AK Parti Diyarbakır 4. Olağan İl Kongresi

Kadir Karakuş - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, 12 Eylül halk oylaması öncesinde BDP ile CHP'nin aynı safta buluştuklarını belirterek, "İkisinin ortak yanı şu; CHP Kürt meselesinin kaynağı, BDP Kürt meselesinin istismarcısı."
Kadir Karakuş - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, 12 Eylül halk oylaması öncesinde BDP ile CHP'nin aynı safta buluştuklarını belirterek, "İkisinin ortak yanı şu; CHP Kürt meselesinin kaynağı, BDP Kürt meselesinin istismarcısı. Bunlar bu bölgeye de bu ülkeye de hiçbir şey kazandırma niyetinde değiller. CHP nasıl olsa sık sık kurultay yapıyor. Bazen iki gün üst üste kurultay yapıyor. Bir kurultay daha yapsınlar, BDP ile birleşsinler. Nasıl olsa BDP bu coğrafyanın CHP'si olmak için emin adımlarla ilerliyor. Birleşsinler ikisi de özlerine dönsün" dedi.
Başbakan Erdoğan, Diyarbakır Seyrantepe Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Diyarbakır 4. İl Kongresi'nde, her şeyi çözdüklerini iddia etmediklerini, eksikliklerin farkında olduklarını ve daha yapılacak çok şey bulunduğunu söyledi.
Erdoğan, batının, kuzeyin, güneyin ve doğunun da sorunları olduğuna dikkati çekerek, "Aynı şekilde tabii ki Kürt kardeşimin, Türk kardeşimin, Boşnak, Arnavut'un, Laz'ın, Romanın hepsinin kendine göre sorunları var. Bunları biliyoruz ve hepsini tek tek çözüyoruz. Asla ve asla bu sorunları inkar etmiyoruz. Bütün sorunları çözdüğümüz, artık her meselenin kapandığı gibi bir iddiamız yok" dedi.
Doğu ve Güneydoğu'ya, eski rakamla 25 katrilyonu bulan yatırım gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kardeşlerim, eğer bugün bölünmüş yollarla eğer Diyarbakır'ın içerisinde 3 katlı kavşaklarla, dal-çıklarla eğer Diyarbakır farklı bir hale bürünüyorsa, şehirlerarası asfaltlar gayet modern hale geliyorsa, hastanelerimiz, okullarımız Diyarbakır'da artıyorsa, tarıma yönelik destekler en üst seviyeye çıkabiliyorsa bu Diyarbakır'a olan, Diyarbakırlı kardeşlerimize olan sevdamızdandır. Ayrım asla yapamayız. Bizi kıskandılar, ama biz maşallah deyip yolumuza devam ettik. Bizi tehdit ettiler, ama yılmadan hizmete devam ettik. Bizi engellemek istediler. Engellere takılmadan düşmeden yatırımlara devam ettik."
Erdoğan, terör örgütü ve yandaşların bölgeye yapılacak yatırımları engellemek için çalıştıklarını, ancak başarılı olamadıklarını dile getirerek,
"Bu terör örgütü ve avanesi yatırımlarımızı yaparken müteahhit firmaların iş makinalarını yaktılar. Biz yenilerini getirdik. Onlar tahrip ettiler, biz daha iyilerini yaptık. Onlar hastaneye karşı çıktı, biz daha fazla hastane yaptık. Onlar okula karşı çıktı. Biz daha fazla derslik, daha fazla yurt, daha fazla üniversite yaptık. Onlar yolları kapattılar, yolları kestiler, yolları yıktılar, biz duble yollar inşa ettik" diye konuştu.
-Biz daha fazla demokratikleşme reformu yaptık-
Protesto etmelerine karşın inadına hava alanı yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, "Düşünebiliyor musunuz- Hakkari'nin Yüksekovası'nda havaalanı yapacağız. Havaalanının temel atma törenini engellemeye çalıştılar. Şırnak Havaalanı'nı yapacağız, temel atma törenini engellemeye kalktılar. Aynı şeyi Iğdır'da yaptılar. Hani siz vatanseverdiniz, hani siz benim Kürt kardeşimi seviyordunuz. Oraya uçağın gelmesini, havaalanının gelmesini niçin istemiyorsunuz-" diye sordu.
Erdoğan, Diyarbakır havaalanının yeni pist ve terminal binalarının ihalesinin yapıldığını ifade ederek, havaalanının çok daha modern olacağını söyledi.
