Haberler

Lösev Gençlerinden Hasankeyf’e Anlamlı Destek Ziyareti

Güncelleme:

Çok Önemli Uygarlıklara Ev Sahipliği Yapmış Hasankeyf UNESCO'nun On "Dünya Mirası" Kriterinin Dokuz Tanesini Taşımaktadır

Türkiye'nin güneydoğusunda batman ili'nin dicle nehri kıyısındaki çok önemli uygarlıklara ev sahipliği yapmış hasankeyf unesco'nun on "dünya mirası" kriterinin dokuz tanesini taşımaktadır. Çin Seddi'nin 5, Piramitlerin ise 3 kriterle UNESCO Dünya Mirası listesine dâhil oldukları düşünüldüğünde, Hasankeyf'in tarih için önemi bir kez daha anlaşılmaktadır.

Dünyanın Hasankeyf'ten bahsetmesinin diğer bir nedeni ise maalesef yapımı yaklaşık 20 senedir devam eden Ilısu Barajı'dır. Ilısu Barajı, hiç şüphesiz, dünyanın en tartışmalı projelerinden bir tanesidir. Güneydoğu Anadolu Projesi'nin bir parçası olan Ilısu Barajı inşa edildiği takdirde bir "depolama santrali" olarak işlev görecek.

Bu da, ihtiyaç anında salınmak üzere suları tutacağı anlamına gelmektedir. Yani; "ihtiyaç" duyulduğu anda salıverilen bahar taşkınları, 10.000 senelik bir tarihi sular altında bırakacak. Dicle Vadisi'nde yaşayan ve soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan canlı türleri, yaz-kış göç etmeden, El-Rızk Camii'nin minaresinde yaşayan leylek, insanların birkaç on yıl öncesine kadar yaşadıkları mağaralar bu suların altında kalacak.

Bu duruma, bugüne kadar pek çok sivil toplum örgütü "dur" dedi. Nisan ayında bu sivil toplum örgütlerine bir yenisi daha katıldı. Bünyesinde bulunan "Lösemiyi Yenmiş Gençler Topluluğu" tarafından hazırlanan bir Avrupa Birliği projesi ile LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, "Hasankeyf'te Biz de Varız!" dediler.

Lösemi, yenmesi zor bir hastalık; özellikle devlet hastanelerinin çok dolu, özel hastanelerin ise çok pahalı olduğu Türkiye koşullarında. Hastalığın tedavisi yaklaşık üç sene sürmekte ve bu süreç, tüm kanser hastalıklarında olduğu gibi, çok fazla maddi destek gerektirmektedir. Psikolojik ve sosyal destekler ise tedavinin olmazsa olmazı. LÖSEV, 1998 yılında, bu zorlu hastalığın yükünü Türkiye'nin üzerinden biraz da olsa almak için kuruldu. Geçen 12 sene içerisinde, kurmuş olduğu hastanesi, okulu, konaklama merkezleri ve Köy'ü ile bu amaca da başarı ile hizmet etmekte.

Bu hastalığı yenmiş olan gençler mücadelenin ve desteğin önemini, kendilerinden başkalarını da önemsemenin gururunu çok iyi biliyorlar. Bu nedenle, Türkiye ve dünya için çok önemli olan Hasankeyf'e bir nebze de olsa destek vermek istediler. Kamuoyunun ilgisini çekecek bir proje ile 22 Mart gecesi 3 gün sürecek bir yolculuğa çıktılar. Amaç: Hasankeyf'i fotoğraflamak ve ilgiyi bir kez daha buraya çekerek "Hasankeyf yok olmasın!" demekti…

Öncelikle proje için Hasankeyf'e gitmeden önce gençlere Türkiye'nin önemli doğa fotoğrafçılarından Melih Özbek fotoğrafçılık eğitimi verildi. Gençler önce, dijital fotoğraf makineleri ile nasıl daha kaliteli ve daha bilinçli olarak fotoğraf çekebileceklerini öğrendiler.

Daha sonra Hasankeyf için aktif çalışmaları ile dikkat çeken sivil toplum örgütlerinden Doğa Derneği'nden Can Yeniyurt tarafından verilen "Türkiye'nin Doğası" eğitimi düzenlendi. Türkiye'nin doğası hakkında bilinçlenen gençler, pek çok hayvan türünü tanıdılar, kuşları birbirinden ayırt edebilir hale geldiler. Örneğin, kanatlarının ucundaki tüyler birbirinden ayrı ve kuyruğu baklava biçimindeyse bunun bir akbaba olduğunu öğrendiler.

