'Baykal'ın Varlığı AK Parti'nin Gücünü Arttırıyor'

Kocaeli'nde halka hitabeden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal'a seslenerek, "CHP senden kurtulsun ama ben senden memnunum. Senin gibi bir anamuhalefet liderinin varlığı AK Parti'nin gücünü arttırıyor" dedi.

İlk olarak kürsüye gelen Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde haksızlığa uğradıklarını belirterek, "Çankaya, ne onun, ne benim değil, milletindir milletin kalacak. Bizden önceki durumu gördünüz, daha sonra biz göreve geldikten sonra olanları gördünüz. Bunlar sadece iftira atıyorlar. Bu meydanları gördükleri için çamur atıyorlar. Kıskançlıklarını gidermek için bizlere çamur atıyorlar. Ama biz milletimize hizmet yarışı içindeyiz. İnanıyorum ki hizmet kervanının devam etmesine 'evet'

diyeceksiniz. Bizden önceki hükümet Bakanlar Kurulu'nu bile toplayamazlardı. Sadece birbirleri ile çekişiyorlardı. Kendi iktidarlarında sadece bankaları batırdılar, fiyatları yükselttiler. Ama bizim dönemimizde sadece hizmeti görmek onları kıskandırdı. Sadece Kocaeli değil, Türkiye'nin dört bir tarafı hep böyle. Çünkü bu halk hizmeti gördü. Türkiye'nin dışarıda itibarını yükselttik. 4.5 sene önce Türkiye'ye ne gelen olurdu ne giden ama biz neredeyse her gün birini ağırladık. Bazıları sadece belli şehirlerde

belli bölgelerde var ama biz Türkiye'nin her yerindeyiz, bu yüzden biz Türkiye'nin sigortasıyız" şeklinde konuştu.

Daha sonra sözalan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "5 sene öncenin Kocaelisi'yle şimdiki aynı mı? İşte bu, AK Parti farkıdır. Göreve geldiğimizde Türkiye'nin geliri biz geldiğimizde 180 milyar dolarken, şimdi 400 milyar dolar. Sayın Baykal, eline diline dursun bunu nasıl görmüyorsun? Bunun millet diye, ekonomi diye bir derdi yok. Sayın Pepe'ye yapılan iftirayı gördünüz. Bunun kılavuzu kargadır. Sayın Baykal yiğit ol yiğit. 70 yaşına geldin hala dürüst davranmıyorsun. AK Parti altın dağıtıyor, güya

sünnetlere gidiyormuşuz, sünnet çocuğu diyormuşuz ama çocuklar 18 yaşındaymış. Sayın Baykal, AK Parti, milletin iradesini her şeyin üzerinde tutar, AK Parti'nin böyle bir yola girdiğini ispat edemezsen namertsin, müfterisin. Bunların cevabını veremezsen millet seni o sandığa gömecek" diye konuştu.

Milletin hür iradesini içine sindirmeyenlerin 22 Temmuz'da boylarının ölçüsünü alacağının altını çizen Erdoğan, "Millet kimi seçerse iktidara o çıkacak. Egemenlik kayıtsız şartsız miletin olduğuna göre sandıkta da o çıkacak. Yuhları 22 Temmuz'da sandığa gömmek olarak algılıyorum. Çünkü biz milli iradeye saygı duyuyoruz. Milletin iradesini görmeyen seçimde görecek. Biz milletin iradesinden korkanlardan değiliz. Asla milletin isteğinin dışındaki rotada olmadık. Onlar sık sık aynı çizgide buluşuyorlar.

Milletin iradesine taş koymak için sık sık birleşiyorlar. Bu milletin vekalet verdiği milletvekilileri, Türkiye cumhurbaşkanı sçmesin diye Meclis'i terk edebiliyorlar. Öğretmenin görevi öğrenci yetiştirmek, doktorun görevi hastalara bakmak, milletvekillerinin görevi Meclis'e girmek. CHP cumhurbaşkanı seçiminde milletvekillerini Meclis'e göndermedi. Kapıları tutu. Bir tanesi kapıları yardı içeri girdi. Ne yaptı onu attı. DYP'li iki milletvekili girdi ne yaptı sonra ikisini partiden attı. Anavatan ne yaptı. O

