Özel İtalyan Lisesi Öğretmenleri: Eğitimin Aksamasını Değil Hakkımızı İstiyoruz

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Tez-Koop-İş sendikası üyesi öğretmenler Özel İtalyan Lisesi önünde bir açıklama yaparak "Gelinen noktada, yasal grev süreci artık kaçınılmaz bir aşamaya evrilmiştir. Bizim itirazımız, İtalyan öğretmenlerin aldığı ücretlere değildir. Bizim asıl sorguladığımız ve cevabını aradığımız gerçek şudur: Türk öğretmenler neden bu denli düşük ücretlere mahkûm edilmektedir? Velilerimizin haklı endişesini anlıyoruz. Biz sendika olarak; çatışma, kaos veya eğitimin aksamasını asla istemiyoruz. Bizim tek amacımız, hayatın gerçeklerine uygun bir uzlaşıyla masadan kalkmak ve öğretmenlerimizin tüm enerjilerini sınıflarına vermesidir" dedi.

(İSTANBUL) Tez-Koop-İş sendikası üyesi öğretmenler Özel İtalyan Lisesi önünde bir açıklama yaparak "Gelinen noktada, yasal grev süreci artık kaçınılmaz bir aşamaya evrilmiştir. Bizim itirazımız, İtalyan öğretmenlerin aldığı ücretlere değildir. Bizim asıl sorguladığımız ve cevabını aradığımız gerçek şudur: Türk öğretmenler neden bu denli düşük ücretlere mahküm edilmektedir? Velilerimizin haklı endişesini anlıyoruz. Biz sendika olarak; çatışma, kaos veya eğitimin aksamasını asla istemiyoruz. Bizim tek amacımız, hayatın gerçeklerine uygun bir uzlaşıyla masadan kalkmak ve öğretmenlerimizin tüm enerjilerini sınıflarına vermesidir" dedi.

Eşit işe eşit ücret talebiyle bir süredir eylem yapan Tez-Koop-İş sendikası üyesi öğretmenler Özel İtalyan Lisesi önünde bir açıklama yaptı. Grev aşamasına geldiklerini belirten öğretmenler, "Bizim itirazımız, İtalyan öğretmenlerin aldığı ücretlere değildir. Bizim asıl sorguladığımız ve cevabını aradığımız gerçek şudur: Türk öğretmenler neden bu denli düşük ücretlere mahküm edilmektedir? Velilerimizin haklı endişesini anlıyoruz. Biz sendika olarak; çatışma, kaos veya eğitimin aksamasını asla istemiyoruz. Bizim tek amacımız, hayatın gerçeklerine uygun bir uzlaşıyla masadan kalkmak ve öğretmenlerimizin tüm enerjilerini sınıflarına vermesidir" dedi.

"Kamuoyu, Özel İtalyan Lisesi'nde Türk öğretmenlerin maruz kaldığı ağır çifte standardı ve adaletsizliği, daha önce yaptığımız açıklamalarla net bir şekilde görmüş ve öğrenmiştir. Artık sözün bittiği, somut adımların atılması gereken yerdeyiz. Bizler, Türk öğretmenlerin karşı karşıya kaldığı bu ayrımcı tablonun derhal son bulmasını; öğretmenlerimizin hak ettikleri insani ve mesleki şartların bir an önce sağlanmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullanan öğretmenler şunları söyledi:

"Bu ayrımcılığın sebebi, öğretmenlerimizin Türk olması mıdır?"

"'Aynı okul iki farklı dünya' uygulamasına son verilmesini istiyoruz. Türk öğretmenler İtalyan öğretmenlerle aynı koridorları paylaşıyor, aynı sınıflara giriyor ancak daha düşük statü altında çalışıyor. Kurumlarda ücret farklılıklarının olması doğaldır; makul sınırlar içinde kaldığı sürece buna saygı duyarız. Ancak bugün karşı karşıya olduğumuz tablo, tam 6 katlık bir uçurumu işaret etmektedir. Bu denli büyük bir farkı hiçbir teknik gerekçeyle açıklayamaz, hiçbir vicdani izahla temellendiremezsiniz. Hiçbir açıklama, 6 kat farkı izah edemez, hiçbir açıklama, omuzlarımıza yüklenen daha fazla ders yükünü haklı çıkaramaz, hiçbir açıklama, dayatılan çalışma koşullarını meşrulaştıramaz, hiçbir açıklama, kendi ülkemizde reva görülen daha düşük statüyü açıklayamaz. O halde soruyoruz! Bu ayrımcılığın sebebi, öğretmenlerimizin Türk olması mıdır?"

Bizim itirazımız, İtalyan öğretmenlerin aldığı ücretlere değildir. Bizim asıl sorguladığımız ve cevabını aradığımız gerçek şudur: Türk öğretmenler neden bu denli düşük ücretlere mahküm edilmektedir?" sorusunu da yönelten öğretmenler şöyle devam etti:

"Yoksulluk sınırının altında çalışmayı reddediyoruz"

"Mevcut adaletsizlik tablosu yalnızca ücretlerle sınırlı değildir. Ders yükleri ve çalışma koşullarında da derin bir çifte standart bulunmaktadır. Öyle ki; meslektaşının yerine derse giren bir Türk öğretmen ek ödemeden mahrum bırakılırken, aynı görevi yapan İtalyan öğretmen emeğinin karşılığını alabilmektedir. Üstelik Türk öğretmenlerimiz, çok daha ağır ders yüklerine ve ek nöbet görevlerine tabi tutulmaktadır.

