Peşmerge: Türk Ordusu Operasyon Yapamaz

Kuzey Irak'taki Peşmerge Bakanlığı Sözcüsü ve Peşmerge Bakan Yardımcısı Cebar Yaver, Türk ordusunun sınır ötesi geniş bir operasyon yapmasının mümkün olmadığını söyledi.

İHA'nın sorularını yanıtlayan Yaver, sınır ötesi operasyon konusunda Kuzey Irak bölgesel yönetiminin tavrının açık olduğunu ifade etti. Bölgesel yönetimin PKK'nın Türkiye ile sorunu konusunda tamamen tarafsız olduğunu iddia eden Yaver, çatışma sırasında herhangi bir tarafın yanında olamayacağını barış durumunda ise iki tarafla da diyaloga hazır ve bu sorunun diyalog yoluyla çözümlenmesinden yana olduklarını vurguladı.

Cebbar Yaver, "Bu sorunun askeri yollarla çözümlenebileceğine inanmıyoruz. Bu, siyasi bir sorundur, askeri değil" dedi.

Türk askerinin 01 Aralık'ta Çukurca ilçesinin güneydoğusunda Irak hudutları içinde, 50-60 kişilik bir PKK'lı terörist gruba yönelik sınır ötesi operasyona dair Irak sınır kuvvetlerinin bir gözlemi olmadığını belirten Yaver, "Türkiye'nin sınırlı operasyonları konusunda çeşitli açıklamalar yapıldı" diye konuştu.

Türk askerinin Irak topraklarına girdiğine dair bilgiler olduğunu, Türk askeri yetkililerinin de 50-60 kişilik silahlı PKK militanını sınır yakınlarında top atışına tuttuğunu ve helikopterlerle takip ettiğini açıkladığını ifade eden Yaver, "Türk askerlerinin Irak topraklarına bir müdahalede bulunduğu Irak İçişleri Bakanlığı'na bağlı Zaho'dan Hanikin'e kadar uzanan Türkiye-Suriye-İran sınır bölgesinde karakolları bulunan Irak sınır güvenlik kuvvetlerinin dikkatlerini çekmemiştir" şeklinde konuştu.

Türk askerinin sınır ötesi bir operasyon yapamayacağını söyleyen Yaver, "Öncelikle Türk hükümeti ve ordusunun bu kararı vermesine, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün de aynı görüşte olmasına ve hatta Milli Güvenlik Kurulu'nun onayına rağmen Türk askerinin Irak topraklarına geniş çaplı bir operasyon düzenleyebilmesinin mümkün olduğunu düşünmüyoruz. Her asker ve askeri açıdan bakanlar bölgesel yönetim topraklarına yapılacak geniş bir operasyonun tehlikelerinin farkındadır" dedi.

Askeri açıdan operasyonun mümkün olmadığını vurgulayan Yaver, "Askeri açıdan bakılırsa Zaho-Kandil arasındaki mesafe 350 kilometredir. Bütün bu mesafeyi saracak kadar asker gerekir. Bunu yapabilmek için de Türk ordusunun tamamına ve onu destekleyecek bir orduya ihtiyaç var. Bütün bu bölgeyi askerle sarmak, PKK militanlarının nereye gizlendiğinin bilinmediği bir dağa saldırmak imkansız. PKK militanları çete olarak çatışıyor. Herkes biliyor ki bunların sabit bir mekanları yoktur. Bu dağların her kovuğu,

PKK militanlarının sığınağıdır. Ayrıca PKK militanları sadece Kandil'de ve sınırda değil; İran, Suriye ve son zamanlarda Ermenistan topraklarına da geçiyor" diye konuştu.

Konuya uluslararası anlaşmalar ve siyasi açıdan da bakmak gerektiğini vurgulayan Peşmerge Sözcüsü, Irak'ın Türkiye'ye Türk askerlerinin Irak topraklarına girmesine izin verdiğine dair bir anlaşmanın bulunmadığını belirterek, "Türk askeri Irak hükümetinin izni olmadan bölgesel yönetim topraklarına girerse -ki bu topraklar Irak'ın bir parçasıdır- bu uluslar arası anlaşmaları bozmak anlamına gelir. Türkiye'nin Irak topraklarına girmesi konusunda BM'nin bir izni veya Türkiye ile bir anlaşma yok. Geniş çaplı

bir operasyon yapılacağını sanmıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi sınırlı operasyonlar yapılabilir" şeklinde konuştu.

