Haberler

    Müzik yapıp sürekli yeniden doğuyorum

    Güncelleme:

    Yıl 2000... Her yerde onun sesi yankılanıyor.

    Yıl 2000... Her yerde onun sesi yankılanıyor. 'Yalanın Batsın' şarkısı zirvede. Dinleyenin kalbine işleyen güçlü sesi, cesur tavırları ve farklı tarzıyla kısa sürede 'Kraliçe' lakabını alıyor. Hande Yener hikayesini "Türk kızının gerçek başarı öyküsü" diyerek özetliyor. Müzikte hiçbir zaman tekdüze olmadığının altını çizerken kendini "Elde ettiğim başarılar sayesinde kompleks ve egolarını aşmış biriyim. Lokum gibiyim" diye anlatıyor. Yener'le yeni albümü ve 20 yıllık kariyer yolculuğunu konuştuk.

    20 yıl boyunca birçok hite imza attınız. Sevildiniz, eleştirildiniz, konuşuldunuz. Hande Yener olmak zor mu?

    Çocukken bile kafamda hep sahneye çıkıp şarkılarını söyleyen Hande Yener'dim. Bu yüzden zor olmadı. Allah sesimle birlikte o enerjiyi de bana vermiş. Bunun için doğmuşum. Benim görevim, bu ülkeye büyük bir enerji yaymak. Bu sebeple sürekli müzik yapıp yeniden doğuyorum.

    "Türk kızının başarı öyküsü"

    Geçen 20 yılı bir cümleyle nasıl özetlersiniz?

    20 dakikalık harika bir film fragmanı.

    Nasıl bir film bu?

    Hayallerine ulaşmış bir Türk kızının gerçek başarı öyküsü. Çok çalıştım. Hayatımın en güzel dönemleri stüdyolarda geçti. Farklı tarzlarda müzik yapıp hepsinin dinleyicisine ulaştım. Yaptıklarımda asla tekrara düşmek istemedim. Hep eşsiz, zamanına uygun ritmler...  Artık kaçıncı nesle hitap ediyorum bilmiyorum ama sürekli kendimi yenilemeye devam ediyorum.

    20 yıl önce bir mağazada çalışırken bu kadarını hayal eder miydiniz?

    İç sesim hep açık oldu. Hep şarkıcı olacağımı bildiğim için kendimi çok dinliyordum. Keşfedildikten sonra attığım her adım başka kapı açıp beni bu noktaya getirdi. İyi ki iç sesimi dinlemişim.

    Keşfedilmeseniz ne yapıyor olurdunuz?

    İçimdeki müzik coşkusu durmazdı. Barlarda şarkıcılığa devam ederdim.

    İlk şarkınız 'Yalanın Batsın'a 20 yıl sonra baktığınızda ne hissediyorsunuz?

    Barlarda şarkı söylerken bir anda Türkiye'ye şarkı sunan bir solist oldum. Artık albümüm, kendi şarkılarım var diye düşünürken baktım ki büyük bir yarışın içine girmişim. Ama en büyük problemim kendi hitimi geçmek olmuştu. İkinci albüme kadar uyku uyumadım. Sonra da hep 'Hande Yener' tarzına devam ettim.

    "Elektronik müzik yaptığıma hiç pişman olmadım"

    Nedir Hande Yener tarzı?

    Modernlik, farklılık... Şarkıların sözlerinde ve bestelerde zorlama olmamalı. Yürekten çıkmalı.

    En büyük eleştiriyi elektronik müziğe geçtiğinizde aldınız. Şimdi bakınca pişman mısınız?

    Asla pişman değilim. Müziğin içine tam anlamıyla girdiğim zamanlardı. Ama herkes müziğimi konuşurken sanki kötü gidiyor gibi bir imaj yaratılmaya çalışıldı. Ayrıldığım şirket sanki başarısız olmuşum gibi konuştu. Bunlar yordu. Fakat dinleyiciler beni hiç yalnız bırakmadı. O köprüyü atlaya zıplaya geçtim.

    Hande Yener denince akla genelde yüksek tempolu şarkılar geliyor. Bu özel bir tercih miydi?

