Haberler

15 Temmuz'da Albay Ertürk'ün Şehit Edilmesine İlişkin Dava

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit...

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesinde 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda yapılan toplantı ile kalkışma günü tugayda yaşananlar ve burada darbecilerle çatışan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 4 kişinin şehit edilmesine ilişkin davaya, sanık savunmalarının alınmasıyla devam edildi.

Bakırköy Adliyesi'nde oluşturulan salonda İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan duruşmada, 38 tutuklu ve 32 tutuksuz sanık ile taraf avukatları hazır bulundu.

Duruşmada tutuksuz sanık astsubay İsmail Turan, stajyer astsubaylara atış eğitimi verilmesi için Topkule kışlasına gittiklerini, kendisinin öğrencilere boş şarjör dağıttığını anlattı.

Terör saldırısı ihbarı aldıklarını, tanklara mühimmat yüklendiği söylentilerini duyduğunu anlatan Turan, "Zırhlı araçların Topkule nizamiyeye geldiğini gördüm. Çeşitli bölgelere polise destek vermek için çıkış yapılacaktı. Ben 10-11 askerle Topkule'den çıkış yaptım. 10-15 dakika sonra yolun iki polis aracıyla kapatıldığını gördüm. Araçlardan indik, vatandaşlar 'en büyük asker bizim asker' diye alkışlıyordu. Bir rütbeli yolu açmamızı istedi, polis aracının camını kırdı. Biz bir süre sonra Topkule kışlasına döndük. Dönerken vatandaşın biri 'siz kime hizmet ediyorsunuz.' dedi. Haberlere baktık. Köprünün kapatıldığını gördük. Askerlerime olaylardan uzak durmalarını söyledim. Kışlaya geldikten sonra televizyondan Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın açıklamalarını takip ettik." dedi.

Turan, birkaç rütbelinin "A Haber'i basmaya gidiyoruz." şeklinde konuşmalarını duyduğunu, yüzünü görmediği bu kişilerin kışladan çıktığını söyledi.

Stajyer astsubaylarla ağaçlık bölgelerde saklandıklarını ve telefonlardan olayları takip ettiklerini ifade eden Turan, şöyle devam etti:

"Birkaç stajyer istirahat için koğuşlar bölgesine gitmişti. Yanıma birkaç öğrenci alarak gidenleri kontrol etmek için çıkmıştık. Davut ve Sait albay bizi durdurdu. Silahlarımızı aldı, yere yatırdı. Davut albay, kim olduğumuzu, nereye gittiğimizi sordu, durumu anlattım. 'Darbeden mi devletten mi yanasınız.' dedi. Her zaman devletten yana olduğumuzu söyledik. Daha sonra silahlarımızı verdi. 'Karargahta darbeci hainler var. Polis gelecek, onlara operasyon yapacağız. Postanenin orada bekle. Helikopterin yanına bizim dışımızda gelenleri vurun, helikopterin kalkmasına engel olun.' dedi. Askeri bir ambulans geldi. Davut albay onlarla tartıştı. Sait albay, Davut albaya 'polis nerede kaldı' dedi. Sait albay sürekli telefon görüşmesi yapıyordu. Biz top sahasındaki helikopter için görevlendirilmiştik. Bir tank geldi. Sait albayın sesini duydum, 'teslim olun.' dedi. Sonra çatışma çıktı. Stajyerlere tam siper yaptırdım. Sait albayın yanında iki polis vardı. Biri yaralı şekilde postanenin oraya geldi. Sait albay ve diğer polisin vurulduğunu söyledi. Havaya ateş açtık. Bir süre sonra ağaçlık alandan bir helikopter kalktı."

Turan, bir süre sonra nizamiye bölgesine geçtiklerini, oradaki polislerin çatışma bölgesine girmek için araçlarının yetersiz olduğunu söylemesi üzerine, kendisinin zırhlı personel taşıyıcıyı kullanarak çatışma bölgesine gittiğini anlattı.

Çatışma bölgesine ilk gittiğinde Davut albayın yaralı olarak araca alındığını söyleyen Turan, şöyle devam etti:

"Sağ elinin işaret parmağı kopan ve çeşitli yerlerinden yaralanan Davut albayı nizamiyeye götürdük. İkinci sefer çatışma bölgesine geldik. bu sefer yaralı bir polisi alıp nizamiyeye getirdik. Özel harekat polisleriyle üçüncü kere çatışma bölgesine geldik. Sait albay ve bir polis yerde yatıyordu. Özel harekat polisleri zırhlı personel aracından indi, polis ile Sait albayı araca aldık. Şehit olmuşlardı."

