Haberler

    Cem Yılmaz bir uzaylı! Ozan Güven, Zafer Algöz, Nilperi Şahinkaya ve Can Yılmaz'la buluştuk

    Filmlerinizin adları '2 Arada' ve 'Kaçamak'. Siz hangisini daha çok sevdiniz?

    Filmlerinizin adları '2 Arada' ve 'Kaçamak'. Siz hangisini daha çok sevdiniz? Can Yılmaz : '2 Arada'yı daha çok sevdim. Cem'in (Yılmaz) dramatik işlerde de iyi olduğunu bir kere daha teyit etmiş olduk. Ozan Güven : İkisini ayırmıyorum. Filmler tamahkarlık üzerine bir şeyler anlatıyor. Hiçbir şeyin azı artık bize yetmiyor. Daha açgözlü olduk. "Kendimiz iyiysek diğerlerini boş ver" gibi bir ruh halimiz var.

    Sadece iki kadın oyuncu var. Testosteron yüklü bir set miydi?

    Can Yılmaz : Eskiden öyleydi. Artık yaşlar 50'ye yaklaştı.

    Nilperi Şahinkaya: Evet, biraz öyleydi (Gülüyor). Ama sorun değil, erkek muhabbetini de severim. Kendinizi bu kadar erkek oyuncu arasında yabancı hissettiğiniz oldu mu?

    Nilperi Şahinkaya: Hiç hissetmedim. Dediğim gibi, erkek dünyasını ve kadınlar kadar erkekleri de dinlemeyi severim. Ayrıca herkes çok centilmen olduğu için rahat ettim. Yeri gelmişken, Cem Yılmaz'ın kadını nasıl el üstünde tuttuğundan bahsetmek isterim. 'Kaçamak' filminde tek kadın karakteri canlandırıyorum. Bu karakter o kaotik, erkek egemen dünyada, tek kadın olarak anlamaya ve dinlemeye çalışıyor. Kadın için "Zayıf, duygusal" denir ama Cem Yılmaz kadının duygusal olduğu için derin düşünüp doğru kararlar verdiğini filmde çok güzel anlatıyor.

    'Ben çapkınım' diyen erkek aptaldır

    'Kaçamak'ta erkekler toplu halde çapkınlığa gidiyor. Cem Yılmaz yazarken sizin yaptığınız kaçamaklardan mı ilham aldı?

    Ozan Güven : Sen bu grubu ne zannediyorsun acaba? Yok sette testosteron var mı, yok bunlar sizin kaçamaklarınız mı? Hakan, seninle özel, çıplak bir röportaj yapmak istiyorum ben (Gülüyor).

    Zafer Algöz : Yıllar önce bir kere altı erkek toplanıp Yunan adalarına gittik. Hatta yanımızda Ozan Doğulu da vardı. Ama öyle bir şey yapmadık. Bir de toplumda tanınmış insanların bu tip işlere zıplaması tehlikeli ve riskli. Hangi çağda yaşıyoruz; artık herkes paparazzi. Katmandu'da bile zirvede bir kadınla romantik anlar yaşasan oraya bir Türk gelir, sen sonra istediğin kadar anlat.

    Peki en çapkınınız kim? Zafer Algöz : "Ben çapkınım" diyen erkek aptaldır. Çapkınlık gizli bir şeydir. Bu yüzden kim çapkın, kim değil bilemem! En komiği filme gitmeden ahkam kesenler Filmleri beğenenler kadar eleştirenler de oldu. Bu yorumlar sizi üzüyor mu?

    Can Yılmaz : Verdiğimiz emeğin farkındayız. Bunun fark edilmemesine üzülüyoruz.

    Zafer Algöz : "Abi ilk filmde hiç gülmedik, ikinci filmde az güldük" diyenler var. Kardeşim, biz "İki filmde de çok güleceksiniz" diye bir iddiayla çıkmadık. Bunlar birbirinden farklı iki sinema filmi. En komiği de filme gitmeden ahkam kesenler.

    Nasıl yani?

