İş insanı Halit Yukay'ın ölümüne ilişkin 10 tutuksuz sanık hakim karşısında
Yalova'dan Bozcaada'ya giderken Balıkesir'in Marmara Adası açıklarında teknesi parçalanan ve daha sonra cesedi bulunan yat üreticisi Halit Yukay'ın ölümüne ilişkin haklarında dava açılan 10 tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı.
Yalova'dan Bozcaada'ya giderken Balıkesir'in Marmara Adası açıklarında teknesi parçalanan ve daha sonra cesedi bulunan yat üreticisi Halit Yukay'ın ölümüne ilişkin haklarında dava açılan 10 tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı.
Erdek 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar C.T. (61), İ.A. (52), M.S. (50), M.F.G. (27), A.G. (45), R.D. (56), E.E. (52) ve taraf avukatları katıldı.
Tutuksuz sanıklardan T.B. (60), A.S. (58) ve O.D. (27) ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Duruşmada ifadesi alınan "Arel 7" isimli kuru yük gemisinin birinci kaptanı C.T, 2005 yılından beri aynı firmada kaptan olarak görev yaptığını söyledi.
Daha önce başına böyle bir olayın gelmediğini ifade eden C.T, şunları kaydetti:
"Olay günü saat 16.45'de vardiyayı teslim almaya gittim. Vardiyayı teslim aldıktan sonra cihazları kontrol ettim. Radar ve diğer cihazlarımızda bir problem yoktu. 3 gemi arka arkaya seyir halindeydik. Aramızda yaklaşık 1,5 saatlik mesafe vardı. Bu sırada herhangi bir radar veya telsizden ikaz gelmedi. Seyir sırasındayken geminin sol tarafında çöp gibi şeyler gördüm. Denize atılmış çöp parçaları olarak değerlendirdim. Daha sonra geminin sağ tarafında tahta parçalarını görünce manevra yaptım. Manevra yaparken can simidine benzer bir şey gördüğümü hatırlıyorum ama ben hiçbir cisme çarpmadım. Emin olmak için manevra yaptığım sırada tahta parçaları gördüm. Herhangi bir kaza kanaati oluşmadı."
"Bir kaza olduğunu düşünmeyip yoluma devam ettim"
C.T, manevra yaptığı için genel seyir rotasından çıktığını şirket yetkilisi A.G'ye bildirdiğini belirtti.
Kazaya ilişkin hiçbir emare ve olguyu gözlemlemediğini öne süren C.T, şöyle devam etti:
"Bir kaza olduğunu düşünmeyip yoluma devam ettim. Kocaeli'ne giderken Sahil Güvenlik gemiyi durdurdu ve Yalova'ya demirlememizi söyledi. Bunu neden istediklerini bilmiyordum. Yalova'da öğrendim. İnanmadım çünkü yaptığım kontrollerde bir bulguya rastlamadım ancak ne kadar kendimi ifade etmeye çalışsam da dinletemedim. Korktuğum gerekçesiyle kimseye haber vermeden olay yerini terk etmem söz konusu değildir. Ben çarpmayı ve gemideki boya izini görmedim ama tahta parçalarına ya da başka bir şeye çarpsak dahi bunlar da gemide boya izi bırakabilir."
Geminin ikinci kaptanı M.F.G. de olay saatinde istirahatte olduğunu dile getirdi.
Kendisinin asıl görevinin yükün yüklenmesi, boşaltılması ve personelin görevlendirilmesi olduğunu belirten M.F.G, şöyle konuştu:
"Olayın olduğu saatlerde istirahatliydim. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Türk limanlarında kanunlara göre boya ve tadilat işlemleri yapmak kesinlikle yasaktır. Bu nedenle bizim de gemide boya işlemi yaptığımız kesinlikle yalandır. Gemilerde herhangi bir sorun olduğunda birinci kaptana aittir. Ancak kaptana herhangi bir şey olduğunda görev bana düşer. Bu olayda herhangi bir suçum yoktur. Beraatimi talep ederim."
Şirketin kiralama departmanı görevlisi A.G. de gün içinde kaptanlarla sürekli irtibat halinde olduğunu kaydetti.
A.G, olayın olduğu gün birinci kaptan C.T'nin kendisini saat 17.20 sularında aradığını ve tahta parçalarının arasından geçtiğini söylediğini belirtti.
C.T'nin kendisine manevra yaparak herhangi bir sorun olmadığını ve yoluna devam ettiğini ilettiğini dile getiren A.G, "Ben de 'Bizim herhangi bir yere bildirmemize gerek var mı?' diye sordum. Kaptan gerek olmadığını beyan ederek yoluna devam etti. Bu yüzden herhangi bir bildirimde bulunmadım. 20 yıldır bu şirkette çalışıyorum. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştım." diye konuştu.
