Haberler

TBMM, Başbakan Erdoğan Gensorusunu Görüşüyor

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Sabah-atv İhale Sürecinde Ne Mevzuata, Ne de Ahlaka Aykırı En Ufak Bir Müdahalenin Söz Konusu Olmadığını Vurguladı.

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Sabah-ATV ihale sürecinde ne mevzuata, ne de ahlaka aykırı en ufak bir müdahalenin söz konusu olmadığını vurguladı. Canikli, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hiç kimseye ihaleye katılması veya katılmaması yönünde en ufak bir telkinde bulunmamıştır" dedi.

TBMM Genel Kurulu, CHP'nin, ATV ve Sabah'ın Çalık Grubu'na bağlı Turkuvaz Radyo Televizyon Gazetecilik ve Yayıncılık A.Ş.'ye satışı sürecinde istenilen sonuçları almak için ihale öncesi ve sonrası olaya müdahil olduğu, yetkisini bir grubun avantajı için kötüye kullandığı gerekçesiyle Başbakan Erdoğan hakkında verdiği gensoru önergesinin görüşmelerini sürdürüyor. Gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmelerde AK Parti Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, CHP'nin soru sormak için gensoru verdiğini belirterek, Türk siyaset tarihinde gensoru müessesesinin bu kadar hafife alındığı bir başka örnek bulunmadığını söyledi. Hiçbir dönemde soru sormak için gensorunun kullanılmadığını ifade eden Canikli, ATV-Sabah ihalesi sürecinde mevzuata aykırı en ufak bir işlem olmadığını belirtti. Başbakan Erdoğan'ın hiç kimseye ihaleye katılması veya katılmaması yönünde en ufak bir telkinde bulunmadığını vurgulayan Canikli, CHP Genel Başkanı Baykal'dan Başbakan Erdoğan'ın bir işadamıyla görüşerek ihaleden çekilmesini istediği yönündeki iddiasını ispatlamasını istedi. Canikli, "Sayın Baykal'ın söylediği görüşme, ilgili işadamının talebi üzerine gerçekleşmiştir, ama bu ihaleyle ilgili en ufak bir konu gündeme gelmemiştir. Başbakan'ın en ufak bir yönlendirmesi olmamıştır. Buyurun ispat edin, var mı belgeniz. İhale sürecinde ne mevzuata ne de ahlaka aykırı en ufak bir müdahale söz konusu olmamıştır" şeklinde konuştu.

"ÖZELLEŞTİRME TARİHİNDE KULLANILAN EN YÜKSEK ÖZKAYNAK" İhalede Sabah ve ATV'yi satın alan firmanın 350 milyon dolar özkaynak kullandığını belirten Canikli, bunun bütün özelleştirmeler içinde kullanılan en yüksek özkaynak miktarı olduğunu dile getirdi. Firmanın kullandığı krediden çok daha fazlasının kullanıldığına ilişkin örnekler bulunduğunu belirten Canikli, "Halkbankası ve Vakıflar Bankası hibe mi yapıyor? Kredi veriyor. Verilen kredinin geriye dönüşüyle ilgili bir sıkıntı olursa bu değerlendirmeler yapılabilir. Ne bir peşkeş ne bir yönlendirme vardır.

Şeffaf bir ihale yapılmıştır. Hortum olayı olmadı. Son derece güzel bir ihale yapıldı" dedi.

2002 yılında Halkbankası'nda batık kredilerin, verilen kredilerin tamamına oranının yüzde 93 olduğunu hatırlatan Canikli, bunun bir utanç tablosu olduğunu söyledi. AK Parti iktidara geldikten sonra verilen kredilerden sadece binde 8'inin batık krediye dönüştüğünü belirten Canikli, bugün Halkbankası'nda batık kredilerin toplam kredilere oranının yüzde 6 olduğunu kaydetti. Canikli, "Biraz önceki utanç tablosundan bugünkü gurur tablosuna gelindi. Herkesin bu gurur tablosu önünde saygıyla eğilmesi gerekiyor.

Aynı şey Vakıflar Bankası ve Ziraat Bankası için de geçerli" diye konuştu.

