Yabancı Yatırımlarında İkinci Dalga Geliyor

Yabancı Yatırımlarında İkinci Dalga Geliyor
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Turan Erol, Türkiye'ye Birleşme ve Satın Alma Yoluyla Gelen ve 'Birinci Dalga' Olarak Adlandırdığı Yabancı Sermayenin Şimdi de 'Özel Sermaye Şirketleri' Kanalıyla Giriş Yapacağını Belirtti.

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanlığına vekalet eden İkinci Başkan Turan Erol, Türkiye'ye bugüne kadar birleşme ve satın alma yoluyla gelen ve “birinci dalga” olarak adlandırdığı yabancı sermayenin şimdi de “özel sermaye şirketleri” kanalıyla giriş yapacağını belirtti. Erol, “Yabancı yatırımlarda ikinci dalga geliyor” dedi.

Turan Erol,  yaptığı açıklamada, sermaye piyasasına yeni strateji ve enstrümanlarla yeni oyuncuların geleceğini söyledi.

Uluslararası piyasalarda düşük faiz ve enflasyon oranları ile petrol fiyatlarındaki artışın global seviyede bir likidite bolluğu meydana getirdiğini kaydeden Erol, dünya genelinde gözlenen ve genel olarak faiz oranlarının düşük seyretmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkan likidite fazlasının, serbest yatırım fonlarına (hedge funds) ilgiyi arttırdığını kaydetti. Erol, “Bunun sonucunda finansal mühendisliğin çok etkin kullanıldığı yeni borçlanma teknikleri ortaya çıkmıştır. Bu yeni teknikler yardımı ile pek çok özel sermaye fonu, etkin biçimde finansal kaldıraçlar kullanarak küresel finansal sistemde önemli roller oynamaya başlamıştır” diye konuştu.

SERMAYE ŞİRKETLERİ-YATIRIM FONLARI İLİŞKİSİ

Serbest yatırım fonlarının ve özel sermaye şirketlerinin finansal sistemdeki önemlerinin giderek arttığını kaydeden Erol, şöyle devam etti: “Özel sermaye şirketlerine sermaye koyan yatırımcı gruplarının en önemlileri emeklilik fonları, sigorta şirketleri ve serbest yatırım fonlarıdır. Bu yatırımcı grupları kontrol ettikleri fonların bir kısmını sermaye olarak özel sermaye şirketlerine koymalarının yanı sıra özel sermaye şirketlerinin kredi piyasasından kaynak temin etmesine de yardımcı olur. Özel sermaye şirketleri sahip oldukları sermayeyi, piyasadan alacağı borç ile birleştirerek kayda değer bir finansal büyüklüğe sahip olur. Bu finansal gücü kullanarak piyasada karlı gördüğü alanlarda ve şirketlerde operasyonlarını gerçekleştirir.”

Konunun bir diğer önemli noktasının özel sermaye fonları ve şirketleri ile serbest yatırım fonları arasındaki ilişki olduğuna işaret eden Erol, “Serbest yatırım fonları finansal piyasalarda 'köpek balıkları' olarak adlandırılıyor ve ülkelerin-piyasaların dengelerini alt üst etmeye meyilli finansal yapılar olarak tanımlanıyor olsa da yapılan akademik çalışmalar ilginç biçimde serbest yatırım fonlarının piyasaların etkin çalışması üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu ortaya koymuştur” dedi.

1,5 TRİLYON DOLAR SERBEST YATIRIM FONLARININ KONTROLÜ ALTINDA

Günümüzde serbest yatırım fonlarının kontrolü altında bulunan varlıkların miktarının 1,5 trilyon ABD Doları seviyesinde bulunduğunu belirten Erol, “bu fonların çeşitli finansman teknikleri ve türev araçlar kullanılarak kontrolü altındaki finansal büyüklüklerin yaklaşık 20 katı büyüklükte pozisyonları kontrol edebildiğini” vurguladı.

Son yıllarda emeklilik fonlarının, portföylerinin çok önemli bir bölümünü serbest yatırım fonlarında değerlendirme yoluna gittiğini kaydeden Erol, bu fonların ellerindeki finansal varlıkları çok farklı yatırım alternatifleri arasında dağıtma kapasitesine sahip enstrümanlar olduğunu, özel sermaye şirketlerinin yatırımcıları arasında serbest yatırım fonlarının öne çıkmasının da bu portföy dağıtma stratejisinin bir uzantısı olarak değerlendirilebileceğini ifade etti.

ÖZEL SERMAYE ŞİRKETLERİNİN YÖNÜNÜ TÜRKİYE'YE ÇEVİRMESİ BEKLENİYOR

Amerika ve Avrupa'da doyum noktasına ulaşan özel sermaye şirketlerinin yönünü Türkiye'ye çevirmesinin beklendiğini ifade eden Erol, bu konuda şu bilgileri verdi: “1,5 trilyon dolar büyüklüğündeki serbest yatırım fonlarının yanı sıra 500 milyar dolar büyüklüğündeki özel sermaye şirketlerinin Türkiye'de büyük rol oynama potansiyeli bulunmaktadır. Özel sermaye fonları tarafından kullanılan toplam fon büyüklüğü, serbest yatırım fonları ile emeklilik fonlarının yatırımları da dikkate alındığında 2006 yılı rakamları ile 430 milyar dolara ulaşmaktadır. 2007 yılında da bu fonların toplam büyüklüğünün 500 milyar doları bulacağı tahmini yapılmaktadır.”

