Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Avrupa için stratejik sınav: Dondurulmuş Rus varlıkları

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Avrupa Politika Merkezinde (EPC) politika analisti Juraj Majcin, Avrupa'nın Rusya-Ukrayna Savaşı'na dair stratejik açmazlarını AA Analiz için kaleme aldı.

Avrupa Politika Merkezinde (EPC) politika analisti Juraj Majcin, Avrupa'nın Rusya- Ukrayna Savaşı'na dair stratejik açmazlarını AA Analiz için kaleme aldı.

***

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Rusya'nın dört yıl içinde NATO'ya saldırabilecek bir noktaya gelebileceğini bir kez daha hatırlattı. Avrupa ülkelerinin çoğu, savunma hazırlığını güçlendirmek, yeni silah sistemleri edinmek ve bazı ülkelerde gençler için askerlik hizmetinin belirli biçimlerini yeniden gündeme almak üzere iddialı planlar açıklasa da tehdidin yarattığı aciliyeti hızlı ve etkili eyleme dönüştürmekte zorlanıyor.

Rusya'nın egemen varlıkları: Kapanmayan dosya

Avrupa'nın kararlı bir jeopolitik aktör gibi hareket etmekte ne kadar zorlandığını en açık gösteren örneklerden biri, Ukrayna'yı desteklemek için dondurulan Rus varlıklarının kullanımında yaşanan tıkanıklık. Savaşın yıktığı bir ülke için hayati önemdeki bir krediyi desteklemek amacıyla bu fonların devreye sokulup sokulmayacağı meselesi aylardır uzayıp gidiyor.

Varlıkların kullanılmasına ilişkin hukuki zemin güçlü. Bu varlıkların önemli bir kısmı ise Belçika'da tutuluyor. Rusya'nın Belçika'yı hedef alan bir hukuki hamleye girişme ihtimali düşük görülse de Avrupalı devletler, özellikle Belçika, izlenecek yol konusunda ortak zeminde buluşamadı. Bu nedenle karar tekrar ertelendi ve Avrupa Komisyonundan alternatif çözüm önerileri istendi.

Üstelik Rusya'nın Avrupa'da altyapıdan özel sektöre, kamu kurumlarından kritik hizmetlere kadar uzanan "hibrit" faaliyetlerine dair haberler artıyor. Rus tarafı, kendi koşulları kabul görmeyince Avrupa'yı uzlaşmayı engelleyen aktör olarak resmediyor. Moskova'nın ne istediği açık, NATO'nun 1997 sonrası genişlemesini geri sarmak ve yeniden Sovyet dönemini çağrıştıran bir nüfuz alanı oluşturmak istiyor.

Bu tablo içinde Avrupa'nın dondurulan Rus egemen varlıklarını Ukrayna için düzenli ve öngörülebilir bir desteğe çevirememesi, kendi tehdit değerlendirmelerinin sertliğiyle yan yana gelince rahatsız edici bir uyumsuzluk yaratıyor ve söz ile eylem arasındaki mesafe giderek daha görünür hale geliyor.

Ukrayna konusunda geri planda kalmak

Rusya-Ukrayna Savaşı başladığından beri Avrupa ülkeleri, Kiev'e benzeri görülmemiş düzeyde askeri ve diplomatik destek verdi. Hatta birçok başlıkta Avrupa ülkeleri ABD'nin sağladığı desteği de geride bıraktı. Buna rağmen Avrupa, Washington'un yürüttüğü barış temaslarında belirleyici bir rol üstlenemedi. Süreci yönlendirmeye çalışmak yerine daha çok gelişmelere göre pozisyon alan bir çizgi benimsedi. Sonuçta Avrupa'nın etkisi, ABD'nin hedeflerini kabullenmek ve Donbas'ta geniş kapsamlı toprak tavizleri gibi en sorunlu önerileri sınırlamakla kaldı.

ABD, Ukrayna ve bazı Avrupalı liderlerin katıldığı Berlin'deki son zirve, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz'in "gerçek bir barış süreci için fırsat" dediği bir birlik görüntüsü verdi. Zirvede, NATO benzeri güvenlik garantileri de gündeme geldi ve toprakla ilgili kararların Ukrayna'ya ait olduğu bir kez daha teyit edildi.