    Genç kızlığımda kendime "Gençlerin dinleyeceği, onlara o enerjiyi veren şarkılar yapmalıyım" demiştim. Bu sebeple kariyerim boyunca kendimi genç enerjili şarkılar yapmaya adadım.

    Ama bunalım şarkılarını da çok seven bir toplumuz...

    Ajitasyon şarkılar söyleseydim çok daha büyük paralar kazanırdım. İşim kolay olurdu. Ama yapmak istedim.

    "Yanlış ilişkiler yaşamış olabilirim"

    Neden?

    Hep Türk pop müziğini ileriye götürmek istedim. Benim ruhum bu: Moral veren, tatlı, yırtıcı... Başka bir ruhu taklit edemem. Tamam, slow şarkıları da seviyoruz ama sadece onları dinleyerek kendimizi hasta etmeyi doğru bulmuyorum. Bu yüzden dramdan ve drama kraliçesi olmaktan kaçıyorum.

    Hiç sıkıntılarınız olmadı mı?

    Bazen sektör yoruyor, şirket problemleri oluyor. Haksızlığa uğruyorsun. Her kadının yaşayacağı gibi duygusal boşluklarım da oldu. Yanlış zamanda yanlış ilişkiler de yaşamış olabilirim... Ama bütün bunlar şu anki Hande'yi oluşturdu.

    Nasıl bir Hande var artık?

    Tavrım, dünyam değişti. Daha anlayışlı, enerjisi yüksek, daha geniş perspektiften bakan, daha çok empati yapan biri oldum. Negatif şeyleri hayatımdan çıkardım.

    Nedenini bile hatırlamadığımız bir küslük...

    İnsanlarla önce çalışıyor sonra küsüyor gibi bir haliniz var...

    Aslında ben başkasıyla çalıştığımda onlar bana bozuluyor. Bazen ara veriyoruz ama o arayı verdiğimiz zaman maalesef kırgınlıklar oluyor. Küs olmuyoruz.

    Berksan'la küsmüştünüz...

    Çok artisttik. Çocuklarınki gibi saf bir küslüktü. Nedenini bile hatırlamıyoruz. Bir kaza geçirdiğini duyunca hemen aradım ve barıştık. Instagram'da birbirimizi sırf görmemek için bloklamıştık. Bloklarımızı açmaya falan çalıştık ergen gibi.

    Demet Akalın'la barıştınız mı?

    Tatlıyız, mesajlaşıyoruz. Ben annemle yaşıyorum, Demet de ailesiyle... Özellikle pandemi sürecinde çok mesajlaştık, bilgi alışverişi yaptık.

    Artık tekdüzeliğe ve sıradanlığa ilgi var

    ? 1990'larda pop şarkıcıların kavgaları gündemdi. Nerede o tartışmalar?

    Öyle rekabetler kalmadı.

    Neden?

    E öyle prodüktörler yok. Kimse kimseye yatırım yapmıyor. Dolayısıyla kimse kimseyi kıskanmıyor.

    Neler değişti?

    Artık tekdüzeliğe ve sıradanlığa ilgi var.

    Nasıl yani?

    Mesela bir dönem sanatla ilgilenirsin, bir dönem güncel ve sıradan şeylere dönersin. Sonra gerçek yeteneği yeniden özlersin...  Şimdi de sıradanlığa ilgi duyulan bir dönem. Ama ben hiçbir zaman tekdüze olamam. Oğlak burcuyum, yükselenim Koç. İkisinde de liderlik, yenilik merakı var.

    Sürekli değişim içindeyken sizinle yaşamak zor mu?

    İşini aşkla yapmayanlarla zıtlaşabiliyorum. Özelimde zor değilim. Kendi başına yetip hayatı seven, kedi ve köpekleriyle yaşayan, elde ettiği başarılar sayesinde komplekslerini aşmış biriyim. Lokum gibiyim Hakancığım.

    Şu anki Türk pop müziğini nasıl buluyorsunuz?

    Doğru düzgün tek şarkı yok.

    Tık alma devrinde bir şarkıyla 100 milyonlarca tık aldığını söyleyenlere ne diyorsunuz?