Turan, nizamiyede tümen komutanı Yavuz Türkgenci'nin emriyle polisin gelmesini beklediklerini, diğer askerlerin de nizamiyeye geldiğini, üstlerini çıkarıp, polise teslim olduklarını söyledi.

Türkgenci'nin emriyle kışla boşaltıldıktan sonra, kışlanın aranması için 2 gün polise refakat ettiğini dile getiren Turan, Çukurca'da görev yaptığını belirtti.

"Makamınızın gereğini yapın"

Hakimin, Turan'a birkaç sanığı göstererek, polis aracının camını kıran kişiyi teşhis ettirmeye çalışması üzerine sanık avukatları itiraz etti. Avukatın, bu şekilde teşhisin usule aykırı olduğunu söylemesi üzerine Hakim, "Usulün doğru olmadığını düşünüyorsanız söz hakkı alırsınız, burası mahkeme salonu. Makamınızın gereğini yapın." demesi üzerine avukat da "El kol yapıyorsunuz, çocuk azarlar gibi azarlıyorsunuz. Teşhis etmeye yönlendiriyorsunuz." diye cevap verdi.

Savunmaların alınmasına devam eden mahkeme, duruşmayı yarına erteledi.

İddianameden

Soruşturma sonucunda hazırlanan 600 sayfalık iddianamede, aralarında subayların da bulunduğu tamamı rütbeli 55'i tutuklu, 4'ü firari 132 sanık yer alırken, haklarında "darbeye teşebbüs" suçundan daha önce dava açılan 14 şüpheli hakkında "kasten öldürme" ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçlarından bu dosya üzerinden soruşturma yapıldığı belirtiliyor.

İddianamede, görev yapan ve kalkışmaya destek için bölgeye giden 55'i tutuklu, 4'ü firari 118 rütbeli sanığın, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs", "Tu¨rkiye Cumhuriyeti hu¨ku¨metini ortadan kaldırmaya veya go¨revini yapmasını engellemeye tes¸ebbu¨s", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya go¨revini yapmasını engellemeye tes¸ebbu¨s" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve on beşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Darbe giris¸iminin kars¸ısında durmak ve kıs¸la gu¨venligˆini sagˆlamak amacıyla hareket eden Albay Sait Ertürk ve mu¨s¸teki Albay Davut Ala'nın, emniyet gu¨c¸leri ile koordine sagˆlanarak, kıs¸ladaki darbeci askerleri teslim almak ic¸in zırhlı arac¸ların korumasında Topkule Kıs¸lası'na girdikleri anlatılan iddianamede, kıs¸ladaki darbeci askerlerin, "teslim olun" c¸agˆrıları ve emniyet gu¨c¸lerinin u¨zerine yogˆun s¸ekilde ates¸ etmeye bas¸laması üzerine c¸ıkan c¸atıs¸mada polis memuru Serdar Gökbayrak ve Albay Sait Ertürk'ün vurularak şehit olduğu, polis memurları Ferdi Akyün, Veysel Akdağ, Muslahattin Murat Birlik, Kemal Cavit Alpdemir ve Yas¸ar Demiral'ın ise yaralandığı anlatılıyor.

Topkule Kışlası'ndan darbecilere destek olmak için hareket eden ve I·stanbul Emniyet Mu¨du¨rlu¨gˆu¨ Vatan Yerles¸kesi'nin ic¸erisine inmeye çalışan helikoptere, emniyet güçlerince ateş açıldığı belirtilen iddianamede, inmek ic¸in uygun bir alan arayan helikopterden, alc¸alma esnasında kalabalıgˆın u¨zerine ates¸ edildiği ve ac¸ılan ates¸ sonucu darbe giris¸imini engellemeye c¸alıs¸an Mehmet Güder'in şehit olduğu kaydediliyor.

66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlıgˆı'ndan A Haber televizyon kanalının is¸gali ic¸in hareket eden şüphelilerin önünün, TEM Otoyolu'nda Fatih Sultan Mehmet Ko¨pru¨su¨ istikametinde Gaziosmanpas¸a tır garajı mevkisine geldiklerinde, polisler ve vatandas¸lar tarafından kesildiği belirtilen iddianamede, şüphelilerin polislerle ve vatandas¸larla yolun ac¸ılması hususunda girdikleri tartışma sırasında s¸u¨phelilerce ates¸ edilmesi u¨zerine, olay yerinde bulunan ve darbe giris¸imini engellemek amacıyla sokagˆa c¸ıkan Servet Asmaz'ın yaralandığı ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği aktarılıyor.