Artık yolculuk zamanı gelmişti. Uzun ve bir o kadar da keyifli bir tren yolculuğu ile proje başlatıldı. Bu proje geçlerin farklı kültürleri tanımaları ve unutulmaya yüz tutmuş gelenekleri yaşamaları için hayata geçiriliyordu ve tren seyahati bunun için çok uygundu. Trende uyuyabilmek, istasyonlarda hızla yiyecek bir şeyler almak, kompartımanlarda dolaşmak, farklı şehirlerin coğrafyalarını - köylerini, kasabalarını, dağlarını, nehirlerini, ağaçlarını, bozkırlarını - ve uzaktan da olsa insanlarını görmek… Anlaşılan bu yolculuğun her anı dolu dolu, her anı başka bir yeri görerek ve paylaşarak geçecekti.

Ve 28 saatin sonunda Hasankeyf…

İlk durak, Dicle Nehri'nin kıyısındaki küçük ve şirin motel Hasbahçe. Yapılacak ilk şey ise tabii ki doğal ürünlerden oluşan, lezzetli bir köy kahvaltısı. Köy peyniri, taze salatalık ve domates, yumurta ve sıcacık pide.

Uzun süren tren yolculuğundan sonra hemen ötede keşfedilmeyi ve fotoğraflanmayı bekleyen Dicle Nehri ve vadisi uzanıyorken gençlerin tercihi dinlenmekten yana olmadı.

Kısa bir fotoğraf çalışmasının ardından Hasankeyf'in ve Dicle Vadisi'nin önemini dinlemek için, bu konuda uzman olan Doğa Derneği'nden Derya Engin ile buluştular ve çok ilginç bilgiler öğrendiler. Örneğin, Ilısu Baraj projesinden etkilenecek 400 kilometrelik nehir alanının sadece yüzde 5'i ekolojik (doğal çevreyle ilgili) olarak araştırılmış. Bu da, baraj yapımı ile yok olabilecek onlarca türün varlığından habersiz olmak demekti.

Geçen sene Hasankeyf Kalesi'nden düşen bir kaya kütlesi sebebi ile kaleye çıkışlar engellenmiş. Gençlerimiz yılmadılar tabiî ki. Uzun bir tırmanış yapmaya ve Kale'yi kuşbakışı görecek bir yerlere gitmeye çoktan hazırdılar. Daracık patikalardan, yağmur nedeni ile ıslanan kayalardan ve çimenlerden geçildiğinde ortaya çıkan manzara karşısında hepsinin dili tutuldu. Sadece Hasankeyf değil, Güneydoğu'ya can veren Dicle Vadisi de bu muazzam tablo içinde yerini almıştı.

Bu büyülü güzellik karşısında çekilen fotoğraflar bile yetersiz kalacaktı.

Akşam saatlerine tatlı bir yorgunlukla otellerine dönen gençler akşam yemeğini orada yetişmiş alabalıklardan yana kullandılar. Alabalıklar mükemmeldi, herkes çok misafirperverdi ve yıldızlar hemen tepede duruyordu.

Fotoğraflar çekiliyor, Hasankeyf'te binlerce yıl önce yaşamış olan tüm o uygarlıklar bir kez daha saygıyla anılıyordu.

Gençler 25 Mart günüde Hasankeyf Kaymakamı Sayın Cevat Uyanık'ı makamında ziyaret ederek Hasankeyf ziyaretleri hakkında paylaşımlarda bulundular. Ziyaretten memnun kalan Kanserle olan zorlu mücadelelerin ardından ayakta kalmayı başaran 20 genç Hasankeyf'in mücadelesine el veriyorlar ve Hasankeyf'in ayakta kalması için umut olacaklarına, sadece kendileri için değil ilerideki kuşaklar için de geçmişi ve doğayı koruyacaklarına bir kez daha söz veriyorlardı.

Kaynak: Bültenler / Güncel

Güncel Haberler

Eşini evde başkasıyla yakaladı! İkisini de öldürüp intihar etti

Eşini evde başkasıyla yakaladı! İkisini de öldürüp intihar etti

Suriye'yi karıştıran iddia: Beşar Esad'ın eşi Esma Esad hayatını kaybetti

Suriye'yi karıştıran iddia: Beşar Esad'ın eşi Esma Esad hayatını kaybetti

Kabine yarın toplanıyor! Masada, Kurban Bayramı tatili dahil 3 kritik konu var

Kabine yarın toplanıyor! Masada, Kurban Bayramı tatili dahil 3 kritik konu var

Araç sahipleri dikkat! LPG'ye indirim, motorine zam geliyor

Araç sahipleri dikkat! LPG'ye indirim, motorine zam geliyor

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title