da milletvekillerini partide gözaltına aldı. İki tanesi kaçıp geldi. Biz nerdeydik. Oradaydık muhalefet neredeydi. Muhalefet oyunda oynaştaydı. Bunların hepsi aynı çizgide ve aynı zihniyette. Zoraki demokrat olunmuyor. Demokrat olmak için önce milli iradeye saygı duymak gerekiyor. Demokrat olmak için halkın tercihlerine saygı duymak gerek. Halka saygısı olmayan halkçı olur mu. Halka saygısı olmayanlar halkçı olur mu. Millete saygısı olmayanlar halkçı olur mu. Şimdi geldik. 22 Temmuz'da millete geldik.

Milleti tanımayanlar, halkı tanımayanlar sandıkta dersini alacak" diye konuştu.

Baykal'ın milleti yanlış yönlendirdiğini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Şimdi yeni bir yalanı daha var. Bugün gazetelere ilanlar vermiş, devletin borçlanma faizini yüzde 19 küsur reel faiz olarak gösteriyor. İşte yakalandı. Zavallı, reel faizin ne olduğunu bilmiyor. Reel faiz, şu anda 100'de 10'un altındadır be zavallı, bundan da haberin yok. İki koyun gütmeyenden bu ülkeye başbakan olmaz. Başka bir yalan da 'Türkiye'nin şu anki borcu 400 milyar doları aşmış'; şeddeli bir yalan. Ayıptır, insaftır senin ne

biçim kılavuzların var? Bu kargalardan kurtul ama önce CHP senden kurtulsun. Ben senden memnunum çünkü senin gibi birinin varlığı, AK Parti'nin gücünü arttırıyor. Yaşı 70'e gelmiş işi gücü iftira. Ben hesapla konuşuyorum, sayın Baykal iftirayla" dedi.

"TÜRKİYE'YE YÜKSÜNÜZ"

Deniz Baykal'ın gazetelere verdiği ilanlarla kendisini "teröre teslim olan bir insan gibi" gösterdiğini söyleyen Erdoğan, "Baykal, 95'te başbakan yardımcısıydı. Maalesef şehidimizin sayısı 1995 yılında bin 158'di, bu yıl itibariyle 73. Sayın Baykal bu rakam 700 olsaydı memnun mu olacaktın? Bir şehidi 550 milletvekiline değişmiyoruz. Bunun üzerinden oy toplamaya sıkılmıyor musun? Başbakan yardımcısıyken ne yapıyordun? Bu adam ehli keyftir. Sen bu ülkede yüksün. Başka yük yok mu, var elbette. Bir İstanbul

milletvekili 'CHP eşittir MHP' diyor. Aynen öyle. Eski hükümeti döneminde 22 banka fona devredildi. Bunun 40 milyar dolarlık faturası da milletin cebinden çıktı Ayrıca işçiden memurdan kesilen 13.5 katrilyon nemada hepsinin vebali var. bunu biz ödedik" diye konuştu.

Konuşmasına Cem Uzan'a da gönderme yapan Erdoğan, "Bu bankaların içinde bir bankanın imarzedelere borcu 9 katrilyondu. Sen dürüstsen, baban, kardeşin dürüstse gelin burada yargılanın. Önce babanın 9 katrilyon borcunu öde sonra mazotu konuş. Bu arada, Kıbrıs'ın Rum kesiminde bir sanal şirket kurmuş beyefendi. Uyanık ya bunlar, oradan Türkiye Cumhuriyeti devleti hakkında dava açıyor. Burada 40-50 milyar dolar götürmenin hesabını yapıyor. Avrupa'dan İngiltere'den avukatlık şirketleriyle kazandığı parayı yarı

yarıya bölüşmenin hesabını yapıyor. Bu can bu tende oldukça, ben başbakan oldukça isteyen mahkeme istediği kararı versin avucunu yalarsın. Uluslararası mahkemeden karar getireceksin, Tayyip Erdoğan bunu uygulayacak; avucunu yalarsın" şeklinde konuştu.

