Haberler

Beynimizin yüzde kaçını kullanıyoruz? İnsan beyninin yüzde kaçı kullanılır?

Güncelleme:

Beynimizin yüzde kaçını kullanıyoruz? sorusu merak ediliyor. Çok fazla bilgi kirliliği bulunan konu hakkında beynimizin yüzde 10'unu kullanıyoruz, yüzde 5'ini kullanıyoruz, yüzde 100'ünü kullanıyoruz gibi çok sayıda bilgi internette ve çeşitli kaynaklarda bulunmaktadır. Beynimizin Peki, aslında Beynimizin yüzde kaçını kullanıyoruz? beynimizin yüzde yüzünü nasıl kullanabiliriz? İnsan beyninin yüzde kaçı kullanılır? Beynimizin yüzde yüzünü nasıl kullanırız? İşte detaylar haberimizde...

İnsan beyninin yüzde kaçı kullanılır? Filmlere konu olan soru merak ediliyor. Çok fazla bilgi kirliliği bulunan konu hakkında beynimizin yüzde 10'unu kullanıyoruz, yüzde 5'ini kullanıyoruz, yüzde 100'ünü kullanıyoruz gibi çok sayıda bilgi internette ve çeşitli kaynaklarda bulunmaktadır. Peki, Beynimizin yüzde yüzünü nasıl kullanırız? Beynimizin yüzde yüzünü kullanırsak ne olur? aslında Beynimizin yüzde kaçını kullanıyoruz? beynimizin yüzde yüzünü nasıl kullanabiliriz? İşte detaylar haberimizde...

BEYNİMİZİN YÜZDE KAÇINI KULLANIYORUZ?

İnsanların beyinlerinin yüzde onunu kullandığı uzun yıllardan beridir süregelen yaygın bir şehir efsanesidir. Bu efsane yüzünden içinde Albert Einstein'ın da bulunduğu birçok insan hakkında yanlış atıflarda bulunulmuştur. Bir insanın beyninin bu sözde kullanılmayan kısmını kontrol edip zekasını arttırabileceğine inanılır.

Yeni tecrübeler sonrası beyinde gri ve beyaz maddelerde değişiklik olduğu görülmüştür fakat bu değişikliklerin tam olarak ne olduğu kanıtlanamamıştır. Beynin büyük bir kısmının kullanılamadığı ve istenildiği zaman etkinleştirilebileceği düşüncesi bilimsel olarak doğru değildir. Bu düşünce sadece halk hikâyelerine dayanır. Beynin fonksiyonu hakkında hala birçok gizem olsa da beyin haritalama teknikleri beynin bütün bölgelerinin bir fonksiyonu olduğunu göstermektedir.

Bu efsanenin muhtemel kökenlerinden biri Harvard psikologlarından William James ve Boris Sidis'in dahi çocuk Williams Sidis üzerinde yaptıkları testlerden sonra insanların zihinsel potansiyellerinin sadece küçük bir kısmına ulaşabildiklerini iddia etmeleridir. 1936 yılında Amerikan yazar Lowell Thomas bir kitabın önsözünde; "Harvard profesörü William James ortalama bir insanın sadece zihinsel potansiyelinin yüzde onuna ulaşabildiğini söylemiştir."yazarak bu iddiayı yanlış bir yüzde ekleyerek özetlemiştir. Fakat bu kitap yüzde on rakamını kullanan ilk kitap değildir. Bu kitaptan önce birkaç kişisel gelişim kitabı bu asılsız iddiayı kullanmıştır. Örneğin "Mind Myths: Exploring Popular Assumptions About the Mind and Brain" adlı bir kitapta üzerinde yüzde on efsanesiyle ilgili " İnsan beyninin başarabileceği şeylerin bir sınırı yoktur. Bilim adamları ve psikologlar bize beynimizin sadece yaklaşık yüzde onunu kullandığımızı söylemiştir." yazan 1929 yılında yayınlanan "World Almanac" kitabından bir sayfa gösterilmiştir.

1970'lerde psikolog ve eğitmen Georgi Lozanov beynimizin sadece yüzde beşi ile yüzde onununu kullanabildiğimize inanarak bir öğretme metodu geliştirmiştir Bu efsanenin kökeni Amerika doğumlu Montreal NörolojiEnstitü'sünün ilk müdürü olan Wilder Penfield'dan dolayı da kaynaklanmaktadır.

Bir iddiaya göre yüzde on efsanesi büyük ihtimalle 19. yüzyıl sonlarında ya da 20. yüzyılın başlarında yapılan nörolojik araştırmaların yanlış anlaşılmasından ortaya çıkmıştır. Örneğin beynin bazı bölgeleri çok karmaşık olduğundan dolayı hasar aldıklarında hasarın etkisi çok fazla göze çarpmaz bu da o yıllardaki nörologların bu bölgelerin ne işe yaradıklarını düşünmelerine yol açmıştır. Ayrıca bu araştırmalarda ilk başta beynin çoğunun çok küçük fonksiyonları olan gliyal hücrelerden oluştuğu keşfedilmiştir. Dr. James W. Kalat, 1930'larda nörologların beyinde birçok sayıda "lokal" nöron bulunduğunu bildiklerini söylemiştir. Bu lokal nöronların fonksiyonlarının yanlış anlaşılması yüzde on efsanesinin ortaya çıkmasına yol açmış olabilir. Efsane bazı insanların herhangi bir zamanda beyinlerinin belli bir yüzdesini kullandığı fikrinin yayılması yüzünden ortaya çıkmış olabilir. Aynı makalede John Henley : "Araştırmalar gün boyunca beynimizin yüzde yüzünü kullandığımızı göstermektedir" demiştir. Beynin büyük bir kısmını keşfetmiş olmamıza rağmen, beyin hücrelerinin birlikte çalışarak nasıl karmaşık hareketler sergiledikleri ve karmaşık hastalıklar oluşturdukları hala bir gizem olarak kalmaktadır.

