2026 Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Milli Eğitim Bakanı Tekin: Ak Parti Hükümetleri Boyunca 821 Bin 351 Öğretmen Ataması Gerçekleşti

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "2002-2003 eğitim öğretim yılında resmi okullarımızda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken bu sayı 2024-2025 eğitim öğretim yılında 1 milyon 34 bin 564 e yükselmiştir. Halen görevde bulunan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80’i bu dönemde atandı. AK Parti hükümetleri boyunca 821 bin 351 öğretmen ataması gerçekleşti. Bu kapasite, sınıfa doğrudan yansıdı. 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36 iken 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu sayı 23 olmuştur" dedi. Tekin, 2026 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan bütçenin ise 1 trilyon 943 milyar 965 milyon 746 bin TL olduğunu bildirdi.

Haber: Ogün Akkaya - Zeynep Bozuklu

(TBMM) - Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "2002-2003 eğitim öğretim yılında resmi okullarımızda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken bu sayı 2024-2025 eğitim öğretim yılında 1 milyon 34 bin 564 e yükselmiştir. Halen görevde bulunan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80'i bu dönemde atandı. AK Parti hükümetleri boyunca 821 bin 351 öğretmen ataması gerçekleşti. Bu kapasite, sınıfa doğrudan yansıdı. 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36 iken 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu sayı 23 olmuştur" dedi. Tekin, 2026 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrılan bütçenin ise 1 trilyon 943 milyar 965 milyon 746 bin TL olduğunu bildirdi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçe ve kesin hesap görüşmeleri için toplandı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin sunuş konuşmasına, 20 Kasım Dünya Çocuk Günü'nü kutlayarak başladı. Tekin, "Eğitimi konuşmak bir toplumun kendisini nasıl tanımladığına, insanı hangi ilke ve değerler doğrultusunda yetiştirmeyi hedeflediğine, gelecek tasavvurunu hangi zihinsel ve kültürel perspektife dayandırdığına dair çok yönlü bir muhasebeye girişmektir" diye konuştu.

Eğitimin; birey, toplum, devlet üçgeni bağlamında hem varoluşsal ve toplumsal bir zorunluluk hem de kamunun kurucu nitelikteki temel görevlerinden biri olduğunu söyleyenTekin, şunları kaydetti:

"Eğitimi, temel bir insan hakkı olmasının ötesinde, kamu politikalarımızın ana ekseni ve kurumsal kapasitemizin en kritik bileşeni olarak telakki ediyoruz. Bugünün dünyasında bir eğitim sisteminin gücü, belirsizlik ve krizler karşısındaki uyum kabiliyetinde, toplumsal kırılganlıklara karşı sergilediği dirayette bireyin ve toplumun değişime ayak uydurma kapasitesinde görünür. Öğretmenin rehberliğini merkeze alan, üretken düşünmeyi öne çıkaran ve muhakemeyi besleyen bir iklim, temel ihtiyaçtır. Bu iklim, verimlilik kadar adaleti, dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği de talep eder.

"Eğitim çok katmanlı bir hüviyete sahiptir"

Mühim olan, bu değişimi tutarlı stratejik adımlarla ve toplumun gerçek ihtiyaçlarına cevap veren bir zeminde yönetmektir. Eğitim çok katmanlı bir hüviyete sahiptir. Bu çok katmanlı yapı içinde yapay zeka ve veri temelli araçlar, ölçü ve mahremiyet ilkeleriyle kullanıldığında öğretmenin rehberliğini takviye eden, erişimi genişleten ve karar süreçlerine saha kaynaklı öngörü kazandıran imkanlara dönüşür. Bu zeminde hedef, öğrenciyi dar meslek kalıplarına hapsetmeyen; değişen dünyada kalıcı kıymeti olan etkili okuryazarlık, öğrenmeyi öğrenme, güçlü muhakeme, problem çözme ve değer temelli karar alma gibi becerilerle donatmaktır. Bu sebeple eğitim politikası, içerik üretiminin yanında, mevcut ya da muhtemel belirsizlikler karşısında insanımızı ve toplumu koruyacak bir 'bağışıklık sistemi' oluşturmayı da üstlenmelidir.

