Haberler
BBC

Çevre dostu seks nedir ve iklim değişikliğini nasıl etkiler?

Güncelleme:

Pek çok kişi çevreye daha duyarlı hayatlar yaşamaya çalışırken, seks hayatımızı daha sürdürülebilir kılmanın da yolları var mı?

Karbon ayak izimizi nasıl düşürebileceğimizi düşünürken, seks hayatımızda değişiklik yapmak genelde akla gelen ilk şeylerden biri değildir.

Fakat internette vegan prezervatifler ve atığa yol açmayan doğum kontrol yöntemleri gibi sürdürülebilir ürünler için yapılan aramalar son yıllarda düzenli olarak artıyor.

Çevre dostu seks nedir?

Nijerya'dan çevresel sürdürülebilirlik üzerine çalışan Dr. Adenike Akinsemolu "Bazıları için çevre dostu seks, çevreye daha az zarar veren kayganlaştırıcı, seks oyuncağı, yatak örtüsü ve prezervatifleri kullanmaktır" diyor ve ekliyor:

"Bazıları buna porno prodüksiyonlarında çevreye ve işçilere verilen zararı azaltmayı da dahil eder.

"Bunlar önemli birer örnektir."

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, her yıl 10 milyon erkek prezervatifinin üretildiğini ve bunların çoğunun son durağının çöplükler olduğunu hesaplıyor.

Kondomların çoğu, sentetik lateksten yapılmaları ve kimyasallar içermeleri nedeniyle geri dönüştürülemiyor.

Roma döneminden beri kullanılan ve kuzu bağırsağından yapılan prezervatifler tamamıyla doğada çözünebilen tek seçenek.

Fakat bunlar da cinsel yolla bulaşan hastalıkları engellemiyor.

Kayganlaştırıcıların da büyük bir kısmı petrol ürünlerinden yapıldığı için fosil yakıt içeriyor.

Bunları kullanmak istemeyenlerin sayısındaki artış, su bazlı ve organik ürünlerin piyasaya çıkmasına yol açtı.

Son dönemde evde üretilebilen kayganlaştırıcıların sayısı da artıyor.

TikTok'ta cinsel sağlık videolarıyla 1 milyondan fazla takipçi kazanan Dr. Tessa Commers'in en çok izlenen videosu sekiz milyon izlenme ile, mısır nişastası ve sudan kayganlaştırıcı yapmayı anlattığı videoydu.

Dr. Akinsemolu "Su bazlı kayganlaştırıcılar, organik ve vegan kondomlar bir yandan eğlenirken diğer yandan sürdürülebilir bir cinsel yaşam isteyenler için güzel bir seçenek" diyor ve ekliyor:

"Bunlar çevreye en az zararı veren ürünler olmakla kalmayıp kullanıcılarına da güzel bir deneyim sunuyor."

Fakat bazı çevreci ürünleri kullanırken dikkat etmek gerekiyor.

Bunların bazıları çoğu prezervatif türüyle kullanılamıyor ve prezervatiflerin yırtılmasına yol açabiliyor.

Bu nedenle doğum kontrol ürünlerine karar vermeden önce bir doktor veya aile planlaması uzmanına danışmanız tavsiye ediliyor.

Seks oyuncakları da plastik kullanımının yaygın olduğu bir diğer alan.

Pek çok ürünün çelik veya camdan üretilen alternatifleri de bulunuyor.

Seks oyuncaklarınızda yeniden şarj edilebilir olanları tercih etmek de daha az atık üretmenizi sağlar.

Piyasada güneş enerjisiyle şarj olan seks oyuncakları bile bulunuyor.

İngiltere'de LoveHoney gibi bazı seks oyuncağı satıcıları, eski veya bozulmuş seks oyuncaklarını geri dönüştürmek için bir programa sahip.

Atıklar başka nasıl azaltılabilir?

Cinsel yaşamımızda atık azaltımının o kadar bariz olmadığı bazı alanlar da var. Bunlardan bazıları şöyle:

Aldığımız çoğu üründe olduğu gibi, ürünün paketi de genellikle çevreye atık olarak geri dönüyor.

New York'tan girişimci ve sıfır atık kampanyacısı Lauren Singer, şirketlerinin büyük bir kısmının bu alanda fark yaratabileceğini söylüyor.

Prezervatifler, kayganlaştırıcılar ve doğum kontrol hapları genellikle son durağı çöplükler olan kutularda satılıyor.

Rahim içine yerleştirilen doğum kontrol yöntemleri daha az atığa yol açan ve daha uzun vadeli seçenekler olsa da bunların da kendi riskleri var.

Lauren Singer 2012'den bu yana atık üretmeden yaşıyor ve son 9 yılda geri dönüştüremediği tüm ürünleri bir kavanoza sığdırmayı başarıyor.


Lauren'ın kavanozunda prezervatif çöpleri yok.

Prezervatifler cinsel yolla bulaşan hastalıkları engellemenin tek yolu olduğu için, tüm seks partnerlerinden yatmadan önce test yapmalarını istiyor:

"Şimdiki partnerim tek eşli. Fakat bir partnerinizle yatmadan önce ondan test yapmalarını istemek sizi rahatsız hissettiriyorsa, onunla yatmamak muhtemelen sizin için daha iyidir."