Birilerinin 'Artık biz Başbakandan müjde beklemiyoruz' dediklerini anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ben zaten size müjde vermek için gelmiyorum. Diyarbakır'daki kardeşlerime müjde için geliyorum. Kaldı ki biz sipariş üzerine iş yapmayız. Biz görevimizi biliyoruz. Görevimizin gereği neyse onu yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Onlar çözümü engellemek için daha fazla şiddete başvurdular, biz daha fazla demokratikleşme reformu yaptık. Onların yasakladıklarını biz özgürlüğe kavuşturduk. Onlar şiddeti tırmandırdılar, biz güvenlikte hakkı, hukuku, demokrasiyi, insan haklarını daha da güçlendirdik. Onlar, yani terör örgütü ve uzantısı, maalesef malum parti BDP bu coğrafyanın CHP'si olmak için ellerinden geleni yaptılar. Biz CHP'nin baskılarını da bunların baskısını da tek tek ortadan kaldırdık."
Erdoğan, son 5 yıl içerisinde 197 sivilin, bu işlerle alakası olmayan vatandaşın terörden hayatını kaybettiğini hatırlatarak, "Bunlardan 12 tanesi kadın. Bunlardan 6 tanesi çocuk ve bebek. Sadece son 5 yıl içerisinde bin 265 sivil masum vatandaşımız yaralandı. Bir kısmı sakat kaldı. Ankara Ulus'ta canlı bomba eyleminde evinde gitmek için otobüs bekleyen, alışveriş yapan 9 masum insanımız hayatını kaybetti. Diyarbakır'da dershane önünde bomba patlattılar. Çoğu öğrenci 7 yavrumuz vefat etti. Sason'da bir minibüsün içinde 4 vatandaşımızı kaybettik. İstanbul Güngören'de 17, Ankara Kumrular Sokak'ta 5 kardeşimizi yitirdik" dedi.
Siirt'te bir araba içinde 4 kadının üzerinden 100'den fazla mermi çıktığını anımsatan Erdoğan, "Batman'da hamile Mizgin Doru'yu hayalleriyle, karnında doğmamış bebeğiyle katlettiler. Bingöl'de yavrusunun elinden tutmuş alışveriş yapan Hatice Belgin kardeşimizin canlı bombanın üzerine kapaklanarak can verdiğini biliyoruz. Belki de o anda onlarca canı kurtardı Hatice kardeşimiz" ifadelerini kullandı.
-CHP Kürt meselesinin kaynağı, BDP Kürt meselesinin istismarcısı-
Erdoğan, terör örgütünün kendi yöneticilerini de acımasızca katlettiğini ve daha sonra da adlarını bir yere verdiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürü:
"Kız demeden, kadın demeden, çocuk demeden, ellerine silah verdikleri teröristleri, sonra kendi elleriyle infaz ettiler. Bu mudur hak mücadelesi- Bu mudur özgürlük mücadelesi- Terör benim Kürt kardeşime acıdan, gözyaşından, ağıttan başka ne verdi- Benim Kürt kardeşimden oy aldılar. Ama karşılığında Meclis'te olsun, belediyelerde olsun ne verdiler- İşte Diyarbakır ortada. Diyarbakır'ın belediye olarak verdiği hizmeti sizler benden çok daha iyi biliyorsunuz.
Ben belediyle başkanlığından gelmiş bir insanım. Bir belediye başkanın neler yapması gerektiğini gayet iyi bilirim. Bütün bu meselelerde çözümün bir parçası olmak yerine gittiler, şiddeti özendirdiler, şiddeti teşvik ettiler. Adeta kanı yücelten bir tavır izlediler."
12 Eylül halk oylaması öncesinde BDP ile CHP'nin aynı safta buluştuğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, "İkisinin ortak yanı şu; CHP Kürt meselesinin kaynağı, BDP Kürt meselesinin istismarcısı. Bunlar bu bölgeye de bu ülkeye de hiçbir şey kazandırma niyetinde değiller. CHP nasıl olsa sık sık kurultay yapıyor. Bazen iki gün üst üste kurultay yapıyor. Bir kurultay daha yapsınlar, BDP ile birleşsinler. Nasıl olsa BDP bu coğrafyanın CHP'si olmak için emin adımlarla ilerliyor. Birleşsinler ikisi de özlerine dönsün" diye konuştu.
