Haberler

İş Dünyasında "Kast Sistemi" Yıkılıyor

Güncelleme:

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü ve İngiltere merkezli liderlik gelişim markası The Forton Group, Türkiye'de Nisan ayında "Yöneticilere Liderlik ve Koçluk" eğitimine başlayacak.

DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü ve İngiltere merkezli liderlik gelişim markası The Forton Group işbirliğinde, Nisan ayında Türkiye'de başlayacak "Yöneticilere Liderlik ve Koçluk" eğitimi, şirketlerin liderlik kavramının kökten değiştirmeye hazırlanıyor. Eğitim programı, sadece üst düzey yöneticileri değil, her çalışanı bir "lider" olarak konumlandırarak, 21. yüzyıl iş dünyasındaki rekabet koşullarına hazırlıyor.

ICF-Uluslararası Profesyonel Koçluk Derneği'nin yaptığı 2012 araştırmasına göre Türkiye'nin de içinde bulunduğu Doğu Avrupa Bölgesi'nde yaklaşık 3 bin 500 koç görev alıyor. Dünya genelinde bu rakamın 47 bin 500 olduğu düşünüldüğünde, en hızlı büyüyen ekonomiler arasında olan Türkiye'nin iş yapış biçimlerini, dünya standartları düzeyine getirmesi için koçluk ve liderlik uygulamalarını olmazsa olmaz eğitimlerinin arasında görmesi gerekiyor. Koçluk ekonomisi hızlı bir büyüme sergilerken eğitim içerikleri de çağa ayak uydurarak değişiyor.

ŞİRKETLERE GÜÇLÜ YAPILAR KURMASI İÇİN DESTEK SAĞLAYACAK

Türkiye'de ise koçluk ve danışmanlık hizmetleri alanında şirketlerin bakış açılarını değiştirecek kadar iddialı bir danışmanlık programı başlıyor. Önümüzdeki Nisan ayından itibaren uygulanmaya başlayacak "Yöneticilere Akredite Liderlik-Koçluk Gelişim Programı", DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü ve İngiltere Merkezli liderlik gelişim markası The Forton Group işbirliğinde yapılacak. Bu eğitim programları, farklı güçlü yönlere sahip, etkin, gerektiğinde liderlik sorumluluğunu taşıyabilecek kişilere, 21. yüzyıl liderlik anlayışına uygun koçluk ve danışmanlık hizmeti verilecek. Böylece DBE ve The Forton Group, çalışmalarıyla Türkiye'deki şirketlere daha güçlü yapılar kurmaları için destek verecek.

The Forton Group'un geliştirdiği ve ICF- International Coach Federation (Uluslararası Profesyonel Koçluk Derneği) tarafından onaylanmış program, DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü İşbirliğiyle uygulanacak. İş yaşamını ve işe bakış biçimini tamamen değiştirecek yeni uygulamayı ve farklılaşan iş yapış biçimlerini DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Emre Konuk ve The Forton Group Eğitim Direktörü Bob Hughes, anlattı.

DUYGUSAL ZEKANIN ETKİN KULLANIMI SAĞLANIYOR

Yöneticilere akredite liderlik ve koçluk gelişim programı hakkında bilgi veren DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucu Başkanı Emre Konuk, dünya geneline bakıldığında, koçluğun iki türlü algılandığının görüldüğünü söyledi. Bu algı biçimlerinden ilkini teknikler ve beceriler bütünü, ikincisini ise bir yönetim anlayışı olarak sıralayan Konuk, "İşin içine girdiğinizde ikisinin çok farklı şeyler olduğunu görürüz. Geleneksel koçluk eğitimlerinin sıkıntısı sadece 'beceri ve teknik' odaklı anlaşılmasıdır. Yöneticiler ve liderler bir araya gelir, biz de onlara koçluk eğitimi veririz. Koçluk bir yönetim anlayışıdır ama şirketlerin yönetim anlayışları ile uyuşmadığında hayata geçemez. Yönetici kendi liderlik anlayışını yürütür. Bu programda The Forton Group'un meydana getirdiği en büyük farklılık, programın sadece bir koçluk eğitimi değil aynı zamanda liderlik eğitimi haline dönüştürülmesi. Yani eğitime gelen liderlerin yaklaşımları ne olursa olsun, onları işin içine alan, duygusal zekalarını etkin kullanmalarını sağlayan ve koçluk yaklaşımına entegre eden bir sistem üzerine kurulu. Bu Forton'un geliştirdiği bir yenilik. Diğer koçluk yaklaşımlarında buna rastlamak zor" dedi.

