Feyzioğlu: "(14 Avukatın Tutuklanması) Herkes İçin Adil Yargılama ve Adalet İstiyoruz"

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, terör örgütü DHKP-C'nin yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla gözaltına alınan 16 avukattan 14'ünün tutuklanmasına ilişkin, "Herkes için adil yargılama ve adalet istiyoruz. Tutuklamanın bir istisnai tedbir olarak ve sağlam delillerle uygulanmasını istiyoruz. Bu çerçevede de bu kişilerle ilgili mutlaka incelenmesi gereken delillerin güvenilir, sağlam, tarafsız gözlerle incelemesini arzu ediyoruz." dedi.

Denizli Barosunda "Denizli Barosu Tarihi" kitabının tanıtım toplantısına katılarak burada düzenlediği basın toplantısında konuşan Feyzioğlu, Denizli'nin Türkiye'nin kuruluşunda harcı ve milli mücadelenin kalesi olduğunu söyledi.

Feyzioğlu, gazetecilerin DHKP-C'nin yapılanmasında yer aldıkları iddiasıyla gözaltına alınan 16 avukattan 14'ünün tutuklanmasına ilişkin sorusu üzerine, tutuklamaların Türkiye'de "bu kadar kolay gerçekleşmesini" kaygıyla izlediklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Herkes için adil yargılama ve adalet istiyoruz. Tutuklamanın bir istisnai tedbir olarak ve sağlam delillerle uygulanmasını istiyoruz. Bu çerçevede de bu kişilerle ilgili mutlaka incelenmesi gereken delillerin güvenilir, sağlam, tarafsız gözlerle incelemesini arzu ediyoruz. Tutuklanmış olmalarından mutluluk duymam mümkün değil. Şu aşamada herkes için ve elbetteki bu kişiler için de adil yargılanma talebinin ötesinde benden kimse bir başka hareket beklemesin. Toplumdaki güvenilirliğimiz esen rüzgara göre dönmemizden değil, her zaman için aynı düz çizgide ilkeli duruştan olmamızdır."

"Birilerinin bugünün yanlışını söylerken dünü övmek gibi bir zorunluluk hissettiğini ve dünün övülecek bir durumunun olmadığını" ifade eden Feyzioğlu, hakimlerde büyük bir tecrübesizlik ve bilgi eksiği bulunduğunu savundu.

Türkiye'de artık hakimlik sınavlarında yaklaşık bir yıldır yazılı sınavda barajın olmadığını, Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) sınav için bir sayı belirlediğini dile getiren Feyzioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"500 hakim savcı adayı alacağım diye duyuruluyor. Sözlü sınava 2 bin kişi çağıracağım diyor. Belki yazılı sınavdan 15 ya da 20 almış, kağıdı yerlerde sürünüyor. Yazılı sınavı geçmek diye bir şey yok çünkü. 2 bin kişiyi mülakata tabii tutuyor. Yazılıdan aldığı notun zerre kadar değeri yok. Mülakatın peki usulünce yapıldığının ya da yapılmadığının delili var mı, yok. Bilgisiz ve tecrübesiz hakimlerin ortamın baskısının altında kalması mümkün. Yargıtay'ın baskı altında kalmasından çok daha kolay bilgisiz ve tecrübesiz hakimlerin. Türkiye'de sistem siyasi iktidarın müdahalesine açıktır. Müdahale edilip edilmediğinin bilmem ama açıktır. Sonuç kürsüden siyaset yapan hakim istemiyoruz. Kürsüdeki hakime müdahale eden siyaset istemiyoruz. Her ikisi için de anayasayı değiştirmemiz lazım. Bu anayasa maddesiyle yürümez bu iş. Bu anayasa maddesi yönetenlerin de aleyhinedir."