Erol, AB'de çok aktif olan özel sermaye fonları piyasasının doyum noktasına ulaşmak üzere olduğunu, zaman içinde hem özel sermaye fonlarının sayısının arttığını hem de bu fonların yatırım yapabileceği nitelikteki şirketlerin sayısının azaldığını söyledi. Erol, “Bu gelişmeler özel sermaye fonları açısından kar marjlarının düşmesi ile sonuçlanmıştır. Özel sermaye fonları yüksek kar marjlarını koruyabilecekleri yeni piyasalara yönelme gereği duymaktadır. Dolayısı ile Türkiye piyasası bu fonlar açısından çok cazip hale gelebilir” diye konuştu.

KOBİ PİYASASINA ETKİLERİ

Özel sermaye şirketlerinin, Türk şirketlerinin yapısal gelişim sürecini hızlandırmada, rekabet gücünü arttırmada ve kaynakların verimli dağıtılmasında önemli roller oynayacağını vurgulayan Erol, özel sermaye şirketlerinin KOBİ'ler açısından önemini de şöyle özetledi: “Özel sermaye şirketleri, KOBİ'ler açısından yapısal değişikliklerin hızlandırılmasında katalizör görevi yerine getireceği gibi aynı zamanda verimliliği artırıcı yönde bir rol de oynayabilir. Şirket yönetiminin ele geçirilmesinin ardından özel sermaye şirketinin yöneticileri ele geçirilen şirket yönetimini yeniden yapılandırmakta ve şirketi piyasa koşullarında daha etkin ve verimli çalışır hale getirmektedir. Bu yenilenmenin ardından performansı artan şirketin piyasa değeri de zaman içinde yükselmektedir. Sürecin sonunda ise yeniden yapılandırılan şirketin halka arz edilmesi ya da başka bir sermaye grubuna satılması gerçekleştirilmektedir.

Bu dönemde Türk şirketlerinin rekabetçi yapısının güçlendirilmesi ve dünya piyasalarıyla rekabet etme kapasitelerinin güçlendirilmesi çok önemli olacaktır. Bu konuda özel sermaye şirketlerinden yararlanmak gereklidir. Gelecek dönemde yabancı yatırımcıların özellikle KOBİ olarak tanımladığımız şirketlere büyük ilgi göstereceği beklenmektedir.”

SPK, ÇALIŞMA YAPIYOR

Bu konunun SPK açısından önemini de anlatan Erol, özel sermaye şirketlerinin sermaye piyasasında yapacakları faaliyetlerin SPK açısından çağrı, içerden öğrenenlerin ticareti, manipülasyon ve halka açılma gibi konulardaki etkileri üzerinde çalışmalara devam ettiklerini söyledi.

Gerek bu şirketlerin kontrolünü ele geçirme gerekse daha sonra halka arz etme aşamasında sistemin işleyişini kolaylaştırmak için SPK'ya önemli görevler düştüğünü vurgulayan Erol, şunları kaydetti: “Ayrıca SPK'nın uluslararası piyasalarda kullanılan bu teknikler ile Türk sermaye piyasasını tanıştırma gibi bir misyonu da bulunmaktadır. Konunun SPK açısından bir başka önemli boyutu ise bazı özel sermaye fonlarının kullanıldığı işlemlerde asıl amacın SPK denetiminden çıkma güdüsünün bulunma olasılığıdır. Bir diğer önemli konu ise özel sermaye fonlarının şirket kontrolünü ele geçirme süreci içerisinde yaşanabilecek ve literatürde 'ahlaki çöküntü' olarak adlandırılan durumdur. İçerden öğrenenlerin ticareti olarak sermaye piyasası mevzuatında suç olarak tanımlanan bu durum da konunun SPK açısından önemini ortaya koymaktadır.”

SERMAYE PİYASASINDA ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİNİN ARTIRILMASI

Özel sermaye şirketlerinin sermaye piyasasında ürün çeşitliliğini artırmada oynayacakları rolleri de anlatan Turan Erol, “Finansal mühendislik teknikleri yardımı ile geliştirilen yeni finansal ürünler, sermaye piyasasında yeni finansman tekniklerinin kullanılmasına olanak tanıyacak ve piyasanın derinliğinin artmasına yardımcı olacaktır” dedi.

Özel sermaye fonlarının kullanıldığı işlerde en kritik özelliğin, “piyasadan çok akıllıca alınmış kredilerin önemli bir finansman aracı olarak kullanılması” olduğuna işaret eden Erol, şöyle konuştu: “Genelde operasyonlarda kullanılan finansal varlıkların yüzde 70'lik kısmı borçtan oluşmakta, yüzde 30'luk kısmı ise özel sermaye şirketi tarafından sermaye olarak konulmaktadır. Bu finansal büyüklük, hedeflenen şirketin kontrolünü ele geçirecek kadar hisse senedinin toplanması amacını taşımaktadır. Süreç içerisinde finansal mühendislik teknikleri yoğun bir biçimde kullanılmaktadır. Özel sermaye fonlarının başarısının altında yatan en temel etken yatırımlarında çok akıllı biçimde borçlanma enstrümanlarını kullanabilmeleri ve çok yeni finansman teknikleri geliştirmeleridir. Finansal mühendislik teknikleri yardımı ile geliştirilen finansal ürünler, sermaye piyasamıza yeni renkler taşıyacaktır. Yeni finansman teknikleri ve yeni ürünler piyasamızın derinliğinin artmasına yardımcı olacaktır.”

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi
title