KOÇLUK VE LİDERLİK YAKLAŞIMI BİRLEŞTİRİLİYOR

Konuk, koçluk biçimleri ve tarzlarını her şirketin kemikleşmiş farklı yapılarına uymayabileceğini belirten Konut, koçluğun bir yönetim anlayışı olduğunu, ancak onların liderlik anlayışı ile uyuşmadığında çoğu zaman hayata geçemediğini, çünkü o kişinin kendi liderlik anlayışını yürüttüğünü söyledi. Konuk, "Bu durumda yapılması gereken şey, karşınızdaki kişinin koçluk yaklaşımı ile liderlik yaklaşımını aynı varsayımlarla birleştirmek. Dolayısıyla Forton'un yaptığı şey sadece bir koçluk eğitimi değil aynı zamanda liderlik eğitimidir" ifadelerini kullandı.

The Forton Group'un eğitimlerinin DBE'den ne noktada ayrıştığına ilişkin olarak Konuk, eğitime gelen liderlerin yaklaşımlarını reddetmeden, onların yönetim tarzlarını işin içine alan ve koçluk yaklaşımına entegre eden bir eğitim anlayışı olduğunu, Forton'un en büyük farkının burada bulunduğunu, dolayısıyla iki kurumun yaptığı işbirliğinin temellerinin de bu bakış açısına dayandığını söyledi. Eğitim sırasında koçların da programı yönettikleri için kendi deneyimlerini paylaştıklarını açıklayan Konuk, "Bu tıpkı, travma eğitimi alan bir profesyonelin kendi travmasını çalışması gibidir. Dolayısıyla koçluk yapan kişi de sistem içinde kendini geliştirmiş oluyor" diye konuştu.

"İKİ TÜRLÜ YÖNETİCİ VAR, BİR YETENEKLERİN ORTAYA ÇIKMASINI ENGELLER, DİĞERİ İLHAM VERİR"

Koç olabilmenin karmaşık bir hikaye olduğunu ve bir kişinin koçluk yapabilmesi için kendini, duygu ve düşüncelerini tanıması gerektiğine dikkati çeken Konuk, "Yani kendi içinde bir değişim geçirmesi, kendini keşfetmesi gerekiyor. Bunu yapabilmesi için de tüm eğitim sürecini deneyim kazanarak geçirmesi gerekiyor. Bizim verdiğimiz koçluk eğitimine, yöneticiye yetenek yönetimini öğretiyor da diyebiliriz" dedi. Yetenek yönetiminde en önemli konunun yönetici olduğunu ve iki türlü yöneticinin bulunduğuna işaret eden Konuk, bir tanesinin karşıdaki kişiye ne yapması gerektiğini söylediğini, ancak nedenlerini açıklamadığını söyledi. Konuk, "Bu durum sizi yeteneklerinizi ortaya çıkarmaz yalnızca iş sonucu ile ilgilenir. Bizim koçluk ve liderlik özelliklerini başarılı bulduklarımız ise tam tersi kişilerdir. Onlar çalışana ilham verir ve motive eder. Böylece şirketin performansı artar" dedi.

"ŞİRKETLER KOÇLUK EĞİTİMLERİNİ İHTİYAÇ OLARAK ALGILIYOR"

Konuk, "Koçluk eğitimlerine fazla bütçe ayıran şirketlerle, daha az bütçe ayıran şirketler arasında gözle görülür ölçüde başarı farkı var mıdır?" şeklindeki bir soru üzerine, şu yanıtı verdi:

"Günümüzde insan kaynağı ciddi anlamda farklılaşıyor. Artık bu farklılığın geri dönüşümü ölçümlenebilen bir olgu. Performans çok fazla şeyden etkilenir. Koçluk ve liderlik eğitimi alan şirketler, sonrasında karşılaştıkları pozitif tablo sayesinde çalışanlarını yeni eğitimlerle destekliyor. Biz kurumlara ölçme ve değerlendirme hizmeti verdiğimiz için bu sonuçları birinci elden izleyebiliyoruz. Buna bağlı olarak işe alım süreçleri ile ilgili de çalışıyoruz. Şirketler artık koçluk eğitimlerini ihtiyaç olarak algılıyor. Bu da iş dünyasının geleceği açısından çok sevindirici bir sonuç."

