Davutoğlu, Tgrt Haber'de Gündeme İlişkin Değerlendirmelerde Bulundu

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine ilişkin, " Türkiye'deki anamuhalefet lideri, sorumlulukla davranması gereken bir lider, dönüp bizi fail gibi gösteriyorsa, bunu ben hem entelektüel formasyon eksikliği olarak görürüm hem ahlaki formasyon hem de bu ülkeye aidiyet bakımından ciddi bir sorun olarak görürüm. Artık yeter. Herkes neyin safında durduğunu tayin etsin" dedi.

Yunanistan'ın başkenti Atina'da bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, TGRT Haber Televizyonu Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar'ın hazırlayıp sunduğu Ankara'nın Gündemi programına katıldı. Programda İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ile Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu'nun sorularını cevaplayan Davutoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Suriye'de yaşanan krizin failinin Türkiye olmadığını belirten Davutoğlu, "Biz mi Suriye sokaklarına 'kalkın isyan edin, demokratik haklar talep edin' dedik. Biz mi Suriye'de rejime 'Bu insanlar isyan ediyor, bu isyanları bastırın, sertlik kullanın' dedik. Aksine hep biz onlara doğru yolu göstermeye çalıştık" diye konuştu.

CHP'nin hükümete yönelik eleştirilerinin aslında Beşar Esed'in zulümlerini örtmeye yönelik çabalar olduğunu ifade eden Bakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Zeka sahibi bir tek kişi Suriye'deki olayların sebebinin Türkiye olduğunu söylemesi durumunda, kendisinin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu zekasından dolayı tebrik eder. Ama eğer dünyadaki herkes ve uluslararası kamuoyunun hepsi Beşar Esed'i sorumlu tutuyorsa ve buna rağmen Türkiye'deki anamuhalefet lideri, sorumlulukla davranması gereken bir lider, dönüp bizi fail gibi gösteriyorsa, bunu ben hem entelektüel formasyon eksikliği olarak görürüm hem ahlaki formasyon hem de bu ülkeye aidiyet bakımından ciddi bir sorun olarak görürüm. Artık yeter. Herkes neyin safında durduğunu tayin etsin."

BM'de yapılan oylamada 192 ülkenin 133'ünün Suriye'yi kınayan metni kabul ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Bu kadar ülke ve uluslararası kamuoyu bir konuda anlaşacak, bütün dünya Esed'in şu anda arkasında durduğu düşünülen ülkeler dahi 'Beşar Esed bizim arkadaşımız değil, o bizim dostumuz değil' diye açıklama yapma ihtiyacı hissedecek Esed'in katliamı dolayısıyla, ama anamuhalefet partisi Esed'e dönüp 'zulmü durdur' diyeceğine, bize dönüp 'niye Suriye rejimiyle ilişkileriniz bozuldu' diye soruyorsa, ya olayları değerlendiremiyordur, ya uzun bir kış uykusuna yatmıştır, ya da başka gündemleri vardır" ifadelerini kullandı.

Esed sonrası döneme ilişkin dile getirdiği Faruk El Şara ismini Sünni olduğu için zikrettiğine yönelik iddiaları reddeden Davutoğlu, kendilerinin asla mezhepçilik yapmadıklarını söyledi. "Esed biz tanıdığımızda da Nusayriydi, dost olduğumuzda da Nusayriydi" diyen Davutoğlu, "Biz Nusayri-Sünni ayrımı yapmayız. Ama ne zaman halkına zulmetmişse, yine Nusayri ve Sünni ayrımı yapmadan, Şii ve Sünni ayrımı yapmadan o zulme karşı dururuz. Biz Sayın Kılıçdaroğlu gibi beş dakika içinde üç yalan söylemeyiz. Benim televizyonda bunu söylediğimi iddia etti, insani bir yalan. Benim kapalı oturumda bunu söylediğimi iddia etti, devlet ahlakı anlamında bir yalan. İleride kendisi halka dönüp 'bana bu devleti emanet edin' diye nasıl söyleyecek?" şeklinde konuştu

Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye'ye doğru adım adım çekilmeye çalışıldığı, Batı'nın ve ABD'nin Türkiye'yi yalnız bıraktığı, ABD yönetiminin tutumunda, başkanlık seçimlerinden sonra büyük bir değişime gitmeyeceği yönündeki iddialarla ilgili olarak, şunları söyledi:

"Türkiye'den sanki bir yere çekilebilen veya çekilemeyen bir nesne gibi bahsediliyor. Türkiye, kendi stratejisini bilinçli bir şekilde uyguluyor. Suriye konusunda adım adım uyguladığımız bir strateji var. Türkiye, Suriye meselesiyle ilgili başlangıçta 9 ay doğrudan angajmanla yani ikili ilişkilerle daha sonra bölgesel angajmanla, Suriye'nin Dostları toplantısıyla Kofi Annan ile yapılan çalışmalarla Cenevre Mutabakatı içinde yer alarak bu stratejiyi yürütüyor. Nihai hedef, Türkiye'nin ulusal güvenliğini sağlamak, uluslararası toplumla Suriye'de ileride Türkiye ile birlikte çalışacak bir demokratik idarenin ortaya çıkmasını sağlayacak şartların olgunlaşmasını temin etmek."