"Halit Yukay'ın ölüm nedeni boğulma olarak tespit edilmiştir"
Yukay ailesinin avukatı Emine Selam Esen de mahkemede sanık konumunda bulunan kişilerin kendilerini mağdur gibi anlattığını savundu.
Verilen ifadelerin kamu vicdanını yaraladığını ifade eden Esen, şöyle konuştu:
"Sanıklar inkara dayanarak vicdanlı bir insanın olması gerektiğinin aksi şeklinde davranmaktadırlar. Bu bağlamda dosyaya sunulan uzman mütalaasında tespitler dikkate alındığında sanık C.T'nin ticari gemilerin seyretmesi gereken rotadan ayrılarak riskli alanda 2 gözcü bulundurması gerekirken, hiçbir gözcü bulundurmaksızın gemiyi sevk ve idare etmiştir. Halit Yukay'ın ölüm nedeni boğulma olarak tespit edilmiştir. Bu tespit soruşturma aşamasında alınan ve bizce yeterli olmayan bilirkişi raporundaki tespit ve iddiaların gerçekliğinin bulunmadığını net bir şekilde göstermiştir."
Esen, Halit Yukay'ın çarpma sırasında teknenin dümen kısmında olduğundan denize savrulduğunu kaydetti.
"Tüm bu olgular dikkate alındığında sanık C.T'nin bir nevi 'Ne olursa olsun' düşüncesiyle merhumun ölümüne sebebiyet vermekle, en azından bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verdiğinin kabulünü gerekli kılmaktadır." ifadesini kullanan Esen, "Aynı şekilde diğer sanıklar da yardım ve bildirim yükümlülüğünü ihlal etmişlerdir. Bu nedenle biz kamu vicdanı gereğince bütün sanıkların tutuklu olarak yargılanmalarını talep etmekteyiz." dedi.
Diğer sanıkları ve taraf avukatlarını dinleyen hakim, Yukay'ın avukatının tutuklamaya yönelik talebini şartların oluşmadığı gerekçesiyle reddederken, birinci kaptan C.T'nin adli kontrol kararının devamına, diğer sanıkların da tutuksuz yargılanmalarına, eksik evrak ve tanıkların dinlenilmesi için duruşmanın 24 Şubat 2026'ya ertelenmesine karar verdi.
Olay
Halit Yukay, 4 Ağustos'ta "Graywolf" isimli özel teknesiyle Bozcaada'ya gitmek üzere denize açılmış, kendisinden bir süre haber alamayan yakınlarının durumu aynı günün gecesi güvenlik güçlerine bildirmesi üzerine arama çalışması başlatılmıştı.
Sahil Güvenlik ekiplerince Kapıdağ Yarımadası Turanköy açıklarında çekilen görüntülerde, söz konusu teknenin kaza nedeniyle parçalanmış ve yarı batık halde olduğu tespit edilmişti.
Tekne içinde dalış timi tarafından arama yapılmış fakat herhangi bir bulguya rastlanmamıştı.
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, "taksirle ölüme sebep olma" suçlamasıyla tekneye çarptığı ileri sürülen geminin kaptanı C.T. gözaltına alınmıştı. 8 Ağustos günü hakim karşısına çıkan C.T, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, yapılan itiraz üzerine 10 Ağustos'ta tutuklanmıştı. C.T, bir süre tutuklu kaldıktan sonra salıverilmişti.
Taramalı sonar ve ROV cihazlarıyla yapılan arama faaliyetleri neticesinde 23 Ağustos'ta 68 metre derinlikte deniz tabanında tespit edilen ceset, 3 Eylül'de çıkarılmıştı. Bursa Adli Tıp Kurumu morguna getirilen ve DNA eşleşmesinde Yukay'a ait olduğu belirlenen cenaze, 6 Eylül'de İstanbul'da düzenlenen törenin ardından Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı'nda toprağa verilmişti.
Erdek Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, Yukay'ın teknesine çarptığı iddia edilen "Arel 7" isimli kuru yük gemisinin tutuksuz yargılanan kaptanı C.T. (61) hakkında "taksirle ölüme neden olmak" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istenmiş ayrıca, gemide bulunan kaptan dışındaki 8 kişi ve gemi şirketi yetkilisi hakkında da "yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep edilerek, dosyanın ayrılmasına karar verilmişti.