PÇDK bürolarının kapatılması konusunda İçişleri Bakanı Cevad Bolani ve Türk hükümeti arasında bir anlaşma imzalandığını vurgulayan Yaver, "Hala açık olan Kerkük, Musul ve Diyala büroları Irak hükümetinin sorumluluğundadır. Biz Bölgesel yönetim olarak PÇDK'ya ait bütün büroları kapattık. Geçmişte olduğu gibi hükümetimiz yasal olmayan herhangi bir siyasi örgütün büro açmasına izin vermemektedir" dedi.

Yaver sınırlarının güvenli olmasını istediklerini, herhangi bir silahlı örgütün Kuzey Irak topraklarından komşuları tehdit etmesine izin veremeyeceklerini ve komşu ülkeler ve Türkiye ile barışçıl ilişkileri bulunduğunu belirtti.

"KORUCULAR PKK'YA YARDIM EDİYOR"

Yaver, "PKK'nın, elindeki ABD silahlarını Türk askeriyle girdiği çatışmalarda veya köy korucuları vasıtasıyla elde ettiğini tahmin ediyorum. PKK 1983'ten beri Türk askeriyle savaşıyor. Yani bu savaş 24 senedir sürüyor. PKK, ABD silahlarına Türk askeriyle savaşırken ulaşıyor. Bu çatışmalardan elde ettiği ganimetler bunlar. Türkiye'deki köy korucularının tamamının PKK militanlarının destekçisi olduğunu tahmin ediyorum. Bu ABD silahları ve ABD mühimmatları PKK'ya oradan geliyor" diye konuştu.

Yaver, geçmişte Kuzey Irak bölgesinde olduğu gibi Irak hükümetine bağlı Ulusal Savunma güçlerinin Kürt gruplardan ve aşiret gruplarından oluştuğunu ve bütün silahlarının bu gruplar üzerinden kendilerine ulaştığını bu sebeple de büyük ihtimalle köy korucularının ABD silahlarını PKK ulaştırdığını söyledi.

PKK militanlarının dağlardan inerek Süleymaniye, Erbil gibi Kuzey Irak kentlerine dağıldıklarına dair iddiaları yalanlayan Yaver, "PKK militanlarının dağdan inerek Kürt bölgesine dağıldıkları konusu, istihbarat konularında bilgi sahibi olmayan, MİT ve diğer Türk istihbarat güçlerine çıkar amaçlı bilgi ulaştırmaya çalışan unsurların ulaştırdığı yanlış bilgilerdir" dedi.

Bölgesel yönetim ve peşmerge liderlerinin PKK militanlarının bölgesel Kürt topraklarında bulunmasına izin vermeyeceğini iddia eden Yaver, Türk hükümeti ve bütün istihbarat güçlerinin bölgesel yönetimin PKK ile eskiden beri büyük sorunlar yaşadığını bildiklerini söyledi. Yaver, "Biz pek çok sefer PKK ile çatışmaya girdik. Yüzlerce, binlerce peşmerge bu çatışmalarda hayatını kaybetti. Ayrıca aramızda siyasi ayrılıklar var. Onlarla tek bir stratejide bile birleşmiyoruz. Onlarla hiçbir siyasi ortak yönümüz

yok. Biz askeri çözümden yana değiliz. Silahlı mücadeleden yana değiliz" şeklinde konuştu.

Cebar Yaver, PKK ile savaşın Kuzey Irak Kürtleri arasında dengeyi bozup bozmadığı şeklindeki soruya da, "Şu anda bölgesel yönetim topraklarında PKK'ya katılanların sayısı 100'ü geçmez" yanıtını verdi.

İran Kürtlerinden PEJAK adlı silahlı örgütün PKK'ya bağlı olduğunu bölgesel yönetim topraklarında bulunan ve büroları kapatılan PKK yandaşı olduğu bilinen PÇDK'nın silahlı militanı bulunmadığını ifade eden Yaver, bu partinin Irak meclis seçimlerine de girdiğini ve yüzde 1'lik bir oy oranına dahi ulaşamadığını ve PKK'ya maddi ve siyasi destek sağlayan bu partinin Kuzey Irak'taki Kürtler tarafından destek görmediğini ifade etti.

