının duruşunu ürkeklik zannedenleri, 'Urfalı sindi, Mardinli boyun eğdi, Bingöllü kabul etti, Diyarbakırlı teslim oldu' sananları uyarıyorum. Biliyor ve inanıyorum ki; birliğini bozmak isteyenlere karşı tıpkı işgalcilere daha önce yaptığı gibi Urfalı kardeşlerim de tarih şahittir ki önce sabreder aldırmaz, sonra elinin tersiyle iter, baktı ders alınmıyor doğrulup ayağa kalkar ve yüksek sesle 'Biz biriz, beraberiz. Bayrağımız bir, toprağımız bir, vatanımız bir, inancımız bir, milletimiz bir, devletimiz bir, Allah'ımız birdir" diye haykırır. Bu ülkenin her yeri benim, yaşayanlar benim milletim. Dün; Fransız'a, İngiliz'e nasıl cevap verdiyse, hain teröriste nasıl göğsünü siper ettiyse bugün bizi ayırmaya çalışanlara da aynı muameleyi gösterir, aynı tepkiyi verir ve aynı şamarı indirir. İnancım budur, güvenim budur, beklentim budur."

HİÇ BİR FARKIMIZ YOK

Türkiye'de herkesin bir ve beraber olduğunu, kimsenin farklı olmadığını söyleyen Bahçeli, insanların ortak derdinin yokluk ve yoksulluk olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu ülkede yaşayan herkes bir milletin bin yıllık kucaklanmasının hatırasıdır. Bu vatanda yaşayan herkes 3 kıtada hüküm sürmüş ecdadımızın yadigarıdır. Her vatandaş Allah'ın esirgenip korunması gereken mukaddes emanetidir. Ne başka türlü düşünürüz, ne de başka türlüsüne izin veririz. Hiç birimiz bu ülkenin ötekisi değildir, hiç kimse bu milletin yabancısı değildir. Urfalı kardeşlerimiz bizsiniz, bizdensiniz, bizimlesiniz. Başbakana inat ayrımız gayrımız yok, hükümete inat farkımız farklılığımız yok. Bin yıldır bu toprakları birlikte savunduk, bayrağı birlikte dalgalandırdık, birlikte üzülüp, sevindik acılara beraber katlandık. Siz başkalarına aldırmayın, açılım tuzaklarına kanmayın, oyunları umursamayın, dikkate bile almayın. Siz bu ülkenin yabancısı değil yerlisisiniz, bu devletin ortağı değil sahibisiniz. Yıllarca birlikte yaşadık, birlikte gülüp, ağladık, Acımız bir, anımız bir. Sıkıntılarımız olmadı mı, oldu. Bunu herkes yaşadı, her yörede yaşandı. Kimsenin ailesi kimseye sorun değil, hiç kimsenin kimliği kimseye sıkıntı değil. Aldanmayın, kafalarınız karışmasın, çünkü derdimiz tasamız yokluk yoksulluk yolsuzluk. Ananızın dili ne olursa olsun, hangi türküyü söylerseniz söyleyin, hangi yemeği pişirirseniz pişirin, neye inanırsanız inanın, yoksulluk aynı yoksulluk, mahrumiyet aynı mahrumiyet, çile aynı çile. Fukaralığın dili, işsizliğin kimliği yok."

