Haberler

İyi-Der'den "İftar ve Kardeşlik Buluşması"

İlim Yardımlaşma ve İrfan Derneği’nin (İYİDER) tarafından “İftar ve Kardeşlik Buluşması” düzenlendi.

İlim Yardımlaşma ve İrfan Derneği'nin (İYİDER) tarafından "İftar ve Kardeşlik Buluşması" düzenlendi.

İftar programına kanaat önderi Ali Uğur Özkeleş, AK Parti Kilis Milletvekili Fuat Karakuş, Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara, AK Parti İl Başkanı Reşit Polat, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan, Bülbülzade Vakfı ve Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, İstanbul Fatih İYİDER Başkanı Mehmet Yolcu, Birçok Sivil Toplum Kuruluşu Başkan ve Temsilcileri, İYİDER Gönüllüleri ve davetlilerin yoğun katılımıyla İrfan Yurdunda dostluk ve kardeşlik duygularının zirvede olduğu manevi bir atmosferde gerçekleşti.

Dostlarla yenen iftar yemeği ve duasının ardından program Dernek Başkanı Ali Murat Pehlivan'ın açış ve selamlama konuşmalarıyla başladı. İstanbul Fatih İYİDER Başkanı Mehmet Yolcu, Bülbülzade Vakfı ve Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir ve Kilis İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Aslan'ın selamlama konuşmalarının akabinde kanaat önderi Ali Uğur Özkeleş, günün anlamına hitaben kardeşlik ve üzerine oynanan oyunlardan anlatarak, "Tarih boyunca mücadele ettiğimiz emperyalist güçler mücadelesini geçmişte olduğu gibi bizi tefrikaya düşürme planlarını projelendirerek günümüzde de oynamaya devam etmektedir. Emperyalistler kendi yerlerine ikame ettikleri ve bizden olduğunu söyleyenlerle; bizim değerlerimizi kullanarak bizleri kendi değerlerimizle kandırarak kendi anlayışlarına göre hareket edebilecek insanlarla istediklerini yapmaya kalkıştılar. Anlayışlarını ikame edemeyince bizleri ayrıştırdılar ve çatıştırdılar. Bunu yapanlar ne İngiliz ne de Fransız yalnız onlarla işbirliği halinde olan bizim insanlarımız. Bu çok kötü bir durum.Kimin bizden olup olmadığını nasıl anlayacağız? Bunu geniş halk kitlelerine nasıl anlatacağız? Çözüm ne olacak? Perdenin arkasını göstermeden, ipin ucu kimin elinde ortaya koymadan bu işi çözemeyiz. İlk yapmamız gereken tarih boyunca yapılan bu kandırılmanın önüne geçmek olmalıdır. Onun için biz insanlara bireysel ibadet eğitiminin yanı sıra zalimi mazlumdan ayıran ve mazlumdan yana tavır almayı sağlayan bir basiret ve feraset eğitimi vermeliyiz. Hz. Peygamber (s.a.v) öyle diyor: Mü'min'in ferasetinden sakının çünkü o Allah'ın nuruyla bakar. Zalimi ve zalimden yana olanı deşifre etmekte bir başka çözüm olmalıdır. Bizden olduğunu söyleyenlerin namazları ve oruçları bizleri kandırmamalıdır. Kişinin ibadetlerini ve imanını Allah'a bırakmalıyız. Ama biz bugün bizim karşımızda İslam coğrafyasında yer alan insanların nerede durduklarına ve hangi dili kullandıklarına, kimden yana tavır aldıklarına, kime toz konduramadıklarına, kime cephe aldıklarına dikkat etmeliyiz. İslam bu coğrafyanın muharrik gücüdür. Artık İslam toplumları harekete geçmiştir. Batılı ve Doğulu zalimler, yeryüzünün hüküm sürenleri, bu hareketin ve hareketin gücünün farkındadırlar. Bunun içindirki bu gücü akim bırakacak projeler peşindedirler. İslam ve Müslümanlar ya teröre bulaştırılarak halklardan uzaklaştırılmakta ya da ılımanlaştırılarak pasifize edilmeye çalışılmaktadır. Bizim yapmamız gereken ne olacaktır? Biz öncelikle insanlara ve toplumlara İslamı doğru tanıtmalıyız. Gerektiğinde cihada evet, teröre hayır demeliyiz. Sulhe, barışa evet, ama zalimlerle işbirliğine asla hayır demeliyiz. Biz, biz olma bilincini genişletmeliyiz. Biz olamayı cemaat, mezhep, ırk gibi dar kalıplar içerisinde tanımlamaktan çıkarıp daha geniş perspektifler içerisinde değerlendirmeli ve her iman eden kardeşimizi bizden bilmeli, kanını ve malını dokunulmaz, görmeliyiz. Kalıplar daraltıldıkça çatışmalar ortaya çıkacaktır. Akan her kan müslümanın kanı, maalesef kanı akıtan da müslüman olacaktır. Hz. Peygamber (s.a.v) o günlerden bugünleri görmüş sanki. Şöyle diyor arkadaşlarına, "Ben sizin benden sonra şirke düşeceğinizden korkmuyorum. Ben sizin benden sonra biri birinizin boynunuzu vurmanızdan korkuyorum."

Kanaat önderi Ali Uğur Özkeleş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün biz de aynı korkuyu taşıyoruz. Sonuç olarak, Müslüman, Hz. Peygamber (a.s) gibi aç kalır karnına taş bağlar ama zulme razı olmaz. Müslüman Hz. Hüseyin (r.a) gibi Kerbele'da susuz kalır hatta şehit olur ama zulme karşı olma yolunda çığır açar. Kazananlar ne Ebu Cehiller'dir ne de Yezidler'dir. Kazanan tarih boyunca Muhammed'ilerdir ve Hz. Hüseyin'in yolundan gidenlerdir. Zalimlere meyledenlere Rabb'imizin buyurduğu gibi illaki ateş dokunacaktır. Bu dünyada dokunmazsa öbür tarafta dokunacaktır.

Oruç, aç kalmak, susuz kalmak ama zulme karşı boyun eğmemenin eğitimidir. İmsakın en büyüğü Müslüman'ın kardeşine karşı kendini tutmasıdır. Bir olmaya birlikte olmaya bugün, dünden daha fazla ihtiyacımız var. Benim söylediklerimi aslında İstiklal Şairi Mehmet Akif 'Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize' şiirinde çok güzel söylemiş. Dün Osmanlı'nın dağılmasına sebep olan kavmiyettçilikti. Ne yazık ki bugün İslam coğrafyasındaki bir başka felaket cemaatçilik, mezhepçilik ve bunun beraberinde ırkçılığın devam etmesidir. Rabb'imden temennim birliğimizi bozmasın, yeryüzündeki Müslümanları tekrar ümmet bilinciyle bir araya getirsin ve yeryüzünü küfrün karşısında ayağa diksin ve muzaffer kılsın. Rabbim oruçlarımızı kabul etsin. Bizi Ramazan'ın tamamına erdirsin." - KİLİS

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

İrfan Derneği Ali Uğur Kilis Yerel Haberler

title