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye'den atılan top mermisinin Akçakale'ye düşmesinin ardından, Türkiye'nin çağrısı üzerine olağanüstü toplanan NATO Konseyi'nin saldırıyı kınamasıyla ilgili iki önemli hususun, "NATO'nun güneydoğu sınırları ve NATO'nun ittifak olarak güvenliğinin bölünmezliği ilkesi" olduğuna dikkati çekti. Akçakale saldırısına misilleme yapıldığında tek bir ülkenin dahi Türkiye'yi eleştirmediğini, BM Güvenlik Konseyi'nden Suriye'yi kınayan açıklama çıktığını, bütün bunlara rağmen Türkiye'nin yalnız kaldığına ilişkin yorumlar yapıldığını belirten Davutoğlu, İstanbul'da organize edilen Suriye'nin Dostları toplantısına 120'ye yakın ülke ve uluslararası örgütün katıldığını ifade etti.

"TÜRKİYE, ULUSAL GÜVENLİĞİ GEREKTİRİRSE HİÇ KİMSEDEN DESTEK BEKLEMEKSİZİN ADIM ATAR"

ABD, Türkiye'ye destek açıklaması yaptığında, "Türkiye ABD'nin güdümünde hareket ediyor", bu ülke açıklama yapmadığında "Türkiye yalnız kalıyor" denildiğini kaydeden Davutoğlu, "Türkiye ulusal güvenliği gerektirirse hiç kimseden destek ya da açıklama beklemeksizin gereken adımı atar" dedi.

Çin ve ABD dışişleri bakanlarıyla konuştuğunu, her ikisinin de Türkiye'nin pozisyonunu anladıklarını ve desteklediklerini, son bir hafta içinde İran Cumhurbaşkanı Yardımcısının Türkiye'yi ziyaret ettiğini, İran Dışişleri Bakanıyla görüştüğünü, ABD Dışişleri Bakanıyla ve diğer ülke dışişleri bakanlarıyla birçok kereler konuştuğunu anlatan Davutoğlu, "Bu mu yalnızlık? Kim hükmediyor Türkiye'nin yalnız olup olmadığına. Aslında bunu söyleyenler, Türkiye'nin yalnız kalmasını istiyorlar, kendi rüyalarında Türkiye yalnız, kendi hayal alemlerinde yaşıyorlar. Türkiye bugün her yerde olan bir ülke. Biz Suriye kriziyle uğraşırken aynı zamanda Somali'deki cumhurbaşkanlığı seçimini de takip ediyoruz. Sudan ile Güney Sudan arasındaki birtakım arabuluculuk girişimlerine katkıda bulunuyoruz" ifadelerini kullandı.

Suriye krizi varken Ukrayna'yı ziyaret etmesine yönelik eleştirilere de değinen Davutoğlu, ziyaretinde Kırım Tatarlarının 20 yıldır bekleyen sorunlarıyla ilgili Ukrayna Dışişleri Bakanı, Kırım Özerk Yönetimi Başbakanıyla 3-4 saat süren toplantıda neredeyse tüm sorunlarını çözüme kavuşturduklarını belirtti. Davutoğlu, "İşte diplomasi budur. Kendi gündemini takip etmek budur. Suriye'nin bütün zihnimizi esir almasına izin vermeyiz" dedi.

"PUTİN ZİYARETİNİN ERTELENMESİ HERHANGİ BİR KRİZLE İLGİLİ YOK"

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye yapacağı ziyaretin ertelenmesinin herhangi bir krizle ilgili olmadığını belirten Bakan Davutoğlu, ziyaretin önümüzdeki haftalarda yapılacağını söyledi. Davutoğlu, kargosunda sivil havacılık kuralları gereğince taşınması doğru olmayan bazı malzemeler bulunduğu şüphesiyle Suriye uçağının Ankara Esenboğa Havalimanı'na indirilmesinin de Türk-Rus ilişkilerini etkileyecek bir boyutunun olmadığını da kaydetti.

"KATLİAMLAR YÜRÜTEN BİR REJİME DÖNÜK SİLAH AKIŞINI KONTROL ETMEYE KARARLIYIZ"

Bakan Davutoğlu, indirilen Suriye uçağıyla ilgili olarak, "Herhangi bir gerekçeyle herhangi bir vasıta kullanılarak Suriye'de sivil halka böylesine acımasız katliamlar yürüten bir rejime dönük silah akışını kontrol etmeye kararlıyız. Bizim hava sahamızı kullanarak bu tür bir çalışma yürütülmesi kabul edilemez" diye konuştu.

Uçağın indirilmesinde Moskova yönetiminin bir sorumluluğu olup olmadığına ilişkin soru üzerine Davutoğlu, bunun uçaktaki inceleme bittiğinde çıkacak tabloya göre değerlendirileceğini, Türkiye-Rusya ilişkilerini etkileyecek boyutta bir şey olacağını düşünmediğini vurguladı. - ANKARA