TÜM KATEGORİLER
Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlarının Seçim Dönemi Yayınları Bilgilendirme Toplantısı
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu(RTÜK) Başkanı Davut Dursun, “YSK’nın seçim dönemi yayınları ile ilgili yetkilerinin sonlandırılması ve normal dönemlerde nasıl RTÜK ihlalleri sonuçlandırıyorsa, aynı yöntemle normal seçim dönemlerinde de RTÜK’ün bu yetkisinin devam etmesi yönünde bir torba kanunu çalışması var. Fakat bunun RTÜK tarafından hazırlanan bir metin olmadığını belirtmek istiyoruz” dedi.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu(RTÜK) Başkanı Davut Dursun, "YSK'nın seçim dönemi yayınları ile ilgili yetkilerinin sonlandırılması ve normal dönemlerde nasıl RTÜK ihlalleri sonuçlandırıyorsa, aynı yöntemle normal seçim dönemlerinde de RTÜK'ün bu yetkisinin devam etmesi yönünde bir torba kanunu çalışması var. Fakat bunun RTÜK tarafından hazırlanan bir metin olmadığını belirtmek istiyoruz" dedi.
RTÜK tarafından düzenlenen Medya Hizmet Sağlayıcı Kuruluşlarının Seçim Dönemi Yayınları Bilgilendirme toplantısı Bilkent Otel'de yapıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan RTÜK Başkanı Davut Dursun, Türkiye'de ki seçim mevduatı açısından konu ele alındığında, seçime ilişkin bütün faaliyetlerin düzenlenmesi denetlenmesi ve yürütülmesi anayasal olarak YSK'nın yetkisinde olan konudur. O sebeple YSK tarafından seçim dönemi yayınları ile ilgili olarak medya hizmet sağlayıcılarına, medya hizmet sağlayıcıları ile birlikte RTÜK'e düşen bir dizi sorumluluk ve ödevler var. Görsel işitsel medyanın, televizyon ve radyoların bir bakıma imtihan verdiği bir dönemlerden biri olarak seçim dönemi yayınlarının değerlendirebiliriz diye düşünüyorum" diye konuştu.
Torba yasada, seçim döneminde seçim yasaklarının denetimi ve uygulanan yaptırımların yetkisinin YSK'dan alınarak RTÜK'e verilmesi ile alakalı yasayla ilgili olarak değerlendirmede bulunan Dursun, "Şu anda meclis de Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmekte olan torba kanunda YSK'nın seçim dönemi yayınları ile ilgili yetkilerinin sonlandırılması ve normal dönemlerde nasıl RTÜK ihlalleri sonuçlandırıyorsa aynı yöntemle normal seçim dönemlerinde de RTÜK'ün bu yetkisinin devam etmesi yönünde bir torba kanunu çalışması var. Fakat bunun RTÜK tarafından hazırlanan bir metin olmadığını belirtmek istiyoruz. Ama kanun koyucu bir değişiklik yaptıktan sonra bizim ödevimiz orada kanun koyucunun bize yüklediği ödevi yerine getirmektir. Sonuç olarak ne çıkar bilemiyorum çıktıktan sonra eğer YSK'nın yetkisine 55/A ve 149/A maddesi sonlandırılır ve bu RTÜK'e verilir veya başka bir sistem geliştirilirse o konuda zaten siz medya hizmet sağlayıcılarını en hızlı şekilde bilgilendirir o çerçevede görüş alışverişinde bulunuruz. RTÜK olarak bu sistemin böyle işlemesinden memnun olmadığımız bir takım noktalar var. Ama RTÜK olarak bundan memnun değiliz bunu uygulamayacağız" şeklinde konuştu.
Seçim dönemi ihlallerinin önemli bir kısmının siyasal reklamlara ilişkin ihlaller olduğunu belirten Dursun, şunları kaydetti:
"Özellikle siyasal reklamlar ile ilgili ihlaller şu iki hususta karşımıza çıkıyor. Birincisi YSK tarafından yasaklanmış bir durum olan Türk Bayrağının reklamlar da kullanılması durumunda o reklama yer vermemek gerekiyor. İkincisi dini ibarelerin reklamlarda kullanılmaması gerekiyor. Dolayısıyla dini ibarelerin ve Türk Bayrağının yer aldığı reklamlara mesafeli durmamız ve bu konuda YSK'nın varsa yasaklama kararı o kararı dikkate almamız gerekiyor. Önceki seçimlerden hareketle söyleyecek olursak dini ibarelerin ve Türk Bayrağının kullanıldığı bir takım reklamları Yüksek Seçim Kurulu(YSK) yayın durdurma kararı aldı. Yayını durdurma kararı alınması rağmen bazı medya hizmet sağlayıcıları yayınlarını sürdürdüler dolayısıyla ihlal oluşturuyor. Ondan dolayı da bazı yayın kuruluşları maalesef bir takım müeyyidelerle program durdurma kararı ile karşı karşıya kaldılar bunu bir kez daha hatırlatmak işitiyorum."
Dursun, konuşmasına şöyle devam etti:
"Önceki seçimlerde en çok seçim döneminde ihlal edilen temel konulardan bir diğeri de tarafsızlık meselesi ve tek yanlı yayın meselesi. Bu sanıldığı kadar kolay uygulanabilecek bir ilke olmamakla beraber asgari bir takım müşterekler oluşmuş bulunuyor. O sebeple sadece bir siyasi partinin mikrofonu ve ekranıymış gibi, bir siyasi partinin yayın organıymış gibi hareket etmenin tarafsızlık ve tek yönlü yayın yapma ilkesi ile bağdaşmadığını takdir edersiniz. O sebeple adaylar ve partiler arasında belli bir fırsat eşitliğinin yaratılması, tarafsızlığın özellikle dikkate alınması bilhassa programları sunanların siyasi partiler ve adaylar arasında taraf tutmaması gerekir. Tek yönlü sürekli, yayın yapılması ihlal oluşturuyor." - ANKARA