İddianamede, 4 kişinin şehit edilmesi ile polis ve vatandaşların yaralanmasına ilişkin 36 şüpheli hakkında, "kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan da müebbet hapis cezası istenirken, 23 şüphelinin "kamu malına zarar vermek" suçundan hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.

Avrupa Yakası'na ilişkin toplantı

I·stanbul Avrupa Yakası'nda yer alan 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlıgˆı'nda darbe teşebbüsünü planlayan grup tarafından toplantı yapıldığı belirtilen iddianamede, darbecilerin tugayı, kalkışma sırasında Avrupa Yakası'ndaki hedeflerin is¸gal edilmesinde en kilit rolu¨ oynayacak s¸ekilde konumlandırdıkları bildiriliyor.

İddianamede, darbe tes¸ebbu¨su¨nden gu¨nler o¨nce tugayda yapılacak faaliyetle alakalı c¸alıs¸malara başlanıldığı, elde edilen verilere go¨re, en gec¸ 14 Temmuz'da tugaydaki u¨st ru¨tbeli subayların toplandığı kaydediliyor.

Darbe tes¸ebbu¨su¨ sırasında tugay ic¸erisinde emir komuta zincirinin du¨zgu¨n c¸alıs¸ması ic¸in bazı go¨revlendirmelerde degˆis¸ikligˆe gidildigˆinin tespit edildiği anlatılan iddianamede, buna go¨re 15 Temmuz 2016'da Tugay No¨betc¸i Amirligˆi nöbetinin U¨stegˆmen Alper Karacaoğlu'ndan alınarak, Harekat ve Egˆitim S¸ube Mu¨du¨ru¨ Binbas¸ı Ahmet Baykal'a verildiği, bu go¨revlendirmenin Tugay Kurmay Bas¸kanı Yarbay Osman Akkaya tarafından yapıldığı ifade ediliyor.

"Darbeciler, tankları 30 Ağustos için yürütmüş"

İddianamede, İstanbul'daki ana darbe davasının sanığı dönemin Tugay Komutanı Mehmet Nail Yiğit ve Tugay Komutan Yardımcısı Yusuf Sarı'nın koordinesinde verilen söz konusu emirlerin akabinde, normalde Kara Kuvvetleri Komutanlıgˆı'na tayini c¸ıkan, bu nedenle 13 Temmuz 2016'da go¨revini s¸u¨pheli Yarbay Fatih Sönmez'e devreden Tank Tabur Komutanı Serbu¨lent Eken'in, Tugay Komutanı Yiğit ile Yusuf Sarı tarafından darbe giris¸imi kapsamında kendisine verilen go¨revleri yerine getirmek ic¸in kıs¸lada eski go¨revinde bırakıldığı anlatılıyor.

Sanık Kurmay Yarbay Fatih Sönmez'in Tank Tabur Komutanı olarak atandıgˆı halde Lojistik Destek Komutanlıgˆı'na görevlendirildiği, Serbu¨lent Eken'in 14 Temmuz'da bu kapsamda Yusuf Sarı, Kadir Yıldız ve Ahmet Baykal ile koordineli olarak arac¸ ve personel degˆis¸imi konusunda faaliyet yürüttükleri belirtilen iddianamede, bu kapsamda hangi tankların hangi personel ile darbe giris¸imine katılacagˆının isim isim belirlendiği, şüpheliler Eken, Yıldız ve Enver Muratoğlu'nun arac¸ların bakımını yaptırdığı, yakıt ikmallerini tamamlattığı ve mu¨himmatları hazırlattırdığı ifade ediliyor.

Tank Tabur Komutanı Serbu¨lent Eken'in tanklara üçer tank mermisi dağıttırdığı, ayrıca tank taburuna 12 bin MG-3 mu¨himmatı ve 19 bin 200 Hk-33 mu¨himmatı getirilmesini sağladığı, aynı s¸ekilde Piyade Tabur Komutanı Kadir Yıldız'ın personelinin itirazlarına ragˆmen, Zırhlı Personel Tas¸ıyıcı arac¸lara kule silahlarını yüklettiği belirtilen iddianamede, verilen emirler dogˆrultusunda hazırlanan tankların 30 Agˆustos to¨renlerine yaklas¸ık 1,5 ay olmasına ragˆmen kıs¸la ic¸erisinde hazırlık amacı ile yürütüldüğüne dikkat çekiliyor.

Kaynak: AA / Güncel

İsmail Turan Kadir Yıldız İstanbul Politika Güncel Haberler

title