Haberler

Bülent Arınç, Üniversite Öğrencileri Ve Ahıska Türkleri'yle Buluştu

AK Parti Bursa Milletvekili Adayı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, üniversite öğrencileriyle kahvaltı yaptı. Arınç, "Demokrasi düşmanlarıyla biz 8,5 yıldır mücadele ediyoruz.

Seçilmiş hükümetleri devirmeye, anayasayı ortadan kaldırmaya, sivil insanları bombalamaya, bunun için palanlar yapmaya teşebbüs edenlerle mücadele ediyoruz. Genelkurmay Başkanı Anavatan Partisi'nin Genel Başkanı'na diyor ki, 'Eğer bunlardan bir tanesi seçilirse biz şunu şunu yapacağız.' O bir taneden birisi de benim. Ama hayatımız bizim çetelerle, mafyalarla, demokrasi düşmanlarıyla mücadeleyle geçti. Bundan sonra da böyle olacak" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Holiday Inn Hotel'de üniversite öğrencileriyle kahvaltıda buluştu. Gençlere hitap eden arınç, şunları söyledi: "Bir kahvaltı sırasında, bana Yargıtay Başkanı'nın seçildiği haberi geldi. Çok sevdiğim bir arkadaşım, bir dostumun, yüksek yargının başına seçilmiş olmasından dolayı büyük bir sevinç duydum. Ve o anda birkaç cümle sarf ettim. Çünkü yurt arkadaşlığı çok önemli bir şeydir. Aynı dönemde öğrencilik yapmak insanın hayatında unutulmaz hatıraları taşır. Bu okul arkadaşlığından sonra belki bir ömür boyu devam edecek dostluklar kurabilirsiniz. Siz de bunu doya doya yaşayın. En güzel dönemler, öğrencilik dönemleridir. Bu dönemlerden doya doya istifade edin. Tabii arkadaşımın Yargıtay Başkanı olmasını büyük bir sevinçle karşılayınca bu da gazetelere konu olmuş. Arkadaşımla benim aramda bir ilinti kurmaya çalışarak beni nasıl biliyorlarsa onu da öyle bilecek noktaya gelmişler. Bu kötü bir şey değil. Ama üniversite sırasındayken, arkadaşlıklarımızın, dostluklarımızın elbette görüş farklılığı taşıması doğaldır. Mesela eski HSYK Başkanı Kadir Bey de benim sınıf arkadaşımdı. Birkaç yıl önce rahmete kavuşan Özdemir Özok Barolar Birliği Başkanı da benim okuldan, amfiden sıra arkadaşımdı. Benim onları hasretle anmam, onlardan sitayişle bahsetmemin bugünkü yaşanan olaylarla çok yakın ilgisi de olmayabilir. Ama aynı düşünceyi, aynı görüşü, aynı heyecanı paylaştığım bir insanın bugün çok yüksek noktaya seçilmiş olması elbette ki insana gurur veriyor. Sizler de yıllar sonra, 'Biz de bu arkadaşımızla bir aradayız' diyecekseniz. Ve yıllar sonra arkadaşlarının de bürokraside, iş hayatında, akademisyenlikte belli yerlerde temayüz etmesini, adeta kendiniz o noktaya gelmiş gibi sevinçle karşılayacaksınız."

'HUKUK DEVLETİ İLKELERİ HAYATA GEÇİRİLMELİDİR…'

68 kuşağının içinde yetiştiklerini ifade eden Başbakan Yardımcısı, şöyle devam etti:"68'deki sokak olaylarının, toplumsal kavgaların, sağ-sol çekişmelerinin içerisinde yer aldık. Biz o zamanlar sağ kesimin içindeydik. Benim kurduğum derneğin ismi Milliyetçiler Güç Birliği Derneği'ydi. Çünkü o zaman çok keskindi hatlar. Çok şükür bugün sağ-sol kümeleşmesi veya kemikleşmesi tamamen ortadan kalktı da diyebiliriz. Biz eskiden, 'Komünistler Moskova'ya' diye bağırırken, onlar da, 'Faşistler kahrolsun' diye karşılık veriyorlardı. Birbirimizi Kızılay'da yakaladığımızda elimizdeki sopalarla birbirimizin kafasına vuruyorduk. Büyüklerimiz bizi bu olaylardan uzak tutmaya çalıştı. Daha çok okumaya, araştırmaya, sohbetlere yönelttiler. Karşıdaki insanların bize düşman olmadığını öğütlediler. 'Birileri ülkede ortalığı karıştırıyor, bizi kardırmaya çalışıyorlar. Biz kırılmayacağız. Biz Türkiye'nin geleceğiyiz' inancıyla hareket ettik. Çok şükür Özal ve arkadaşlarının Türkiye'yi kavgasız çekişmesiz bir noktaya dönüştürme girişimi başarılı oldu. Bu şu demek değil. Gençler fikir sahibi olmasınlar. Yani savaşmasınlar, sevişsinler mantığıyla ortalığın süt liman hale gelmesini arzu edenler vardı, bu da geçerli olmadı. Geçerli olan, doğru olan şey, kavga etmeden fikirlerimizin konuşulmasıdır, Türkiye'nin kendi içerisinde büyümesi ve toplumsal barışın korunmasıdır. Bir hukuk devleti olarak Türkiye'de hukuk devleti ilkeleri hayata geçirilmelidir."