İNSAN BEYNİNİN YÜZDE KAÇI KULLANILIR?

Beynimizin yüzde yüzünü kullanırsak ne olur sorusu en çok merak edilen ve filmlere konu olan soruların başında gelmektedir. Nörolog Barry Gordon beynimizin yüzde onunu kullanıyoruz efsanesinin yanlış olduğunu belirterek " Beynimizin hepsini kullanabiliyoruz ve beynin büyük bir bölümü neredeyse sürekli etkindir." demiştir. Nörolog Barry Beyerstein bu efsaneyi çürüten yedi kanıt ortaya koymuştur.

  • Eğer beynin sadece yüzde onu kullanılıyor olsaydı kullanılmayan bölgelere verilen hasarlar beynin ve vücudun performansını etkilemezdi. Gerçekte ise beyinde hasar görüp bir yetenek kaybına yol açmayacak bir bölge yoktur. Beynin en küçük bölgelerine verilen en küçük bir hasarın bile çok büyük etkileri olabilir.
  • Beyin taramaları bir birey ne yapıyorsa yapsın beyninin bütün bölgelerinin sürekli etkin olduğunu göstermiştir. Bazı bölgeler diğerlerinden daha etkindir fakat beynin hasarlı olması ihtimali dışında beyinde çalışmayan bir bölge yoktur.
  • Beyin oksijen ve besin tüketimi konusunda vücudun geri kalanına oldukça yüklenir.Ağırlık olarak insan vücudunun sadece yüzde ikisini oluşturmasına rağmen, vücudun enerjisinin yüzde yirmisini kullanabilir. Eğer beynin yüzde doksanı gereksiz olsaydı daha iyi işleyen küçük beyinlere sahip olan insanların normal insanlara göre hayatta kalma şansı çok daha yüksek olurdu. Bu gerçek olsaydı doğal seleksiyon yetersiz beyinleri olan insanları elerdi. Büyük beyin boyutuna bağlı doğumda ölüm riskini göze aldığımızda bu kadar büyük bir işe yaramayan bir kısmı olan bir beynin zaten ilk aşamada evrilmesi küçük bir ihtimaldir.
  • Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) ve fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) gibi beyin görüntüleme teknolojileri beyindeki etkinliklerin görüntülenmesini sağlamaktadır. Bu teknolojiler uykuda bile beynin bütün bölgelerinin bir şekilde etkinlik gösterdiğini ortaya çıkarmaktadır. Sadece ciddi hasar durumunda beyinde etkinlik göstermeyen bölgeler oluşur.
  • Beyin tek bir parça halinde hareket etmek yerine farklı bilgi işlemelerine farklı bölgeleri kullanarak hareket eder. Uzun süren araştırmalar sonucunda beyin fonksiyonlarının haritası çıkarılmıştır ve etkin olmayan bir bölge bulunamamıştır.
  • Tekli birim kaydı metodunda araştırmacılar beyne küçük bir elektrot yerleştirerek tek bir hücrenin etkinliklerini gözlemlerler. Eğer hücrelerin yüzde doksanı kullanılmıyor olsaydı bu teknik sayesinde bu ortaya çıkardı.
  • Kullanılmayan beyin hücreleri bozulmaya başlar. Bu yüzden eğer beynin yüzde doksanı kullanılmasaydı normal bir yetişkinin otopsisinde beyinde yüksek ölçüde bozulma olduğu görülürdü.

İNSAN BEYNİ YAPISI

İnsan beyni, kraniyal sinirler ve omurilik sayesinde merkezî sinir sistemini kontrol eder, çevresel sinir sistemini yönetir ve hemen hemen insanın tüm işlevlerini düzenler. Kalp atışı, soluk alma ve sindirim gibi istemsiz eylemler, otonom sinir sistemi yoluyla farkına varmadan beyin tarafından yönetilir. Düşünce, mantık ve soyutlama gibi daha karmaşık zihinsel eylemler ise bilinçli olarak beyin tarafından yönetilir.

Beynin işlevleri şunlardır:

  • Duyu organlarından gelen uyarılar değerlendirilir.
  • Problem ve olaylar düşünülür, çözülür.
  • Öğrenme faaliyeti ve hafıza olgusu sağlanır.
  • Acıkma, susama, uyku, uyanıklık faaliyetleri düzenlenir.
  • Kan basıncı ve vücut sıcaklığı düzenlenir.
  • Hormonların salgılanma zamanı belirlenir.
Haberler.com / Onur Bayram - Gündem

Amerika Birleşik Devletleri Albert Einstein Lowell Thomas Gündem Yaşam Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title