"TÜRKİYE'DE KOÇLUK VE LİDERLİK ALGISI 'ÜST DÜZEY YÖNETİCİ' DİYE ALGILANIYOR"

Türkiye'de koçluk algısında, holding yapılanmalarıyla daha küçük ölçekli şirketlerin bakışı arasında nasıl farklılıkların olduğuna ilişkin olarak The Forton Group Eğitim Direktörü Bob Hughes, Türkiye'de koçluk ve liderliğin algılanışının sadece üst düzey yönetici olmak diye geçtiğini ve yalnızca üst düzey yöneticilere koçluk yapıldığını kaydetti. Bütün zaman ve ekonomik kaynakların bu kişilere ayrıldığına dikkati çeken Hughes, "Ancak yeni dünya düzeni diyor ki; şirketin herhangi bir kademesindeki her çalışan, herhangi bir konuda bir başkasının performansını geliştirebilmesi için koçluk ve liderlik eğitimi almalı. Şirket içindeki her bir birey birbirini desteklemek, yukarı çekmek için liderlik becerilerine sahip olmalı. Örneğin bir hemşire dahi, kendi hastasını daha hızlı iyileştirmek, ona ilacını zamanında içirtebilmek için koçluk ve liderlik eğitimi almalı. Şöyle düşünün: Sistem herkes için aynı. Hemşire tıpkı yöneticinin çalışanının performansını artırması gibi kendi hastasının performansını bu eğitimlerle arttırabilir" dedi.

SERTİFİKASIZ KOÇLARA DİKKAT

Hughes, yüzde yüz teorinin hakim olduğu veya eğitmenin anlatıp ta katılımcıların sadece dinlediği bir eğitim tarzları olmadığını, katılımcının yalnızca soru sorarak cevap alabildiği bir sistemin de yeterli olduğunu düşünmediğini dile getirdi. Eğitimlerin yüzde 80'inin uygulama ve değerlendirmelerden oluştuğuna işaret eden Hughes, iki eğitmenin programa katıldığını, her birinin görev alanının farklı olduğunu, böylelikle katılımcıların, bir taraftan koçluk teorisini öğrenirken, diğer taraftan da eğitim boyunca "bir koç nasıl davranmalı"yı gördüğünü kaydetti. Bir kişinin sınıf içi eğitimlerinin yanı sıra, Uluslararası Profesyonel Koçluk Derneği'nin - ICF Sertifikalı Koç belgesini alabilmesi için 100 saat birebir koçluk yapması gerektiğini söyleyen Hughes, bütün bunlar tamamlandıktan sonra kişinin sınava girmesi gerektiğini ve bu sınavın da geçilmesinin ardından sertifikalı koç olunabildiğini bildirdi. Sektörde sertifikasız eğitim veren birçok kişi olduğuna dikkati çeken Hughes, şirketlere, bu duruma dikkat etmesi uyarısında bulundu.

"İYİ LİDERLERİN DUYGUSAL ZEKALARI YÜKSEK"

İyi liderlerin ortak özelliklerini "duygusal zekaları yüksek" sözleriyle açıklayan Hughes, koçluk ve duygusal zekasını birlikte kullanabilen liderlerin, o vizyon etrafında doğru ekipler kurarak başarıya ulaşabileceğini söyledi. Günümüz iş dünyasında ise insanların beyinlerini daha çok, vücutlarını daha az kullanmaya başladığına işaret eden Hughes, şunları söyledi:

"Özellikle performansı artıran en önemli şeyin çalışan bağlılığı olduğu ortaya çıktı. Bu durumda bağlılığı sağlayan en önemli faktör olan liderlerin sorumluluğu arttı. Örneğin yakın zamanda, az maaş almasına karşın yüksek performans sergileyen bireylerin davranışlarını inceleyen bir araştırma yapıldı. Bu araştırma sonucunda kurum kültürleri açısından üç farklı sonuca varıldı. Birincisi kurumun vizyonunun ne olduğu, ikincisi ise şirket bazında insanları işin içine katmak. Mesela, sosyal medyada iletişim kurarken karşılıklı bir alışveriş vardır. Şirkete geldiğinizde birisi size ne yapacağınızı söylüyor ise bu karşılıklı bir iletişim olmaz. O yüzden liderlerin karşılıklı iletişim kurması bunu yaparken de koçluk eğitimi aldıkları kişilerin verdiği ipuçlarını dinlemesi çok önemlidir. Üçüncüsü ve en kritik olanı ise yöneticilerin koç gibi davranabilmesidir. Bütün bu davranış biçimleri kurum kültürüne yayılırsa o zaman, şirketin ve çalışanların yüksek performans göstermemesi imkansız hale gelir."

- Ankara

Kaynak: ANKA / Ekonomi

Emre Konuk Türkiye Ekonomi Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title