Haberler

ABD'nin Vize Vermediği Bakan Kim?

Güncelleme:

Wikileaks'te yer alan ABD Ankara Büyükelçiliği'nin gönderdiği belgelerde, iktidarla ilgili çok çarpıcı iddialar var.

Wikileaks'te yer alan 2006 tarihli bir belgede iktidarla ilgili eski yolsuzluk dedikodularına değinilerek, iktidarla ilgili yolsuzluk iddialarına güçlü kanıtların eşlik etmediği belirtildi.

Belgede ayrıca, eski bakanlardan Abdülkadir Aksu'ya ABD tarafından vize verilmediği yazıldı.

Yolsuzluk iddialarına güçlü kanıtların "eşlik etmediği" vurgulanan ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson imzalı kriptoda, 2006'da bir üst düzey yöneticinin, "Eğer Unakıtan aşağı gitseydi biz de (AKP) de onunla beraber giderdik" dediği belirtildi.

Wikileaks'te, 2 Şubat 2006'da dönemin ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson imzalı "Türkiye'de İktidardaki AK Parti ve Yolsuzluk: AKP'nin Yumuşak Karnı" isimli bir belge yer aldı. Kriptonun "Özet" bölümünde, "Adalet ve Kalkınma Partisi(AKP) 2002 yılında büyük ölçüde temiz bir parti imajına dayanarak iktidara geldi, ancak son iki yılda, AKP içinde yolsuzluklara ilişkin sorular tartışıldı.

AKP söz verdiği yolsuzlukla mücadele önlemleri konusunda çok az şey yaptı. Başbakan Erdoğan dâhil, AKP'nin önde gelen figürleri hız kazanan ve geçen hafta Türk basınında devamlı ve ağırlıklı olarak yer alan yolsuzluk iddialarından yakasını kurtaramadı.

İddialar AKP'nin halk desteğini henüz aşındırmadı fakat erken seçimi zorlayan muhaliflerle birlikte AKP'ye karşı daha sık ve rahatsız edici yolsuzluk iddiaları getirilmesini ve partinin temiz parti imajını kanıtlama baskısıyla karşılaşacağını bekliyoruz" denildi.

-"ÇOK LAF AZ İŞ"-

"AKP iktidara kendisini geleneksel Türk siyasetinden ayrı tutarak geldi: O temiz bir partiydi. AKP'nin resmi parti platformu yolsuzlukla mücadele önlemleri getirirken parti bugüne kadar vaatlerini yerine getirmek için çok az şey yaptı" denilen telgrafta ilk Meclis Yolsuzluk Komisyonu'ndan bahsedildi. Komisyonun şimdiki değil, geçmişteki politikacıları ele aldığı, belediyelerdeki iddialara bakmadığı belirtilen telgrafa şöyle devam edildi:

"Yolsuzluk komisyonu bazı tavsiyelerde bulundu. Bunların arasında parlamento dokunulmazlığının kaldırılması, daimi yolsuzluk komisyonu kurulması, yeni yolsuzlukla mücadele mevzuatı ve saydamlığın artırılmasına yönelik yeni önlemler getirilmesi vardı. AKP üç yıldan fazladır mecliste ezici bir çoğunluk sahibi olmasına ve bu tarz reformlar hukukun üstünlüğüne katkının kanıtı olarak AB tarafından da desteklenmesine rağmen hiçbiri kabul edilmedi."

-OLAYLAR-DEDİKODULAR-

Telgrafta 2005 yıllarının başında Enerji Bakanı Hilmi Güler'in önde gelen ve AKP'nin atadığı bir ismin ve AKP milletvekilleri akrabalarının da karıştığı enerji yolsuzluğu operasyonuna öncülük ettiği hatırlatıldı. Başlangıçta Erdoğan ve diğer hükümet yetkililerinin etkin soruşturma çağrısında bulunduğu belirtilen telgrafta, ancak hapisten salıverilen kişinin kendi şirketini kurduğu ve soruşturmanın sessizliğe büründüğü kaydedildi. Telgraf şöyle devam etti:

"AKP son olarak evi alt seviyede temizlemeye yönelik mütevazi adımlar attı. Erdoğan 22 Ocak'ta topladığı AKP il başkanlarını yolsuzluğa karşı uyardı. Kendisiyle görüştüğümüzde Erdoğan'ın danışmanı Ömer Çelik bunu "rutin' bir ikaz olarak küçümsedi; ancak bir gazeteci bize özel olarak bunun AKP içindeki yolsuzluğun ne kadar ciddi hale geldiğini gösterdiğini anlattı. Bir hafta sonra aralarında AKP milletvekilinin kardeşinin de bulunduğu Muş'taki birkaç kamu görevlisi, yolsuzluk iddiaları nedeniyle istifa etti."