    Zafer Algöz : 'Arif V 216' oldukça pahalı ve çalışılmış bir prodüksiyondu. Ama mesela sinemada henüz 48 saniyelik tanıtımını gören biri, "Gördüğüm kadarıyla özensiz, sıradan bir senaryo" gibi eleştiriler yazmış. Can Yılmaz : Biri de "Pazar arkadaşlarla filme gideceğiz, bilet aldık ama tahmin ediyorum, berbat bir film" diye yazmış. Nereden biliyorsun? Ayrıca benim de kötü olduğunu tahmin ettiğim işler oluyor. Onlarla ilgilenmiyor ve yok sayıyorum. O zaman sen de ilgilenme.

    İnsanlar çok mutsuz, kimsenin de mutlu olmasını istemiyorlar

    Neden bu kadar acımasız olduk?

    Zafer Algöz : "İyi olan şeye zaten herkes iyi der, ben kötü diyeyim de fark edileyim" diye düşünüyor olabilirler. Bir de sosyal medyanın getirdiği rahatlık var. Karşına gelse iki cümle söyleyemeyecek adam, evde pijama altını giyip sana sosyal medyadan Allah ne verdiyse yazıp rahatlıyor. Nilperi Şahinkaya: Aslında belli bir kitle, hayatında bastırdığı ne varsa sosyal medyada kusup deşarj oluyor. İşi yapanı kafasında düşman olarak belirleyip tüm hırsını ondan alıyor. Bu insanlar için üzülüyorum.

    Bu olanlar üretim hevesinizi baltalıyor mu?

    Can Yılmaz : O zaman 'G.O.R.A.' filminden sonra bir şey yapmamamız, hatta Cem'in sahneyi bırakması lazımdı. Çünkü Cem'in Leman'da sahneye çıkmasının ikinci ayında gazetede, "Cem Yılmaz, sen bu kafayla gidersen iki-üç ay sonra silinir gidersin" demişlerdi. 'G.O.R.A.'yı yaptıktan sonra da bu filmin aldığının yüz katı kötü eleştiri almıştı. Ama vazgeçmek mümkün değil. Bir de, bizim filmlerimizin farklı bir kaderi var. Şu an beğenilen pek çok filmimiz vizyondayken kötü eleştiri alıyor. Hepsi televizyonda oynayıp kalabalıklara ulaştıktan sonra "Aa, ne güzel filmmiş" deniyor. O yüzden frene basmak yok, üretmeye devam. Zafer Algöz : Muhsin Ertuğrul demiş ki, "Seyircinin hükmü kesindir, temyize gitmez". Biz de işi seyirciye yapıyoruz. Aklı başında, sinemaya giden, biraz okur yazar olan insanların filmle ilgili yaptığı olumlu ya da olumsuz eleştiriler benim için değerli.

    Ozan Güven : Ben eleştirilere değil, insanların neden bu kadar kötü kalpli olduklarına takılıyorum. Bu sosyal bir sorun. Bir fotoğraf koyuyorsun, altına "Ara sıra gülün" yazıyor, "Tabii senin tuzun kuru" diyor. Gülmek parayla satın alınacak bir şey değil ki. Bu öfke, bu birbirine olan kin asıl sorun. Sebep ne sizce?

    Ozan Güven : İnsanlar çok mutsuz, kimsenin de mutlu olmasını istemiyorlar. Kendi bir şey üretmediği için üretene bir şey söylüyor, daha zeki görüneceklerini düşünüyorlar.

    Özür dileriz, daha uzun yıllar film yapmaya devam edeceğiz

    Et ve tırnak gibi hep bir arada mısınız?

    Can Yılmaz : Et ve tırnağız ama hep bir arada değiliz.

    Ozan Güven : Daha çok Can ve Zafer Abi birlikteler. Çünkü onların kitapları, gösterileri, şiir dinletileri, YouTube kanalları falan var; herhalde sabaha karşı da poğaça satıyorlardır! Zafer Algöz ve ben belli bir yaşa geldik. Bir kitap fazla yapsak, bir filmde fazladan rol alsak ne olur? Üretmenin kime ne zararı var? Ama artık uçurtma çıtası yapan adama bile kızılıyor. Sonra da "Bu memlekette neden bir şey üretmiyoruz" deniyor. Ama siz üreten herkese, her şeye kızıyorsunuz. Kitap yazıyorum, kızıyorsunuz; filmde oynuyorum, "Torpille oynuyorsun" diyerek yine kızıyorsunuz. Sebep Cem Yılmaz'ın abisi olmanız mı?

