Haberler

Elazığlı Nakliyeciler: "Önüne Gelen İnsan Tırını Alıp Yola Çıkabiliyor. Herkes Bu İşi Yapmasın"

Güncelleme:

Elazığlı nakliyeciler ekonomik krizin etkisi ile iş yapamaz hale geldiklerini, geçinmekte zorluk çektiklerini belirtirken, sektörün denetimsiz olması ve herkesin nakliyecilik yapmasının da işlerini olumsuz etkilediğinden yakındılar. 21 yıldır Elazığ’da yurt içi nakliye işi ile uğraşan Müslüm Karınca, "Ben 3 yıl önce daha az bir kazançla ay sonunu getirebiliyordum, bugün lastik alamayacak duruma düştük hepimiz. Vergiler çok yüksek, sigortalar çok yüksek. Bugün bir kasko 130 bin lira. Altından kalkılacak gibi değil. En büyük sorunumuz Türkiye genelinde önümüzün açık olması. Önüne gelen insan gidip tırını alabiliyor, ehliyetini, SRC'sini, psiko tekniğini alıp yola çıkabiliyor. Türkiye genelinde önüne gelen bu işi yapmasın" dedi.

Elazığlı nakliyeciler ekonomik krizin etkisi ile iş yapamaz hale geldiklerini, geçinmekte zorluk çektiklerini belirtirken, sektörün denetimsiz olması ve herkesin nakliyecilik yapmasının da işlerini olumsuz etkilediğinden yakındılar. 21 yıldır Elazığ'da yurt içi nakliye işi ile uğraşan Müslüm Karınca, "Ben 3 yıl önce daha az bir kazançla ay sonunu getirebiliyordum, bugün lastik alamayacak duruma düştük hepimiz. Vergiler çok yüksek, sigortalar çok yüksek. Bugün bir kasko 130 bin lira. Altından kalkılacak gibi değil. En büyük sorunumuz Türkiye genelinde önümüzün açık olması. Önüne gelen insan gidip tırını alabiliyor, ehliyetini, SRC'sini, psiko tekniğini alıp yola çıkabiliyor. Türkiye genelinde önüne gelen bu işi yapmasın" dedi.

19 yıldır nakliyecilik yapan Mustafa Kahvecioğlu, " 2 ay kaskoma sigortama bak, muayeneme bakıldığı zaman bu adamın tırı var deniliyor. Yaşım 43 sanki 50 yaşındayım. Yıpranmam çok fazla. Hayatımı çocuklarıma adamışım. Kimseye muhtaç olmayayım istiyorum. Sosyal hayatım zaten sıfır. Ben eşimle çocuklarımla kalkıp bir hafta ilden ile gidip tatil yapamıyorum" ifadelerini kullandı.

"C1 BELGESİ OLAN DA YURT İÇİNDE ÇALIŞMASIN"

Elazığlı nakliyeciler, sektörün en büyük sıkıntısının denetimsizlik olduğunu da dile getiriyorlar. Araç alan ve SRC belgesini tamamlayan herkesin nakliyecilik yapıyor olmasının mesleki dezenformasyona yol açtığını ifade eden nakliyeciler bu konuda bir kota getirilmesini talep ediyorlar. Nakliyeci Müslüm Karınca sorunlarını şöyle anlattı:

"1992 yılından beri nakliye sektöründeyim. Büyük bir sıkıntımız var. Yakıt fiyatlarının yüksek olması, sanayi yedek parçalarını yüksek olması. Ayrıca lastik fiyatlarının yüksek olması. Lastik fiyatlarındaki farklar ve mazot fiyatlarındaki farkın bütün sektörlere yansıması. En büyük sorunumuz Türkiye genelinde önümüzün açık olması. Önüne gelen insan gidip tırını alabiliyor, ehliyetini, SRC'sini, psiko tekniğini alıp yola çıkabiliyor. Bir ticari taksici veya bir dolmuşçu bunu yapamıyor. Çünkü gidiyorlar diyor sen taksi alabilirsin. Ama T plakan yok. Şahıs satarsa alabiliyorsun. Şahıs buna da belli bir rakam koymuş. Mesela Elazığ için bugün bir M plaka 4 milyondan aşağı değil. Kazancına baktığınız zaman tırın parasına ancak denk geliyor. Aylık kazanç olarak. Ama M plakasını 5 milyona satarken benim öyle bir hakkım yok. Her önüne gelen bu işi yapabiliyor. Bizim önümüzün kapatılmasını istiyorum. Türkiye genelinde önüne gelen bu işi yapmasın. Diğer taraftan Ben K1 belgesi ile yurt dışına çıkamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin koymuş olduğu bir kanun. Ben çıkamıyorum ama C2 belgesi alan bir şirket arabasını yurt dışına gönderiyor, Avrupa'ya gönderiyor. Avrupa'dan geldiğinde Türkiye'de de nakliyecilik işi yapabiliyor. Yurt dışında iş yapan kişi hem uygun mazot alabiliyor, hem de yurt içinde iş yapıyor. Benim 20 bin liraya yapacağım işi daha uygun fiyata yapıyor. Ucuza mazot alıyor, benim 20 bu şekilde bizim işimize sekte vuruluyor."

"4 YIL ÖNCESİNE GÖRE KAZANCIMIZ DAHA DA DÜŞÜK"

Ekonomik kriz öncesinde göre kazancımız daha arttı ama gideri hesapladığımız zaman bugün bir yedek parça, yakıt, şoförün maliyeti. Bugün bir şoför 45-50 bin liraya mal oluyor artık. Kazanç yüksek görünüyor ama aslında kazancımız 4 yıl öncesine göre daha düşük. Biz o ışığı göremiyoruz. Ben 50 bin lira kazanıyor görünüyorum ama eve gidiyorum aybaşında cebimde 50 bin lira olmuyor. Ben 3 yıl önce daha az bir kazançla daha büyük bir güzel bir meblağ ile ay sonunu getirebiliyordum bugün lastik alamayacak duruma düştük hepimiz. Vergiler çok yüksek, sigortalar çok yüksek. Bugün bir kasko 130 bin lira. Benim arabam 2011 model buna rağmen benim kaskom 130 bin lira. Altından kalkılacak gibi değil. Muayeneye gidiyoruz bin 800 lira. Bunların önüne bir şekilde geçerek devletin bize yardımcı olması lazım. Mazot fiyatları arttı bizim müşteri yoğunluğumuz artmadı. Şimdi iş adamları, fabrikalarımız daha önce 5 arabalık stok mal alıyordu ama şimdi bunu bir araca düşürdü. 5 araç getirmeyin bir araç getirin diyorlar. Bu da bizim sektörün duraklamasına sebep oldu çünkü faizler yükseldi. Esnaf Kefalet bize kredi veriyordu. Sağ olsun devletimiz onu da kesti. Şu anda yüzde 140'lara çıkmış bir rakamla kredi veriyor. Kimsenin alması mümkün değil. Şu anki uygulanan politika gerçekte şu; kredi çekmek demek, 2 yıl sonra arabanı bana ver demek oluyor. Biz esnaf olarak nakliye sektörü olarak bizi yüceltmek değil şu anki uygulanan politika bizi şahısları bitirmek üzerine uygulanıyor."