    Hayırlı işler! Sınırları Türkiye'yi aştı. Beyoncé'yi bile geçtiler. Ne diyeyim! Rakamların bir önemi yok. Ben işin değerine bakıyorum.

    Bu, her şeye sahip bir albüm

    Albümünüzün adı 'Carpe Diem'. Neden bu ismi seçtiniz?

    Anı yaşamayı, anın kıymetini bilmeyi gençken unutuyor insanlar. Başka şeylerin peşinden koşup kendini harcıyor. Oysa anın değerini bilmeli. Bunun şarkılarla da söylenmesi gerek.

    Kimlerle çalıştınız?

    Hepsi çok özel. Berksan şarkıları var. Bir şarkıyı da birlikte yaptık. Şarkılar 'çok patlasın' diye kendimizi kısıtlamadık. Cümle ve melodilerle büyük bağ kurduk. İki parça Devrim Karaoğlu ve Mete Özgencil'den.. Bir şarkı Mabel Matiz'den. Fikri Karayel, Deeprise'ın sound'unun üzerine bir şarkı yaptı. Misha'nın da hem besteleri var hem albümün prodüktörü. Biz hep müzikaliteyi arttırdık. Maalesef kalite ne kadar düşerse o kadar dinleniyor. Ama biz yüksek hayallerle ürettik ve bu albümün rakibi yine benim. Çünkü bu, her şeye sahip bir albüm.

    Tolga Akyıldız, 'Bela' şarkınızın Maitre Sims'in 'Bella'sıyla benzer olduğunu söyledi. Ne dersiniz?

    Öyle bir şey olsa şarkı YouTube'da yasaklanırdı. Başkasının şarkısını neden çalalım! O şarkıya yükselseydik haklarını alırdık. Bence bu şarkı hiçbir şeyiyle söylediğin şarkıya benzemiyor.

    Albümde oğlunuz Çağın Kulaçoğlu yok mu?

    O DJ sound'ları yapıyor. Bu albümün remiks projesini yapacağım. Orada olacak.

    Seks de müzik de üstün zevkler, kıyaslamak mümkün değil

    Tutkulu bir kadın mısınız?

    Çok tutkuluyum. Müziğe duyduğum heyecan ve değişkenlikten anlamıyor musun?

    Hep çok seksisiniz. Kliplerde de, konserlerde de… Libidonuz yüksek mi?

    Şimdi kimseyi heveslendirmeyeyim. Geçsek mi bu soruyu! Enerjim yüksek. Hayattan keyif alıyorum. ve müzik yapmak beni inanılmaz tatmin ediyor.

    İyi bir şarkı, iyi bir seksten daha mı çok etkiler sizi?

    Sevgilime de şarkılara da ayıp etmek istemem. Elmalarla armutları da kıyaslayamam. İkisi de üstün zevkler, kıyaslamak mümkün değil.

    Nasıl donmuş gibi hep aynı kalıyorsunuz? Estetik mi?

    Bir şeyler yaptırdığım oluyor. Ama beslenme, uyku ve egzersizlerime de dikkat ediyorum.

    Bazen takım elbise giyip maskülen, bazen çok feminen oluyorsunuz. Hangisi sizsiniz?

    Maskülen giyindiğimde bile kendimi kadınsı hissediyorum. Dominant bir kadınım ama kendimi hiç erkeksi hissetmedim.

    Hayatımdaki kişi müzisyen olmalıydı

    Sevgiliniz Misha'yla nasıl tanıştınız?

    Müzik sayesinde. Albüm yapacağım zaman bir sürü şarkı dinliyorum. Deeprise'dan parçalar geldi. Dinlediğim an, 'Çok yüksek enerjili. Kim bu?' dedim. Aksanından dolayı siyah sandım. Adı Misha'ymış. Hemen tanışıp çalışmayı teklif ettim.

    Nereli?

    ABD doğumlu, İran asıllı. 13 yıldır Türkiye'de yaşıyor.

    İlk görüşte aşk mıydı?

    İlk görüşte işine duyduğu aşka hayran oldum. İlişkimizde her şey çok güzel. Zaten hayatımdaki kişi müzisyen olmalıydı. Eğer müzik yoksa ayrı dünyalar ve ayrı hayatlarınız oluyor.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Türkiye Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title