Mazot fiyatları konusunda verilen indirim vaatlerine de değinen Başbakan, "Bu arada bir de mazotçular türedi. Biri, '1 YTL'ye indireceğim' diyor, sayın Baykal 'ÖTV'yi kaldıracağım' diyor. Biz şimdi çiftçimize verdiğimiz destekle zaten mazotu 1 YTL'ye indirdik. Bunlar başka dünyada geziyor; ama biz halkımızın sofrasından kalkarak geldik. Avrupalı sosyalist enternasyonaller 'gelin sizi alalım' diyorlar. Biz de 'önce bunu çıkarın' diyoruz. Belki de bizi çağıracaklar belli olmaz. Sayın mazotçu Baykal enerji

bakanlığı da yaptı. Antalya'da bir hemşerisi bana mazot karnesi verdi ve 'başbakanım biz Baykal enerji bakanıyken mazotu karneyle alıyorduk' dedi. Biliyorsunuz komünist ülkelerde de mazot, yağ karneyle dağıtılır. Sayın Baykal'ın ruh dünyasında o zamanlar öyle alışkanlıklar vardı" şeklinde konuştu.

Daha sonra 1946 yılında CHP iktidarı döneminde dağıtılan ekmek karnesini gösteren Erdoğan, Deniz Baykal'ı Atatürk üzerinden prim yapmaya çalışmakla suçladı.

Başbakan Erdoğan, "Baykal şimdi, 'CHP Atatürk'ün partisidir ona hakaret ediyorsunuz' diyor. Saygısızlık yapma, Atatürk üzerinden geçinme. CHP'yi gereken yere taşıyamadığınız için CHP'nin içinden Menderes'in Demokrat Parti'si çıktı. Atatürk rahmetli oldu, Türk lirasının üstüne İnönü'nün resmini koydunuz, sınıflardan Atatürk posterlerini kaldırdınız, pullardan Atatürk resmini kaldırdınız. Atatürk'ün CHP'siyle şimdiki CHP'nin ilgisi yoktur. Atatürk'ün döneminde büyüme 7.8'idi. İlk defa Atatürk'ten sonra en

büyük büyüme hızın biz yakaladık 7.3'le. Halep ordaysa arşın burada" ifadelerini kullandı.

MHP'yi de şehitler üzerinden oy avcılığı yapmaya çalışmakla suçlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Aramıza nifak tohumları ekmek isteyenler var; hele bir tanesi şehit cenazelerini bu işe alet ediyor. Cami avlularını oy avcılığı mekanı olarak görüyor. Birlik beraberlik mekanında ayrılık tohumları ekiyorlar. Bizim dinimizde cenazede sükunet esastır. Bu anlayışa yolları kapayalım. Bunlar parlamentoya girdiği zaman da kavgadan nemalanıyor; aynı şekilde Demirel de krizden. sadece amblemlerle isimler farklı

yoksa CHP eşittir MHP" dedi.

SEKA'nın çürümüş bir kurum olduğu için özelleştirildiğini ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Burayı Hide Park gibi bir yer ve kültür merkezi haline gelecek dedik. Baykal, topladı adamlarını geldi orda bir gösteri yaptı, bunlar hala komünizmde kalmış, SEKA personelini belediyelere aktardık. Yuvacık Barajı bir yolsuzluklar abidesidir. Oranın belediye başkanı benim adımı kullanarak yolsuzluklar yapıyor. Zaten şimdi kendisi aday bile olmadı. Benim sayın Sirmen'le bir anlaşmam yoktur; hepsi yalandır.

Bir vesika çıkarıp ortaya koyamadık. Biz o dönemde İstanbul'dan Gebze'ye, Darıca'ya, Dilovası'na su veriyorduk. Bu anlayıştan bir şey çıkmaz. Şimdi Yuvacık Barajı'nı güçlendirme çalışmaları yapılıyor. İnşallah Kocaeli ve Sakarya'yı su sıkdaıntısından kurtaracağız" diye konuştu.

Son olarak seçmenlerden oy toplamalarını isteyen Başbakan Erdoğan, "Buradan ayrıldıktan sonra yan gelip yatmak yok. Bir hafta kaldı gece gündüz demeden köy köy, mahalle mahalle tüm halkımıza ulaşarak bildiklerinizi anlatmalısınız" dedi.

(İHA-CY-CY-ÖK-Y)

Haberler