    Can Yılmaz : Ne yapabilirim; babamla anama kızın o zaman! Ayrıca ben Cem Yılmaz'ın abisi olarak negatif ne yaptım? Zafer Algöz: Çehov'un çok güzel bir lafı var: "Arkanızdan ileri geri konuşanlar varsa bu, onlardan önde olduğunuzu gösterir."

    Can Yılmaz : Ben önde olmak falan da istemiyorum; sadece iki kitap fazla yazmak, bunu yaptığım için de küfür yememek istiyorum. Bu kadar basit! Sizin aranıza girmek zor mu?

    Ozan Güven : Biz vakıf, oluşum ya da bir tarikat değiliz. Sinemayla uğraşan insanlarız. Peki artık klasik haline gelen "Yine aynı adamlar" eleştirisine ne diyorsunuz? Can Yılmaz : Dünyada çok sevilen filmlere bak, hep aynı adamlarla çekilmiştir. Ertem Eğilmez'in 20 filminde de Şener Şen, Adile Naşit, Ayşen Gruda, Münir Özkul var. Ozan Güven : Eskiden sosyal medya olsa Arzu Film'in filmleri ikiyi geçemezdi, hatta bugün Şener Şen yoktu. Can Yılmaz : Bir de, aynı adamlar dediğiniz kişilerin hepsi oyuncu. Biri nalbur, biri bakkal değil ki. Bu arkadaşlar oyunculuk yapmak üzere eğitim almışlar, bu yüzden filmlerde oynuyorlar; bundan daha doğal ne var... Şimdi bu masada röportaj kim yapar desek, sen yaparsın. Hatta sen son iki filmde röportajlarımızı yaptın. Sen de bir saçını falan değiştir o zaman. Bak, ne kadar mantıksız, gördün mü?

    Ozan Güven : Özür dileriz, daha uzun yıllar film yapmaya devam edeceğiz.

    'Karakomik Filmler'in '2 Arada' bölümünde, Harem-Sirkeci hattında çalışan bir arabalı feribotta garson olan Ayzek'in hikayesi anlatılıyor.

    Sadece biz varsak yazık bu kainata

    Filmlerinizde sık sık uzay temasını kullanıyorsunuz. Uzaylılara inanıyor musunuz?

    Can Yılmaz : İnanmamız lazım, sonsuzluktan bahsediyoruz. Sadece bizim olmamız bana doğru gelmiyor.

    Ozan Güven : Eğer sadece biz varsak zaten yazık bu kainata.

    Uzay, uzaylılar toplu halde ilgi duyduğunuz bir alan mı?

    Can Yılmaz : Toplu olarak ilgi duyduğumuz bir alan değil. Cem Yılmaz'ın bir ilgisi var. Bence Cem Yılmaz da bir uzaylı! Ozan Güven : Şu an sen kaşınıyorsun Can! Sonra başlıkta göreceksin bu lafını.

    Can Yılmaz : Bence Cem Yılmaz filmler falan yaparak insanları uzaylılara hazırlıyor! Ozan Güven : Siz ailece delisiniz o zaman (Gülüyor). Bak bunları söylerken şaka yaptığın belli oluyor ama yazıda öyle durmayacak. Can Yılmaz : Bazı bilgilerim de var ama burada paylaşmak istemiyorum!

    Filmde uzaylı üzerinden her şeye ne kadar önyargılı olduğumuzu görüyoruz...

    Nilperi Şahinkaya: Önyargı hep oldu, hep de olacak. Sektörde canlandırdığım ilk karakter Mesude, entrikacıydı. O yüzden seyirci beni yıllarca öyle bildi. Başka tarz roller gelmedi bile. Zamanla ve sosyal medyadaki paylaşımlarım sayesinde çoğunluk benim aslında bambaşka biri olduğumu anladı. Önyargılar zamanla yıkılıyor, zamana bırakıp sabırlı olmak lazım.