-DOKUNULMAZLIKLAR NEDEN KALKMIYOR?-

AKP liderlerinin bürokratlar, yargıçlar ve askerlerin dokunulmazlıkları kalkmadan milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmayacaklarını söyledikleri belirtilen telgrafta, "AKP liderleri, AKP'nin kontrol ettiği en güçlü kurum olan parlamentoda zayıflamaktan korkuyor. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin bize sadece parlamento dokunulmazlığını kaldırmanın yönetimin değişik branşları arasındaki "hassas dengeyi' bozacağını savundu. AKP'nin muhalifleri diğer kurumların resmi bir dokunulmazlıkları bulunmadığını ancak sadece bir soruşturmanın başlaması için amirlerinden izin alınması gerektiğine işaret ettiler. ve dokunulmazlık meselesi takılmış durumda" denildi. Elçilik telgrafı şöyle devam etti:

"-Ortalama bir Türk, AKP'nin bazı yolsuzlukları olabileceğini kabul ediyor ancak bunun hükümet seviyesine ulaşmadığına inanıyor. AKP politikacıları aylık kamuoyu yoklamalarına göre desteklerinin hala yüksek olduğunu belirtiyor. AKP'nin genel popülaritesine karşın Türk toplumunun yolsuzluklar konusundaki sabrı yıpranmış olabilir. 2005 Şubat anketinde hükümetinin yolsuzlukla mücadele performansı soruldu, yanıt verenlerin yüze 57'si AKP'nin başarılı olduğunu belirtti. Kasım 2005 itibarıyla ise rakam yüzde 35'e düşmüştü.

-Maliye Bakanı Unakıtan'ın Oğlu-

-Maliye Bakanı Unakıtan yüksek profilli AKP hükümet figürlerinin yolsuzluk iddialarıyla en sık karşılaşanı oldu. Başlıca iddia Unakıtan'ın oğlunun sahte ihracat belgesi bulundurmasıydı. 2005 Kasımı'nda AKP milletvekilleri büyük bir çerçeve kanun içinde Unakıtan'ın oğluna af getirecek bir hükmü geçirmeyi denedi. Muhalefet bunun farkına vardı ve çıkarılmazsa yasayı bloke etmekle tehdit etti, AKP bu nedenle hükmü geri çekti.

-Diğer iddialar arasında kamu ihalelerinin Unakıtan'ın oğluna verilmesi; belediyeler tarafından oğlunun fabrikalarına tercihli muamele yapılması ve Unakıtan'ın imar planlarına aykırı olarak iki villa inşa etmesi-planlar daha sonra sessizce değiştirildi- bulunuyordu. Son olarak muhalifler Unakıtan'ın oğlu pastorize yumurta işi başlattıktan hemen sonra AKP'nin Türkiye'deki kuş gribi salgınıyla tüm yumurtaların pastorizasyonunu gerektiren hükümet düzenlemesi önerisini kınadı.

-AKP'nin muhalifleri tekraren Unakıtan'ın uzaklaştırılmasını istedi ve sıklaşan iddialar kendisine siyasi sorumluluk yükledi. Unakıtan İstanbul belediye başkanlığı dönemlerinden bu yana Erdoğan ile birlikte ve Erdoğan'ın danışmanı Egemen Bağış geçenlerde bize Unakıtan'ın uzaklaştırılması için yapılan çağrıların Başbakanı sadece ödün vermeden hareket etmeye sevkettiğini anlattı. ........... (ismi koruyunuz) "Eğer Unakıtan aşağı gitseydi biz (AKP) hepimiz onunla birlikte giderdik' diye seslice endişesini belirtti.

-Erdoğan'ın Zenginliği: Dolarlar, Burada Durun-

-Başbakana gelince, Erdoğan'ın servetine ilişkin geçen Ocak ayı sonlarında yeniden su yüzüne çıkan sorular onu İstanbul belediye başkanı olduğu günlerden bu yana izledi. Muhalifler Erdoğan'ın, Şubat 2005'te 928 bin dolara satmış bulunduğu gıda şirketi dağıtıcılığındaki hisselerinin kaynağını; zengin bir işadamının Başbakan'ın ABD'deki çocuklarının eğitim masraflarını ödemesini; çocuklarına aşırı miktardaki düğün hediyelerini ve eşi Emine'ye hediye verilen (kamuoyunun muhalefetinden sonra birini iade ettiği) mücevherleri sorguladı.

