Başbakan Erdoğan, Tümsiad'ın İftarına Katıldı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bakın son zamanlarda bir 'diktatör' sıfatı tutturmuş gidiyorlar. Buradan açık açık soruyorum; Diktatörün iş başında olduğu bir ülkede, gazeteciler veya gazeteler her gün başbakana hakaret edebilir mi? Diktatörün iş başında olduğu bir ülkede, bir tek kişi bile çıkıp, bu ülkenin başbakanına diktatör diyebilir mi? Diktatörlerin olduğu ülkede, sandık olur mu, seçim olur mu, milli irade bu kadar güçlü olabilir mi?" dedi.

Erdoğan, Tüm Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜMSİAD) tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gazete manşetleriyle yönetilen bir ülke olmadığını belirterek, artık bunu herkesin anlaması gerektiğini söyledi.,

" Türkiye, yurt dışındaki gazetelerde paralarla satın alınan sütunlarla idare edilen bir ülke de değildir. Türkiye, sermaye çevrelerinin keyfice istikamet çizdikleri bir ülke hiç değildir. Türkiye, kendi kararlarını kendisi veren, kendi milleti tarafından idare edilen, artık gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen bir ülkedir" diyen Erdoğan, güneşi hiç kimsenin balçıkla sıvayamayacağını, Türkiye'nin haritada yerini gösteremeyenlerin iftira ve ithamlarının Türkiye gerçeğini ve Türkiye algısını değiştirmeyeceğini dile getirdi.

Başta anamuhalefet partisi olmak üzere, bazı çevrelerin çok sistemli şekilde, üstelik yıllardır, Türkiye'de gazetecilerin tutuklu olduğunu servis ettiğini aktaran Erdoğan, bu kişilerin, yurt dışında bu yalana inanan çevreler ve destekçiler bulduğunu anlattı.

Erdoğan, gerek bizzat kendisinin gerekse Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in bu kirli propagandaya defalarca cevap verdiklerini, Türkiye'de, gazeteci kimliği altına sığınmış tutuklu ya da hükümlülerin, fikirlerinden, yazılarından, yayınlarından dolayı değil, polis, asker katletmekten, hırsızlıktan, sahtecilikten, ateşli silahlar bulundurmaktan, terör örgütlerinin içinde faaliyet göstermekten tutuklu ya da hükümlü olduklarını defalarca belgeleriyle ortaya koyduklarını ifade etti.

İngiltere'de, 50'den fazla gazetecin bir yolsuzluk operasyonunda gözaltına alındığını bildiren Erdoğan, "Siz, İngiltere'de gazeteciler tutuklu diyeni hiç duydunuz mu? İngiltere'de basın özgürlüğü tehdit altında diyen birini gördünüz mü? Hele hele, İngiltere'nin muhalefet partilerinin, ülke ülke dolaşıp, kendi ülkesinde gazetecilerin gözaltına alınmış olmasından dolayı şikayet ettiğini, kendi ülkelerini karaladığını, ağladığını duydunuz mu? Ama bizde var" diye konuştu.

"Terör örgütünün mensuplarını savunan anamuhalefet partimiz var"

"Eli kanlı terör örgütlerinin mensuplarını, masum gazeteciler gibi lanse eden bir anamuhalefet partimiz var" diyen Erdoğan, ABD'nin Ankara Büyükelçiği'ne, AK Parti Genel Merkezi'ne saldıran, onlarca kanlı cinayeti gerçekleştiren terör örgütünün mensuplarını, tutuklu gazeteci diye dünyada savunan bir "anamuhalefet genel müdürü" olduğunu söyledi.

Erdoğan, kendi halkıyla iletişim kuramayan, irtibatı olmayan, sandıkta teveccüh görmeyen, itibar görmeyenlerin, soluğu yurt dışında, Türkiye düşmanlarının, Türkiye'yi tanımayan acizlerin yanında aldığını kaydederek, milletin on yıllardır bunlara inanmadığını, itibar etmediğini, bunların da çareyi yurt dışında aldattıkları çevrelerde aradıklarını dile getirdi.

Birilerinin çıkıp, hiçbir belgeye, hiçbir doğru bilgiye dayanmadan, yalan yanlış bilgilendirmelerle Türkiye'yi karalamasının hiçbir şey ifade etmediğini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin böyle kampanyalara pabuç bırakacak bir ülke olmadığını aktardı.

"Bakın son zamanlarda bir diktatör sıfatı tutturmuş gidiyorlar"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakın son zamanlarda bir diktatör sıfatı tutturmuş gidiyorlar. Buradan açık açık soruyorum; Diktatörün iş başında olduğu bir ülkede, gazeteciler veya gazeteler her gün başbakana hakaret edebilir mi? Diktatörün iş başında olduğu bir ülkede, bir tek kişi bile çıkıp, bu ülkenin başbakanına diktatör diyebilir mi? Diktatörlerin olduğu ülkede, sandık olur mu, seçim olur mu, milli irade bu kadar güçlü olabilir mi? Son seçimde yüzde 85 katılımın olduğu bir demokrasi ve 10 yıl içinde 7 seçimin yapıldığı bir ülke. Dünyada nadirdir bunun örnekleri. Diktatörlerin olduğu ülkelerde, sözlüklerde dahi diktatör kelimesi kullanılabilir mi? Merhum Menderes, Ankara'da, Kızılay'da, öğrenci eylemlerinin içine girmiş ve 'Ne istiyorsunuz?' diye sormuştu. Bir öğrenci, Menderes'in yakasına yapışıp, 'Özgürlük istiyoruz' demişti. Merhum Menderes, 'Bir başbakanın yakasına yapışılabiliyor ve yapışıyorsun, bundan ala özgürlük olabilir mi?' diye tarihi bir cevap vermiştir."

Erdoğan, oyunun aynı oyun, senaryonun aynı senaryo, kampanyanın aynı kampanya olduğunu belirterek, "Bugün, 'özgürlük yok' diyenler, 'dikta rejimi' diyenler, inanın 10 yıl önce, belli kesimler, belli çevreler karşısında tir tir titriyorlardı, el pençe divan duruyorlardı, 'emret komutanım' diyorlardı, istedikleri gibi yazamıyorlardı, konuşamıyorlardı. Bunun içinde yargısı da medyası da vardı. Hep birlikte aynı şeyi söylüyorlardı" ifadelerini kullandı.

Bu kişilerin, fişlenmekten, andıçlanmaktan korktuğunu, 'bir telefon gelecek de azar işiteceğiz' diye korkup kalemlerine pranga taktıklarını, şimdi o aynı şahıslar, aynı yazarlar, aynı yorumcuların 'özgürlük yok' diye kara propaganda yaptıklarını kaydeden Erdoğan, bu oyunlara, bu tuzaklara karşı şerbetli olduklarını, bugünlere, bu oyunları, tuzakları bozarak geldiklerini bildirdi.

Başbakan Erdoğan, bu ülkede egemenliğin sermayenin, medyanın, çetelerin elinde olduğunu, hukukun, seçkinlerin, elitlerin, mafyatik oluşumların tehdidi altında bulunduğunu aktararak, 10,5 yıl boyunca kararlılıkla, cesaretle mücadele ettiklerini, egemenliği milletten alıp millete teslim ettiklerini kaydetti.

- İstanbul

Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Politika Güncel Haberler