ERDOĞAN'IN KAFASINDAKİ SİVAS SINIRINI YIKMAYA GELDİM

İşsizlik ve yoksulluğun müsebbibi olarak gösterdiği hükümeti eleştiren Bahçeli, 'Sivas'ın ötesine geçemiyorlar' diyen Başbakan'ın kafasındaki sınırı yıkmak için Şanlıurfa'ya geldiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Televizyonlardan izleyenler, Şanlıurfalı'yı her gün sıra gecesinde gazel okurken çiğköfte yoğururken görüyor. Hakkınızdır helal olsun. Ama sizi gözü gibi karnı da tok, sırtı pek, işi çok, huzuru yerinde sanıyorlar. Gerçeğin maalesef böyle olmadığını Başbakan Erdoğan dışında hepimiz görüyoruz. Geliştik, zenginleştik, kalkındık iddialarına rağmen bizler gerçeğin yaşanan yoksulluğun farkındayız. Kim ne derse desin biz biliyoruz, tıkış tıkış sığınılan kamyon kasasında ekmeğini kazanmak için çoluk çocuk Anadolu'nun bağına bostanına kendinizi vuruyorsunuz biliyorum. Kim ne gerekçe uydurursa uydursun fırın gibi güneşin altında, evlatlarınızın çadırlarda doktor öğretmen avukat olmak hayallerinin nasıl söndüğünü biliyoruz. Kim nasıl bahane bulursa bulsun önce Çukurova sonra Manisa, Konya Ordu'ya gidip, son olarak Urfa'ya gidip pamuk fındık karpuz pancar üzüm fıstık mercimek toplamaya giderek ömrünüzü tükettiğinizi biliyoruz. Kim ne kılıf bulursa bulsun 15-20 lira yevmiye katlandığınızı çadırda 7 çocukla kaldığınızı biliyoruz. İktidar hangi yalanı söylerse söylesin, tarlalarda yalın ayakta kızgın toprağa basan çocuklarınızın ızdırabını yüreklerimizde hissediyoruz. Ne yazı bildiniz, ne yüzünüz güldü. Ben MHP'nin genel başkanı olarak sadece Urfa'ya değil tüm yöredeki kardeşlerime söylüyorum. Ben buraya sizlerden oy toplamaya, aklınızı çelmeye gelmedim. İnançları istismar etmeye, ayırmaya, bölmeye, küstürmeye gelmedim. Urfalıyla kucaklaşmak, dertleşmek için geldim. Sonra da Başbakan Erdoğan'ın kafasındaki Sivas sınırını yıkmaya geldim. Uydurulan fitne, iftira gıybetleri aşmaya geldim. Ayrılmanın değil kavuşmanın, farklılaşmanın değil buluşmanın dilini konuşmaya geldim. Bin yıllık kardeşliği yaşamaya ve yaşatmaya geldik ve 3 hilalin mesajını getirdim. Bu asil millet her lokma ekmeğinin yarısını paylaşmak istiyor. Daha iyi hayat, mutlu insanlar, güler yüzlü çocuklarımız olsun diye dua ediyor. Buna güvenin ve biliniz ki yalnız değilsiniz. Sizler büyük Türk milleti ailesinin annesi, babası, evladı, dedesi, ninesi ve torunusunuz. Biliniz ki yurdumun her yöresinde sizlerin saadeti huzuru ve refahı için dua eden eller var. Kamyonet kasasında taşınırken hayatını kaybedenler için gözyaşı döken yufka yürekler var. Urfalının yanık sesiyle söylediği hoyratları evlerinde mırıldanan, arabada dinleyen milyonlar var. Sizleri ihmal ediyoruz ama biliniz ki; dilimizde, soframızda, dualarımızda ve gönüllerimizdesiniz. Asla mümkün değildir ki; Amerikalı bizi bizden daha fazla sevemez. İngiliz, Fransız bizi bizden fazla kucaklamaz. Sınırın ötesindekilerin bizi bizden daha fazla tanıyamaz. Türk milletine mensup olmak; Edirne'den söyleneni Bozova'da işitmek, Siverek'te pişeni İzmir'de yemek, Trabzon'da oynanan horonu Halfeti'de duymak, Suruç türküsüyle Manisa'da üzülmek, Yozgat halayıyla Ceylanpınar'da oynamak, Akçakale mırrasını Ankara'da içmek, Viranşehir balının tadını Çanakkale'de hissetmek, Harranlı ananın gözyaşını Samsun, Çorum'da dökmek, Birecik sıcağında tarladaki terleyen alnı Tekirdağ'da silmektir. Millet derdiyle dertlenip, lokmayı paylaşmak, bir ve beraber olmaktır. Yıkımın sahiplerine dönerek, 'Bizi bölemezsiniz, ayıramazsınız, kışkırtamazsınız' diye haykırmaktır. Türk milleti bunu yapacak asalette, kudrette, güçte ve ahlaktadır. İşte millet olma budur."

