Kurbanın geçerlilik şartları nelerdir? Kurbanın şartları nelerdir? Kurban kesmenin şartları nelerdir? Kurban kesmek farz mı?
Kurbanın geçerlilik şartları nelerdir? Kurban bayramı öncesinde merak edilen sorular arasında Kurbanın şartları nelerdir? Kurban kesmenin şartları nelerdir? Kurban kesmek farz mı? sorusunun yanıtları merak ediliyor. Kurban her sene sadece imkanı olanlara farz olarak verilmiş bir ibadettir. Kur'an-ı Kerim'de yer alan Kevser suresinde kurban kesmenin faziletlerinden bahsedilmiştir.
Kurbanın geçerlilik şartları nelerdir? Kurbanın şartları nelerdir? Kurban kesmenin şartları nelerdir? Kurban kesmek farz mı? sorularının yanıtları araştırılıyor. Kurban ibadeti ile ilgili Kur'an-ı Kerim'de de bilgiler yer almıştır. Kurban kesmek Allah'ın inananlara emrettiği ibadetlerden bir tanesidir. Kurban kesmenin bir takım şartlar bulunmaktadır. İşte, kurbanın şartları, kurban kesmenin şartları! Kurban kesmenin şartları nelerdir? Kurban kesmek farz mı?
Kurban ibadetinin mahiyeti ve hükmü nedir?
Sözlükte yaklaşmak, Allah'a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak, Allah'a yaklaşmak ve O'nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usûlüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, 452). Kurban bayramında kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir.
Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk'a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 197). Bu ibadetin ruhunda Hakk'a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir.
Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429). Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146). Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.
Kimler kurban kesmekle yükümlüdür?
Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her müslümanın yerine getireceği malî bir ibadettir (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148). Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, IX, 452-453). Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.
Yolcunun kurban kesmesi gerekir mi?
Yolcu (seferî), kurban kesmekle mükellef değildir (el-Fetâva'l-Hindiyye, V, 576). Ancak kesmesi hâlinde sevabını kazanır. Kişi, kurbanını ikamet ettiği yerde kesebileceği gibi, bayram dolayısıyla veya başka bir sebeple gitmiş olduğu yerde de kesebilir. Seferî olması, kurban kesmesine ve kestiği kurbanın makbul olmasına engel değildir.
Seferî iken kurban kesenler; bayram günleri içinde memleketlerine dönerlerse, yeniden kurban kesmeleri gerekmez. Kurban bayramının başında mukim iken kurban kesmeden bayram günlerinde sefere çıkana da vacip olmaz. Sefer hâlinde iken kurban kesmeyip de bayram günlerinde memleketlerine dönenlerin kurban kesmeleri gerekir (Kâsânî, Bedâi', V, 63).
Başta Şâfiî mezhebi olmak üzere kurbanın sünnet olduğu görüşünde olanlara göre, seferîlik durumunda da aynı hüküm geçerlidir (Nevevî, el-Mecmû', VIII, 383).
KURBANIN GERÇERLİLİK ŞARTLARI NELERDİR?
- Müslüman Olmak. Kurban yalnızca Müslüman olanlara özgü olan bir ibadettir.
- Özgür Olmak. Kurban için bir diğer şart ise özgür yani hür olmaktır.
- Mukim Olmak.
- Yeterli Derecede Zenginliğe Sahip Olmak.
- Akıl Sahibi Olmak.
Kurban ibadetini yapabilecek kişiler Kur'an-ı Kerim'de de aktarılmıştır. Kurbanın şartları şu şekildedir;
1) Müslüman Olmak
Kurban yalnızca Müslüman olanlara özgü olan bir ibadettir. Bundan dolayı Müslüman olmayan bir kişinin kurban ibadeti yapması bir anlam ifade etmez. Öncelikle inanç meselesi bu noktada ön plana çıkmaktadır. Kadın ya da erkek fark etmeden Müslüman olan kişiler kurban ibadetini yapmak için ilk şartı oluştururlar.
2) Mukim Olmak
Mukim yani yolcu olmamak kurban ibadeti için en önemli şartlardan bir tanesidir. Seferi yani yolcu olan bir kişi için kurban ibadeti farz sayılmaz. Bundan dolayı kurban için mutlaka kişinin mukim olması gerekmektedir.
3) Yeterli Derecede Zenginliğe Sahip Olmak
Kurban ibadetini gerçekleştirmek için mutlaka yeterli derecede zenginliğe sahip olunması gerekmektedir. Bir kişi eğer fakir ise ve geçimini zor yapıyorsa bu kişiler için kurban ibadeti vacip ya da farz değildir. Bundan dolayı kurban ibadetini yapacak kişiler fıtır sadakasında vacip kılınan zenginliğe sahip olması gerekmektedir.
4) Akıl Sahibi Olmak
Kurban ibadeti akıl sahibi olanlara vacip kılınmıştır. Bir kişi eğer yeterince akıl sahibi değilse bu kişiler için kurban ibadeti vacip değildir. Müslüman ve akıl sahibi olan bir kimse kurban ibadetini gerekli şartları sağlayarak yapabilir.
Kurbanın dinî dayanağı nedir?
Kurban, Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).
Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: "Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin." (Hac, 22/28), "Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hac, 22/34), "Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin O'nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hac, 22/36-37)
Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah'a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).
Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).
Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360).