"Eğitim sistemimizi güçlendirme yönündeki çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz"

Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu bilinçle hareket ediyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'Cumhuriyet sizden; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister...' veciz sözünü esas alarak eğitim sistemimizi güçlendirme yönündeki çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Eğitimi temel insan haklarını, insan onurunu ve adaleti önceleyen, öğretmenin itibarını ve yetkinliğini yükselten, öğrencinin anlamlı öğrenmesini derinleştiren ve velinin güvenini güçlendiren bir kamusal ödev olarak konumlandırıyoruz. Bu anlayışla, ülkemizin medeniyet iddiasıyla çağın ihtiyaçlarını aynı hizada tutan kapsayıcı bir eğitim düzenini kurmaya gayret ediyor ve onu günbegün güçlendiriyoruz.

"Gayemiz, 'yetkin ve erdemli insanlar' yetiştirmektir"

Cumhuriyet'in ikinci asrına tekabül eden bu yeni dönemde eğitim vizyonumuz 'Köklerden Geleceğe' çizgisinde; öğretmenin rehberliğini merkeze alan, aile-okul iş birliğini güçlendiren, fırsat eşitliğini teminat altına alan, müfredatta canlılık ve krizler karşısında süreklilik üreten bir bütünlükle ilerliyor. Ölçmede adalet, okul ikliminde huzur, kültür-sanat ve sporla zenginleşen bir öğrenme hayatı, rehberlik ve psikososyal destekle tamamlanan bir yapıyı esas alıyoruz. Gayemiz, 'yetkin ve erdemli insanlar' yetiştirmektir.

"Şeffaf bir izleme-değerlendirme sistemiyle ve hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla ilerliyoruz"

Erken çocukluktan yükseköğretime kadar bütün kademelerde; fiziki kapasite yatırımlarını, öğretmen yetiştirme ve mesleki gelişim politikalarını, müfredat yenilemeleri ile kültürel-sportif projeleri planlı bir program dahilinde ilerletiyoruz. Elde edilen kazanımlar bugünün ihtiyaçlarını karşılarken yarının Türkiye'si için kurumsal teminat oluşturmaktadır. Bizler bu yolu yürürken gündemin hızla değiştiğini, kolaycı önerilerin kısa süreli cazibe ürettiğini biliyoruz. Popüler yaklaşımların geçici etkisine kapılmadan ölçülebilir hedeflerle, şeffaf bir izleme-değerlendirme sistemiyle ve hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla ilerliyoruz. Böylece uzun soluklu toplumsal faydanın sesine kulak veren bir istikrar çizgisini muhafaza ediyoruz.

"Milli eğitim bütçesi 2003 yılından bu yana ilk sıradaki yerini korumuştur"

AK Parti hükümetleri, eğitimi devlet politikalarının merkezine yerleştirmiştir. 2002'de Milli Eğitim Bakanlığı merkezi yönetim bütçesinde 4. sıradayken, 2003'ten itibaren ilk sırada yer almış ve 2026 bütçesinde de yerini korumuştur. 2026 eğitim bütçesi; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanlığı, üniversiteler ve Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü için tahsis edilen kaynakların toplamıyla 2 trilyon 905 milyar 40 milyon 206 bin TL'dir. Bu meblağ merkezi yönetim bütçesinin yüzde 15,33'üne tekabül etmektedir.

"Halen görevde bulunan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80'i bu dönemde atandı"