KILAVUZ İMRALI, TAŞERON HÜKÜMET, MERKEZ AMERİKA

Anlamsız farklılıkların körüklenmesinin toplumda derin yaralar açacağını söyleyen Bahçeli, açılımın merkezinin Amerika, kılavuzunun İmralı ve taşeronunun hükümet olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Birleştirmek, Başbakan Erdoğan'ın yaptığı gibi önce 36'ya bölüp sonra yeniden toplamak değildir. Önce parçalayıp sonra birleştirmeye çalışmak hiç değildir. Türk milleti zaten bir ve beraberdir. Her yer hepimizindir, geride kalan yıllarda ülkemizi böldürmemek kardeşliğe fesat sokmamak için hainlere karşı durdurunuz. Kanlı teröristlerle, kahraman korucular mücadele etti, çok sayıda şehit verip gazı karşıladınız. Hepinizle iftihar ediyor, gurur duyuyorum ama şimdi aynı hesaplar daha sinsi yapılıyor. Aynı amaçlar içten içe sizlere yanaşıyor ve adına açılım, demokratikleşme deniliyor. Maskeleniyor aman dikkat ediniz gidilen yol bölücülerin emellerine meşruiyet kazandıracaktır. Oyunu görün bu gidişle Türkiye Cumhuriyeti varlığı tasfiye edilecektir, uyanık olunuz. Kılavuzu İmralı, taşeronu hükümet,merkezi Amerika olan bölünme payesi hiç birimizin hayrına olmayacaktır. Anlamsız farklılıkların körüklenmesi derin yaralar açacaktır bunun farkına varın. Milli hassasiyetler tarih ve kardeşliğimiz aşağılanmak isteniyor, dik durun. Demokrasi açılımı, kardeşlik ve huzur açılımı, milli birlik açılımı gibi yalanların arkasındaki tuzakları anlayın ve anlatınız. Bütün bu oyunun arkasını görün. ya bu topraklar ve üzerinde yaşayan millet bir ve bütün tutulacaktır, ya da Anadolu'dan atılacak ve tarihten silinecektir. Bunun adı tarihi haçlı seferidir. Bir yandan İslam orduları komutanı Selahattin Eyyübi, öbür tarafta haçlı artıkları. Dün İngiliz ve Fransız'ın, Urfa sokaklarında yapmaya çalıştığı budur. Açılım denen yıkımla yapılmak istenen budur. Bir yanda milletimiz, inançlarımız, değerlerimiz ve bayrağımız; diğer yanda yine haçlı kalıntıları. Bunu görmek, bilmek lazımdır."

PKK'LILARA GÖSTERİLEN İLGİ İNSANIMIZA GÖSTERİLMEDİ

Öcalan'ın çağrısı ile Kandil ve Mahmur'dan gelenlerin karşılanma görüntülerini hatırlatarak açılım sürecini ve iktidarı eleştiren Bahçeli, konuşmasına şöyle devam etti:

"Habur'da PKK'lıların nasıl karşılandığını gördünüz. Urfalı kardeşime yıllardır musallat olan eli kanlı katilin izzet ikram bulduğuna Habur'da şahit oldunuz. Urfalıya hayatı zinden eden PKK'lıların kucaklandığını izlediniz. Bugüne kadar canilere gösterilen yakınlığı size gösteren oldu mu? Kandil'den gelenlere yapılan karışlamayı size yapan oldu mu? Hangi birinizin davasında hakimler ayağınıza geldi, sorununuzda devletin müsteşarı kapınızı çaldı? Ekmeğinizi kazandığınız yörelerden dönerken Urfa'ya hangi hükümet yetkilileri törenle karşıladı? AK Parti ile birlikte tahrip olmadık çarpıtılmadık mukaddesat kalmadı. Zalim ile mazlum, katil ile maktül, cani ile şehit, terörist ile gazi aynı kefeye kondu, birbirine karıştırıldı. Açılım diyenlere soruyorum. Urfalı'dan istediğiniz nedir, PKK'ya teslim olmasını mı istiyorsunuz? Bölünmeye rıza göstermesini mi umut ediyorsunuz? Fitne fesata çanak tutmasını mı, ayrışmaya ufalanmaya göz yummasını mı bekliyorsunuz? Bin yıllık kardeşliğin çiğnenmesine karşı kör olmasını, sağır olmasını, lal olmasını mı hedefliyorsunuz. Urfalı'yla Balıkesirli, Bursa ile Batmanlı'nın arasını açmak mı istiyorsunuz. Hangi rezalet ve ihanete katkıda bulunmasını istiyorsunuz? Hayır Urfalı buna razı olmaz. Ayrılığı kabul etmez, bozguncuya kulak tıkar, işbirlikçiye şamar atar, açılım sevdalılarına haddini bildirir ve 'Biz biriz beraberiz, sonsuza kadar beraber olacağız' der."

BAŞARISIZLIKLARINI ANAYASA İLE ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR

AK Parti hükümetinin sıkıntıların çözümü için bir şey yapmadığını ve ülkenin 7 yılının boşa gittiğini ifade eden MHP Lideri Bahçeli, hükümetin son olarak Anayasa tartışmaları ile başarısızlığını örtmeye çalıştığını iddia ederek, şöyle devam etti:

"Sıkıntıların çözümü için iktidar partisi bir şey yapmıyor mu, yapıyor ama bunlar geçici, aldatıcı köklü değil. Yaralara merhem olmuyor, pansuman kanamaları durdurmuyor. Bir dilim ekmeğe muhtaç hale gelen vatandaşın sesini duyan yok. Ağzınıza bir parmak bal çalarak sizleri susturmaya, aldatmaya çalışıyorlar. Kardeşliği bozup, dikkati dağıtmak istiyorlar. 7 yılı boşa geçirmiş hükümet bahaneyi Anayasa'ya bağlıyor. 7 yıllık yoksulluğu Anayasa'ya yamamaya çalışıyor. Anayasa değişmeli ama acelesi var mı? Bizim teklifimiz açık, mecliste komisyon kuralım metinler üzerinde tartışıp karar verip uzlaşmaya varalım. Bunları kamuoyuyla paylaşalım ve seçimlerden sonra oluşacak meclise bırakalım. Mevcut cepheler yeter, yeni cepheye ihtiyaç yok. Laik-antilaik, darbeci darbe karşıtı, demokratik antidemokratik, inanan inanmayan kutuplaşmaları milleti zaten yordu. Şimdi Anayasa üzerinden kutuplar mı yaratalım, şimdi mahkemeler üzerinden çeteler mi oluşturalım? Sorarım sizlere, yoksulluğun nedeni Anayasa'mıdır, yoksa beceriksiz iktidar mı? İşsizliğin nedeni Anayasa'mı, teslimiyetçi iktidar mı? Bölücülüğün azmasına sebep Anayasa'mıdır yoksa işbirlikçi iktidar mı? Anayasa değişince Urfalı'nın cebine para mı girecek, göçler acılar sona mı erecek. Anayasa değişince evsize ev, işsize iş, aç olana aş mı verilecek? Anayasa değişince Urfa abad mı olacaktır? Bunlar yoksulluğun üzerini örtmek, kendilerini aklamak peşindedir. Haram lokmaların hesabından bu dünyadan kaçmak peşindeler. Urfa'dan sesleniyorum; Sayın Başbakan nereye kaçarsan kaç, okyanus ötesine Amerika'ya da gitsen seni getirmezsem namerdim. Milliyetçi Hareket buna izin vermez. İnsanımız, yetimin malına göz dikenlere, garibanın ahını alanlara, mazlumun malını çalanlara, şehit ve gazilerin hatıralarını incitenlere hakkını helal etmez. Bu dünyada hesabını kendisi sorar, öte dünyada da Allah affetmez."