'KUTUPLAŞMA TAHRİK EDİLİYOR…'

Gençliğinde çok sayıda kitap okuduğunu anlatan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Kitabı elinizden düşürmeyin. Üniversitedeki en büyük hastalığım cinnet derecesinde kitap okumaktı. Şimdi o günleri özlüyorum. Çünkü elime gazeteden başka bir şey alamaz hale geldim. Günlük haberlerde ne var diye gazeteye bakıyorum. Onlar da o kadar çok ki, o kadar değişik şeyler yazıyorlar ki, onları okurken kitap okuyamıyoruz. Siz biraz gazeteden uzak kalın" diye konuştu.

Ülkede yıllardır kutuplaşmaların tahrik edildiğini belirten Arınç, şöyle dedi:"Türk-Kürt çatışması sürekli tahrik edilmiştir. Alevi-Sünni tartışması sürekli tahrik edilmiştir. Düşmanlıklar daha da çok güçlendirilmiştir ki bu kavga ve çatışmalar devam etsin. Ve ülkedeki sıkıntılar bir türlü bitmesin. Hep iç hem dış mihraklar bu çatışmaları her zaman körüklemişlerdir. Ayrımcılık yapılır, kadınlar arasında başı örtülüler-başı açıklar, üniversitelere başı kapalılar giremez, şunlar girer. Bunlar ülkede toplumu birbirine karşı kutuplaştıran ve insanları birbirine daha farklı konumlarla 1. Sınıf, 10. sınıf haline getiren farklı uygulamalardır. Bunlardan bu dönemde olabildiğince uzaklaştık."

'ÖZÜR BEKLEYENLER AVUCUNU YALADI…'

Başbakan Erdoğan'ın Davos'daki çıkışını da değerlendiren Devlet Bakanı Arınç, şu ifadeleri kullandı: "O gece Türkiye'de birilerinin huzuru kaçtı. Bunlar işadamlarıydı. Şöhretli gazetelerin köşe yazarlarıydı ve 'monşer' sıfatını fazlasıyla hak eden diplomatlarımızdı. 'Bu ne sorumsuzluktur? Başbakan bunu söyledi. Şimdi İsrail ile olan ilişkilerimiz zedelenecek. Amerika bize düşman olacak, telefonlarımıza çıkmayacak. Ekonomi batacak, mahvolduk, öldük, bittik…' Hatta gazetelerine başlıklar hazırladılar. Ben bizzat o gazetelerin patronlarından bunu işittim. Yani Şimon Peres'den daha çok üzüldüler bizimkiler. Herkes çok şaşkındı. Türkiye'ye özür mü dileteceklerdi? Türkiye'nin Başbakanı'nı görevinden atacaklar mıydı? Kimisi de böyle iddia ediyordu çünkü. Ama bu birilerinin işine gelmedi. 'Göreceksiniz, Tayyip Erdoğan'ın yerinde yeller esecek' diyenler de vardı. Rabbimize şükürler olsun ki, onlar bu kaygıyı taşırken bu olaydan bir saat sonra Şimon Peres'den özür geldi. Onlar özür dilediler. Türkiye'nin Başbakanı'nın özür dilemesini bekleyenler avuçlarını yaladılar."