Altyapı, insan kaynağı ve müfredat ölçeğinde derinliği yıllarla değil kuşaklarla ölçülebilecek bir değişimden bahsediyoruz. 2002-2003 eğitim öğretim yılında örgün eğitimde 367 bin 145 derslik varken 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla bu sayı 753 bin 571 dersliğe ulaşmıştır. 2002-2003 eğitim öğretim yılında resmi okullarımızda 515 bin 253 öğretmen görev yaparken bu sayı 2024-2025 eğitim öğretim yılında 1 milyon 34 bin 564 e yükselmiştir. Halen görevde bulunan öğretmenlerimizin yaklaşık yüzde 80'i bu dönemde atandı. AK Parti hükümetleri boyunca 821 bin 351 öğretmen ataması gerçekleşti. Bu kapasite, sınıfa doğrudan yansıdı. 2002-2003 eğitim öğretim yılında ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36 iken 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu sayı 23 olmuştur. Ortaöğretimde de benzer bir iyileşme olmuş ve 2002-2003 eğitim öğretim yılında derslik başına düşen öğrenci sayısı 30 iken 2024-2025 eğitim öğretim yılında bu sayı 20 olmuştur. İlköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ise 2002-2003 eğitim öğretim yılında 28 iken 2024-2025 eğitim öğretim yılında 15, ortaöğretimde de 18 iken 11 olmuştur.

"Ülkemizin PISA okuma becerileri alanındaki puanı 2003 yılında 441 iken 2022'de 456'ya yükseldi"

Fırsat eşitliğini güçlendiren bu kurumsal çerçevenin öğrenme çıktılarındaki yansımasını uluslararası ve ulusal göstergeler üzerinden de izliyoruz. Üyesi olduğumuz OECD'nin PISA araştırması bunlardan bir tanesidir. OECD'nin 81 ülkenin katılımıyla gerçekleştirdiği PISA 2022 raporuna göre ülkelerin uzun dönem performansları incelendiğinde son 20 yıllık dönemde matematik alanındaki performansını istikrarlı bir şekilde artıran 2 ülkeden biri ve fen bilimleri alanındaki performansını artıran 4 ülkeden biri Türkiye'dir. Benzer şekilde son on yıllık süreçte de Türkiye her iki alanda iyileşme gösteren az sayıda ülkeden biri olmuştur. Ülkemizin PISA okuma becerileri alanındaki puanı 2003 yılında 441 iken 2022'de 456'ya yükseldi. Böylece öğrencilerin okuma becerileri alanındaki performansında anlamlı bir artış gerçekleşmiş ve uluslararası ortalama olan 435'in üzerine çıkmıştır. Bu başarıyla Türkiye, aralarında yedi OECD ülkesinin de bulunduğu 45 ülkeden daha yüksek bir performans göstermiştir. Matematik okuryazarlığı alanında da benzer bir yükseliş eğilimi söz konusudur. Türkiye'nin PISA matematik puanı 2003 yılında 423 iken 2022'de 453'e yükselmiş ve 438 olan uluslararası ortalamasının üzerine çıkmıştır. Fen bilimleri okuryazarlığı alanında ise Türkiye, PISA 2022 itibarıyla son yirmi yılın en yüksek performans düzeyine ulaşmıştır. 2003 yılında 434 olan fen bilimleri puanı, 2022'de 476'ya yükselmiştir.

"Deprem felaketi sonrasında 10 bin dersliğimiz kullanılamaz hale geldi"

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen deprem felaketinden önce eğitim öğretim faaliyetleri 11 bin 567 okul, 119 bin 200 derslikte yürütülmekte idi. Deprem felaketi sonrasında 10 bin 272 okul, 109 bin 401 derslik hasarsız/az hasarlı, bin 295 okul, 9 bin 799 derslik ise kullanılamaz hale gelmiştir. Bu illerimizde yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında ise bugüne kadar 865 okul, 13 bin 321 dersliğin yapımı tamamlanmış, az hasarlı yaklaşık 84 bin dersliğin onarımı yapılmış, orta hasarlı 219 okul, 2 bin 776 derslik güçlendirilmiştir. Halihazırda 688 okul, 10 bin 539 dersliğin yapımı ile orta hasarlı 67 okul, 919 dersliğin güçlendirme çalışmaları devam etmektedir. Yapılan tüm bu çalışmalar neticesinde; bin 553 okul, 23 bin 860 dersliğin yeni yapımı, 286 okul, 3 bin 695 dersliğin güçlendirilmesi ile deprem bölgesinde mevcut derslik kapasitesinin, deprem öncesi kapasitenin yüzde 15 üzerine çıkması sağlanmış olacak.

