Haberler

Ökk'deki Darbe Girişimi Davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirme teşebbüsüyle ilgili davada savunma yapan sanıklar eski astsubaylar Yakup Akkuş ve Yalçın Damar, darbe girişiminin hazırlıklarında yer...

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Gölbaşı'nda bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığını (ÖKK) ele geçirme teşebbüsüyle ilgili davada savunma yapan sanıklar eski astsubaylar Yakup Akkuş ve Yalçın Damar, darbe girişiminin hazırlıklarında yer aldıkları suçlamasını kabul etmedi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Yakup Akkuş, darbe girişimi öncesinde, hafta sonu Eskişehir'deki düğüne gitmek için amirlerinden izin aldığını söyledi.

O gün görüştüğü bir arkadaşının, sanıklardan eski üsteğmen Sezgin Güney'in akşam yemek vereceğini söylediğini, bunun üzerine akşam Güney'in evine gittiklerini, evde bulunanlar arasında bazı sanıkların da yer aldığını belirten Akkuş, şunları kaydetti:

"Yemekte kurs anılarından, meslek hayatından konuştuk. Lavabodan çıkınca arkadaşların ayakta olduğunu gördüm. Ne olduğunu sorunca Serkan Coşkun, KOH tatbikatı olduğunu, çıkacağımızı söyledi. Tatbikat yeri olarak Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayına gittik. Silah ve teçhizatı alırken bize terör tehdidi dolayısıyla ÖKK'ya gitmemiz söylendi. Hızlı şekilde kışlaya döndük. Nöbetçi heyetin kontrolü ve Volkan Bal ve Ahmet Karaaslan eşliğinde karargaha gittik. Bize nizamiyenin emniyete alınması için takviye görevi verildiği, içeri kimsenin alınmayacağı söylendi. Yolun ilk kontrol noktasında bir grubun toplandığı bilgisi verildi. Gelen gruba yaklaşmamaları yüksek sesle ifade edildi. Bir süre sonra silah sesi geldiğini duydum. Toplananlar nedeniyle havaya uyarı atışı yapıldı."

Akkuş, ne amaçla geldiklerini anlamadıkları için savunma pozisyonunu koruduklarını, bir ara toplananlar arasında bir askerin olduğunun söylendiğini ifade etti.

Ateşkes sesini duyana, hava aydınlanana kadar beklemeye devam ettiğini vurgulayan Akkuş, uyarı amacıyla dahi ateş etmediğini, nizamiye bölgesinden ayrılmadığını bildirdi.

Darbe girişiminin bastırılmasına ilişkin "Türk halkı bir daha kahramanlığını, birliğini, beraberliğini dünyaya göstermiştir." diyen Akkuş, "Sağlık astsubayıyım. Darbe için hazırlık yapmış olsam, sıhhiye malzemesi bulundurmam gerekirdi. Kendi birliğimin emniyetini alıp, emir komuta içinde hareket ettim, suç işlemedim. 'Şucu ya da bucu' değilim. Evden işe, işten eve giden bir askerim. FETÖ/PDY ile bağlantım yok. Okullarına gitmedim, yurtlarında kalmadım, Bank Asyada param olmadı, ByLock kullanmadım." diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Fahrettin Yıldız'ın, "Hazırlık ifadende, 'FETÖ/PDY mensuplarıyla ara sıra görüşür, videolarını izlerdim.' demişsin." yönündeki hatırlatması üzerine, Akkuş, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığındaki ifadeyi tehdit altında verdiğini savunarak, kabul etmedi.

Sanık Damar'ın savunması

Sanık Yalçın Damar da olay tarihinde silah teknisyeni olarak görev yaptığını belirtti.

FETÖ/PDY ve 15 Temmuz'daki hain saldırılarla hiçbir ilgi ve alakasının olmadığını öne süren Damar, 8 Temmuz'dan itibaren yaz iznine çıktığını, bir süre Bursa'da kaldıktan sonra Ankara'ya döndüğünü, olay günü de işinin başında olmadığını anlattı.

Olay günü akşam saatlerinde Üstçavuş Halil İbrahim Karabal'ın kendisini arayarak, "Ankara'ya gelmişsin. Saat 20.00'de Rıdvan Ege Hastanesinin önünde buluşalım." dediğini aktaran Damar, "Amacının ne olduğunu bilmediğim ve Ankara'ya geldiğimi bildiği için ne olduğunu anlamak maksadıyla söylediği saatte buluşmak istediği yere gittim" ifadesini kullandı.

Hastane önünde beklerken, Karabal'ın bir otomobille geldiğini, araçtan inmeden kendisini takip etmesini istediğini dile getiren Damar, aracın Milli Savunma Bakanlığı Oran Lojmanlarına doğru gittiğini kaydetti. Burada sanıklardan Sezgin Güney'in elinde bir liste olduğunu belirten Damar, "Halil İbrahim astsubaya dönerek, ne olduğunu, beni neden çağırdığını sorduğumda, cevaplamak yerine, sorularıma alakasız ve tutarsız cevaplar verdi. İşim olduğunu bahane ederek oradan ayrıldım, evime gittim." dedi.

Evinde bir saat sonra Boğaziçi Köprüsünün TSK içinde bir grup personel tarafından kesildiğini televizyondan izlediğini ve kalkışmayı öğrendiğine işaret eden Damar, bu sıralarda Polis Özel Harekat Daire Başkanlığının bahçesinde patlama olduğunu dile getirdi.

Bunun üzerine "Karabal ve Güney'in maksatlarının darbe olduğunu anladığı"nı söyleyen Damar, zarar görmemeleri için eşi ve çocuğunu apar topar Bursa'ya götürdüğünü bildirdi.

Damar, "Örgütün gün yüzüne çıkması için benle irtibata geçenleri ihbar ettiğim halde darbeci damgası yedim. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum." şeklindeki görüşünü paylaştı.

Yalçın Damar, "FETÖ ile ilk temasının İnegöl Lisesi'nde olduğu, evlerde dini sohbetler yaptıkları, 2011'de Ağrı Doğubeyazıt'a tayin olunca, FETÖ mensubu abinin isteği doğrultusunda İlker Ceylan ve Mustafa Uçar ile aynı evde kaldığı" yönündeki beyanları bulunan savcılık ifadesini, "Ben, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermedim" diyerek reddetti.

Kaynak: AA / Güncel

Volkan Bal Eskişehir Akkuş Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title