"HAYATIMIZ DEMOKRASİ DÜŞMANLARIYLA MÜCADELEYLE GEÇTİ…'

Arınç, şöyle devam etti:"Demokrasi düşmanlarıyla biz 8.5 yıldır mücadele ediyoruz. Seçilmiş hükümetleri devirmeye, anayasayı ortadan kaldırmaya, sivil insanları bombalamaya, bunun için palanlar yapmaya teşebbüs edenlerle mücadele ediyoruz. Sizin dualarınız olmasa biz ayakta duramazdık. Daha dün yayınlanan belgeyi hepiniz okudunuz. Genelkurmay Başkanı Anavatan Partisi'nin Genel Başkanı'na diyor ki, 'Eğer bunlardan bir tanesi seçilirse biz şunu yapacağız.' O bir taneden birisi de benim. Hakkımda çok şey yazılıp söylenmiş olabilir. Ama hayatımız bizim çetelerle, mafyalarla, demokrasi düşmanlarıyla mücadeleyle geçti. Bundan sonra da böyle olacak."

Konuşmasının ardından çok sayıda genç Arınç'la fotoğraf çektirebilmek için birbiriyle yarıştı.

AHISKA TÜRKLERİ'YLE TOPLANTI…

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu programın ardından Emirsultan Cami'nde, eski Çorum Alaca Müftüsü ve Konya Vaizi Ahmet Bilgin'in (93) cenaze törenine katıldı.Arınç, cenaze namazının ardından da Mesken'de Ahıska Kültür Dayanışma Dernekleri Federasyonu'nun düzenlediği toplantıda Ahıskalılar'a hitap etti.

Arınç'a bu toplantı sırasında AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın, Bursa Milletvekili Hayrettin Çakmak, milletvekili adayları Bedrettin Yıldırım ve Hakan Çavuşoğlu, İl Başkan Yardımcıları Cemalettin Torun ve Mustafa Esgin de eşlik etti. Arınç, Ahıskalılar'ın 'hazin' geçmişini bildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:"Dışişleri Bakanlığı'ndaki mevcut dosyaları da inceliyoruz. Ahıskalılar, genel anlaşmalara rağmen topraklarında yaşayamıyorlar. ABD'de Ahıskalılar'la görüştüm. Dünyanın her yerinde Ahıska Türkler'i yaşıyor. Türkiye'de yaşayanlarla bağlantılı olarak Başbakanımızın talimatıyla 2 ya da 3 yıl önce ilgili yasaya bir madde ilavesi yapıp bugün vatandaşlıkla ilgili sorunlarını çözmüş olduk. Bu anlamda ABD Başkanı Obama'yla da BMGenel Sekreteri Ban Ki Moon'la da çataçat müzakere ediyoruz, 'kardeşlerimiz mazlumdur, mahsundur' diye. Önceden işin sahibi yoktu. Yurtdışı Türkler ve Akrabalar Daire Başkanlığı oluştu. Bütün dünyadan ve Türkiye'den bilgileri topluyoruz. Böylece işler sürüncemede kalmamış oluyor."

MUHALEFETE İNCE DOKUNUŞ…

Ahıskalılar'a seçim sürecinde bulunulduğunu hatırlatan Başbakan Yardımcısı, şöyle devam etti:"Süreç Türkiye için çok önemli Yapılan hizmetlerden memnunsanız Üçüncü döneme izin verin. 8,5 yıl öncesiyle bugün arasında dağlar kadar fark var. Türkiye 'de sanayi gelişmiş durumda. En güzel örnek Bursa'dır bu anlamda. Sağlıkta eğitimde yapılanları biliyorsunuz. Bütün bunlar başarıldı. İşin başında Recep Tayyip Erdoğan var, o sadece Allah'tan korkar. Zalimlere karşı ne yaptığını biliyorsunuz… Filistin Gazze ve Pakistan gibi, Ahıskalılar'ın da yanındayız. Ecdadımız da böyleydi, biz de böyleyiz. Bütün bunlardan sonra seçimde bizden yana oy verirseniz memnun oluruz. Başka partilere de oy verebilirsiniz… Ama yüzde 9 oy alsalar da bir milletvekili çıkaramazlar. O zaman yanlışı da eksiği de olsa, çıkarana oy vermeniz gerekir. Milliyetçilik ulusalcılık demek değildir. Türk lirasından 6 sıfır atmak milliyetçiliktir. Türkiye'nin o kadar çok borcu vardı ki ya tahvil çıkarır tefecilerden para alırdı ya da IMF'den… Onlar borçlandı iz ödedik… Bizim bütün yaptıklarımız ülkede rahatlığı sağladı. Eski koalisyonlara dönelim, ülke kurda kuşa muhtaç koyalım dersek yapacak bir şey yok…"

Kaynak: Bültenler / Güncel

Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title