Haberler

"Veto Hakkı Bulunan 6.Ülke Olmalıyız"

Güncelleme:

Asiad Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran, Türkiye'nin BM'de veto hakkı bulunan 6. ülke olması gerektiğini söyledi.

Asiad Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran, KOBİ Menkul Kıymetler Borsası kurulması gerektiğini ifade ederek, 'Bugün 1993 yılında kurulan Londra AIM Borsası, 3.300 şirkete 100 milyar dolar finansman sağlıyorsa, Türkiye'de neden bu yolu seçmesin" diye sordu. Başaran ayrıca Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'de veto hakkı bulunan 6. ülke olması gerektiğini söyledi.

ASİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Hayri KAYA ise Türkiye ekonomisinin, son sekiz yılda gösterdiği üstün performans ve yakalanan yüksek büyüme rakamlarını, 2002 yılından bu yana sürdürülen reformlarla desteklenen tutarlı bir finans politikalarına borçlu olduğunu ifade etti.

KOBİ Menkul Kıymetler Borsası Kurulsun

Türkiye'deki KOBİ'lerin probleminin aile şirketi olması olduğunu belirten Başaran, KOBİ'lerin ıslah edilmesini ve kurumsallaşmasını tavsiye etti. KOBİ'lerin ekonomik sıkıntılardan kurtulması için en az 1000 firmanın üye olacağı ve girişi kolay olan bir İstanbul KOBİ Menkul Kıymetler Borsası'nın kurulması gerektiğine işaret eden Başaran, bu şekilde KOBİ'lere finansman sağlanabileceğini kaydetti. Başaran şöyle devam etti:

'Şu anda Türkiye'de halen bankacılık ağırlıklı bir sistem kendisini hissettiriyor. Önümüzdeki dönemde Sermaye piyasası kanunu süratle çıkartılmalı özellikle yatırım yapılabilir ülke kategorisine geçildikten sonra ortaklık sistemine Türkiye'nin sıçrama döneminde en önemli rol verilmelidir.

Londra ve İtalya'da kurulan AIM (Alternatif Yatırım Piyasaları) borsasına benzer, Marmara Bölgesi içinde finans merkezinde yer alması sağlanacak, KOBİ Borsası yeni dönemde şirketler üzerindeki faiz yüklerini azaltacak ve yenilikçi şirketler almak isteyen şirket avcılarının Türkiye'ye akmasını sağlayarak müthiş bir sermaye sağlayacaktır.

Bu gün 1993 yılında kurulan Londra AIM Borsası, 3.300 şirkete 100 milyar dolar finansman sağlıyorsa, Türkiye'de neden bu yolu seçmesin??

Türkiye BM'de Veto Hakkı Bulunan 6. Ülke Olmalıdır

Başaran, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler'de (BM) Türk ve İslam Dünyasını temsilen çok daha güçlü bir projeksiyona sahip olması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin BM'de veto hakkı bulunan altıncı büyük ülke olması gerektiğini vurgulayan Başaran şöyle konuştu:

'Biliyorsunuz ki Birleşmiş Milletler Konseyi'nin 5 daimi üyesi; ABD, SSCB, Çin, Fransa ve İngiltere'nin veto hakkı bulunmaktadır. Bu ülkelerden SSCB dağılmış ve yerine Bağımsız Devletler Topluluğu kurulmuştur. Çin'de ise Doğu Türkistan Özerk Cumhuriyeti vardır ve bu ülkenin sorunları BM'de veto edilmektedir. SSCB'nin dağılmasının ardından kurulan Türki Cumhuriyetler de, Türkiye gibi ayrı ayrı BM'ye üye olmuşlardır. Ancak görülüyor ki, sayısı Hıristiyan Dünyasından çok daha fazla olan Türk ve İslam dünyası ülkeleri BM'de güçlü şekilde temsil edilememektedir.

