CHP'den Kadın Cinayetlerine Karşı Yeni Yasa Teklifi
CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, cezaevinden izinli çıkan hükümlülerin işlediği kadın cinayetlerini önlemek için TBMM'ye kanun teklifi sundu. Teklif, infaz süreçlerinde zorunlu risk değerlendirmesi yapılmasını öngörüyor.
(ANKARA) - CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca ; cezaevinden izinli çıkan ya da açık cezaevinden izne çıkıp geri dönmeyen hükümlülerin işlediği kadın cinayetlerini önlemek için infaz ve izin süreçlerinde zorunlu, çok kurumlu risk değerlendirmesi içeren kanun teklifini TBMM'ye sundu.
CHP Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, son günlerde kamuoyunda önemli yer tutan cezaevinden izinli çıkan ya da açık cezaevinden izne çıkıp geri dönmeyen hükümlülerce işlenen kadın cinayetleriyle ilgili kanun teklifi verdi.
Türkiye'nin farklı illerinde yaşanan ve kamuoyuna yansıyan kadın cinayetlerinde, şiddet geçmişi kayıtlara giren faillerin izinli olarak serbest kaldıkları zaman diliminde kadınlara şiddet uygulayarak cinayet işlediklerini belirten Karaca, Erzurum, Zonguldak'ın Çaycuma, Kocaeli Gebze, Denizli Tavas, Konya'nın Karatay'da işlenen cinayetleri örnek verdi.
Karaca, şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenmesinde infaz kanununda düzenleme gerektiğini ifade ederek, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda değişiklik yapılmasını öngören bir kanun teklifini TBMM'ye sundu.
Karaca, teklifin gerekçesinde, "Ceza infaz sürecinde açık kuruma ayrılma, kurum dışına izin ve denetimli serbestlik aşamalarında hükümlüler topluma kontrollü biçimde çıkarılmaktadır. Bu geçişlerde risk değerlendirmesinin eksikliği, özellikle eski eş, eski partner ya da aile bireylerine yönelik ağır şiddet ve kadın cinayeti vakalarında ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. Mevzuattaki yapı, uygulamada yeknesaklık ve zorunlu standart üretmemektedir. Teklifimiz, söz konusu denetim süreçlerinin mağdur güvenliği esaslı, ölçülebilir ve standart kriterlere bağlanmasını, yüksek risk belirlenen dosyalarda ilave koruyucu koşulların zorunlu tutulmasını amaçlamaktadır. Bu ihtiyaç, fail odaklı cezalandırma yaklaşımı dışında, mağdurun üstün yararını merkeze alan viktimolojik bakışla da uyumludur. Viktimoloji, suç mağdurlarının maruz kaldığı fiziksel, psikolojik ve ekonomik etkileri esas alır; modern ceza siyaseti faili kadar mağduru da korumayı hedefler. Bu teklif, mağdurun korunması ve ikincil mağduriyetin önlenmesi amacıyla infaz sürecinde risk değerlendirmesini zorunlu ve çok kurumlu hale getirerek bu yaklaşımı somutlaştırmaktadır" ifadelerine yer verdi.
"Risk Değerlendirme Komisyonu" önerisi
Teklif, aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet kapsamında işlenen belirli suçlardan hükümlü olan kişiler hakkında; açık ceza infaz kurumuna ayrılma, kurum dışına izin ve denetimli serbestlikten yararlanma kararları verilmeden önce 'risk değerlendirmesi' yapılmasını zorunlu hale getiriyor.
Teklife göre, ceza infaz kurumlarında "Risk Değerlendirme Komisyonu" kurulacak. Teklif yasalaşırsa Komisyon; kurum ikinci müdürünün başkanlığında, psikososyal yardım servisinden bir psikolog ya da sosyal çalışmacı, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü'nden bir uzman, İl Şiddet önleme ve izleme merkezi ŞÖNİM'den bir meslek elemanı ve ilgili kolluk birimi temsilcisinden oluşacak. Baro tarafından görevlendirilecek en az beş yıllık kıdeme sahip bir avukat, Tabip Odasının görevlendireceği bir hekim ve Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Dairesi Başkanlığının görevlendireceği bir uzman ise komisyona gözlemci sıfatıyla katılarak yazılı görüş sunabilecek.
"Gerektiğinde mağdurun beyanı dikkate alınacak"
Risk değerlendirmesinde; hükümlünün daha önceki şiddet ve tehdit geçmişi, mağdurla yakınlık ve temas imkanı, mevcut koruma ve uzaklaştırma kararları, bu kararların ihlal edilip edilmediği, silaha erişim durumu, psiko-sosyal risk etkenleri ve gerektiğinde mağdurun beyanı dikkate alınacak. Değerlendirme sonucunda "yüksek risk" tespit edilen dosyalarda, hükümlünün açık kuruma ayrılması, kurum dışına izin verilmesi veya denetimli serbestlikten yararlanması; elektronik izleme uygulanması, mağdurun önceden bilgilendirilmesi ve şiddet önleme merkezleriyle birlikte güvenlik planı hazırlanması şartına bağlanacak.
Teklif, elektronik izleme cihazının sökülmesi veya tahrip edilmesi, mağdurun konutu, işyeri, eğitim kurumu ve sık bulunduğu alanları kapsayan yaklaşmama mesafesinin ihlal edilmesi halinde ise derhal yakalama ve kapalı cezaevine iade, izin ve denetimli serbestlik statüsünün askıya alınması gibi yaptırımlar öngörüyor. Böylece, infaz sürecinde "iyi hal"in otomatik bir prosedür olmaktan çıkarılarak, mağdur güvenliğiyle birlikte değerlendirilmesi hedefleniyor.
Karaca, verdiği teklifle kadınların yaşam hakkının gasbına son verilmesine bir katkı hedeflediğini belirterek, kadına yönelik her türlü şiddetle mücadelede devletin ve kamu kurumlarının sorumluluğunu yerine getirmesi çağrısını yaptı. Karaca, kadının insan haklarının gereğini yerine getirmek için tüm siyasi partilerin milletvekillerini samimi somut adım etrafında birleşmeye davet etti.
