    Ozan Güven : Bir de insanlar sinirli, öfkeli. Bu ayyuka çıktı. Karşılığında bir ceza almadığını görünce bundan ders de çıkarmıyorlar. Kadınları dövüyorlar, adamlar birbirini dövüyor, herkes buna seyirci kalıyor. Sokakta olanları bir YouTube kanalı izleyicisi gibi izliyorlar. Kimse müdahale etmiyor. Buraları biraz çözmek gerekiyor. Film yaparak, tiyatro yaparak, kitap yazarak çözmeye çalışıyorsun. Sanat bir şeylerin ilacı olur mu?

    Ozan Güven : İki saat klavyenin başında tatava yapacağına bir şey seyreder, bir şey öğrenirsin ya da sonrasında araştırırsın. İnsanın geçinmeye gönlü olsun...

    Cem Yılmaz filmlerinde Zafer Algöz'le (solda) birlikte görmeye alıştığımız Ozan Güven, eleştirilere "Biz vakıf, oluşum ya da tarikat değiliz. Sinemayla uğraşan insanlarız" diyerek cevap veriyor.

    Can Yılmaz'la Buda'yı bir odaya koy, üç saat sonra Buda her şeyden vazgeçer

    'Karakomik Filmler' dışında neler var gündeminizde?

    Ozan Güven: Ben Can Abi'yi hiç boş otururken görmedim. ya kitap yazıyor, ya kitap imzalıyor. Can Yılmaz : 51 yaşındayım. Altımı bezlemeden yaşayacağım 20 senem var. Bir de geç kaldım. Kendimi hep köşelere saklayıp "Benim yazdığımı kim okur" diyerek 20 seneyi boş geçirdiğim için üretmeye çalışıyorum.

    Nedir bir aradayken sohbet konularınız?

    Can Yılmaz : Her şeyi konuşuruz. Son zamanlarda hakkımızda "Elitler", "Halktan uzaklaştınız" diye lüzumsuz eleştiriler okudum. Hiç elitlik bir durumumuz yok. Otobüse de metroya da bineriz. Aramızda memleketin derdini konuşuruz. Birbirinizi nasıl anlatırsınız?

    Nilperi Şahinkaya: Zafer ve Can bir elmanın iki yarısı gibi. En çok onlara gülünüyor, en çok onlar dinleniyor. Ozan'la birlikte maalesef çalışamadık.

    Can Yılmaz : Nilperi iyi oyuncu ve uyumlu. Zafer Algöz bu ekibin jeneratörü, biz enerjiyi ondan alırız. Biz 15 mumluk ampul gibiyiz.

    Zafer Algöz: Nilperi yetenekli ve söyleneni alıp üzerine ekleyen biri. Ozan hep olumlu ve enerjik. Can Hoca pesimistlerin ve olumsuz düşünenlerin şahı. Ozan Güven: Can Yılmaz'la Buda'yı bir odaya koy, Buda üç saat sonra her şeyden vazgeçer.

    İleride satma ihtimalim olacak insanlarla arkadaşlık etmem

    '2 Arada' filminde olduğu gibi güç sizce her şey mi?

    Nilperi Şahinkaya: Herkesin güç tanımı farklı. Güç yerine para ya da prestiji koyduğunuzda çok yanlış yollara sapabiliyorsunuz. Filmlerde bunu görüyoruz. Bence güç, kendini gerçekleştirmekten geçiyor. Zafer Algöz: Gücü tekeline alırsan zirvedeki yalnızlığı yaşar, tek başına kalırsın. Ama tabana yayarsan, gücü yanındaki insanlarla birleştirirsen gerçek anlamda güçlü olursun.

    Sizin 'Ayzek' karakteri gibi, iş için arkadaşlarınızı sattığınız oldu mu hiç?

    Can Yılmaz: İleride satma ihtimalim olacak insanlarla arkadaşlık etmem.

    Ozan Güven: Kaç arkadaşın var Can?

    Can Yılmaz: Bir-iki. Hele bu camiada maalesef dost görünürler ama...

    Özkan Uğur ve Necip Memili'nin de rol aldığı 'Kaçamak'ta bir hafta sonu kaçamağı yaşamak isteyen dört arkadaş ve gittikleri SPA merkezinin sahibi Alpay'ın başlarına gelen beklenmedik olaylar var.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Zafer Algöz Cem Yılmaz Ozan Güven Can Yılmaz Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title