-Ankara savcılığı Erdoğan'ın serveti iddialarıyla ilgili Mayıs 2002'de inceleme başlattı ancak suçlamalar Ocak 2003'te delil yetersizliğinden reddedildi. CHP milletvekili Kılıçdaroğlu reddin gerçek nedeninin AKP hükümetinin hem soruşturma savcısını hem de mali uzmanı değiştirmesi olduğunu iddia ediyor. Basındaki haberler davada hazırlanan ilk finansal raporun Erdoğan'ın büyük bir serveti olduğunu belirtti.

-Erdoğan kendisini yüksek sesle savundu fakat kişisel servetinin ayrıntılarını açıklamayı inatla reddetti. Ancak Erdoğan'ın üzerindeki baskı günden güne arttı ve partide gerilime neden oldu."

-ABD ESKİ BAKANA VİZE VERMEMİŞ-

Daha sonra Erdoğan'ın malvarlığını açıklayacağını ilan ettiğini, kendilerine de aynı gün Erdoğan'ın kısa bir süre sonra malvarlığını açıklayacağı bilgisi verildiğini kaydeden Elçilik, aynı telgrafta İçişleri eski Bakanı, AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu hakkında önce çeşitli defalar basında yer alan bazı dedikodulara değindi. Telgrafta, "Aksu göçmen olmayanlara verilen vize için uygun bulunmadı. Uygun bulunmadığından Aksu'nun haberi var fakat ne bunu çürütmeyi denedi ne de sordu" denildi.

-ULAŞTIRMA BAKANI YILDIRIM-

İstanbul'dan bir başka Erdoğan yakını Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, İstanbul Denizcilik Hatları yöneticisi günlerinden bu yana çeşitli iddialara hedef olduğu kaydedilen telgrafta şöyle denildi:

"Bakan Yıldırım da 2004 yılında 30 kişinin öldüğü İstanbul-Ankara hızlı tren kazasından sonra, hattı modifiye eden firmayı ilgilendiren usulsüzlük iddiaları da dâhil olmak üzere ithamlara maruz kaldı. Unakıtan'daki gibi Başbakan Erdoğan, Yıldırım'ın uzaklaştırılması çağrılarına direndi. Yıldırım'ın oğlu da Unakıtan'ın oğlu ile bir şirket kurduktan sonra kanunsuz hareketle itham edilmişti, şirket en az bir kamu ihalesi aldı.

Yorum: Yolsuzluk Türkiye'nin kalıcı sorunu; AKP'nin, basının Unakıtan'a çevirdiği projektörü ve Başbakan'ın mali durumunu açıklamasındaki gönülsüzlüğü atlatabilmesinin bir nedeni de kamuoyunun beklediği bir şey olması. İddialara güçlü kanıtların eşlik etmesi zor ve genellikle savcılardan değil bundan fayda sağlayacak siyasi muhaliflerden geliyor. Devamlı yolsuzluk iddiaları aynı zamanda Türkiye'nin reform ihtiyacı olan bir başka alanını da gösteriyor, bu hukukun üstünlüğü için önemli." - Ankara

Kaynak: ANKA / Güncel

Politika Güncel Haberler

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: Reisi'nin düşen helikopterinin sinyal sistemi kapalıydı

Ulaştırma Bakanı Uraloğlu: Reisi'nin düşen helikopterinin sinyal sistemi kapalıydı

Erdoğan'dan İmamoğlu'na gönderme: Belediyelerin görevi gazetecileri şarap festivaline götürmek değil

Erdoğan'dan İmamoğlu'na gönderme: Belediyelerin görevi gazetecileri şarap festivaline götürmek değil

Kocaeli'de genç kızın ölümüyle mide bulandıran gerçek emniyette gün yüzüne çıktı

Kocaeli'de genç kızın ölümüyle mide bulandıran gerçek emniyette gün yüzüne çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İran'daki helikopter kazası nedeniyle 1 günlük milli yas ilan ediyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İran'daki helikopter kazası nedeniyle 1 günlük milli yas ilan ediyoruz

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title