Türkiye, nüfusu milyarları aşan Türk ve İslam dünyasının, BM Konseyinde etkin olarak temsil edilebilmesi için çalışmalar yapmalıdır. Çeşitli dönemlerde BM'de alınan görevler yeterli değildir. Türkiye, veto hakkı bulunan ülkeler arasında yer almalıdır. Bu amacına ulaşması için gerekli bütün siyasi ve ekonomik adımların atılması gerektiğini düşünüyor, 2023 hedefinde Türkiye'nin BM'nin 6. veto hakkı bulunan ülkesi olması projesinin ciddiyetle ele alınması gerektiğine inanıyoruz.?

Başaran ayrıca Türkiye'nin uçak gemisi sahibi bir ülke olması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin bölgesinde söz sahibi bir güç olarak, her geçen gün itibar kazandığını ifade eden ASİAD Genel Başkanı Başaran, bölgenin barış ve huzuru için Türkiye'nin kendisine ait bir uçak gemisinin olması gerektiğini belirtti. Başaran şunları kaydetti:

'Türkiye'nin Ortadoğu ve Avrasya coğrafyasında bir sulh adası ve süper güç olabilmesi için uçak gemisi alma veya yapma projesinin olması gerekmektedir. Türkiye'nin bölgenin istikrarının koruyabilmesi adına uçak gemisi projesinin çok önemli olduğunu düşünmekteyiz.'

Çift Katlı Yollar ve İstanbul'a Teleferik Projesi

ASİAD Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran, İstanbul'un trafik sorununa ilişkin de çeşitli önerilerde bulundu. Yolların çift katlı hale getirilmesi gerektiğini belirten Başaran, İstanbul'da trafiğin ancak bu şekilde rahatlatılabileceğini söyledi. Başaran şöyle konuştu:

'3 değil, 33 köprü de yapılsa İstanbul'un trafiği çözülemez. Çözüm, mevcut yolları çift katlı hale getirmektir. Dünyada bazı şehirlerde, kısa mesafeli olmak üzere bunun örnekleri mevcuttur. Biz bu örnekleri nasıl daha da geliştirebiliriz, nasıl daha uzun mesafeli yollar yapabiliriz, bunu araştırmak lazım. Bu projemizi özellikle şehir plancıları çok beğendiler ve yapılabilir, uygulanabilir olarak gördüler. İstanbul'daki trafik sorununun ana kaynağı, uzak mesafeye de yakın mesafeye de giden araçların aynı yol üzerinde seyretmeleridir. Bu sıkışıklığı ancak çok katlı yollar ile aşabiliriz. Bize göre çözüm, trafiği şehrin dışına taşımak değil, şehrin içindeki mevcut yolları çok katlı hale getirmektir.'

İstanbul'a Teleferik Projesi'ni ilk kez Büyükşehir Belediyesi'ne Doppelmayr firmasından yetkililerle ASİAD'ın sunduğunu hatırlatan Başaran, projenin gerçekleşmesi halinde İstanbul'a büyük prestij sağlayacağını söyledi. Teleferikle araç da taşınabildiğinin altını çizen Başaran, araç taşıma sisteminin Boğaz'da uygulanamayacağını fakat Haliç gibi yerlerde kolaylıkla faaliyete geçirilebileceğini ifade etti. Başaran sözlerine şöyle devam etti:

'Proje, kentin bir yakasından diğer yakaya 35'er kişilik kabinlerde 4 dakikada geçmeyi sağlayan yaklaşık 30 milyon Euro maliyetli bir projedir. Bu proje ile aynı zamanda araçlar da taşınabilmektedir. Zincirlikuyu - Çamlıca arasında uygulanabilecek bu proje ile saatte yaklaşık 10 bin yolcuya hizmet verebilir. Aynı zamanda turistik amaçlı olarak da kullanılabilecektir. Çok sıra dışı bir proje olduğu sanılabilir fakat bir uygulaması çok yakın bir zamanda Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Başkenti Abu Dabi'de uygulamaya konuyor. Teleferikle araç taşıma projesini, trafiğin çok yoğun olmadığı Yalova ve Çanakkale güzergahlarında da uygulamak mümkündür. Bu istikametlerde yapılacak köprüler yerine, maliyeti çok daha düşük olan bu sistemin daha verimli olacağına inanıyoruz.'