"İŞBANKASI'NIN POAŞ'I SATIŞINDA ÖNGÖRÜSÜZ DAVRANDINIZ" CHP'nin yüzde 28 hissesine sahip olduğu ve Yönetim Kurulu'nda 4 temsilcisinin bulunduğu İşbankası'nın POAŞ hisselerinin yüzde 44'ünü Doğan Grubu'na 616 milyon dolara sattığını hatırlatan Canikli, 6 ay sonra Doğan Grubu'nun POAŞ'ın yüzde 34 hissesini yabancı bir firmaya 1 milyar 54 milyon dolara sattığını anlattı. Canikli, "En hafif bir ifadeyle çok büyük bir öngörüsüzlük. 6 ay sonra fiyat ikiye katlanacak ve siz bunu göremiyorsunuz. Bu, Ulu Önder Atatürk'ün mirasıdır, bu mirası böyle mi değerlendirmek lazım. Önünüzü göremiyorsunuz. Bu milleti nasıl yöneteceksiniz siz. Allah'tan millet bunun farkında. Başbakan Katar'a 1 defa, İngiltere'ye 5 defa, ABD'ye 6 defa gitmiştir. Atatürk'ün siyasi mirasını da iyi kullanamıyorsunuz. Naçizane tavsiyem ufkunuzu, geleceğinizi 500 metrekareye hapsetmeyin. Dünyaya açılın" değerlendirmesinde bulundu.

MHP Grubu adına konuşma yapan Giresun Milletvekili Murat Özkan da, Sabah-ATV ihalesi için 750 milyon dolar kredi kullanan Çalık Grubu'nun bununla yetinmeyeceğe benzediğini belirterek, "Şimdi de kredi kullandığı Halkbank'ı satın alma planları kurmaktadır" diye konuştu.

Özkan, Çalık Grubu'nun yatırım bankacılığı alanında faaliyet gösteren Çalık Bank kanalıyla Halkbank'ı satın almayı planladığını öne sürdü. Halkbank'ın hukuki değerinin 7 milyar dolar olduğuna işaret eden Özkan, yüzde 50'sinin satılması halinde bu rakamın 3.5 milyar dolar edeceğine dikkat çekti. Özkan, "Diyelim ki yabancı ortakla girdin. Kendi hisseni nasıl ödeyeceksin? Demek ki bir yerlere güveniyorsun. Bu grubun Halkbankası'nı almak için kaynakları yetmeyeceğine göre bir yerlerden kaynak bulması gerekiyor. Herhalde Ziraat Bankası kredi almak için kullandırılır. İnşallah milletin parası birilerine peşkeş çekilmez" dedi.

Başbakan Erdoğan'ın İstanbul'da bir grup gazeteciyle yaptığı görüşmede, 'Ben müdahale etsem daha ucuza satılırdı' ifadelerini kullandığını kaydeden Özkan, "Bunun adı düpedüz diktatörlüktür. İstersem bu milletin hakkını yerim, istersem bağışlarım demektir. Sıkıştığında demokrasiye gönderme yapacaksınız, düzlüğe çıktığınızda 'ben ne dersem o olur' diyeceksiniz. Gözlerimiz var görüyoruz, kulaklarımız var duyuyoruz, ama sen kitaptan işine geleni alıp işine gelmeyeni almıyorsun" şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın 4 yıl önce attan düştüğünü hatırlatan Özkan, "Bu millet kendi parasını peşken çekenleri bir gün attan düşürür. Ama bu 4 yıl önce attan düştükleri gibi olmayacaktır. Bu millet birini attan düşürdü mü bir daha ebedi olarak kendine gelemez" dedi. Özkan, gensoru önergesine olumlu oy vereceklerini açıkladı.

DTP Grubu adına konuşan DTP Siirt Milletvekili Osman Özrerin tamamına oranının yüzde 93 olduğunu hatırlaçelik ise, bugün Türkiye'de yayınlanan her iki gazeteden birinin hükümetin kontrolünde olduğunu belirterek, televizyonların çoğunun AK Parti yandaşlarının eline geçtiğini öne sürdü. Türkiye'de yayın yapan kitle iletişim araçlarının yüzde 65'e yakınının iki büyük holdingin denetimi altında olmasının, toplumun çok renkli ve çok sesli doğasının medyada tek renkli ve tek sesli bir şekilde hatalı ve tahrif edilmiş bir çevirisine neden olduğunu kaydeden Özçelik, "Basının özgür olduğu söylenir. Basının özgürlüğünden dem vurulur. Sözü edilen özgürlük, iktidar ve sistem sözcülüğü özgürlüğüdür" dedi.

Özçelik, gensoru önergesinin görüşmelerinde oy kullanmayacaklarını açıkladı.

(ZÇ-CC-CC-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title