"PKK İLE ARAMIZDA BÜYÜK AYRILIKLAR VAR"

PKK ile büyük sorunlar yaşadıklarını ve aralarında önemli stratejik farklılıklar olduğunu söyleyen Yaver, "Biz Kürt bölgesinin coğrafik, sosyal ve siyasi olarak Irak'a bağlı olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Irak'ta güçlenmek istediklerini ve bunun özel bir durum olduğunu belirten Yaver, İran Kürtlerinin de İran devleti ile özel ilişkileri olduğunu ifade etti. Yaver, Türkiye Kürtlerinin Türklerle beraber yaşadığını ve onlara müdahale edemeyeceklerini de sözlerine ekledi.

PKK'nın Suriye, Türkiye ve İran'da bulunan Kürtler arasında birinci parti olmak istediğini ve şu ana kadar aynı şekilde düşündüğünü belirten Yaver, bunun aralarındaki bir ayrılık olduğunu ve içinde bulundukları tarihi sürecin barışçıl olması gerektiğini söyledi. Mücadelenin parlamentoda ve siyasetle olması gerektiğini ifade eden Yaver, PKK'nın ise şu ana kadar silahlı mücadeleyi savunduğunu ve baştan beri bu konuda aralarında ayrılıklar bulunduğunu söyledi.

"Kuzey Irak sınırları ve bölgesel yönetim toprakları Irak devletinin bir parçasıdır" diyen Yaver, "Dünyadaki Federal sistemlere ve mevcut Irak anayasasına göre Irak topraklarının tamamının savunması -Bölgesel Kürt toprakları dahil- bütün Irak sınırlarını herhangi bir saldırıya karşı korumak Irak devletinin sorumluluğundadır. Bölgesel Kürt güçleri ve özellikle peşmerge kuvvetleri ise Irak güçlerine destek olmak durumunda. Herhangi bir durumda Irak güçleri savunma yapacak. Ayrıca Irak Parlamentosu 2 gün

önce koalisyon güçlerinin Irak'ta kalmaya devam etmesi kararı aldı. Bu durumda bu güçlerin görevi de bütün Irak'ı korumak. Bu sınırlara Kürt bölgesi ve sınırlarının da dahil. Tlaürk askerinden herhangi bir tehdit hissetmiyoruz. Savunma noktaları, siperler oluşturmak ya da hendekler kazmamızı gerektirecek herhangi bir tehdit yok" şeklinde konuştu.

Yaver, Türkiye ile sınırlara yığınak yaptıkları şeklindeki soruya da, "Halepçe, Pincvin ve Kaladiza'da toplar yerleştirildi, mevziler kazıldı ve siperler oluşturulduğu gözlemlenebilir. Peşmerge kuvvetleri, bütün bölgelere yayılmış durumda ve bütün sınırlara, Kürt bölgesinin her yerine sığınaklar, karakollar ve hendekler açtı. Bütün bunlar, terörle mücadele gereği. Bölgeyi hala Irak'ta tehdit olarak devam eden El Kaide gibi uluslar arası terör gruplarına karşı koruyoruz. Irak, sürekli terör tehdidi

altında" dedi.

Her gün Irak'ın ortasında güneyinde ve hatta kuzeyde saldırılar olduğunu vurgulayan Yaver, "Terör tehdidi altında olan bir bölgede yaşıyoruz. Bütün kuvvetlerimiz peşmerge dahil bu bölgeyi korumak ve savunmakla görevlidir. Bu hazırlıklar Türkiye için değil. Biz Türk ordusundan Bölgesel yönetim topraklarına saldırı yapacağını düşünmüyoruz" diye konuştu.

Kuzey Irak bölgesinin dağlık bir bölge olduğunu hatırlatarak, hafif silahlara olduğu kadar ağır silahlara da ihtiyacı olduğunu belirten Yaver, "İran sınırındaki Kalaçolan Halepçe ve Biara mıntıkasında, Süleymaniye, Garmiyan, Hanikin bölgelerinde top sevkıyatı var. Bunlar siper ve hendeklerle desteklendi. Ancak belirtiyorum, bunlar Türk ordusuna karşı hazırlık değil. Biz bu topları bütün sıncrır bölgelerimize Zaho'dan Hanikin bölgesine kadarki sınırda Bölgesel sınırlarımızı korumak üzere

yerleştiriyoruz. Sınırda Irak güçleri polis kuvvetleri bulunuyor. Biz bu güçleri bu ülke ve toprakları korumak için destekliyoruz" şeklinde konuştu.

(SF-CY-CY-ÖK-D)

Haberler