Öte yandan istenmeyen bir gebelik veya cinsel yolla bulaşan hastalık kadar sürdürülebilirliğe zarar veren bir şey olmadığını da ekliyor:

"Hangi atığı üretmeye değeceğini, hangisine değmeyeceğini düşünmemiz lazım.

"İnsanlar sadece çevreye daha az zarar vermek için prezervatif veya doğum kontrol hapı kullanmayı bırakmamalı."

Dr. Akinsemolu da aynı fikirde:

"İster çevreci ister diğer ürünlerle yapılsın, güvenli seks insanlar ve gezegenin geleceği için en sürdürülebilir seçenektir."

Üremenin iklime etkisi

Bu da bizi seks ve çevrenin birbirine ters düştüğü bir noktaya getiriyor: Çocuk yapmak.

2017'de yapılan bir araştırmaya göre araba kullanmamak yılda 2,3 ton, vegan beslenmek yılda 0,8 ton karbondioksit salımının önüne geçiyor.

Gelişmiş bir ülkede yaşıyorsanız, çocuk yapmamanın önlediği karbondioksit salımı ise yıllık 58,6 ton.

Az gelişmiş ülkelerde bu miktar çok daha düşük: Malavi'deki bir çocuğun yıllık karbon ayak izinin 0,1 ton olduğu hesaplanıyor.

Bazı ünlüler de çocuk yapmaya dair çekincelerini açıkça dile getirdi.

İngiltere'de Prens Harry 2019 yılında Vogue dergisine en fazla iki çocuk sahibi olmak istediklerini ve bunda çevrenin önemli bir etken olduğunu söylemişti.

Benzer bir şekilde ABD'li siyasetçi Alexandria Ocasio-Cortez de 2019'da C40 Dünya Belediye Başkanları Zirvesi'nde yaptığı bir konuşmada "Annelik hayalinin eskisi kadar tatlı gelmediği bir kadınım. Bunun nedeni de çocuklarımızın geleceğine dair bildiklerim" demişti.

Pek çok ülkede doğum oranları yıllardır düşüyor.

Fakat bu düşüşün iklim değişikliğine dair endişeler nedeniyle yaşandığını iddia etmek de doğru olmaz.

İngiliz bilim insanlarının 10 bin genç ile yaptığı küresel bir anketin sonuçlarına göre gençler geleceğin korkutucu olduğunu düşünüyor.

Katılımcıların yüzde 41'i çocuk yapmayı düşünmediklerini, bunda iklim değişikliğinin de etkisi olduğunu söylüyor.

Çocuk yapmayacağım

Hindistan'ın Mumbai kentinde yaşayan Tanmay Shinde, çevreyi korumak için çocuk yapmamaya karar vermiş.

Birleşmiş Milletler altında faaliyet gösteren Hükümetlerararası İklim Değişikliği Paneli'nin tahminlerine göre yaşadığı kent 2050 yılında su altında kalmış olabilir.

Ailesi bu kararını anlamakta zorlansa da Hindistan'da bir erkeğin kadınlardan daha fazla ayrıcalığa sahip olduğunu kabul ediyor.

Hindistan'da ailelerin çok geleneksel olduğunu ve yüz yıllardır devam eden gelenek ve ritüelleri devam etme kültürünün baskın olduğunu söyleyen Shinde, "Evlilikten sonra çocuk yapmak hayattaki en önemli şeylerden biri olarak görülüyor ve bu kültürü devam ettirmek için çok fazla toplum baskısı uygulanıyor" diyor.

Peki fikrini değiştirme ihtimali var mı?

Bu soruya şöyle yanıt veriyor:

"Çocuk yapmak için gereken şartlar güvenli bir gezegen ve sürdürülebilir bir hayat tarzıdır.

"Karbon salımını azaltmak için devasa değişiklikler yapılmadıkça ve güçlü kararlar alınmadıkça çocuk sahibi olacağımı sanmıyorum."

İsveç'teki Lund Üniversitesi'nden akademisyen Kimberly Nicholas, gelişmiş ülkelerde çocuk yapmanın karbon salımını büyük miktarda artırdığını gösteren araştırmanın yazarlarındandı.

Fakat insanların çocuk yapmaması gerektiğini düşünmüyor:

"İnsanların kişisel tercihlerini sorgulamak veya onlara bazı kararlar dayatmak benim görevim değil.

"İnsanların çocuk yapmak istediğinde özgürce karar vermesi bir insan hakkıdır.

"Benim çaba harcadığım şey ise, halihazırda doğmuş çocukların güvenli bir toplum ve gezegene sahip olması."

Nicholas insanların ürün ambalajları veya doğum kontrol haplarının geri dönüştürülemeyen paketlerinden şikayet etmektense seyahat alışkanlıklarını değiştirmesini tavsiye ediyor:

"Çabalarımızı daha çok fark yaratacak noktalara odaklamamız lazım."

Hayatının üçte birini atık üretmeden geçirmiş Lauren, çocuk sahibi olma konusunda henüz karar verememiş:

"Evlat edinmeyi düşündüm, bu müthiş bir şey olmalı.

"Ama bir de çocuk sahibi olmanın fiziksel süreci var. O yüzden emin değilim.

"Çocuk sahibi olmamın gezegene etkisi ne olacak?

"Benden daha uzun süre yaşayacak bu çocuğa bazı değerleri aktararak daha iyi bir dünya için çaba sarf etmesini sağlayabilir miyim?"

BBC

Birleşmiş Milletler Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title