AYRILIĞA İZİN VERMEYELİM

Türkiye'de hükümetin gerçek yüzünün geç göründüğünü ve bedelinin ağır olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, AK Parti'nin iktidarı süresince sürekli göz boyayıp, vicdan ve inanç istismarı yaptığını ifade etti. Ecdadını soykırımla suçlayanları hoş gören, peygambere hakarete sessiz kalan hükümetin yaptıklarının yanına kar kalmayacağını söyleyen Bahçeli, iktidara geldikleri zaman tüm yolsuzluk yapanlardan ve yağmacılardan hesap soracaklarını dile getirdi. Türk milletinin tuzağa düşmemesini, birlik ve beraberlik içerisinde yaşamasını isteyen Bahçeli, "Yeter ki, sizler ayağa kalkın tuzaklara düşmeyin, tahriklere kapılmayan. Güçlü iktidarla yoksulluklar giderilir, ahlaklı yönetimle yolsuzluk önlenir, adaletli anlayışla yağmacıdan hesap sorulur. Ama vatan elden giderse bunun dönüşü yoktur, bölünürse onarımı mümkün değildir. Uyarımı ve çağrımı tekrarlıyorum, çevrenize bakın Irak kan içindedir, Filistin kargaşaya sürüklenmiştir, Lübnan karışıktır. Milyonlarca kardeşimiz ıstırap içinde. Türkiye'de karıştırılmak isteniyor. Bunun için ayrılığı aramızdan atalım, izin vermeyelim. 70 milyon kardeş olup kenetlenelim. Bölünüp parçalanmayı reddedelim. Türkiye'nin geleceğini el ele hep birlikte inşa edelim. Gelin bir olalım diri ve iri olalım. Verilecek toprak, terk edilecek ilimiz, çizilecek sınırımız, vazgeçilecek insanımız yoktur. Ülkenin her yeri hepinizindir. Urfa, Diyarbakır, İstanbul, Artvin, Uşak, Sinop, Antalya, Isparta, Aydın, Şırnak, Kayseri bizimdir. Oralarda biz yaşıyoruz ve oralarda kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Yüreğimiz oralar için atmaya devam edecek. Türkiye bizimdir biz Türkiye'yiz." diye konuştu

Bahçeli sık sık alkış ve sloganlarla kesilen yaklaşık bir saat süren konuşmasının ardından karayoluyla Ankara'ya dönmek üzere Şanlıurfa'dan ayrıldı.

GÖRÜNTÜ LİSTESİ

---------------------------------------------

- Miting alanında alınan güvenlik önlemleri

- Mitingde slogan atanlar bozkurt işareti yapanlar

- Mehter takımının konseri

- MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural'a tesbih verilmesi

- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin miting alanına gelmesi

- Bahçeli'nin vatandaşları selamlaması

- Bahçeli'nin poşu takması

- Bahçeli'nin mitinge katılanlara karanfil atması

- Bahçeli'nin miting alanından ayrılması

- Türk bayrağı açarak slogan atan gurup

- Grubun polis tarafından engellenmesi

- Genel ve detay görüntüler

Haber: Hasan KIRMIZITAŞ -Ali LEYLAK Kamera: Ömer PINAR -Hadi KURT -ŞANLIURFA

(Tür: Yurt)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

title