"4 bin 5 okulumuza 'Bilişim Teknolojileri Laboratuvarları' sağladık"

Öğrencilerimizin teknoloji ve yenilik alanındaki yetkinliklerini artırmak için 'MEBKİT' adını verdiğimiz elektronik ve robotik kodlama kiti geliştirdik. Kurulumunu tamamladığımız toplam 4 bin 5 okulumuzdaki 'Bilişim Teknolojileri Laboratuvarları' ve 'Yenilikçi Sınıflar'a 41 bin 400 adet MEBKİT ve 16 bin 500 adet 'Çok Amaçlı Mobil Robot' platformu sağladık. MEBKİT, öğrencilerimize somut bir ürün üzerinde çalışma olanağı sunarken aynı zamanda bu kite erişimi olan/olmayan tüm öğrencilerimize de EBA üzerinden bir simülasyon editörü ile kodlama yapma fırsatı tanımaktadır.

"208 yükseköğretim kurumunda 6 milyon 800 bin öğrenci öğrenim görmekte"

Yükseköğretim alanında son yıllarda yaşanan dönüşümle birlikte, özellikle yükseköğretime erişim başta olmak üzere pek çok alanda kayda değer gelişmeler ve nitelikli ilerlemeler sağlanmıştır. 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla 129 devlet, 75 vakıf ve 4 vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere toplam 208 yükseköğretim kurumunda 6 milyon 800 bin öğrenci öğrenim görmektedir. Türk yükseköğretimi bu öğrenci sayısıyla Avrupa yükseköğretim alanında en çok öğrenciye hizmet veren bir sistem konumundadır.

"2002 yılında 25 bin 953 olan öğretim üyesi sayısı 2025 yılında 113 bin 134'e ulaşmıştır"

2002 yılında 70 bin 12 olan toplam öğretim elemanı sayısı 2025 yılında 186 bin 349'a yükselmiştir. Öğretim üyesi sayısında da benzer bir artış söz konusudur. 2002 yılında 25 bin 953 olan öğretim üyesi sayısı 2025 yılında 113 bin 134'e ulaşmıştır. Öğretim üyelerinin toplam öğretim elemanları içindeki payı ise 2002 yılında yüzde 37.07 iken 2025 yılında yüzde 60,22'ye yükselmiştir. Toplam öğretim elemanlarının yüzde 46,91'i (87 bin 414) kadın, yüzde 53,09'u (98 bin 951) ise erkektir. Bu oran Türkiye'yi kadın akademisyen payı bakımından OECD ortalamasının üzerinde konumlandırmaktadır.

Yükseköğretim Kurulu, uluslararasılaşmayı stratejik bir hedef olarak benimsemiştir ve üniversiteleri bu doğrultuda teşvik etmektedir. UNESCO verilerine göre Türkiye, 2019 yılından itibaren dünyada en fazla uluslararası öğrencinin bulunduğu ilk 10 ülke arasında yer almakta olup halihazırda 6. sıradadır. Üniversitelerimizde öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı 2013'te 43 bin 251 iken 2025 yılında 337 bine ulaşmıştır.

'Bir Bakışta Eğitim 2025' raporuna göre Türkiye kamu üniversitelerinde yükseköğretimin ücretsiz olduğu az sayıda OECD ülkesinden biridir. Türkiye, OECD ülkeleri arasında kamu üniversitelerinde yükseköğretimin ücretsiz olduğu İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya ile birlikte yer almaktadır. Bu durum, Türkiye'nin eğitime erişim ve eğitimde fırsat eşitliği ilkelerini gözetmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.

"2026 yılında; Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine 1 trilyon 943 milyar 965 milyon 746 bin TL tahsis edilmiştir"

Bakanlığımıza 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 1 trilyon 90 milyar 229 milyon 668 bin TL ödenek tahsis edilmiştir. 2024 yıl sonu itibarıyla; 1 trilyon 105 milyar 444 milyon 631 bin 33 TL harcama yapılmıştır. Eğitim alanında gerçekleştireceğimiz faaliyetler için 2026 yılında; Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine 1 trilyon 943 milyar 965 milyon 746 bin TL tahsis edilmiştir."

Kaynak: ANKA / Güncel
title