"EN ÇOK İŞ YAPMAMIZ GEREKEN DÖNEMDE BEN EVDE YATIYORUM"

19 yıldır nakliyecilik yapan Mustafa Kahvecioğlu ise şunları söyledi:

"Bizim en büyük sıkıntımız faizlerin yükselmesi. Faizler yükseldiği zaman fabrikatör arkadaşlarımız bizim arkadaşlarımız 10 tırlık mala paralarını bağlarken, şimdi paralarını faize bağlamaya başladılar. Hani bu ülkede faiz haramdı? Faiz haramsa, faizler niye yükseldi? Adam diyor ki; ben 1 milyonda aylık 200 bin lira aylık para kazanıyorum. Ben bununla mal getireceğime, işçi ile tırcı ile uğraşacağıma, sıcak para kazanayım. Biz hepimiz bunu biliyoruz. Biz bunları yaptığımız müddetçe tükeneceğiz. Ben yurtiçi çalışıyorum. Nereye gidiyorum, en fazla ya İstanbul, ya Bursa, ya da Kütahya'ya gidiyorum ya da Afyon'a gitmem gerek. Gidip gelmem de bir hafta sürüyor. Ben bir hafta yatarsam, ayda 4 sefer yapıyorum. Benim aylığım en az 40 milyar. Bunu yıla çarparsak, ben bunun 10 milyarını kazandığım zaman, benim burada 5 bin lira BAĞ-KUR'um var. 5 bin lira kaskom var, 5 bin lira sigortam var. Benim bir oğlumun okula gitme servisi ücreti bin 800 lira. Benim iki çocuğum var. Aylık hesaplıyorum bir tek bir markete gidiyorum, bir poşeti dolduruyorum. Bin liranın üzerinde tutuyor. Bakıyorum elimde hiçbir şey yok. Ben evimi zaruri ihtiyaçlarını temin edemiyorum. Ben şimdi düşünüyorum. 2 ay kaskoma sigortama bak, muayeneme bakıldığı zaman bu adamın tırı var deniliyor. Yaşım 43 sanki 50 yaşındayım. Yıpranmam çok fazla. Hayatımı çocuklarıma adamışım. Kimseye muhtaç olmayayım istiyorum. Sosyal hayatım zaten sıfır. Ben eşimle çocuklarımla kalkıp bir hafta ilden ile gidip tatil yapamıyorum. Yine en büyük sıkıntılarımızdan birisi C1 ve K1 belgeleri Ben K1 belgesi ile iş yapıyorum K1 belgesi ile Ben yurt dışına gidemiyorsam Gürcistan'a gidemiyorsam o adam çıkıyorsa C1 belgesine sahip olan adam çıkıyorsa en azından benim ekmeğimi el uzatmasın. Ben de bu ülkede vergi veriyorum. Bir fabrikatör kadar vergi ödüyorum. Ben nasıl yurt dışında çalışamıyorsam, onlar da yurt içinde çalışmasın istiyoruz."

"MAZOT FİYATLARINDAKİ DENGESİZLİK HER ŞEYE YANSIYOR"

Nakliyatçılık yapan Vahdettin Çalışkan ise, mazot giderlerinde büyük bir dengesizlik olduğunu söyledi. Mazota bir gün zam, bir gün indirim yapıldığını da ifade eden Çalışkan, "Mazot arttığında her şeyin fiyatı artıyor. Ama mazot düştüğünde lastik fiyatları düşüyor mu" diyerek tepki gösterdi. Çalışkan, "Genel olarak nakliye sektöründeki arkadaşların problemlerine yetki sahibi olan arkadaşların duyarsız kaldığını söylemek istiyorum. Arkadaşların sorunlarını dinleyen, araştıran, çözüm arayan yok. Mazot fiyatlarında bir dengesizlik var. Bir kalkıyor, bir düşüyor. Dolayısıyla bu dengesizlik her şeye doğal olarak yansıyor. Şoförlerin sorunları çok. Adam 5 bin TL'lik yük alıyor, 500-1000 TL ver diyorlar. Yük vermek için. Şoförlerin sırtından geçiniyorlar. Şoförler Cemiyeti var ama bilmiyorum. Kimsenin sahip çıktığı yok" ifadelerini kullandı.

Kaynak: ANKA / Yerel

Türkiye Karınca Müslüm Elazığ Yerel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title