Peki biz ne istiyoruz? Tez-Koop-İş Sendikası olarak talebimiz açık ve nettir: Türk öğretmenlerin ücretlerinde; ülkemizde faaliyet gösteren eşdeğer yabancı okullardaki ücret standartları emsal alınmalıdır. Ayrımcı çalışma modelinin terk edilip, eşit işe eşit ücret istiyoruz. Yoksulluk sınırının altında çalışmayı reddediyoruz. Nitelikli eğitimin sürdürülebilmesi için, Türk öğretmenlere hak ettikleri ücretin verilmesini istiyoruz. İnsana yakışır, ekonomik ve sosyal haklara sahip olmak istiyoruz.

"Bu adaletsizliği ortadan kaldırılması gerekiyor"

İtalyan Lisesi'nde görev yapan Türk öğretmenlerimizin bugün içine itildiği bu durum, elbette bir gecede ortaya çıkmamıştır. Okul yönetimi, özellikle son yıllarda sistematik bir şekilde, Türk öğretmenlere yönelik düşük ücret politikasını adım adım adaletsiz bir noktaya taşımıştır. Tartışılmaz bir mesleki kariyere, yüksek entelektüel birikime ve üstün meslek ahlakına sahip olan ve titizlikle bu göreve seçilen Türk öğretmenlerimiz, kendilerine reva görülen bu muameleyi asla hak etmemektedir. Artık bu adaletsizliği ortadan kaldırılması gerekiyor. Buradan Milli Eğitim Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerine açık çağrıda bulunuyoruz: Devletimizin ilgili makamlarından beklentimiz; Türk öğretmenlerin sahipsiz olmadığını hissettirmeleri, mesleki onurlarını ve saygınlıklarını koruyacak iradeyi net bir şekilde ortaya koymalarıdır. Bu mağduriyetin giderilmesi ve okulda yaşanan hak ihlallerinin son bulması için yetkilileri ivedilikle göreve davet ediyoruz"

Okul yönetiminin en son getirdiği teklifinin; 2025 yılı için %0, 2026 yılı için %15, 2027 yılı için %0 teklifi olduğunu da belirten öğretmenler açıklamalarında şu noktalara dikkat çekti:

"Gelinen noktada, yasal grev süreci artık kaçınılmaz bir aşamaya evrilmiştir"

"Mevcut ekonomik koşullarda bu teklifi kabul etmemiz mümkün değildi. Gelinen son aşamada, arabuluculuk sürecinde de bir anlaşma sağlanamamıştır. Bizler son görüşmemizde de ifade ettiğimiz üzere, müzakere masasında yapıcı tavrımızı sonuna kadar koruduk. Şunun özellikle bilinmesini isteriz: Öğretmenlerimizin en büyük arzusu, tüm enerjileriyle sınıflarında olmak ve öğrencileriyle buluşmaktır. Sınıfların boş kalması, bizim asla tercih ettiğimiz bir durum değildir. Ancak eğitim ve öğretim faaliyetlerinin sürdürülebilirliği, tek taraflı bir fedakarlıkla değil, adil bir yönetim anlayışıyla mümkündür. Bu sürecin sağlıklı ilerlemesi ve eğitim faaliyetlerinin aksamaması konusundaki asıl sorumluluk okul yönetimine aittir. Öğrencilerimizin eğitimden mahrum kalmaması adına makul bir uzlaşma zeminini yaratmak yönetimin asli görevidir. Gelinen noktada, yasal grev süreci artık kaçınılmaz bir aşamaya evrilmiştir. Çözüme dair sergilediğimiz tüm yapıcı yaklaşımların karşılıksız kalması nedeniyle; grev kararı bizler için bir tercih olmaktan çıkmış, ertelenemez bir zorunluluk halini almıştır.

"Öğretmene yapılmayan yatırım, nereye yapılmaktadır?"

Velilerimizin haklı endişesini anlıyoruz. Biz sendika olarak; çatışma, kaos veya eğitimin aksamasını asla istemiyoruz. Bizim tek amacımız, hayatın gerçeklerine uygun bir uzlaşıyla masadan kalkmak ve öğretmenlerimizin tüm enerjilerini sınıflarına vermesidir. Okulu en temelde var eden öğrenci ise veli de bu eğitimin vazgeçilmez paydaşı, yapıyı ayakta tutan irade, akademik mirasın teminatıdır. Velilerimizin taraf olması gereken konu yönetimden 'çözüm' istemek olmalıdır. Çocuklarını yüksek standartlarda eğitim umuduyla bu okula gönderen velilerden çözümü isteyen tarafta olmalarını bekliyoruz. Çocuklarınıza evrensel değerleri ve adaleti öğreten bir kurumun, kendi içinde böyle bir ayrımcılığı kurumsallaştırması kabul edilemez. Velilerimiz bu okulu yüksek okul ücretleri ile finanse etmektedir. Okul yönetimi son dört yılda okul ücretlerini euro bazında %300 artırırken, öğretmenlerin ücretlerini ise sadece %30 artırmıştır. Sormak en doğal hakkınızdır: Öğretmene yapılmayan yatırım, nereye yapılmaktadır?

Buradan bir çağrıyı okul yönetimine yapıyoruz: Gelin, bu yanlıştan yol yakınken dönün. İnatla sürdürülen bu uzlaşmaz tavır, sadece öğretmenlerimize değil, kurumun köklü geçmişine, öğrencilere ve velilere; kısacası eğitimin tüm paydaşlarına telafisi güç zararlar vermektedir.

Beklentimiz lütuf değil, bir hakkın teslimidir. Masaya, öğretmenlerimizin onurunu ve emeğini koruyan, akla, vicdana ve günün ekonomik gerçeklerine uygun, 'makul ve kabul edilebilir' bir çözüm önerisiyle gelin. Bu sorumluluğu alın ve bu sorunu köklü bir şekilde ortadan kaldırın"

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title