-"Arkadaşlarıma 'verin randevuyu gelsinler, görüşelim' dedim"-
Başbakan Erdoğan, CHP'nin 10 madde ile terör sorunun çözeceğini iddia ettiğini ve kendisinden de randevu talebinde bulunduklarını kaydederek,
"Arkadaşlarıma 'verin randevuyu gelsinler, görüşelim' dedim. Siz daha önce neredeydiniz- Biz sizin kapınızı çaldığımızda, arkadaşlarım ziyarete geldiğinde neredeydiniz- Gelin şu meseleyi hep birlikte çözelim dediğimizde neredeydiniz. Biz bugün de bu meselenin çözümü için ortak hareket etmekten kaçınmayız. Ama CHP'nin genel başkanı önce gitsin, güneydoğu illerinin hangileri olduğunu öğrensin" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na haritaya bakması ve Mersin'in nerede olduğunu öğrenmesi tavsiyesinde bulunan Erdoğan, "Hazreti Ali Keremallahu Veche diyeceği yerde, İmam Hazreti Ali diyeceği yerde, 'büyük İslam düşünürü Ali' diyenle hangi yola çıkılır. Ne çözülür- Soruyorum sizlere-" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, idare-i maslahata sığınmadıklarına dikkati çekerek, "Böyle gelmiş, böyle gider demedik. Arı kovanına çomak soktuk. Tıkır tıkır işleyen terör sistemine uyuşturucu pazarına, can alınıp can satılan insan pazarına biz çomak soktuk. Dicle ile Fırat nasıl birbirine akıyorsa, anaların gözyaşı da bizim yüreğimize, ciğerimize akıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Her şeyi çözdükleri iddiasında olmadıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, sorunların hala var olduğunu bildiklerini söyledi.
-"Zihinlerinize ipotek konulmasına asla izin vermeyin"-
Görevde oldukları süre içerisinde pek çok sorunu birlikte çözdüklerini bildiren Erdoğan, "Birbirimize inandığımız, güvendiğimiz sürece de hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar yine birlikte çözmeye devam edeceğiz. 10 yıl önce hayal olanlar bugün gerçeğe dönüştü. Bugün hayal gibi görünenler de Allah'ın izniyle 10 yıl sonra gerçeğe dönüşecek" dedi.
Süreçte kimin samimi, kimin yapay olduğuna halkın karar vereceğine vurgu yapan Erdoğan, "Kimin istismar peşinde, kimin çözüm peşinde olduğuna siz karar vereceksiniz. Bu çözüm mücadelesinde biz varız. Zihinlerinize ipotek konulmasına asla izin vermeyin. İstismar siyasetine ve istismarcı siyasetçilere asla pirim vermeyin. Dağdaki gençleri teşvik eden, dağa çıkmayı teşvik eden, adeta gençlerin kanı üzerinden istismar siyaseti yapanlara, onların propagandasına aldanmayın" uyarısında bulundu.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Benim Kürt kökenli kardeşlerim üzerinden operasyon yapmaya çalışanlara, aldatmaya, kandırmaya, yanıltmaya çalışanlara lütfen aldanmayın, inanmayın. Şunu da burada altını çizerek özellikle söylüyorum. Bizim dönemimizde hiçbir şey karanlıkta kalmaz, kalmayacak. Biz zihinlerde şüphe, tereddüt bırakmadık, bırakmayacağız. Biz hiçbir şeyin üzerini örtmeyiz, örtülmesine de izin vermeyiz. Dedikoduların, yalan yanlış haberlerin, özellikle de istismar siyasetinin aramıza girmesine müsaade etmeyin. Bunlar çözüm sürecini sabote etme girişimleridir. Bunlar başladığımız kararlılıkla yürüdüğümüz yolda bizi engelleme çabalarıdır. Bu ulusal ve uluslararası komplolara asla aldanmayın."
Türkiye'nin artık kaybetmeye tahammülü olmadığını söyleyen Erdoğan, "Benim Kürt kökenli kardeşimin kaybetmeye tahammülü yok. Güneydoğu'da işsizlik fazla değil mi- En büyük teşviki bu bölgeye verdik neden, yatırım yapılsın diye. Şiddetin egemen olmasına, istismarcıların kazanmasına hep birlikte karşı çıkacağız, çözümü sabote etmek isteyenlere hep birlikte karşı duracağız. Bir tek geri adım atmadan, sürekli ileri gidecek, Allah'ın izniyle birlikte çok daha güzel günler göreceğiz" dedi.
- DİYARBAKIR



