Yine de Rusya'nın bu çerçeveyi kabul etmesi zor görünüyor. Daha muhtemel olan, Kremlin'in koşulları bu haliyle benimsemeyip görüşmeleri Avrupalılarla Amerikalılar arasındaki ayrışmayı büyütmek için kullanması ve "meşru olmayan lider" diye sunduğu Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'yi hedef alarak sorumluluğu Kiev'e yıkmaya çalışması.

Avrupa'nın yeniden silahlanması

Yakın vadede Rusya'nın NATO'ya yönelik bir saldırı ihtimali tamamen göz ardı edilemediği için Avrupa ülkeleri askeri hazırlıklarını benzeri görülmemiş ölçüde artırdı. Ancak kağıt üzerindeki tablo aldatıcı olabilir. Avrupalı NATO orduları sayıca Rusya'yı geçse bile, NATO'nun ABD liderliğindeki komuta omurgası olmadan Avrupa sahada hala dağınık kalıyor.

Washington, yeni ulusal güvenlik stratejisinde odağını Batı Yarımküre ve Hint-Pasifik'e kaydırmak istediğini açıkça söylüyor. ABD, söylemde "sorumluluk paylaşımı"ndan "sorumluluk devri"ne doğru kaymış durumda. Bu sebeple, teoride Avrupa daha fazla sorumluluk üstlenebilir. Fakat ABD, Avrupa ordularının hala tam olarak sağlayamadığı üç kritik kapasiteyi sunuyor. Birleşik komuta, operasyonları mümkün kılan stratejik destek unsurları ve geniş ölçekli istihbarat, gözetleme ve keşif kabiliyetleri. ABD bu imkanları sağlamazsa, Avrupa'nın büyük ölçekli harekat yürütmesi zorlaşır.

NATO dışında Avrupa'nın elinde işleyen bir komuta yapısı yok. Üstelik böyle bir yapı kurma konusunda güçlü bir siyasi irade de görünmüyor. Avrupa Birliği'nin (AB) bu boşluğu doldurması da kolay değil. Zira AB, Birleşik Krallık ve Türkiye gibi kritik askeri aktörleri kapsamadığı gibi, bünyesindeki antlaşmalar da savunma alanında kurumsal yetkiyi belirgin biçimde sınırlandırıyor. Bu yüzden Avrupa Komisyonunun Avrupa İHA Savunma Girişimi gibi görece sınırlı önerileri bile, kontrolü başkentlerde tutmak isteyen üye devletlerin itirazına takılıyor. Şekillenmekte olan "Gönüllüler Koalisyonu" da şimdilik, askeri operasyonları planlayıp yönetebilecek bir komuta yapısından çok, ardı ardına yapılan toplantılardan ibaret.

Tabloyu daha da karmaşıklaştıran bir unsur da Trump yönetiminin Moskova ile yeniden angajmana yönelebileceğine dair işaretler. Bu, yaptırımların gevşetilmesini de içerebilir. Böyle bir değişim, özellikle Rusya ile gerilimin yükseldiği bir dönemde, ABD'nin yaklaşımı da daha az öngörülebilir hale gelirse, Avrupa'nın caydırıcılık ve kriz yönetimi konusundaki belirsizliğini artırır.

Daha kararlı adımlar gerekiyor

Avrupa bu dönemi daha az sarsıntıyla atlatmak istiyorsa daha kararlı hareket etmesi gerekecek. Ulusal orduları güçlendirmek önemli ama tek başına yeterli değil. Avrupa hükümetlerinin NATO içinde kurumsal düzenlemeleri ilerletmesi ve özellikle komuta yapılarında Avrupa ayağını güçlendirmesi gerekiyor. Bunlar artık sıra dışı öneriler değil, Avrupa'nın kendi güvenlik gündemini daha fazla sahiplenmesinin doğal bir karşılığı.

[Juraj Majcin, Avrupa Politika Merkezinde (EPC) politika analistidir.]

Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editoryal politikasını yansıtmayabilir.

Kaynak: AA / Juraj Majcin - Güncel
Haberler.com
500

Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

title