Diğer Projeler

ASİAD Genel Başkanı Ömer Faruk Başaran, ASİAD'ın Türkiye ve İstanbul için önerdiği çeşitli projeleri de şöyle sıraladı:

Disneyland benzeri fakat Disneyland olmayan bir Türk Kültür Parkı Projesi sunduklarını ifade eden Başaran projeyle ilgili şunları kaydetti:

'Biz, 'Disneyland' istemiyoruz. Biz, Türklerin tarih sahnesine çıkışlarından günümüze kadar olan süreci, eğlence, sanat, bilim, eğitim ve ekonomiyle destekleyecek bir kültür parkı inşa edilmesini istiyoruz. Bu parkın içinde Dede Korkutlar, Nasrettin Hocalar, Mevlanalar, Ferhat ile Şirinler olmalı. Bu park, tıpkı İstanbul'daki 'Miniatürk' gibi Türk Tarihi'nin önemli aşama ve yıllarını içinde barındırmalı, o çağları günümüz insanına yansıtmalı. Orhun Anıtları, Malazgirt Muharebesi, Lale Devri, İstanbul'un Fethi, Cumhuriyet'in İlanı gibi birçok önemli hadise bu parkta yeniden hayat bulmalıdır.?

Dünyanın en güzel şehri İstanbul'un seyri için London Eye'ın bir benzerinin İstanbul Eye olarak yapılabileceğini de kaydeden Başaran, 'ayrıca şehrin değişik noktalarında Seyir Kuleleri inşa edilerek, turistlerin şehri daha iyi görmeleri sağlanabilir' dedi.

Türkiye, Yükselen Ekonomi Haline Geldi

ASİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Hayri Kaya, 'Türkiye Ekonomisine Genel Bakış' konulu açıklamasında, Türkiye'nin, kısa bir sürede sergilediği üstün performans sayesinde, küresel ölçekte sıra dışı bir 'yükselen ekonomi' haline geldiğini, satın alma gücü paritesine göre GSYİH sıralamasında, 2010 yılında AB üyesi ülkelerle kıyaslandığında 6. büyük ekonomi, dünyanın ise 16. büyük ekonomisi konumuna yükseldiğini kaydederek, OECD tahminlerine göre Türkiye'nin, 2011-2017 döneminde yıllık ortalama % 6,7 büyüme oranıyla OECD'ye üye ülkeler arasındaki en hızlı büyüyen ekonomi olacağını söyledi.

2012 Yılı Ekonomik büyüme oranının % 3.2'ye revize edildiğini hatırlatan Kaya, dolayısıyla ekonomide bir panik atak yaşandığını söyledi. Türkiye'nin borçlarını rahatça yönetebilen bir ülke olduğunu kaydeden Kaya, özel sektörün de borçlarını yönetebilmesi için gerekli önlemlerin alınması gerektiğine işaret etti.

2013'te Ne Yapmalı?

'Makro ekonomik anlamda küresel ekonomiye uyum sağlayan yapısal reformlar, bir yandan Türkiye'yi doğrudan yabancı yatırım (DYY) rakamlarında bölgesinin lideri yaparken, bir yandan da ekonomi ve finans sektöründe yeniliklerin önünü açmıştır' diyen ASİAD YİK Başkanı Hayri Kaya, 2013'te Ne Yapmalı sorusuna da yanıt verdi. Kaya, şunları ifade etti:

İç piyasa daralmasına karşılık, yeni pazarlara yönelerek, riskleri azaltılmalı.

Türkiye ekonomisi dış talebe dayalı olarak büyüyor, dolayısıyla istikrarlı olarak ihracat arttırılmalı.

Öz kaynak kullanımı arttırılmalı.

Ar-Ge ve Yatırım Teşvikleri arttırılmalı ve Rekabetçilik geliştirilmeli.

İstihdam Vergilerinin iyileştirilmeli.

Personel Tazminatlarının karşılanması için uygun fonlar kurulmalı.

Enerji maliyetlerinin azaltılmalı.

(Tür: İstanbul)

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Birleşmiş Milletler Faruk Başaran İstanbul Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title